31 Ekim 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8

31 Ekim 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tetrika No Ayni yılın eyiülünde (1323) Bulgaristanda bir komünist ihti. lâli patlak verdi ve bunu Çankof, Rusyanın çılgın çarlarına yakışa' cak bir merhametsizlik ve zülüm. le bastırdı. Sofyada işçiler hükü metini kurmak !çin Bulgar Prole taryasının münasebetsiz ve mev simsiz bir zamanda ayaklandırdı: ğı bu ibtilâlin /iderlerinden birisi de Yorgi Dimitrof'tu. Dimitrof Yugoslavyaya kaçtı ve o günden beri Bulgaristana hiç (dönmedi. Binlerce komünistin başları Bul - gar dağlarında ve tepelerinde yu . varlandı. Yugoslavyaya kaçmağa muvaf “fak olan komünistlerin bir çoğu 9 haziran muhacirlerile elele ver diler ve hep bizi'kte yeni Bulgar hükümetiyle Makedonya muhta riyetçilerinin kullandıkalrı tabye- lere başvurdular. Mühim ve ta - nınmış bir generalin cenaze me - “ rasimi için bütün Bulgar büyük * lerinin toplanmış oldukları Sent Nikolos Katedralini dinamitle at- tılar. İçlerinde birkaç general vs devlet adamı da dahil olduğu hal- de bu hadisede vüz kırk kişi öldü. Aynı yıl içinde fodor Âleksan - droff'un eski müşaviri Makedon yalı Profesör Nikola Mileff"i öl. dürdüler; bu adam öldürülmeden birkaç gün evvel Bulgaristanm Birleşmiş Amerika Cumhuriyetle. ri elçiliğine tayi-ı emrini almış y> la çıkmak üzereydi. Vmro, Stamboliskinin Dahiliye Vekilliğine Aleksandr Dimitroff un yerini alan Rayko Daskaloff'u da ölüme mahküm etmişti. Stam- boliski onu tehlike mıntakasın * dan uzaklaştırmak için Praga el- çi olarak gönde'di. 9 haziran hü- kümet darbesi onu orada buldu ve kendisi muhacir olarak orada kaldı, Ancak komiteciler onun Make donyahlar aleyhindeki hareketle rini unutmamışlardı ve idam ka- rarı da çiftçi hükümetinin dev - rilmesinden birkaç ay evvel 3 mart 1923 de imza edilmişti. Daskaloff, Vmro'nun idam ka rarının başı ucunda aislı olduğu. nu bildiği halde Çekoslovakyada kahir. Şehrin eteğinde bir köşkte oturuyordu. Bir sabah (27 ağus - tos 1923) iki arkadaşiyle birlik. te şehre doğru sürürken, Vmro" nun cellâdı yirmi iki yaşında bir delikanlı, bir yanlışlık yapmama- ğa emin olmak için onunla göğüs göğüse geldi. Öldüreceği adam: iyice tanıdıktan sonra dört adım geri çekildi ve t#bancasmı çeke « rek Daskaloff'u öldürdü. Prag'da yapıtan muhakemede katil kendini Atanos Nikoloff a- diyle tanıttı. Makedonya köyle - rinden birinde Aleksandroff'la görüştükten sona Vmro'ya gir * miş olduğunu söyledi. 10 Mayısta kendisi ve hepsi de Vmro'dan olan «ğer birçok köy lüler 15 mayıs gecesi Üsküp şehr: yakınındaki Karsormanda top - lanmak üzere” Todor Aleksan droff'tan emir almışlardı. Deli - kanlınm verdiği ifadeye göre o - rada Aleksandroff kısa bir söy levle hepsinin Makedonyaya kar- şı olan vazifelerini hatrmlatmış, Stamboliski'nin Makedonyalıla - MAKEDONYA İRtilâl Komitesi Balkanları ötüm mi ve posu yeri haline getirmiş olan teşkilâtın iç yüzü 1 Yazan: Sstoyan Kristof İ ra yaptığı zulümleri anlatmış ve Vmro'nun kabinedeki dört nazır! hakkında verdiği ölüm kararını bildirmiştir. Aleksandroff sözlerini bitir « dikten sonra deri çantasından bir kâğıt çıkararak “Atanas Alek - sandroff,, adını okudu ve bu ada- mın bir adım İleriye atmasını söyledi ve ona: — Rayko Daskaloff'u öldür * mek vazifesi sanan düştü,. dedi. Delikanlı mahkemede verdiği ifadede; dil bilmediği için Çe - koslovakyada adamı bulup öldür menin çok güç olacağını Alek - sandroff'a söylediğini, bunun & zerine Aleksandroff'un çantasın- dan Vmro'nun ana yasasını çıka: rarak şunu okuduğunu beyan et miştir: — Idam hükmünü infaz et - mekten çekinen, . teşkilâtın her hangi bir üyesi yirmi dört saat zarfında kurşuna dizilir.,, Suçlu delikanlı 10 haziranda Praga varıncıya kadar Bulgaris - tan, Romanya, Macaristan ve A vusturyadan nasil geçtiğini en küçük teferrüatına kadar anlat - mıştır. Delikanlı, Çek devlet merke - zinde günlerini Bulgar ve Sırp ta: lebeler arasında geçirmiş, Bul - garlarla Bulgar, Sırplarla da Sırp olmuştur. İşte bu talebeler vasıta: siyle öldüreceği adamın öğle ye meklerini hangi okamtada e ğini öğrenmiştir. - Çeko Slovo gazetesinde Das - kaloff'un bir resmini görerek kesmiş, bu resmi zihnine iyice nakşetmiş ve hattâ tetiği çekme » den evvel bile cebinden çıkarıp dikkatlice bakmıştır. Prag mahkemesi, delikanlıyı, Vmro'nun tazyiki altında katii yapmış olduğundan ve daha bir takım sebepler ileriye sürerek be. raet ettirmiş ve Çekoslovak ku - dudundan dışarıya hemen sürül - mesine karar vermiştir. Fakat Yugoslavya Çeklerin bu adaleti- ne fena halde xöpürmüş ve Bel - gratla Prag arasında telgraflar iş lemeğe başlamıştır. Katilin kend: öz adımı bildirmemiş olduğu ha- ber verilmiştir. Asıl ismi meğerse İştipli Yor - dan Tsitsinkoff'muş. Çocuk; ana» siyle babasının İştipte takibat ve zülme uğramamaları için asıl adr- nı gizlemişti. Makedonyalı, bu nun üzerine yeniden muhakeme olunmak üzere Çekoslovakyada alıkonuldu. Ancak bu sefer mu - hakeme Pragda değil, vilâyet şe- hirlerinden biri olan Tabor'da ya pıldı. Bu sefer Yordan Tsitsın - koff'un katil maddesinden suçlu olduğuna karar verilerek yirmi sene hapse mahküm edildi İki yıl da hapiste kaldıktan sonra ö& lüme kavuşarak kurtuldu. Kırmızı yıldızla karagömlek arasında Şimdi herkes gözlerini Vmro” ya çevirmişti. Aleksandroff'la komitecileri hem teşkilâtı koru - mak, hem de kendi kellelerini kurtarmak için ümitsiz bir sava - şa atılmış bulunuyorlardı. Ayaklarma tez haberciler, bi: RABER — BER — Aksam Pota o... EİN 5 ka Ke dari Türk KIZzı Miss Margarit Hopkins, dora mermer masanli üstünde yatan ölüyü tetkik ederek: “Bu, benin kardeşimin cesedi değil!,, diye haykırdı EİD ve Morg müdürü odasından çıkar- ken, kapınm önünde bir otomo « bil durdu. Polis hafiyesi Tomson, Mis Margrit'le birlikte otomobilden iniyorlardı. Morg direktörü, Tomsonun geç vakit geldiğini görünce: — Şu adamdan o kadar çok usandım ki... Vakitli viktsiz, he- men her gün morga gelir.. Ölüleri tetkik eder durur. Diye söylenerek kapıyı açtı: — Buyurunuz Mister Tomson. Polis hafiyesi geç vakit rahat. sız ettiğinden dolayı özür dile - dikten sonra, yanındaki kadmı direktöre takdim etti: — Milyoner Hopkinsin hemşi- resi Mis Margrit Hopkins... Morg direktörü gözlüğünün ü- zerinden bakarak: — Teşekkür ederim... Dedi.. Margrite yer gösterdi. Tomson, direktöre: — Ölüyü tetkik edeceğiz... O» turmağa vaktimiz yok. i Diyerek koluna girmişti. Direktör hayretle sordu: — Mister Hopkinsin hemşiresi de bizimle beraber gelâtek mi? — Evet... Çünkü kardeşinin vücudundaki alâmetleri başka tanıyan yoktur. Konuşarak dar ve kan kokula | rı gelen bir merdivenden bod rum katına inmeğe başladılar Morg direktörü Nevyork'un meşhur bir fizyoloji âlimiydi Morgda geç vakte kadar kalır, cesetler üzerinde fenni . tetkikler yapardı. Direktör, merdivenden inerken: — Affedersiniz, dedi, burada biraz fazla ilâç kokusu duyacak smız. Bugün morga her günkün- den farklı olarak tam kırk iki ce set geldi Ve küçük bir sahanlıkta dur « du. — Şu salona gireceğiz. Mister Hopkins burada 7 numaralı teş - rih masası üstünde yatıyor. Mis Margrit soğukkanlılığını muhafaza ediyordu. Direktör, maktulün hemşiresi. ne döndü: — Biraderinizi şüphe yok ki bu halde görmekten büyük bir te essür duyacaksınız! Salona girrv;lerdi, Tomson, Hopkinsin cesedini o günkü ile beşinci defa tetkik et- mişti., Eski bir alışkanlıkla 7 nu maralı mermer masanın yanına sokuldu. Mis Margrit bu sırada küçük bir mendille gözlerini siliyordu... Cesedin yanma yaklaştı.. Fakat, birdenbire yüksek ve acı bir ses le bağırdı: — Hayır... Siz bana başka bir ceset gösteriyorsunuz! Kardeşim bu kadar kısa boylu bir adam de- ğildir... Bacaklarmı tetkik etti; — Diz kapağındaki ” “çibandan eser yok... Tomson şaşkın şaşkın Mis Mar- gritin yüzüne bakıyordu: — Göğsündeki benleri de iyice tetkik ediniz Mis Margrit! Çün » kü, son hükmü siz vereceksiniz! Margrit Hopkins geniş bir ne- fes alarak bağırdı: ” — Hayır, efendiler... Bu ceset, benim kardeşimin tesedi değil - dir. Onun göğsünde iki siyah ben olacak. Halbuki bu cesedin göğ” sü bembeyaz... ve lekesiz. Cesedin yüzü tanmmıyacak a Rg gün Makedonyada yeni ve aca * yip birtakım komitecilerin görün- müş olduklarını bildirmek için dağların dar geçitlerinden koşa koşa geçtiler, başkanlarını Kra- tovo (o yakınlarındaki ormanda buldular ve haberi verdiler. Thti- lâl topraklarında görmüş olduk- ları çetenin ne “Federatist,, ne de Stamboliskinin “turuncu mu - hafızları, olmadıklarını bildir » diler. Başkan onları daha sıkı bir sorguya çekince, bu görünen in - sanlatın, kasketlerinin alna ge - len tarafında çekiç ve orağa ber zer birşeyler işletmiş olduklarmı söylediler. 