Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
TTTT YT anne 9U159)9229 MYMAAVYH zZıyjye WWyey elisSeg UaplusA NDALISON 19999209 YIAVH SEDİ OYPASZ (9$IN nun () UT ULAÂLPIJE J 4 PARDAYANIN ÜÖLÜMÜ Dük dö Monmoransiden yardım İisti. yordu. İhtiyar Dükün ruhunda bir se. vinç ışığı parlamıştı, Bu hainliğinden dolayı kardeşi hakkında krala başvur müş ve boş yere adalet istemişti Jan ile kızmı pençesinde bulunduran Damvili boş yere — düelloya çağırmş, boş yere bu zavallıları bulmak için Parisi altüst etmiş ve eskisinden daha fazla bir acı içinde olduğu halde ebe. di bir yeis ve mateme uğramak üzere iken yeniden şövalye dö Pardayan karşısma çıkmıştı. Eski zaman kahramanlarına ben. ziyen bu delikanlı kendisini elinden tutarak dünyada biricik sevdiği bir kadının evine götürmüş ve ilk Düşes dö Monmoransi olan Jan dö Piyenin huzuruna çıkarmıştı. On yedi senelik bir ayrılıkla geçen hayatı içinde her zaman düşünüp tasarladığı ân niha . yet gelmişti. Nihayet taptığı, çıldrdığı uğurunda canını vermeğe haziır bulun. duğu sevgilisini bulmuştu. Heyhat! kuvvetli bir örün bir tomurcuğu mah. vetmesi gibi, bu birdenbire gelen saa. det te bu kadının aklını darmadağın etmişti. Onu ne halde bulmuştu? Bir deli olarak! ORLE. Jan dö Piyen sefaletle geçen ha. yatının son günlerinde, şifa bulmaz bir düşünceyle yaşıyordu. — Kızımın saadetini temin etme. den evvel ölmemeliyim, Bu zavallı benim, babasının himayesi altmda bulunmazsa hayatta ne yapar? Hattâ Fransuva beni suçlu bilmiş olsa bile herhalde onu bularak çocuğu kucağı. na atmak için yaşamalıyım. Ondan sonra ölüm benim için kolaydır. Şövalye dö Pardayanı sorguya çekip de Marşalin mektubu nasıl ka. bul ettiğini söylemek hakkı başkasına ait olduğu cevabını alınca, Jan artık Fransuvanın mektubu okuduğunu ve hakikati öğrendiğini anlıyarak neti . ceyi bekledi. İhtiyar Pardayan, Marşalin öteki evde bulunduğunu haber verdiği za . man şaşmadı. Hiç bir heyecan ve te . lâş izi göstermedi. Yalnız: — İşte öleceğim ân geldi, sözleri. ni mırıldandı. Ölmek düşüncesi aklından çıkmı . yordu, Ölümü istediği gibi ondan kork muyordu da., Gündüz akşama kadar tarlada iki büklüm çalışan bir işçi is. tirahati nasıl isterse o da bunu öyle bekliyordu. Acaba ruhunda nasıl bir acı var. dı? Sevgilisinin dönüşü niçin kal . binde bir ateş tutuşturduğu halde bu ateş derhal sönmüştü? Sebebini o da bilmiyordu. Fakat herhalde manevi bir acı bü. tün benliğini kaplamıştı. Bunun için: — İşte, öleceğim ân geldi, demişti. Kızını kolları arasında şiddetle sıkarak kulağına — Luizde yıldırım te. siri husule getiren birkaç söz söyle. di. Kızı boş yere cevap vermeğe, anne. sini takip etmeğe çalıştıysa da ihti . yar Pardayana dayanarak olduğu yer. de çivilenmiş gibi kalmaktan başka bir şey yapamadı. Jan © kadar düşünceliydi ki kı, zınım bu halini görmedi bile... — Ey Benim Fransuvam, ey be. nim Luizim. Artık sizi bir arada gö . receğim. Artık sizin kollarınızın ara. sında içim rahat olarak ölebileceğim... diye mırıldanarak yürümeğe başladı. & İ B LA siğücmtiyey SA YILIŞNUPAYJ 93910p WoS upL yamamlajA0OS — TuLLlıs ÇUSLEIY 'apgo yiysiseyY üğ UaYT “ANANS 990 XVI3 NL OYT ZİSLEŞ 935T "gönüdey uvepustoule tp nunAny üg 'IPİ ElZeJ uap4a$ Idij 9S) LİNSİSEK TPJHSY 419 SO YUNN — ŞESİYJ CIESİY “YEĞLE H9S a1as 'jogua) “zeğoğgsıd 'NIzo3 İSe “yıyas OUEfEA — 'YEYLOY “ZISAEIYU TULA 'göneydoy opursıpusy LiejAnı guaj — YO3 A9 YELTEYO EJSNİPELELK OUT 013 (ZPi Ep vizmurrejndnAnyo *üyfeyeyue Oi SOY İEN aıg nung 'npırolnungng apusz “genı olf TP TOANYO Çıseu uayı Yodap - 9 aâısat) 1Iğ3tuunıng YEZN urpurse) -8 adüysipuay — ONıĞ SSNPY Iy ULUNI aa yt duysoröz Yeym v9 HYAY , PP onuc 9s1 NANGO IC SeAYUJ Tpomyod YAPİNİ geSreyg eyyenr * TUE) LÜYÇEALZ WEJO YESLALIĞN VAÂVZA) EpTEAHYI N9 ÜCHELİZCU CZ YD 'apaoknunyüg ga3Sa0 ayyonlajığ TuL3 - &diğ 99 319 UPYSOY SA 9)üy 'uNzn YoT 29905 zIp YOS UtPYENLIN4o mepe ng 'nproAmyeyred yuyday “ zo3 SNMLezmy ZİSİ UNMayEeĞali SA JOA "TisA ÇPP8 JY9 Şeyn3 özn4 yağnang ng zığe Iiğ USi Üereyiİ BuvpLom İSp yaop ön UrurdapyılLay 9u95 nan yf TP TeL * BUL 9 NIZNA zenam y *ası nangç) 'NPJOĞLTLAJBA “doALuğuğ apo3 - ara9p Y99949)03 9jameyıdr 9119 HoJHI - yornA mey v aA “ESNMLETES UEpny -30 DZy4 üratyo ijSeğ 930T “a3önuLain3o SİNINA A9 VpUNSISILA unung 9p nango — da Snmurydeğ dür3 “arıp 9onaanĞı Iıg ayroydı YeTeyo E)yeLe ua Utpiuyung "aprolnunio3 wmepe pp öpısk 12myeyurpAe üpuoyesayi 'YAHUELEY LUYJELU) ANg9 UTUSz —gem dayo Srmiyeyurp Le ayı öreSanı 1iğ 12£ 1919993 HİUEYUA UBUNyuY wpuyuğ PHojzo3 üpyesreyy SA ZUN 3IPpolA9S 'appnyos düysasoy II WU9ZYL dİZzNE -AIINAN 3 UÖ YORMSW)IYLEI LÖVLEZUYUK n Tposumjn3 yertuning Epuısısıeş BİLZULU — )9 I913 vANA SA Şeyn L “TPEYYEANP 9199108Y wem eZ IZIPICA EötMeseğ vög 'NpPLoLYURU -93 LK BYEP PÖP ulNozYLLNI dİyYIPUY TPU) uapıal - MIAŞPIO SCALA SeALİ YelLULpıLAmn çuLm9)298 P XYESUYO MEzom ujıf v)sn eğ “HES UöYİ YEDEYO BVULLEPAE3 UözyLLl ng yesjyo sIpPusi 9p d1dA Yeliy — 'NPLO3 yıyurp -£8 T9ğ Şiğey SOYT NPINg Yd 1Lıd “ey “U09y19İ98 Hopunuo Uyu9zYeıA 'up “104HaİuNzeT Yyam5a3 HUpLOPHON ea düyYtS TUKKELİALY ütltpleg SA Nİnp -unjgng uyuszyenı Iy sowu *ap Wöy unu “ng TPPSİ YOLÜYÇE TEpey adaf VUNYE vöyı — adözg yenuyo Yozduop PH9D) “IPUEPİLOMI 3XIP ÇESLOA " Tuunyüğ tpuuti unuo yeresnAn tj “HtAtpiegğ ün Jotı İMye y feskipewadey 1939 “9ö49 tırpapaa İngo “ıpapas magg 9p TI 199 S TiSiyeşde turury — Towsıpusy Ppuoy TPBULE AY 9X9smlly Tp esAı)Seyop Jeeej aH 'IPIL3 turSeğ Yö) EİLUoY YoLIIIPUNİ suraa Ahngo Hopiyepumuek yçaleg 19904 7P9 9HPELEY tuyoppry ng unuo SreyyıyaA HGEL 'npro4nanday uapunyappry UWemez LİIPAcA öL9Uldl “ Od 910 SA ToXnünjng apuyiy derişer I9 WUrtA aX9dalap üos öprey NİNpuns “np Lrejung unyog duypusy pua y ©P -T o mnn)598 919 Hapıng Tuysday 9A eTi anpunjng epere g 9p Nunprop Turgag , DAD'IN NINVAVCUYA 8 PARDAYANIN ÖLÜMÜ 5 Pardayanın gösterdiği kapıyı a . çınca Fransuva dö Monmoransiyi gör. dü. Ona doğru atılmak istedi. Bir dal. ganın bir tahta parçasını kaldırması gibi büyük bir sevincin de benliğini âltüst ettiğini hissetti. Bütün saadetinin — toplu olduğu bir sevinç çığlığı koparacağını san . dıysa da ağzından ancak: ' — Elveda, ölüyorum! sözleri çık. tı. Artık kendisinden geçti, Ölü gibi kaldı. Yalnız vücudu ölmemişti. Aklı dağılmıştı. O kadar acılara göğüs ge. ren, biribiri peşinden uğradığı o ka . dar felâketlere katlanan bu kadın, bu kahraman anne, nihayet kendisinden geçti. Kızının kurtulduğuna emin ol. duğu ândan sonra artık tahammül kuvveti kalmadı. Kendisini — seneler.| denberi takip ettiği şüphesiz olan de. lilik nihayet yetişti. Ön yedi senelik acı onu kahrede . memişti, Bir saniyelik sevinç zavallı. yı öldürdü. Jan dö Piyen çıldırmıştı. Fakat taliinin tuhaf bir cilvesi o. larak uğradığı bu delilik kendisine, hatıralarını uyandıran çiçekler ara . sında aşkı ilk tattığı güzel Marjan . sinin kırlarında geçen gençliğinin en parlak devrindeki güzelliğini vermiş. ti ; Zavallı Jan, zavallı solan çiçek! * & * Marşal dö Monmoransi kendisi . ne gelince doğrularak bakışlarını oda. | nın içinde gezdirdi ve Janı bir koltu - ğa oturmuş ve gülümsüyor bir halde gördü. Fakat ne yazık ki gözlerinde hayat eseri yoktu. Ününde diz çökerek başını delinin dizleri arasında saklıyan bir genç kız sessiz sessiz ağlıyordu. Jan iradesiz bir hareketle bu gen kızın saçlarını okşuyordu, Fransuva ayağa kalkıp titriyerek bu güzel ve hazin manzaraya bir âr kadar baktıktan sonra onlara yaklaş. tı. Genç kıza doğru eğilerek hafifçe omuzuna dokundu. Luiz başını kal - dırdi. Marşal kızını iki elinden tutarak ayağa kaldırıp hayretle seyretti. Onu hemen tanıdı. Hattâ Luiz ha- reketlerile kızı olduğunu anlatmamış bile olsan onu binlerce kızım — içinde gene tanıyabilecekti. Çünkü — Luiz, Marjanside görüp sevdiği — Janmn bit eşi idi. — Kızım! sözünü kekeledi. Hıçkırıklar içinde titriyen Luiz, Marşalin kolları arasma kendisini bı. raktı ve ömründe ilk defa — olarak, sonsuz bir acı ile karışık tarif oluny. maz bir hayret ve sevinçle dudakları - nın alışmadığı: — Baba, babacığım! kelimelerini söyledi. O vakit her ikisinin de göz yaş. ları biribirine karıştı. Marşal bir eli, ni elleri içinde bulundurduğu Jam yanımma oturarak ve sanki küçücük bir çocukmuş gibi Luizi dizinin üzerine a- larak ciddi bir sesle: ş — Yavrum. Artık anneni kaybet. tik. Fakat bu büyük felâkete uğradı . gın anda babanı buldun. Ve bu baba, bizi görmiyerek, sözlerimizi duymt - yarak yanımızda bulunan zavallı an. nenin yerini tutmağa bütün kuvvetile çalışacaktır, dedi. gi Küi ha 6 rar v a. LT NF Od T MŞE y L RE e j MŞFAR TT h3 FEy . aA F'_' D - ş—.-.qî.,(w..-.-iı_'—ı_, d ö