“ ” — “ Kauçuk adamlar Romanın mevzuunu hazırlayan: Edgar Valas 17 SA: a Tp a ini kaz | Hireceğim. ıvalduk &k İbelme / ğe Bura 7. SD a çe: İLge şar i kip kabahaıy;, kabaha!sız! R Ze herşeyi Eve/” be/£, hala e/im. alalı, .Ârfil ba basına ya A| | Bunun yy derhal gif. ! eöllrmiyimipacağınızı söy /emiş olmakla galibe iyi ef- mediniz ye, P Aynı dakikada. Maliye Vekâletinden: 22 aşı Kadıköy - Gazhane Keki Gümüş Mecidiye ve aksmmıın 1 Şubat 1998 carihinden Şehriye iy Tramvay seferlerinin işletmeye açılışı #tibaren herhangi bir kıymetle mübadele vasıtası olarak kullanılmı: u akşam 5 5 et i yacağı ve bunun hilâfına hareket edenler hakkında da takibat ya- UK saat -20 de m ğa — Kadıköy ve hava li“ halk tramvaylar T. A. Şirke- pılacağı 2257 No. İu kanun muci-bince ilân edilmiştir. Müddetin e , Kad ğ bekemiz de inşaatı bi Kadıköy — hitamma az bir zaman kalmış olmasına mebni halkımızın yedinde İl ölçüye İl YE ÖN xe geniz. ve şimdi mevcut bulunan eski gümüş paralarının gerek vergi borçlarına tediye | at edilmek ve gerekse ilân olunan fiatlar üzerinden tebdil ettirilmek UN öl .. tatbik edilmekte olan ücret tarifelerine göre, 1 Birinciteşrin (o 1935 ii OİÇUÜ | sabekmder itibaren işletmeyo açılacak ve Bu söretla Kadikör. Altı- ; Ç işin Malsandıklarına müracaat etetmeleri tekrar ilân olunur: Çimen , 2743 (5933) yol — Söğütlüçeşme — Köprü — Gazhane arasmda muntazam iramvay seferleri tesis edilecektir. 146 PARDAYANLAR Pardayan mağlüp: oldu. Pipoda| mağlüp oldu. Köpeğiyle Şövalye bir -| denbire baskma uğrıyarak kendilerine saldıranların çokluğu yüzünden ye - nilmişlerdi. Pipo Pardayanı sürükliyen askerle- | rin peşinden merdiveni indi. Bu $ıra- da bir kaç tekme yemiş ve bir kılıç da kulağını yarmıştı. Sokağa çıkmca, Şövalyenin konul - duğu arabanm arkasından ogitmeğe başladı. Kahraman köpek başını yere uzata- rak kuyruğunu sarkıtarak Bastile va- rınca içeriye girmek istedi. | Pipo yasağı bilmiyordu. Halbuki buranın muhafızları buna çok ehem - miyet verirlerdi. Bunun için nöbet -| çileredn birinin elinde bulunan mız - rağın ucu zavallı hayvanm burnuna dokununca köpek geri geri çekilmeğe | mecbur oldu. | Arkasından bir sürü taş attılar. O bunlara aldırmıyarak fazla uzaklaş, | madı. Buna rağmen geriye döndüğü | zaman kapıyı kapalı buldu. İ Pipo kapının önünce acr.acı uludu. Şiddietle havladr. Uluması ( sahibine ını, hırlaması askerleri tehdit gösteriyordu. ulumasına ne sahibi me de askerler tarafından cevap veril. mediğini anlayınca, âdeti olduğu gi- bi, sarpık çarpık yürüyerek Bastilin bütün etrafını dolaşmağa başladı. Fakat, köpek aklınm anlayısiyle rastlamağı umduğu şeyi, yani o sahi- binin çıkabileceği bir kapr veya buna benzer bir şey bulamayınca tekrar «wiki yerine geldi. Hakikaten, Mr İnsanin bir daha çık- mamak Üzere kalm duvarlarla Höpek) bir zindana (o sokulduğunu bir köpek nasıl akıl edebilir. Bunu ancak insanlar düşünebilir - ler, Zavallı hayvan, bir kaç saatini yeis içinde geçirdi. Nihayet kapı ile asma . köprüden yirmi adım kadar uzakta oturup bur- nunu hayava dikerek Şövalyenin hap- sedildiği bu büyük ve siyah binayı muayene etmeğe başladı. Barı yaramaz çocuklar onu taşladı. lar. Pipo şakadan bu küçüklerin ol « dukça kibar (1!) bir aileden oldukları. nı anladı. Zavallı ne yapsın, yalnız biraz daha uzağa giderek yerini değiştirdi. Bu sırada vakit epeyce ilerlemişti, Karnı acıktı. Pipo midesinin gırıltı - larına kahramanca karşı koyarak ye- rinden bir an bile ayrılmadı. Açlığını esnemekle gidermeğe çalıştı. Aksam oldu. Muksadımız, köpeğin düşündüğünü ve bir karar verdiğini iddia etmek