, 19 İLKKANUN — 1985 HABER — — Akşam | postası Bayramlık, yılbaşı Modiyölörinizi Necip B.ıtriyat fabrikası mamulâtından alınız Gayet ucuz zarif lavantalar, kolonyalar, pudralar, rujlar. kirpik tuvaletleri, biryantinler, bilcümle yerli ve Avrupanın büyük fabrika malları ve tuvalet takımları bulunur. «Deposu : Eminönü Necip Bey itriyat mağazaıs Beşiktaş icra dairesinden: Ahmet Ibrahim, Zekiye, Rahime, Tahsin Baniye, Fatma, Hayriye Me. lek'in şayian mutasarrıf oldukları Beşiktaşta Sinanpaşa Atik mahalle. sinde Çeşme ve Marangoz sokağında eski 1 mükerrer 13,15 numarasile mürakkam iki tarafı tarikiâm ve bir tarafr Hacı Hasan paşa vereseleri in- şaat deposu ve bir tarafı o Lebidefya ile mahdut pazar kayığını keşide olu. nan Kayıkhane ve depo mahalli ve önündeki kısım kum ambarı olarak kullanılmakta olan işbu gayri men. | kulün alt kısmı açık olarak kullayık maktadır. İçerisindeki beş oda mevcut olup içindeki kiracıların kunturatları! İ mevcut değildir. Kügir ve içi ahsap! | olan bu gayri menkul Ookırk beş gün müddetle açık arttırmaya çıkarılmış olup müşterisi tarafından satış bedeli teslim vezne edilmediğinden icra ve iflâs kanununun 133 üncü maddesine terfikan on beş gün müddetle açık arttırmaya çıkarılmış olup 10—1—996 tarih cuma çün ve saat on dörtten on altıya kadar en çok oarttırana k halesi icra kılmacaktır. Kıymeti muhammenesi 3500 lira. dır. 2004 numaralı icra kanununun 126 mer maddesine tevfikan işbu hanenin) sahibi alacaklılar ile diğer alücaklı . N NX ların ve sahiplerinin gayri o menkul| üzerindeki haklarını ve hususile fniz| Osram-!l Clmyuubları /4O İSTİFADELNR OSRAM lâboratuarlarının yeni maydana getirdikleri OSRAM “g.. ampulleri Tennin bir mu Gizesi telâkki ediliyor. Çitte &piralfi olan OSRAM “D,, lâm baları tabir sarliyatla pekçok ışık verirler, Gereyanıdan tam ma- nasile istifade elmek istiyenler OSRAM'D iampullerini diğer tercih etmelidirler. lâmbalara nazaran stlladelidiri”r. tâmbalara Adi ucuz yüzde 40 Boyalı tahtaları VİM ile temizleyiniz Vim bunları boyada çızıntı brakmaksızın © temizler Tecrübe için bir kutu alınız. Bunu camlar, bıçaklar, tencereler ve saire için de kullanabilirsiniz. — ii ve masarife dair iddinlarını — evrakı müsbitelerile yirmi gün iyinde icra m. bean. ie DOKTOR dairesine bildirmeleri lâzımdır. Aksi < . halde hakları tapu sicillerile sabit 0). atkâr keman dersi vermek istiyor. Kemal ozsan | madıkça satış bedelinin paylaşmasın- Ders almak istiyenlerin her gün Ürolog — Operatör İ dan hariç kalacaklardır. İşbu madde bah saat Il - 13 arasında Bevliye Mütehassısı Öl ahkâm: göre hareket elemek | TAKLİTLERİNDEN SAKININIZ ve daha-. fazla o malümat “almak! | istiyenlerin 2/1678 numaralı dosya - sile memuriyetimize müracaatları İ - LÂN olunur. (4923) Kraköy — Ekselsiyor o mağazası yariiyülâ, Her yün öğleden sonra ?.den 5 * e kadar. Tel: 41235 (41823) numaraya: telefon-ede - “ Eviz #UNLUGEY, ANGLETERAE rek (keman hocası) nı istemeleri PROTBERS LINTTED. FORT İkv aranan» me PARDAYANIN ÖLUMU PARDAYANIN ÖLÜMÜ 41 — Asker bu söz üzerine biraz şaşala-) de, Fakat derhal kendisin! toplıyarak cev; verdi: - , — Çünkü, şimdi yapılacak mühim| bir vazifem var. — Nasıl vazife? Asker, Pardayana yan yan bak. mağa başlamıştı. Bu anda ise ihtiyar; kurdun bakışı, ucu neferin ceketinden! dışarıya çıkmış olan bir kâğıda rastla- dı. Asker söze başladı: —Azizim, bu vazifemden size ne? Hiç! yalmz eğer vazifeniz icabı olarak uzak bir yere gidiyorsanız an. larsımız ya, — Evet doğru. Tample rum, — Hapishaneye mi? — Hayır, o civara, Pardayan titredi. o Aklıma gelen bir düşünceyi ( tasarlavarak bir kaç adım daha yürüdü. Birdenbire: — Arkadaş, size doğrusunu söy . İiyeyim mi? Siz Otel (o Dömemeye bir kâğıt götürüyorsunuz! dedi. Asker hayretle: — Bunu nereden öğrendiniz? di - ye haykırdı. — İşte bakınız. Kâğt ceketinizin cebinden dışarıya çıkmış! Dikkat e . din düşmesin.. Ayni zamanda oPardayan baş ve şahadet parmaklarile kâğıdı tutarak çekti. Ve çabucak zarfa göz gezdire - rek üzerinde bulunan: Otel Dömemede Mârsal dö Dam . vü . Keltmelerini okudu. Pardayan etrafına (bakındı. Sen Antuvan sokağının en işlek yerinde bulunuyordu. Kalabalık o çok olduğu gidiyo - e —— — — —— gibi yirmi adım kadar öteden bir atlı devriye kolu geliyordu. Kâğıdı alarak kaçmanın imkânı yoktu. Onun için hemen gene askere geri verdi. Nefer birdenbire: — Kusura bakmayınız. Mösyö, bu mektup hemen sahihine varmalıdır. O İ nun için de koşmaklığım lâzım. Allah ısmarladık! diyerek koşmağa başla - dı. Fakat büyük Pardayanın da işi a. cele odaklandım o da koşmağa baş. ladı. — Arkadaş yüz alt» kazanmak ister misiniz? Asker daha hızlı koşarak! — Hayır! cevabını verdi, — Haydi beş yüz olsun! — Mösyö vazgeçiniz, yoksa şimdi karakola haber veririm: — Bin! Asker hemen durarak kıpkırmızı kesildi. Titrek bir sesle: — Benden ne istiyorsunuz? dedi. — Götürdüğünüz mektubu bana okutursanız size bin altın veririm. — Bin altın için kendimi astıraca- ğ&ım ha! Haydi defol oradan. — Ah, ah. Bu kâğıt o kadar mü. him mi? O halde iki bin altın veriyo. rum, Asker sendeledi. Âdeta aptallaş . mıştı, Pardayan hemen söze başladı: — Tik rastlıyacağımız meyhaneye gireriz. Siz orada bir şişe şarap içer - ken ben de mektubun (zarfını açar, okur ve sonra tekrar kapatırım.Kimse duymaz bile.. Asker titrek bir sesle: -— Hayır, subayım bana, mektup kayholursa asılacağımı söyledi. — Aptal, sana kim, onu kaybeti diyor. Luiz hafif bir sayha kopardı. O vakit, bazan genç kızların düşüncesini aydınlatan bir ümit ışığ; ile rengi uç- muş ve bir zambak gibi bembeyaz ke., silmiş olduğu halde: — Siz gitmek değil ö'mek istiyor- | sunuz! diyebildi. — Doğru söylüyorsunuz? — Fakat neden? — Sizi seviyorum.. — Beni seviyor musunuz? — Evet. — Ölmek isiyorsunuz değil mi? — Evet! — Demek ki benim de ölmekliğimi #tiyorsunuz? Çabuk, hararetli bir suretle geçen bu konuşma yavaş sesle olmuştu. Her ikisi de kendilerinden geçmek derece -| lerine gelmiş olduklarından ne söyle.! diklerini güçlükle kavrayabiliyorlar . dı. Kımıldanmadan Odurmalarından, durgun hallerinden, solmuş (beniz - lerinden bir aşk havası içinde bulun. dukları belli idi. Duygularını gizlemeğe artık lü - zum görmemişlerdi. En cesaretli bir kızda hile bu kadar (hir sakinlik ve melanet görülemezdi. Henüz ikinci veya Üçüncü kere olarak şövalye ile konuşan Luiz aşkını itiraf etmişti, Dudaklarının arasından kaçırdı - ğı son cümle bunu kat'i olarak göste. riyordu. Eğer şövalye ölürse o da ölecekti. Bu pek sade, pek belli bir itiraf değil de nedir? Bu itirafı gizli (o bırakacak hiç bir şey yoktu. Acaba bu aşkının çokluğundan mi İleri geliyordu. Luiz bunu bilmediği o gibi bil. mek de istemiyordu. Bildiği yalnız bir şey varsa oda, hayatımın şövalyenin (o hayatile ilgili ve alâkalı, rahunun bu adamın ruhü- na bağlı olmasıydı. Eğer şövalye giderse Luiz de be, raber gidecek, beraber ölecekti. Dünyada hiç bir kuvvet onları bi. ribirinden ayıramazdı. Luiz: — Demek benim de istiyorsunuz? demişti, Ayni zamanda, bir yaz sahahının göğü gibi berrak ve lâcivert olan göz“ lerini şövalyenin gözlerine dikti, Şövalye bu kuvvetia altında sen. deledi. Bütün vücudu tuhaf bir sarsıntı ile titredi. Marşalin, kızını otanımadığı bir kimse olan Kont dö Marjansiye ni » şanladığını unutarak sonsuz bir hay» retin tesiri altnda bulunduğu halde: — Rüya mı görüyorum? diye mı, rıldandı. Luiz yavaş yavaş (gözlerini yere indirdi, Yüzü pembe bir renk alarak: — Siz ölürseniz ben de ölürüm, Çünkü sizi seviyorum. dedi. Her ikisi de biribirine yakındılar, Bununla beraber biribirlerine dokun. mıyorlardı, Delikanit eliyle dokunur- sa bu hayal dağılıverecek sanıyordu. — Luiz, mademki beni seviyorsu. nuz, o halde ben de yaşışacağım. Sizin tarafından sevilmek (bana bir rüya, bakışınızın üzerimde (dolaşması en bilyük bir saadet gibi geliyor. Bunun. la beraber, bunlar oldu. Luiz, mes'ut muyum, betbaht mıyım bunu bilmedi- ğim gibi saadetimin derecesini de öl. çemiyorum. Fakat, siz bana hayatın tadını öğretiniz, Titremiyorum.. Dü- ölmekliğimi