1 20202024205 l O KARŞI EN MUKEMMEL ŞİF İN EL Er VERİCİ VE KORUYUCU İL AÇ #GOMENOSTERİ geçen 4 SONKANUN — 1936 SÜMER BANK Yerli Mallar Pazarları ikramiyelerini veriyor istanbul Yorlı Malar Pazarından 31 Birincikâmen günü beyaülu Yerli Mallar Pazarından 2 Birimcikinan gön Kedıküy Yerli Mallar Pazarından 70 “irincikdnan günü Mal alanlar ellerindeki aynı tarihli kuponlar mukabilinde Yüzde Yüz Parasız mal alabilirler Ankara ve İzmir Yerli Mallar Pazarlarının satışlarında ikramiye kazanan günler bu ayın onbeşinden Dikkat: Saç dökülmesi ve kepeklerden kurtulmak için en müessir ilâç burun damlasıdır. Nezleyi derha' iyi eder ve teneffüs yolu ile ha talıklardan korur. 30 kuruştur PETRO L Fen iy Kabi N I ZA M | tecrübelerle sabittir. A.KİFIDES Beyoğlu Posta sokağı No. 1. T. a müşterilerimizin istedikleri izahat posta ile verilir. Büyük tenzilât Kürk mantolarınızı 12 ay vade ile ve kefaletsiz BEYKO ticarethanesinden tedarik ediniz. Anadoludan ayni şeraitle sipariş kabul olunur. Mahmutpaşa Kürkçü han MAM) OİKKATI Tel, 21685 KREM SOLEY İry Güneşin ve soğuğun tesiri ile husule gelen yanıklıkları, <İ Etem İzzet Benice İslanbal Deniz Levazımı Satınalma Komisyonu İlânları Tahmin edilen bedeli 5200 fıra olan 40000 kilo kuru fasuly | bundan evvel yapılan eksiltmesinde teklif edilen bedel gali gö düğünden 10 İkincikânun 936 tarihine rastlıyan cuma günü saa de yeniden kapalı zarf suretiyle eksiltmesi yapılacaktır. Muvakka minat miktarı 390 liradır. İsteklilerin eksiltme saatinden bir saat vel teklif mektuplarını komisyon başkanlığına vermeleri, $ sini görmek istiyenler her gün Kasımpaşada komisyona (mürad ederler. (8044) Yerli Mallar Pazarlarının ikramiyeli satışları devam ediyor; istifade ediniz Basın Kurumunun çıkardığı 1936 Almanağı En güzel bir yılbaşı armağanıdır Bütün saylavlarımızla gazetecilerimizin resim albümü içindedir ÇIKTI 50 50 kuruş laklıkları ve lekeleri izale eder ve cildin güzellik taravet ve leta" 936 mın en çok merak ve alâka uyan- fetini temin eder. diran edebi romanı, Umumi satış mahalli: Şark Merkez Ecza deposu. Fiyatı: 50 kuruştur. Rİ Kitap halinde çikti. LR e ML ARAM g ğ m" PARDAYANIN ÖLÜMÜ s7 100 İp size getirmeğe, adamlarınızdan bir ksımını yanıma vermiş olsaydınız kra- lin bir ordusuna karşı koymağa hazır olduğum halde kadın — cellâtlığı gibi| en sefil ve en rezilee bir iş elimden! gelmezdi. Monsenyör, bunu düşünme- hiz ve size nasıl hizmet edebileceğimi bana sormanız Jâzımgelirdi. Kılıcımı, kanımı, cesaretimi fena (kullanarak bana oğlumun aleyhine casusluk et-| tirmek sevdiği kıza Zzindancılık yap- firmak istediniz ve Yanıldınız. Bunun- Ja beraber size ihanet etmediğimi bi. lirsiniz. Eğer size ihanet etmek, bir ân da zongin olmak, Sizi Monfokona gön- dermek, bu alçaklığımla — seryetinize konmak isteseyditt, hemen gidip kral: bulur ve kendisine: — Damvil, Dük dö Gizi kral yap- mak için sizi öldürmeğe hazırlanıyor. derdim. Monsenyör bu mesele hakkm- daki süsuşum da mühim bir sırrr sak- lamağa gücü yeten ve bu zamanda misli az bulunan bir adamdan ayrıl miş olduğunuzu size ispat eder, Marşal, fena halde sararmıştı. El leri titriyordu. İhtiyar (askeri zalim pençesinde bulundurduğu halde şim- di yalvaran bir sesle: — Demek ki bu meseleye dair kim- geye bir (o şey söylemediniz öyle mi? diye sordu. Pardayan tenezzül etmemeği gös- teren bir tavırla omuzlarını silkti. Damvil tekrar söze başladı. — Beni iyice dinleyiniz. Gerçi siz guklamağı bilirseniz de, acaba bâzı kimselere buna dair hiçbir şey söyle modiniz mi? Pardayan kendi kendine; — Ah, ah. İşte soğuk kanlılığım diye övündüğü şey! Hele bak, sırrını kimseye açıp açmadığımı öğrenmek istiyor diye düşündü. Ve yüksek ses- le: — Meselâ kime Monsenyör? dedi. — Meselâ, hentiz sizin kıymetinizi ölçemiyen bazı kimselere. Monmorat siye falan! Damvil, bunu söylemekle beraber, yüzünü yeise gömen bir endişe ile ce- vap beklemeğe başladı. — Zannımız doğru olmuş olsa bile ne zararı var. Siz haklarınızdan bah- sediyorsunur. Ben de size düşman gö- züyle bakmağa haklı değil miyim? Bu sırrı ağabeyinize teslim etmeğe hakkım yok mu? Bu hususta yerden göğe ka” dar hakkım var. Siz Monmoransinin kızını elinizde bulundurmak istiyor- sunuz, Zavallı Dam dö Piyenden bah- setmiştim, Senelerdenberi bunları uğ- ratmış olduğunuz felâketi söylemiyo- rüm. Yalnız meselenin kaldığı yerin. den başlıyorum. Siz Marşala oParis kapılarını kapattırıyorsunuz. Onun maiyetini ve bu suretle bizi esir bıra- kıyorsunuz. Bundan da, bizi (oezecek son darbeyi hazırladığınız çıkar.İşte si ze bir daha söylüyorum (monsenyör, ben sırrınızı başkasına söyliyecek ka- dar alçak değilim. Bununla beraber hiç olmazsa kendisini müdafaa ede. bilmesi için her şeyi Marşale söylemek de aklıma gelmedi değil, Damvil hiddet ve yeisle: — Yoksa bunu söyledin mi? diye homurdandı, Pardayan omuzlarını silkerek ; — Gerçi söylemeği düşünüyor. dum. Fakat söylemedim. Teşekkiir et- menize hacet yok. Bana kalsaydı cok- tan söylemiştim. Lâkin oğlum engel oldu. Bu iyi çocuk dalma beni ve ken- disini mahvedecek böyle tuhaf şeyler PARDAYANIN ÖLÜMÜ ii — Eğer beni aradığınızı bilseydim kapılarımı kırmak o zahmetinden sizi kurtarmış olurdum. Bu kadar zalıme- te katlandığınız için pek acındımı doğ- rusu. — Monsenyör, pek yüksek kalpli. siniz. Fukat kilitleri fazla güçlük çek! meden açtığıma emin olunuz. — Ha evet, eski alışkanlık. — E mösyö, insan elinden geleni yapar, Kimi kilitleri, kimi de insan #alplerini açar, — Lütfen içeriye giriniz de hakkı. nızda misafirseverlik vazifemi yerine! getirmeme müsaade ediniz, Pardayan tereddüt etmeden gir. di. Marşal da kapıyı kapadı. O vakit ikisi de geniş bir odada bulundular ki bu odanın iki © kapısı yardı. Biri Marşalin samimi dostlarını kabul ettiği hususi bir odanın kapısı idi. Damvil Pardayanı bu odaya sok- tu, Elindeki ışığı ocağın üzerine koya- rak ziyareiçisine bir koltuk ve kendisi de bir sandalya çekerek w- turdu, Pardayan; — Ya, demek ki beni bekliyordu. nuz öyle mi monsenyör dedi. — Mösyö dö Pardayan, bir gün © Tup da buraya geleceğinizi biliyordum. — Fakat geleceğim zaman nusl kestirdiniz? — Sizin gibi bir adamı her zaman beklemek lâzımdır. Her ikimisin de bulunduğumuz vaziyetin ergeç gelip! beni görmeğe sizi zorlıyacağını umu. yordum. Aklına Tillo gelen ihtiyar Varda. yan: — Benim geleceğimi önceden ba. ber aldığınızı açıkça söyleseniz duha iyi olur, dedi. gösterdi) | Ortes sizi kollarının arasında — Evet, doğrusu da budur miös- yör.. — Mademki düşüncelerinizi bu ka- dar serbestçe anlatıyorsunuz, lütfen bunu size kimin haber verdiğini söy. ler misiniz? — Bundan basit bir şey (o yoktur, Sizden saklamağa artık lüzum görmü. yorum. Hakkında çok hürmet ve sev« giniz bulunan subaylarımdan biri, ce- sur Ortes haber verdi, — Mösyö lö Vikont Daspermon ha? — Evet, kendisi, Siz ona karşı faz- lasile sevgi gösterdiğiniz gibi o da her fırsatta sizi görmeğe çalışıyor. San. rım ki size söyliyecek mühim sözleri vardır. — Monsenyör, kendisini / sevinçle dinliyeceğim. Çünkü aramızda varım kalmış bir söz vardır. Onun için son sözün ya onda yahut bende kalması lâzım. Fakat, lütfen devam © ediniz monsenyör; diyordunuz ki. — Evet azizim, sevgili | döstünnz sika bilmek umuduyla hergün Monmeransi konağının etrafında dolaşıyordu Pardı ran: canına! demek ki Jile des #ilmiş! diye düşündü, — Bu akşam da sizi takip ederek duvarı tırmandığınızı görmüş, Sir ki. lidi açmağa © uğraşırken o da büyük kapıdan girerek ziyaretinizi hater ver di. Ben yatmak üzere idim. Fakat sizi görmek icin kalktım e ben de çeldim. o “akat monsenyör, mademki bu kadar iti. yık görüyorsunuz, izin ves ; de kiletik hir sual sorayım — Hay hay, hir #eğil on sanl sp- runuz. Her şeyi sormağa (hakkınız vardır.