de- ğildir. Çünkü bunu iddia etmek insanlara karşı hürmetsizliktir. Bir çok kimseler onun hareketle - rinden bir şeyler sezerek yanına yak - laşmak istediler. Hattâ bir aanesi tas- masından tutmayı tecrübe etti, Köpek hırlıyarak dişlerini gösterdi. Binanm karanlık pencerelerinin o vakit vakit baktığı görüldü. Bazan (kulaklarını dikerek burnunun ucunu hafif hafif oynatıyordu. Sonra havlıyor ve hiç bir cevap alamayınca (şikâyet eder gibi hafifçe uluyordu. Pipo, düşünmek kabiliyetinden mah- rumdu. Fakat gece olunca içgüdü (sevki ta- bii) ile bulunduğu yerden gitmeğe ka- rar verdi. Bu anda: PARDAYANLAR 17 — Belki sahibim şimdi otele dön -| müştür. Sofraya oturduğu ve bana ba-! zı parçalar attığı saat de yaklaşıyor.. diye dübünmediği ne malüm? i Her neyse, Pipo sabahleyin geldiği yolu geriye doğru takip ederek Devi- niyere döndü. İçeriye (giretek bü -| yük salonu geçti. Bakışiyle etrafra - raştırdıktan sonra Pardayanın oda -; sına kadar çıktı. Burada ümitsizliği 8on derece de arttı. Çünkü oda kapalı ve sahibi'de orada değildi. Piponun yeisi artıkça iştahı çoğa - Lyordu. Hiç tereddüt oOetmeden ne- Lândri Greguvardan ne de başkasım- dan korkmıyan bir mahlük karariyle hemen mutfağa girip burnu havada olduğu halde tam orta yerde durdu. Şunu da söyllelim ki Pipo ile Lând rinin son raslayısları hep herifin kö- peğe tekme vurmasiyle neticeleniyor - du. Şimdi Piponun mutfağın ortasında durduğunu görünce Lândrinin hayre- tini ve köpeğin cesaretini düşününüz. Lândri bu sırada bir tavuğu par - çalamak üzere bulunuyordu. Hemen tavuğu elinden bıraktı. Yanakları hid detinden titredi ve: Gene geldik ha!.. peği! diye bağırdı. Pipo bu hakarete karşı tetiğini boz“ madı, Yalnız arka ayaklarının üzeri - ne oturarak usta Lândriye dikkatle baktı. Lândri sözüne devam etti: — Evet, anlamağa çalışıyorsun.. Fa- kat pek hayvansın.. Sen evi ve mutfa- ğı koruyan namuslu köpeklerden de - terbiye ve nezaketin bu| bilmezsin.. Ne olacak, öyle adama senin gibi köpek lâyıktı, Sahibin neydi, Bir hırsız, bir serseri, namuslu adamları pencerelerden sar- Sarhoşun kö - kıtan bir soysuz. oSen de onun gibi hırsız olduğun için kaç kere seni bu - radan öteberi çalarken yakalamıştım, Pipo olduğu yerden okımıldanmı - yordu. Fakat, dudaklarınm ucları ya» yaş yavaş bükülerek beyaz sivri dişle- ri göründü ve bıyıkları titredi. Usta Lândriye bakmıyarak yalnız söyledik lerini dinliyordu. Fakat, başka şeyler düşünüyor gibi idi. Otelci sözlerini şöyle bitirdi: — Sahibin olacak herif, zorla bura- da oturdukça ben de sana dostluk gös | terir gibi yapıyordum. Pipo buradan! Pipo şuradan! Oh, güzel köpek, na - muslu köpek, ne kadar ( sadıksın,ne kadar akıllısın, haydi Hüget, şuna gü- vercinin kemiklerini ver.. diye iltifat ediyordum. Fakat içimden de boyuna küfürü bastyordum. Nihayet artık her şey bitti. Görüyorsun ya, serbestim. Çünkü sahibin olacak serseri çok'şü » kür hapse tıkıldı. Mademki o belâ » dan kurtuldum, seni de buradan ko » vuyorum!-düyuyor musun? Seni ko - vuyorum. Haydi defol, Lüben şura « dan şişi getir, yahut biraz bekle, kar- nına bir tekme! indireyim! Bu sözleri (söyler söylemez usta Lândri ayağa kalktı, Sağ bacağını sallıyarak fırlattı. Ayni zamanda keskin bir havlama, arkasından bir inilti duyuldu, ve Pi- ponun bütün kuvvetini o bacaklarına vererek kaçtığı görüldü. Halbuki boylu boyunca (omutfağın taşlığına uzanan otelci kalkmak için boşuna çabalıyordu. Usta Lândri tekmeyi isabet ettire « memişti. Köpek yanına doğru sıçra - yınca otelcinin ayağı boşa gilmiş ve muyazenesini kaybederek ağır vücu - duyla yere yuvarlanmıştı.