AN KRALİÇESİ 123 — Bu da çok eskiden (yaşamış iri dikenli yırtıcı bir hayvandır. k 122 — Dişli kuşlar. Bunları hep biliyorum. Fa- kat yalnız arasıra çakan şimşekleri anlamıyorum. 21 — Keskin dişli Parelsoruslar ve çok eski devirlere ait.., 124 — Yolcular çok bitkin kalmışlardı. Malik oldukları son suları içiyorlar, 125 — Bin metre kadar yüksek olan ağaçların dallarında yiyecek bir şey var mı diye dürbünle baktılar, 126 « Dalların ta tepesinde elma gibi ufacık noktalar gördüler, PARDAYANLAN 5 z. Ah, baba. Kal/ canını alsın! Evvelâ biribirimizi ku - 4 PARDAYANLAR —ğ sn mamanın den âsi birevlât olarak.. Halbuki sizi; gibi çalınınca açılan meyhanelerden bi olacağınızı düş böyle hallerden kurtarmak için ne -| rine gitmek üzere benimle (birlikte Kadar çalışmıştım, Sizi kendisine ait olmıyan bir işe karışan, kaçırılanla . rm ve imdat İstemiyenlerin yardımına | koşan bir oğul halinde (buluyorum. Kısaca yapmağa mecbur bulunduğu - nuz şeylerin aksini yaparken rastlryo rum. Nasihatlerimden böyle mi istifa de ettiniz? e, erkeklere, kadınlara ve hatti kendinize itimat etmemenizi tavsiye etmiştim. Fakat şimdi serseri| bir şövalye olmuşsunuz. Oğlum bul pek fena bir sanattir. Hem az para se| tirir hem de şerefinizi (eksiltir. Ayni| zamanda sizi en kısa yoldan darağacı na gönderir. Çünkü oğlum (İnsanlar kendilerince maksatsız ve neticesiz s9- yılan bir iş uğruna harcanan cesareti tahkir eden vahşi hayvanlara benzer - ler. Bü suretle kazanacağınız bir şey varsa o da delilik lâkabıdır. Akıllı in - sanlar gülerek parmaklariyle sizi biri birlerine gösterip: — İşte maksadsız ve neticesiz bir İş uğruna fedakârlık gösteren herifin birisi de budur. Bu budalayı İbret ol - sun diye hapsetmek veya asmak lâ . Zımdır. diyeceklerdir. Çünkü bu hareketlerin sonunda ne! bir istifade ne de namusluca olan bir kazanç vardır. İnsan bü maz kısaca bir kör, Ortalık Babil kulesine döner. Oğlum! herkesin söylediği bana vız gelirse de asıl üzüldüğüm şey düşündükçe bu söyleneceklere hak vermeğe mecbur kalışımdır. Oğlum, senin gibi bir kaç akılsız daha bulunsaydı ne büyük ne müthiş, bir tehlike teşkil edecektiniz. Sözümü bitiriyorum oğlum. Çünkü u- yun uzadıya Söylemeği sevmem. Şim - di tanıdığım ve kapısı lâzimgyeldiği gelmeni rica ederim, Şövalye babasını ürperten titrek bir sesle: — Baba işe karışmanız beni acı bir yeis ve ümitsizliğe düşürdü, Fakat son derece istediğim bir işte muvaffak o - lamamaktan doğan bu yeis ve-ümitsiz- lik ne kadar büyük olursa olsun her birimizin ayrı ve biribirine düşman iki tarafa mensup oluşumuzu görmek be. nim İçin daha dayanılmaz bir aerdir, dedi. Hayşeytan alası benimle birlikte gelmene kim engel oluyor ki.. Böyle yaparsan çok büyük bir şey kazanır - sın. Sene de on bin Ekli maaşla bir bö lük kumandanlığı senin için hazırlan. mıştır, — Susunuz haba!.. Ne kadar wi. rap çektiğimi ve söylediğiniz sözler - den ne kadar acı duyduğumu anlıyor musunuz! Sizin yolunuz şu ve benim ki de bu! Allahısmarladık baba, sizi düşmanlarımın arasında görmekle çok acındım. — Beni terk mi ediyorsunuz Fakat niçin? Delikanlı baştan ayağa kadar tit- riyerek; Buna sebep olan siz değil misinizi Düşününüz baba, düşününüz ki bu ge- ce pek uğursuz bir şey oldu. Size karşı kılıç çektim. Düşününüz, ya sizi yara- lamış olsamdı? Bana vermiş olduğu - nuz kılıcın ucu kanımızla kızarmış ol. saydı,7.. Oh o vakit hemen kendimi öldürürdüm. Geçmeme engel olduğu - nuz bu yoldan muhakkak geçmekliğim lâzımgeldiği ve bu yüzden velinimet. lerinize karşı fena bir mevkide kalmış bim parçalandı. Size bir daha böyle! bir halde rastlamamak isterim, Elve - da baba, elveda!.. dedi. Ve acele geriye doğru bir kaç adım atıp uzaklaştı. Ihtiyar Pardayan sendeliyerek bir evin köşesinde bulunan toprak yığını»! nın üzerine oturup başımı ellerinin a. rasına aldı. — Ne yapalım? Oğlum beni terke - diyor! Biribirimize düşmanız.. O halde yaşamaktan maksadım ne olacak? Bu ihtiyar vücut ne işe yarıyacak. Yaşı - yorum. Oğlumu meşhur hir kumandan görmek ümidiyle yaşıyordum. Ne bilir dim sonu bu olacağını? Şimdi bütün ümitlerim kırıldı, demek onun düşma. nıyım ha! Vay eanma,. Takip ettiğimiz yollar ayrı imiş. Beni terketti, diye söylendi. Iki damla gözyaşı bu eski kurdun sert yanakları üzerinden yuvarlana - rak kır bıyıklarının uclarına kadar in- di. İşte ihtiyar Pardayan ömründe Ikinci veya üçüncü defadır ki ağlıyor. du. Bir hıçkırığın çıkmasına engel ol - mak istiyormuş gibi elini boğazına gö- türdü, Ve: — Bütün ümitlerim, bütün emelle | rim kırıldı. diye tekrarladı. Ayni zamanda iki elinin tutulduğu- nu hissederek oğlunun kendisine doğ-| ru eğildiğini ve boğuk bir sesle: — Hayır, yapamıyacağım!,. sizi terk edemiyeceğim! hayır baba, biribi rimize düşüncelerimizi anlatmamız lâzım. Sizi bana düşman olarak gör . dükçe kederimden ölürüm geliniz. dediğini duyunca sevineçle hağırdı ve: — Hay Allah bütün şeytanların cakiryalım. Bundan daha İyi anlatım (izah) olamaz dedi. Baba ile oğul biribirlerine sarıldı . lar. Ovakitihtiyar asker: — Durda azıcık seni doya doya seyredeyim. Ben karanlıkta da göre « bilirim. Bilhassa ihtiyar bir babaya oğlunu görebilmek için ışığa o lüzum yoktur. Seni parmaklarımla gö: Yüm. Vay canına! Eski halimde değil. sin. Büsbütün değişmişsin. En kuvvet N adamlar kadar kuvvetlisin.. Ne boy, ne bos, ne vücut?.. Ye ellerin? Dö - vüşün bütün inceliklerini bilen ben bi. le artık seninle uğraşamıyacağımı an- liyorum. Ah ah!. Hay şeytan (o alası, küfrümü de kendine malettin öyle mi? Her zaman ağzımdan düşmiyen bir ke- limeyi duyar duymaz işte dedim, bu sözü söyliyen matlaka benim kanım. dan hasıl olmuştur. Haydi gel, kol ko la girelim, Bu anda dünyaya meydan okumaktan çekinmem sözlerini söyle- di. — Otaraftan değil baba.. Lütfen ya benim yahut senin oturduğun yere gidelim! — Nerede oturuyorsun? gene De « viniyerde galiba? — Evet baba. — Fakat bu anda Deviniyerin senin için ne kadar tehlikeli olduğunu bili . yor musun? Orası seni —yakalamuğa geleceklerin hakkından gelemeden ka lacağın yerdir. ör — Öyle'mi sanıyorsunuz? — Artık Deviniyerden yüz çevire « ceğini umarım. Sana karşı son derece kin besliyen Kitalan isminde bir herif