29 Eylül 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10

29 Eylül 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

aeteprtg opus uenrez 1g ze yeke) | “npzo£nunjag #na | - uefep öpujlazn Yozıp usdrmujo u|ey | No3 Aeş Ön ge) O uayzo 1Kwp0 "1pJ Ep *0 1)g ZısuvArj 24 yafpg ısving pır 93 W9pZ93 ak usyyapunıng Uapauyag “UN Olig OTuES 1g sageray Yjunung izmanyyej ed ryjrez ŞEJNM (z0un|0 ilziges zur “L1eymzavi yadoy znunsng — 34pAA Gta) vUATŞELAN »Kwy urşyey yalonop urdıdey tiüoş “484 ZETA YY EEYEp Bag ön eyeg “Ip9üjo zpudy “YO — “ULAŞ 3013) Los ıığıpruv) Nu “oğgunf uUENyey 1g urğıpotzgi şu *Tsyi SEPEN adıpımı$ “epurut vos ür JELUY 94 yola Imypyoğaj 9Z)S Hlaa4a 1 Jappuama yandan 10 — HPEİEN 9705 1E3yağ ESSİJYELN İLAN “apıofnunıp3 poz “Nİ WyeyeyEY aLJLANĞ EPEyep ng “eg arrpiye) 94 Yrkty vii * Tap vofısumm3 type hğos Spy naplo OpuJİ| vey yrayya Sayur * &rs “yemesi eğ MSN “Sagleg Ur *İTpOSUINN YEEyE Üres eered Sag fur Pp “reoop) tuoJ Wa rpuv ni #SSEYTİT »uyaapuyutp yEBie£ vag urtpu — “p19 £94FON Zu * 4m uoptyup ums9yozd op 5 — 19795 “Tı uyuaagreg up "np£oy rey vu ALIP TES ULŞTEY Op Uray ASRİNP NA ay 11ISETEN Op ASLIpASI YOUIJLLAIp yerd “0 Yopulayasauouz aJLıSTpes uiğI| - PAeyey pyepsesip o8j 1duy “dek as gı) EŞİ dikeyers EASUŞTE UTUĞE yerediyeyei — yürsumı mTv dag ueprej “swyEy ng apuy wypyep 74 a4feA9& “pavA vi | » tfti 24 Seyey yoğ rpg ap7za4 ng uvjOJA | Pr uyzağınp faa zofuurtu Ig “apuıyüg Yulyerya 94 Tpedey ride dıkrığıs o4ya$ o yazapa apuyysı uop “KAPAPpOA) Yl 1g urylsy uemöui ayağyap Fıyfek Biuog “yp1llaap Eyep İ Spg Wo zpy98 04 © Tpejres areN İva (9703 Sağ tün yalduop vJos v3 “8S TKJLANĞ Z0ULIŞ3 191)3 949 OİNTIM * . * “plo angopu eğeump Eğnşos yajos opuyu -g urudey UeUvdU hans ıyuey 0g ua “ağ wapuyozn uyzayunspp arak 'UEyey Wan) 'udz0 yaşayatala eya ya NON ApAPPIS yivy Ueö0) a0a40p UOŞ “TpavJ Sayoğluy upustat ueyrep apıodnu “mng opunuo urğntgu/1 ng zaya - ay) 'nzağ “smuy ypın ypunğ prod - 0 OpPAJDA Alg YAMAN TEPE YES 105 mopuyomaş (43 “ley ua1g$ ıuığıj Gen uapuşayı? ayas ng UTULLEJAY Tpayğ 244 gagvi 24 ASIİEpEŞE 94 ŞPOP SUV 20 — taysas zın upyes 'agyug Vef TpUSE Tepst EUiprE ayyappıf as) apamya) pound İ'm#np ug ( uapuşsajışulap 34 ıpepın 18 1dy ujpmuns alletiya) PU “aaeğ Şs0ydaYy Jopuy 44fUS aya eouruop Öğ; rapi pg rolu “84 703 ujuayngif A "putyasan£ 9194 yeryuylsas£ o px ön DP) pap ye « eye aupaazı) uruyepng ng 1311593 EPEY Şİ ŞULE EYa AŞ puşsaİITİN ouânp Ot ayanaloy 144 varsin unp SA peçe EŞ EE “puma XI) “papur ouryaş na örn Gursıdey UyAa Üszey Yyalazaa SUZ <1 urun yos mağıyırir munpnoni “TELİ? nağop oktapı 4£1rA9S SANTO "4D nn Taşsıpuoy üvez 0 UYINVAVGUYd *zn42 (040 UIĞ) YO ipp Bjyuvk uoyupdok UYok19yoy)oy 136 PARDAYANLAR nün bir tarafı ocakta yanan odunla »- rin kırmızı ışığıyla aydınlanmış ö - bür tarafı karanlık kalmıştı. Bu ha - linden, yalnız acı çekmek, yalnız in- kisarı hayale uğramak için yaradıl - mış bir insan olduğu okunuyordu. Genç kız ise oturmuş olduğu halde başını kaldırıp delikanlıya tuhaf bir hayretle bakıyordu. Her ikisi de âdi bir köy haninda bu landuklarını unutmuşlardı. Bu, biribirinden ayrılacaklarını ve a İ ralarmda kendilerini ayıran derin bir | uçurum bulunduğunu içgüdü ile an - Uyan iki sevgilinin kalplerindeki aşk duygusunun bütün şiddetiyle, bütün tatlılığıyla taştığı nutulmaz, deh - getli ve en büyük zevkleri | tattıran dakikalardan biri idi. O vakit, ezeli saadetin Yüksek man- zarasmı göstermek İçin göğün hemen açılmak İstediği o zennediliyor fakat| fırtmalara ve yıldırımlara rastlamak korkusuyla gözler bir türlü bu göğe kalkamıyordu. Casus kız üstnomal derecede güzel, masallardaki korkunç ve hayret ve - ren perilere benziyen ve geçtiği yol - lara felâket saçmak için karanlığın içinde yaradılan bir ışık kadar güzel. di. Katerin dö Mediçinin oğlu yukarı -| da söy'eliğimiz gibi, casus kızm ö- »ünde ayakta durarak sözüne devam sirleri altında ezilirken o anda saa - detin zevkiyle sarhoş oldu. Evet, ben müthiş bir felâketin kucağında inler- ken siz bu felâketi bir sândet örtüsü ile örttünüz. Ümitsiz, yalnız, tahkir olunmuş olarak (o yaşıyordum. Fakat sizi o kadar güzel, o kadar sevilmeğe k gördüm ki, sefaletim güzelliği - nizin gölgesiyle örtülünce ümidin ne olduğunu anladım. Ruhumda bir gu- rur bir büyüklük hasıl oldu! Oh Alis! Sevgili o Alisciğim!. Bir kere daha saadetin ne olduğunu bana tattırınız. Ruhumu varlığınızı bana teslim ede- rek aydınlatmız.. Artık bir zevk ve neşe Âleminde yaşıyarak dünyanın gürültüsünü unutalım. Ne derlerse de- sinler.. Siz de zaten böyle düşümü - yor musunuz? Evet, başkasmı söy - leğiklerinden ne çıkabilir? Aşkım sizi mes'ut edeceği gibi kılıcrm da üzeri - nize dikilecek alaylı bakışları ebediy- yen söndürmeğe kâfi gelecektir. Ayni zamanda Alis dö Lüks ayağa kalktı, Güzellik nümunesi olan iki ko- Tunu delikanlının boynuna sardı. Son- râ başını sevgilisinin o kalbi üzerine koyarak: — Oh! söylediklerin doğru se. Dünyada her şeyi unutabilsek, dinle, i dinle sevgilim. Ben de çok meyus - tum.. Benim de hayatım O karanlıktı. Ruhum mü bir azap içinde inliyor- du. Hayır, yalnız sen değil, ben de sa- ediyordu: — İşte Alis, aşkımın tarihi o gün -| den sonra başlar. Hattâ yilz sene ya- şamış olsam, sizi kolalrının üzerinde taşıdığım dakikaları asla unutamıya-| cağım. Ah, o anda, güneşin karanlık | bir yere girdiği gibi siz de benim ruhu- | ma girdiniz! Rühum fırtına bulutları| &ibi müthiş düşüncelerin meş'um te -İ na rastladığım andan sonra taliimin beni derinliklerine doğru sürüklediği karanlık ufukların aydınlandığıni gör düm. Demek ki biz yeis ve ümitsizlik- ten kurtarmak için gizli bir kuvvetin birleştirdiği iki bedbaht, iki talisiz - mişiz.. Evet, böyledir. Mademki sen tamamen b nsin ve ben de seninim, öyle ise kaçalım sevgilim, Fransayı “sayıp mo3 suyrak pruzs na upUN TAT “rpaiğen 34yp izrazla — yal - aapap ruduy Upöy ve yg v$epey “28 ayı ozge UEÇ pEYUE çuşğooolızo Bpule repyeku yere uvdeprej 1pataoi) “1 MHeimapuo rejusunmg YPUYLy np < SOĞUUNİNM Guaek #eaek özpep urek | UAUIİEI OUSAMAYMİ uras pup “1pzisayyun isvur | - KOY IĞTUŞ Eyyey #huempnş şöppnu unzü ağjams Ng Jağezag vjunung apıolurp “12 uaĞpUMAYY LU 2A 1Okyys gkajngıf uulıyadd ereps FUOJĞYp vekepıeg “Ipaşinmyöna AZO) ŞİPYOZ ayirye WEpw NUO0 NZaj “ONAYI Maklamdayı puyvg eğe - 19S Mağara uruskepandg 1210) yea ize 04 Y019p91)y Yİ OS vo #NAOp 1g ŞTeYep zeK wee ISÖFIVAM HVAYN —H- “paığug #4)p çuyuğap şuyyğep vrog ver Gefo (es yüdng ua drse ap vag a6piğop Oçpusy OUpınSzoH ng rağg iylay <repozyüuy SEA “yezen) TUrSAUAİ URKE OYA) “2 170) UPepi üryo ÖJUTUN JAN OX TPLEp vuru um “1EY )f91ağ3 Yulğug OİUOS IPELİLANL 21 34 aşdpyr vpn (papur) vuyurğyya OUA) ng Yyadaişp “ursruroj os ÇUKTipL (a ZN RU) yaaaa zniyg 0715 'a SON — UYANpIEI 19 XOA yındoğ x0A “apglap nığop yenirtey — awpsp Urygey URdU£ puysaj ZA (ratupsapyın tur$T pzryeug — taysas zig yas Wwpv ng YUYINYVA parayı TEYP) WW1O ÖYULADA ŞUNUZ| OUNSIPUON 19449 züzyg valpeş yujo joğua suçu “zy “aşânuna; nunjoy Ja 479 JENS “TpaS7 YU V “möyu - 4g3 nunğnpunjmg uupuy pg öpaf “pas ng aĞjvAgĞ UpUZS paya no “1 0404)p08 UJİEPUYLE 04 asnIY p “UUKUPIEL Op AKJEANĞ “eweryey ng Iğipap ueykoğ Snuzınpny uyupuvH *Apaoğıp “ZodamA pıssu xeg “doduöpapp o wwsn 44 yyopp;$ Ep aepuy au ye (O “4BA Joy uefa İVA “udağe snge) nunğnpıo UPN UŞŞla -0y Samunpay hg “j1o1ğaç W5 — *P zi) ep A “1pa3A rrıgta -29 jumsolnundnp a(igop Wg — sarpooUNN “OP ii zaIşpo arsa) vu SyezUlo Çap İnyed “NOLag03 ryueyyop ng “duo — Supap “aşiyan 3 Kazyep wi ng yer İ- akne meye vespp o sjafyop a4 “dey maPTUy ng “ıpeyseg uğuuzma 0ja$ 1811 24 EĞEMUJYUS eyzniğ yazayad Turf - öp unzn YELE ryıreyyop ypyA O aPL19 SU yaldog 244 opun İ 408 sapop maLıu£ wputsere uryrey mğze İzinde. Göcek) yamuyseg unnğduşp / 94 deSUy 'NOMMANŞ AYATA EN uyaa dvi » #yığıpunfep urpuy TI Epa ag POLL yer muyeaya alez İ oyereymşos . am457 Meyrey pay FAİ va YErELEK Oydşöey 04 aydiğosup “rin? - nrun£ fire yarynop aya Suan) laa 408 ag Spuunıoğ uopujazn UlUNE 119 OP NC , Mapazoouad, yakıla 249N OE FTPOK GP Ula PUB EŞ vVaUVd 29 “anpimruoy drmenk aspppşAvs yp BUNU $9 “09 29 '2g UruruDZO! 19) uBKvpivg UD apuNyl) ET Sİ PARDAYANLAR 133 —————— Fakat ona acımak yahut lânet et - mek sırası henliz bize gelmemiştir. Bu romanda gececek vakalarla olun ha sil bir canavar yahut ne kadar zaval- bı olduğunu göreceğiz. Genç kız oturduğu (yerden Kalkıp Paris istikametini (tasarlıyarak Yola koyuldu. Çünkü bu ciravıpekoka. dar bilmiyordu. Ruhu pek ağır bir a- emın altmda (eziliyordu. Ayakları dik yokuşun taşlarına © çarpıyotdu. Fakat ne yorgunluk ne de bir güçlük hissetmiyordu. Sanki bir o miknatıs kuvveti kendisini çekiyormuş gibi Pa- rise doğru gidiyordu. Bir saat kadar yürüdükten sonra bir Okaç basık ev görüp gözlerini dört açarak baktı. Sonra Sen Jermenden epey uzakta bu lunduğuna ve kraliçenin de coktan gitmiş olduğuna karar verdi. Bu anda biricik düşüncesi Jan Dal breden mümkün olduğu kadar uzak - laşmaktı. Çünkü bu suretle rezalet - ten, utanctan uzaklaşmış olacaktı. Bu rezalet bu utanç önu eziyor, pe rişan ediyor, amansız bir acmın da - yanılmaz yükü altında inletiyordü. Ayni zamanda kuvvetinin kesildi - ini pek ziyade yorulduğunu hissetti, Bu yorgunluk yürüdüğü yoldan do. Tayr değildi. Fakat bir odada yalnız bulunmak, başını bir yastığın altma sokmak, hiç bir şey görmemek, hiç bir şey duyma- mak, ihtiyaemda bulunduğu halde ge- ceyi açıkta geçirmek vücuduna büyük bir gevşeklik veriyordu. Cadı gibi sallanan ağaçlardan, ken- disine bakan Yıldızlardan, hakaret yağdıran gökten korkuyor ve kapalı | bir yere sokulursa her adımda önünde canlanan rezaletin görünmez şahit lerinden kurtulacağını sanıyordu. On adım kadar ilerisinde o önünde durduğu basık evlerden birisinde bir 1- şık görür gibi oldu. o Hareketlerine hakim olan bir içgüdü (sevkitabü) ile bu ışığa doğru giderek kapıyı çaldı. Kapt hemen açıldı. Genç kız dişleri biribirine çarparak : — Bu geceyi geçirmek o için bir oda isterim! dedi, Kapıyı açan adam: — Pekâlâ fakat titriyorsunuz. İçeri- ye giriniz de biraz minız madam, cevabını verdi. Alis başiyle kabul ettiğini anlatan bir işaret yaptı. Adam, bir kapı daha açtı. Ru kapı- dan ocakta yanan ateşin ışığıyla ay- dınlanan başka bir odaya geçiliyor - du. Alis hemen buraya girerek ateşe doğru gitti ve bir masaya yaslanarak arkasını kapıya çeviren bir kavalye - nin oturduğunu gördü. Onu bir bakışta tanımıştı. Rengi uçmuş yüzü birdenbire kıza - Yarak ağzından att bir çığlık fırla - mıştı. Çünkü bu adam Deoda idi, —1— MAREY HANI Alisin fırlattığı acı çığlık (üzerine Kont dö Mariyyak hemen başını çevir. di. Alisi görünce sapsarı kesilerek a. cele ayâğa kalkıp kıza doğru koştu ve elinden tuttu, Hararetli bir sesle; Alis sen misin? Acaba rü - yamı görüyorumu.. Hakikaten sen mi- sin? Uzun bir ayrılışın düşüncesiyle ruhum yeis ve acı İçinde çırpmırken seni gene yanımda görüyorum ha! Oh, mademki seni tekrar görüyorum, öyle ise talisizlikten şikâyete hakkrm yok!. sözlerini söyledi. Bu sözlerir kızın niçin bu anda bu- rada bulunduğunu sormak aklına bile

Bu sayıdan diğer sayfalar: