HABER — — Akşam, postası e aaa nn nm nn «öm * Holivutta sinema yıldızları nasıl yelişir Biliyor musunuz ? Yıldız olmak hevesinde olan genç, stüdyoya girip bir tecrübe yapmak fırsatını bulduktan sonra, eğer iyi netice alabilirse emeline yaklaş mış demektir. “Yıldız mektebi,,ne girmek bir sinema heveslisi için bir bahtiyarlıktır . A .i Sinema paytahtı Holivud" a, Amerikanın hattâ dünyanın her köşesinden yıldız olmak ümüdile akın akın gençler gelir. Bunlar Holivud'a varır varmaz bü- tün kapıların kendilerine açılacağını ve az zaman- da meşhur bir yıddız olacaklarını sanırlar. Fakat kar- şılaştıkları hakikat hiç de umdakları gibi olmaz. Za- vallılar orada sefalete düşerler. İçlerinden yıldız o labilemler pek azdır. Figüran olabilenler de kendile- İ rini bahtiyar sayarlar. “— Giremezsiniz »- Buradan girmek yasaktır. İşte Holivuda gelmiş hevesli genç kıza, bir film stüdyosunun kapısmdaki üniformalı kapıcı bunu söyledimi, iş bitmiştir. İşiniz yoksa, dolaşm durun! Halbuki o kız kendisini ne matah bir şey sanmkatadır. Evini / barakırış, ailesini terketmiş, kaçmış bin zahmetle Holivuda gel j miştir. Parası olmadığından yayan yürür, Yabut züğürtüğünden en kötü mevkilerde seyahat eder. Türlü kapılar aşındırır. Tavsiye mektupları almağa savaşır. Bütün emeli, stüdyo erkânile karşı. Taşmaktır. Ah bir karşılaşsa... Onu he. a ş kızlar böyle stüdyo kapılarının d dolaşıp, inkisara uğrayarak, ya Geleri, ne döner, yahut küçük kumpanyalara girip çalışır ve öylece yaşarlar. Bunların bazan istediklerine nail o. lup da kaybettikleri vakidir. Yani, stüdyönün şefini, mütehassıs . ları görmeğe muvaffak olurlar, görür. | ler; kendilerine muayyen sualler soru Tur, Cevabını vermeğe muktedir değil, dirler, Çünkü aranan meziyetler ken. dilerinde yoktur ve mesele biter. Bir hevesli genç kız tasavvur ede delim ki, nihayet | stüdyonun (mes'ul sahsiyetlerine kadar çıkabilmiştir. Ya. | hut onları bıktırmıştır da hakkında: .— Bakalım, şu kızı bir görelim, im. | i te Con Kravlord'a ne kadar benziyor. l Onun gibi şapka giyiyor, onun gibi saç. larını biçime koyuyor... Zaten kendisi, ni bildi bileli hep onu taklit ile uğraştı. Ondan eksik neyi var!? Stüdyo şefi bir görse: 4. İşte, diyecek, aradığımız bir yıl . dız namzedi!,, Halbuki, sinema stüdyoları ikinci bir Con Kravford arayorlarmı bakalım! Yoksa yeni bir isimde, yeni bir tipte) yeni zekâda, yeni bir hususiyette bir) başka yıldız mı arayor? Fakat sanılmasın ki, sinema yılde-| — b. e) 2 mem 5 zı olmağa merak etmiş bulunan tihan edelim, o da, ne olduğunu anla. «|, diye bir İ rar verilmiş ve ken- disi içeri alınmıştır. Kızm karşılaşaca ğı vaziyet ve ken- disine sorulacak su- aller şunlardır £ — Dansedebilir mi- sin? — Şarkı söyliyebi- lir misin? — Meç oynıyabile- cek misin? -— Koşabilir misin? bir hayvan vücudu ka dar elâstiki ve mü- teharrik midir? —iyi nefes alıyor musun? Göğüs zor. luğun filân yok mudur.? — Sesin musiki perdelerine müsait surette terbiye edilmiş midir? — Hem fısıltı halinde konuştun hem | rebilir misin? Bu İl | — Vücudun bütün tiyatroya kabiliyet var mıdır” — Yürüyüşün nasıl? — Oturup kalkışlarındaki zerafeti,| inceliği bir görelim! İ — Konuşman nasıl? Burada herkes tam ve isabetli su. rette “evet!,, “Evet!,, dese de, tecrübe meticesin .| de bu meziyetlere hakikaten sahip ol. duğu görülse, neticede stüdyoya alın. sa, böyle bir düzine kız arasında ya. pılacak tasfiye ve imtihan neticesinde Diyemez. sanırız. Stüdyonun kapısındaki üniformalı kapıcı “giremezsiniz!,, dedimdti yıldız olmak heveslisinin işi bitmiş demektir. bu bir düzine kızdan elene elene ancak | iki tane kalıyor. İşler o kadar sıkıdır, İ ... ! Bununla beraber sanılmasın ki film | stüdyo sahipleri adam aramıyor İ Eğer, aradıkları, meziyeti birisinde bulurlarsa, onu stüdyoya âdeta zorla alırlar. Yani para zorile... Bu gibi hâdiselerden gösterelim : Mis x bir gün arkadaşlarile birlikte bir Holivud lokantasında yemek yiyor du, bu kızcağız, belki bir kâtipti, bir yüzme şâmpiyonu idi, bir güzellik ope. ratörü, yahut tezyini san'at erbabından | dı. Fakat herhalde film artisti di, Yanındaki masada oturan bir stüdyö birkaç örnek değil .| âmiri, bu kızm tuhaf yüzünü, muhte şem tavrmı, ve enteresan oçalal sesini çok beğendi. Onu film dünyası için pek mükemmel buldu. Ve hemen kartını u. zatarak, eğer alâkadar olursa, gelip kendisini görmesini söyledi. Mis x cidden alâkadar olmustu. Ken. disini derhal “yıldızlar mektebi,, ne al dılar. ... İkinci örneği söylemeden evvel stüdyolarda bir yıldız. mektebi duğunu anlatmağı da unutmıyalım. Burada namzetlere icap ettiği gibi| yürümek, konuşmak, uyumak, bilhassa | kız namzetlere, kalçalarını tenasübü bozazak derecede büyütmemek usul ve jimnastikleri gösterilir.... Tepeden düşme gelen talic bir ör, nek daha: ! Geçen yıl Jel Doaks isminde bif genç, opayo Üniversitesinde edebiyaf müderrisi olmağa çalışıyordu. Bir amatör temsilinde kendisi bir şsf. kı söylemeğe davet edildi. Yıldız ave larından biri onu gördü, Aldı. Bu geni şimdi stüdyonun yıldızlar mektebir” de çalışmaktadır. Demek ki, arayan “belâsmı da mevlâ sını da bulur,, deyip kapıları aşındırmak bir işe yaramıyor. Bazan talih, tepe” den inme, bek'emediğiniz anda geliydi” Ve yanınızdan kaçmıyor da... vkek — Teklifini iyi düşü” | ü gilim, Fakat kabul ettiğini şimdi çe. leme! Enteilicens servise karşı Bir Türk Casusu Bu çek meraklı hakiki macerayı yakında neşredeceğiz Osman Cemal'e gelen Ahretten Mektup Mizah edebiyatının en güzel bir eseridir, HABER'de okuyacaksınız