1922 yılıydı. Panduski çetesi Makedonya ihtilâl teşkilâtını ele geçirmek için Bulgar komünist - lerinin yaptıkları ilk silâhlı te - şebbüstü. Teşebbüs daha ilk adr mında durdu. Çünkü Aleksan - droff'un komitecileri çeteyi çar- çabuk yok ediverdiler. Yalnız çe te reisi, Vmro ile ilerideki çarpış- malar içia kendini Belgradın em rine hazır kılmak üzere kaçıp $ı * nırı aşmağa muvaffak oldu. Ancak mesele setenin yok ol - masiyle bitmedi. Çünkü De birkaç yıl için Vmro'yü tâ temel- lerinden sarsacak, hattâ az kalsın mahvedecek olan çarpişmaların bu çete bir müjdecisiydi ve Vmro tarihinin bu safhası en kanlı ve facialı kısmıdır. Bu asrın daha başlangıcında Vmro'nun kendi sıralarında “sol,, elemanlar kendilerini göstermiş» lerdi. Temellesi (o milliyetçiliğe dayanan Vmro'nun bu eleman - larla barışabilmesi çok güç bir işti, Vmro hürriyet ve istiklâl iste -! ği yüzünden doğmuş bir kuruldu | Makedonya ihtilâl liderleri 803 » yal ekonomik düşüncelere karşı mücadeleden evvel ulusal hakla - rın elde edilmesine uğraşmak is- tiyordu. Umumi harpten sonra is9| Vmro'nun ilk amacı Sırp ve Yu nanın elinde kalmış olan Make - donya parçalarınm benliğini ko - ruyabilmek için mücadeleye atıl maktı Makedonya Bulgarlarının yüreklerinde ulusal şuurun ale”. lerini körükliyevilmek için Vm . | ro'nun müştakil ulusal bir teşki lât olarak yayan lâzım gö « kadar bereliydi.. Ne burnu, çenesi... Hâsılı bir insanın ti sine yardım edecek âzalarımö”” hiçbiri sağlam değildi. Zat** morg direktörü de bu cesef milyoner Hopkinse ait olduğ! da — ilk günündenberi — şüp” ye düşmüştü. Yİ Drektör, Tomsonu kolun çekerek, kulağına şu kısa vak#” anlattı: — İki sene kadar oluyor... * gün Borsa caddesinden geçi! dum. Önümde bir spor Ford ot* mobilinin lâstiği patladı. Otom bili orta yaşlı, uzun boylu bir ©€ tilmen idare ediyordu. Biraz de durdum... Ba centilmen or# dan geçen bir şoförü çağırd” Kendisi şoförün kullandığı ot0?4 bindi ve lâstiği patlıyan otom” li de bir tamirhaneye ni söyledi... Kendi hüviyetini före bildirdi. İşte o adam, mili ner Hopkinsti. Onu çok yakın€ görmüştüm. — Bu müşahedenizi mah de aynen tekrarlamanızı ric4 derim. 'Tomson, Mis Margritin yan” sokulmuştu: iy — Siz ne diyorsunuz, Müs Hi ” kins? dedi - Bu cesedin kime z olduğunu sanıysısunuz? , — Bunu siz bulunuz... siz şününüz! Ben, son sözümü sö dim: Bu adam, benim karde$” değildir. / — O halde?... — Kardeşimin belki de bu! nayetten haberi bile yoktu. — Nasıl olur? , — Con Hopkins seyahati macerayı çok sever bir adamd” Şimdi — kim bilir — belki de zun bir yolculuk yapıyor... — Fakat, bu cesedi, zail kardeşinizin yatında buldu. de kendi kamarasında... — Olabilir. Çünkü biraderi bu yatı çoktan bir başkasına mıştır. — Bu satıştan emin misiniz — Şüphesiz. Bundan Afrikada kara yollarında ve lan avı peşinde dolaşacağını ta ihtiyacı kalmadığı için ğmı bana çoktan yazmıştı. — Demek ki biz, milyi Hopkins'in izi âzerinde yürüyoruz. — Ben de öyle sanıy Kardeşimin ka:ledilğini gaze! lerde okuyunca müteessir o tanı ziyade hayrete düştüm. Ye tıyordum... İyileşince Kalif: yadan kalkıp geldim. Ve işti bakikat ne mutlu ki beni inki# uğratmadı... Şimdi kard hayatta olduğuna kuvvetle medebilirim. s8 Morg direktörü, Margritin #İ lerini başiyle tasdik etti: | i — Ben de bu İikirdeyim, | ter Tomson! Bu cesedin, ads" çok kuvvetli bir apaşa ait ol muhtemeldir. di z

Bu sayıdan diğer sayfalar: