Kauçuk adamlar —— <> — e .İ Roman mevzuunu hazırlayan: Edgar Valas alımızı Kurlardığınız aplın evinde da | izin Bize zZararm a emin kalır. Bu kayguk g 7 Da apifin evine hapseder. ana Zr Bu Sıra! jJZehir/. m Bazırlayın; harekef ede//n- A LLNNE # > e a ra Mm TAKSİM alkan iestivali “5 Saat 21 VEDA GECESİ KIMYAGER Hüsameddin Umumi idrar tahlili 100 kuruştur. HERAKLI T Bilumum tahlilât Eminönü, Emlâk Eski Yunan filozoflarından . : ve Eytam hankast karşısmda İzzet. Fiyatı 28 kuruş — Dağrtma yeri VAKIT matbaası İstanbul Yeni çıktı Dün ve Yarın tercüme külliyatı: Numara 39 HAYDAR RIFAT Selâmi izzet Ademi iktidar İ iBel gevşekliğine iHormobini Tafsllât: nie pace 1 Tiyatro Sanatı; Her kitapçıda bulunur Fiatı: 75 kuruş 110 PARDAYANLAR ii PARDAYANLAR ın Kraliçe kolunu uzatark sert bir ses le: — Haydi kapıyı aç! sözünü tekrar Rüğjiyeri bu emrin altmda ezilerek sendeNye sendeliye (Oyüryüp ka - pıya doğru gitti, Katerin dö Mediçi, yalnız kaldığı i- ki dakika içinde plânmı çabucak ka - rarlaştırarak yüzüne © öyle bir renk verdi ki Şövalye dö Pardayan odaya girdiği zaman karşısında hazin gti - Tümseyişli kibar tavırir bir kadından başka bir şey göremedi. İlk bakışta Katerini tanımış oldu- gundan hürmetle eğildi, Katerin duyanları ürperten sesini! tatlılaştırarak: iyor musunuz? dedi. Pardayan: — Akıllı ve tetikte bulunmak lâzım, Şimdi bu kadın yalan söyliyecek, Fa- kat ben daha evvel davranarak onun gibi hareket etmeliyim! diye düşün - dükten sonra yüksek sesle: — Madam, kim olduğunuzu söyle - mek lütfunda bulunmanızı bekliyo - ram sözlerini söyledi, Katerin mağrur bir sadelikle: — Kralın annesinin huzurunda bü - Tunuyorsunuz! cevabmı verdi. Rüjjiyeri, bu ustalığı takdir etti. Pardayan daha hürmetli bir tavırla €- ğilerek doğrulduktan sonra kendisine en çok yakışan saf tavrını aldı. Katerin karşısındakini tepeden tır - nağa kadar dikkatle süzdü. Şövalye vücudunan bütün güzelliğini meyda- ma koyan yeni elbisesini giymişti. Tav- rından, çevikliği ve büyük kuvveti gö” rünüyordu. Hiç bir endişe ve merak izl göstermeden duran yüzü tuhaf bir metaneti ve yüce bir cesareti göste - ren bakışı Katerinin üzerinde büyük bir tesir husule getirdi. O vakit; — Mösyö, dün yapmış o olduğunuz şey çok cesurca ve kahramanca İdi. Öyle kudurmuş halkın arasına atıl - mak, iki kadını kurtarmak için ölümü göze almak hakikaten yüksek bir ha- rekettir dedi, Katerin: — Ben başkalarının & yapacağı bir şeyden fazlasını yapmadım, gibi bir cevap bekliyordu. Şövalyenin sade ve kayıtsız bir tavırla: — Biliyorum Haşmetpenah! dediği- ni duyunca vücudunu bir ürperti sar- jd. — Mösyö, benim kim olduğumu bi -| — Bu iki kadını tanımadığınız halde böyle bir fedakârlığa kalkışmanız her türlü öğüşün üstündedir. — Pek doğru Haşmetpenah, bu iki kadını hiç tanımıyorum. — Fakat sonradan isimlerini öğren- diniz mi? Bu sefer de Katerin kendi kendine: — İşte şimdi mutlaka yalan söyliye- cek! diye düşündü. Pardayan cevap verdi: — Evet öğrendim. Bütün varlığım - Ja müdafaa ettiğim iki kadın o Navar kraliçesiyle bir nedimesi imişler. Hayrette kalan Katerin: — Ben de biliyorum Mösyö, ve işte sizi tanımak istediğimin sebebi de bu- dur. Siz bir kraliçeyi o kurtardınız. Kraliçeler her zaman biribirlerini hi- maye ederler. Aamcazademin size kar sı yapamadığı teşekkür vazifesini ben yapacağım, Anladınız mı Şövalye? Na var kraliçesi hem fakir hemde son derece ihtiyaç içindedir. Bununla be- raber sizin de mükâfat görmeniz lâ - zımdır. ” — Beni mükâfatlandırmak için ken- dinizi yormayınız Haşmetpenah. Ben Tâyık olduğum derecede mükâfat gör- düm. — Nasıl, ne ile7.. — Navar kraliçesinin bana söyle - mek lütfunu esirgemediği bir sözle.. Katerin düşünmeğe başladı, Bu de- likanlmın sözünde öyle bir sadelik öy- le bir yükseklik görünüyordu ki bu mertçe cevaplar karşısında daha mah. zun bir tavır alarak daha okşayıer bir ses takınmağa mecbur oldu: — Fakat Navar kraliçesi, size ya- nında bir memuriyet teklif etmedi mi? — Ktti.. Fakat ben kabul etmedim. — Niçin? — Çünkü Paristen ayrılmak iste - miyoram, — Eğer benim hizmetime girmenizi teklif edersem ne © dersiniz? Cevap- vermeden evvel biraz sabirlr olunuz. Siz Parisi terketmek (istemiyorsunuz değil mi? Pekâlâ benim de sizden is - tiyeceğim budur.. Şövalye sen körü körüne iki tanımadığın o kadını kur. tarmağa koşmak (o kahramanlığında bulunduğun gibi asıl kraliçeni mü - dafaa etmek istemez misin. — Ne? Heşmetpenah da kendini ko- rumağa mı mecbur bulunuyor, Kraliçenin dudaklarında hemen bir gülümseme belirerek tekrar kaybol - du. Şimdi karşısındakinin ince tara - fını sezmişti. — Evet, buna Şaşıyor musunuz, Fa- kat ne çare ki ben bu müdafaaya muh tacım. Etrafımı bir çok o düşmanlar sardı. Gece gündüz krak da emniyette bulundurmak mecburiyeti (e var, İşte bunun için ömrümü korku içinde ge - ziriyorum, Bir tahlın etrafında çev - rilen gizli entrikaları, yapılmak iste- nilen fenalıkları şüphesiz tamamen bilemezsiniz. Pardayan, Deviniyer lokantasında bütün sırlarını öğrendiği fesat cemi « yetini hatırlıyarak dehşetinden titre. di, Kraliçe sözüne devam etti: — Gerek kendimi . ve gerekse kralı korumak için yalnız bulunuyorum. Ah, eğer yalnız kendim için olaydı şimdiye kadar çoktan kendimi düş - manlarıma teslim ederdim, Fakat ne. yapayım ki bir anayım. Evlâdlarımın saadeti için yaşamak isterim. Pardayan hiç bir heyecan izi gös - termeden: — Madam, zannedersem size kılıcile yardım etmek istemiyecek hiç hir jan- tiyom düşünülemez. Bir ana, her Za - man için hürmete lâyık ove mukad - destir, Hele bu ana bir kraliçe olursa, İnsanlık bakımından mecburiyet olan bu yardım, kimsenin reddedemiyeceği bir vazife yerine geçer, dedi. — Demek ki siz de, ayni zamanda kraliçe ve ana olan benim için can - Tarmı vermekten çekinmiyen Janti - yomlarım arasina girmeği kabul edi. yorsunuz öyle mi? — Hayır Haşmetpenah, ben de icap ederse sizin için canımı veririm, Fa- kat her şeyden evvel benim gibi fakir bir adamdan nasıl bir hizmet beklem- diğini öğrenmek İsterim, Kraliçe, vücudunu sarsmak istiyen sevinç ürpertisini güç tutabildi. Sa - raran Rüjjiyeri İse bağırmamak için — Bana nasıl bir hizmette buluna-