i o rarakı du. Hizmetçi bilmiyordu. 1 — Ertesi sabah Los havada büyük bir kuş gördü. 21 — Mühendis Los hizmetçiye Aelitayr sor- elita vardı. 262 ii PARDAYANIN ÖLTMÜ — Evet, gidelim. Daha yapacak İşlerimiz var! sözlerini söyledi. Bu sözleri, heyecanını tamamen saklıyan büyük bir soğuk Okanlılıkla söylemişti. Lâkin ihtiyar asker bunu anladı. Dişlerinin arasında: — Şimdi aslanlar zincirden boşan- dılar. Vay sırtlanların haline!.. Hay- di, gel Katu! diye bağırdı. Katu, bir adım atmak istediyse de birdenbire çöktü. Şövalye: — Aman yarabbi. Yaralı! dedi. İhtiyar Pardayan, hemen Katunun zaten yırtık olan gömleğini yırttı, Göğ sünü açtı, Geniş ve derin bir yaradan aka aka biten kan yalnız bir kac dam. la kalmıştı, Katu: — Siz gidiniz! dedi. — Sensiz asla! Katu yeniden gülümsedi. Gözleri- nt evvelâ ihtiyar sonra da genç Par- dayana dikti, — Gene eski halde, Onlar sizi ele geçiremiyecekler.. Gidiniz. Elveda ! diye mırıladndı İki Pardayan da diz çöktü. Biri Katunun başımı öbürü omuzlarını tut. tu, O hâlâ gülümsüyordu. Artık öle- ceğini anlamıştı. Birdenbire şövalye- ye dikilen gözleri cam gibi parıldadı dudaklarının arasından zayıf bir ne. Yes çıktı. İşte böylece Şöseiye dö Par- dayana bakarak ve gülümsiyerek can "verdi. Thtiyar Pardayan bir lânet savu- — Öldü! dedi. bir haşkıklaz. — Öldü! diye tekrarladı. Ba anda bu dar yerin ağzında vahşi, titrek, hiddetli bir ses: — İşte buradalar! diye gürledi, Arkasında yirmi kadar asker bu. Tunan korkunç yüzlü bir adam nefes nefese meydana çıktı. Bu adam, avlarmı arayan, Oğlu- nun tekrar dirilmesi için Tâzimgelen kanı almağa gelen kudurmuş münez- cim Rüjjiyeriydi. iy fen ZİNCİRDEN BOŞANAN ASLANLAR İki Pardayan yerlerinden sıçradı. lar. Ve deliğin ağzıma doğra atıldılar. Duvarın sağ ve soluna çekilen kadm- lar onlara yol verdiler. Fakat baha İle oğul geçines koridoru tekrar kapadı- lar, — Katu öldü. — İntikamını almalıyız! — Gebersin askerler! — Merit. İleri?.. Bir saniye içinde Pardayanlar meydana çıkan askerlere rastladılar. Bunlardan ikisi baba ile oğulun elle. rinde bulunan kısa, tuhaf ve mahmuza benziyen bir silâhm darbesile yere yuvarlandılar. Bu müthiş hücum ve bu iki adamm arkasından ortalığa ölüm saçmak için koşan korkunç kadınların önünde a$- kerler durdular. Baba ile oğul ölen iki askerin mızraklarını almışlardı. Ye- niden hücum ettiler, Bu dar koridorun içinde ancak fki kişi yanyana durabiliyordu. Pardayan Tarm bu hücumiyle de iki asker yere yuvarlandı. Ayni zamanda, arkadaki kadın çe» 72 « liizmetçi kız da Aelilanın nerede oldu. Zunu bilmiyordu. Losa İvanoviçin de kaybolduğu. nu sövledi, 715 — Bu bir hava gemisiydi. Ve içinde de A 773 -— Los çok fena bir vaziyette kaldığını his setti. Sevgilisi de, arkadası da meydanda yoktu. 216 — Aelita anlattı ; — Şehirden geliyorum. Babam beni arkadaşımı öldürmek vazifesile gönderdi. PARDAYANIN - ÖLÜMÜ 265 tesi hançerlerini, kılıçlarmı, o silâhla- rını sallıyorlar ve acı acı Obağırıyor. lardı, Askerler karmakarışık bir o halde merdivenleri çıkmağa başladılar. Pardayanlar hiçbir şey söyle.| meden sıçrayu sıçraya onları (takip ediyorlardı, Her sıçrayışta bir mızrak iniyor, her mızrak inişte bir küfür fır. liyor ve bir adam düşüyordu. Bü böy- lece bir iki dakika kadar sürdü. Baba ile oğul birdenbire kendileri ni açık bir avlıda buldular, Rahat ra. hat nefes alarak rüya görüp görme- diklerini anlamak için gözlerini kal. dırdılar, Karanlık Tampl zindanının binasını, sabahm yaklaşması dolayıs!. Je sasaran gökte hafifçe parıldayan yıldızları gördüler, Çan seslerini pat- layan tüfekleri, çığlıkları (o duyarak titrediler, — Ateş! Kumandasmı veren bir zabitin sesi duyuldu. Her iki Pardayan, hemen © yere yattılar. Kurşunlar üzerlerinden gzeç- ti. Tekrar sıçrıyarak ayağa kalktılar Subay, askerleri koridorun sonur da bir sira üzerine dizmişti. Tüfekler boşalınca: — İleri! kumandasını verdi. O vakit, günün ilk ışığiyle aydır. Tanan bu dar yerde duyulmamış, işiti) memiş bir mücadele başladı. Askerler Pardayanları bu kudurmuş kadın sü- rüsünün başları sanarak etraflarını sarmışlardı, Baba ile oğul arka arka- ya vermişlerdi. Etraflarında askerler ve askerlerin etrafında kadınlar dö. nüyorlardı. “““Bu rada Rüjjiyeri lânetler ede- rek, saçıarımı yolar serseni sersem koşuyordu. —imdat! İmdat! Kaçıyorlar., Kim se kalmadı mı? İmdat, imdat! Böyle bağıra bağıra büyük kapıya vardı, Ne yaptığını bilmiyecek derece- de şaşırmış olduğu için bu kapıyı aç ti, Kollarında beyaz mendil sarılı ka- tolik çeteleri geçiyordu. Rüjjiyeri: — Buraya! Buraya! Sefiller! sözlerimi dinlemiyorlar! diye bağır. di. Gözünün önünde, içinde çığlıklar yükselen bir evi soyuyorlardı. — Buraya geliniz! (Burada iki Hügno var! Size lânet olsun! diye haykırdı. Katiller yağma ile uğraştıkları is çin buna aldırış etmiyorlardı. O vakit müthiş hıçkırıklarla du. varlara çarparak göğsüne (vurarak İ tekrar Tample girip gelişiyüzel bağı” ra bağıra koştu. Ve Rusetle Pagetin kilitlediği karakolun bulunduğu avl» ya vardı, Bu askerler, gürültüden uyanmı* lar ve kapıyı kiliti bulunca korkuyla pencerelerin demir kafeslerini vıkma ğa uğraşmağa başlamışlardı — Bekleyiniz! Size yardım ed& ceğim. Çabuk, çabuk?. Bir çavuş: — Allah aşkına ne oluyor? (o div€ bağırdı. — Çabuk, cabuk. Kurtuluvorlar» Bana onların kanları lizrm! Cesare İşte demirler iğrildi. Bu anda kopan bir gürültü Kül yerivi olduğu yerde bıraktı. Avlının: seni ve