19 Eylül 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6

2 gdsliyename . Ya Güzellik zengin bir Amerikalı istediği biçime girmesi şartile Bu kadını güzelleşti- recekti, fakat o, kendi beğendiği şekli tercih etti Amerikanın yeni Jersey Şehrinden Mis Hariyet Mey Hekmen, “ya güzel- lik ya ölüm!, diye çığlığı basmi Bu kadın kimdir diyeceksini; Bu kadın, herkesi güzelleştiren bir tuvalet o müessesesinin sahibidir ki kendini güzel edemiyor.. Patates gibi bir yüzü var. Şişman. Uzun boylu.. 0| kadar iri yapılı ki, kendisini bir beygi. | re benzetiyorlar, Yaşı da kırka yak laştığı için, ba çirkin vücuduna da namıyarak, “ya güzellik ya ölüm! manasına gelen dokunaklı bir mektup hazırlayıp Amerikanın en meşhur gâ- zetelerinden birine göndermiş. Mektupta şöyle deniyor: “Herhangi doktorun tecrübi mahi - yette'ameliyatına hazırım. Daha kısa boylu, daha zarif (yapılı ve güzel bir mahlâk olmak istiyorum, 37 yaşım - dayım sıhhatim, bilhassa aklım yerin- | de... Kimsem yok. Tecrübe esnasında | vukua gelebilecek herhangi hâdiseden | kimseyi mes'ul tutmıyacağım.. Kendi rızamla bu ameliyata hazırım. Nefi - ce ölüm dahi olsa, ehemmiyet yok. “Parak yok. Fakat bir güzelleştirme ameliyatı denemesini üzerimde yapa - cak herhangi doktor veya doktorlar grupunu bülün varlığımla bekliyo - rum, Eğer bunu radyo İle de ilân e - derseniz, çok sevinirim. o Vaziyetimle alâkadar olan bana yazsın, bunu rek- lâm olsün diye yapmıyorum. Bıktığım yüzümden kurtulmak istiyorum. Her ne hahasına olursa olsun güzelleşmek Bu mektup gazetede çıktıktan son - ra, Mis Mekmen'e yığınlarla tevap gel di. Bu mektuplardan bazıları, ayni va- riyette bir takım diğer kadınlardan sempati mektuplarıydı. l Bazıları hem erkek hem kadın bir! çok kimseler tarafından yazılmış mek taplardı ki; duadan tutunuz da, zih-| nİ tedaviye, perhize ve türlü ilâçlara varmcaya kadar öğüt (veriyorlardı. Fakat bu © öğütlerden çoğunu Mis Hekmen denemisti. Bir Kısmından mü. him neticeler almamış, hir kısmını da pahalı bülmuştu.. Mis Hekmen gelen © mektuplardan bazılarında da kendisine eylenme tek- | tif ediliyordu. Fakat Mis Hekmen ev. Tenmeğe itiraz etmese dahi, evvelâ gü- zelleşmek istiyordu. İ Bununla beraber bir defa evlenme - miş değildi. Fakat kocasiyle geçine - memiş, ayrılmışlar ve kendisi tekrar kızlık ismini takınmıştı. Nevyorklu çok zengin biri çıkmış, kendisiyle evlenmeğe talip olmuştu. Fakat bu adam, tabii güzellerden bik. tığı için, fennin yardımıyle kendisi - ne, istenilen biçim verilebilecek bir kadınla, evlenmeği | istiyordu. Yani zengin Nevyorklu, istediği (güzelliği tarif edecekti: “ağzı şöyle, gözlerinin biçimi şöyle, elleri ve gerdanı böyle, diye. ve operatör de, bu ameliyata ra- zı olacak kadını alıp smarlanan biçi- me sokacaktı. Zenzin o Nevyorklu bu teklifi Mis Hekme.*- O yapmıştı. Mis Hekmen için tali açıldı, odenebilirdi. Fakat Miz Hekmen, Nevyorklu taci- rin tarif ettiği güzellik modelini sev « medi. Onun istediği şekle girmek Nev yorkluyu memnun edecek olsa da ken. disinin hoşuna gitmiyecekti. o Zengin Neryorkluyu da, teklifini de reddetti, Mis Hekmenin gazetedeki o ilânma nihayet bir doktor o cevap verdi. Bu, Ntan Smayli isimli bir güzellik ope - ratörü idi. Mis Hekmenin patates bu- runlu yüzünü, eski Romalı veya eski Yunanlılardan hangisinin isterse, o tipte bir burunla tamir edebileceğini ve boyunu ufaltarak yağlarını erite - ceğini <Bvlüyordu. İ Mis Hekmen ona da söyledi: aşmış örülmektedir. YahutM is Hek İmetii tatmin edecek Vr burün olm. HABER — Akşam Postası Güzelleşmek istiyen çirkin Altmış yaşında olduğu halde on se- kiz yaşında bir genç kız gibi duran tamir görmüş güzellerden Fani Yarad — Ya güzellik, ya ölüm doktor! — Merak etme kızım. Ve doktor tamamen kendi uslü “1 zere bir yandan ilâç ve bir yandan per hiz başladı. Kadın şimdi oboyundan kaybetmiştir. Doktor, kadının boyun- daki, bu kısalmayı, zayıflama (oesna- sında tepesinden ve tahanlarmdan ek- silmiş olmasından'atfediyor. Dokto - run yaptığı ameliyat neticesinde Mis Hekmenin burnu dâ, şimdi herhangi bir Holivut yıldızının burnuna yak - Mis Hekmen diyor ki; “Bu ameliyatı geçirmeden önce, çok, sıkıntı çekiyordum. Zaten daha mek - tepteyken arkadaşlarim boyumla a -! Tay ederlerdi. Hem iri idim: Rüyüdük. teh sonra, yüzüme söyliyen ulmuyor «| du. Fakat arkamdan alay ediyorlardı. | Pencereierden, perde oaralarından bir kadının macerası Mis Hekmen tamir görmeden önce böyle Meyrest kadar şişmandı. din için bir şev yapamıyorsun,, demek istiyordu, Hekmen o günden itibaren tuvalet salonunu (kapadı ve döşeme Ya Olü m Mis Hekmen güzellik ameliyatı ge- çirdikten sonra. cilâsı işine başladı. Fakat yüreği ra hat değildi. Manen sıkıntıda idi, Kendisine ameliyatı yapan, güzel - leşme tavsiyelerini veren doktor Na - tan Smayli diyor ki; | “Ben Mis Hekmenin Matalojinini | bir yola koydum. — Metaloyizm, insan vücudunun hükümetidir — Her hükümetin, bir ekonomi sistemi var - dır. Bu sistem, varidatı ve masrafları kontrol eder, İnsan vücudunun da bir hükümetidir, vücut fazla şişman o -| lunca, varidat fazla geliyor demektir. Amerikanın İllincis vilâyetinde Dak Park şehrinde Patricia adlı kız üç buçuk yıl süren bir uykudan daha geçen hafta| uyanmışlır. Uykusunda kzı muayene eden müta- hassıs doktorlar, bunun “Narkalepsis,, denilen bir uyku hastalığı olduğunu söylemişlerdir. Hastalık, kızın Şikagoyn giderken trende uyuklamasile başlamıştır. Üyan- dığı zaman evine gidemiyecek kadar ser- sem olduğundan kendisi hükümet me- murları tarafından evine götürülmüş- tür. Bu hadiseden sonra tam üç hafta İ müddetle kendinden geçmiş ve baygın- Amerikalı komedi müzikal artisti Truli Çatok'un güzelleşmeye başvur- madan önce ve sonraki iki resmi bakarak Cişte gene koca inek gidiyor!) dediklerini bilirdim. Halbuki Fani Vard'ın haline bakıyo. rum da, kıskanermdan deli olacak ha- le geliyordum: Fani Vard:fenni su - rette güzelleştirilmişti. Kendisinin to- runları olduğu halde, buruşuksuz ve pırıl pırıl yüzüyle (o bir genç kız gibi duruyordu. Sonra Truli Çatok ismindeki bir di- Zer kadın artist.. Doktorların bıçağı kendisinden kilolarca yağ kazımıştı.. Çatok fildişinden bir heykel gibi ol - müstu... Mis Hekmen, kendi işlettiği tüvalet salonunu açtıktan sonra, hergün ge - len giden müşterilerden birinin gayet manalı bir sözünü işitmişti. Bu müşteri demişti ki: “Ey tıp! Kendi derdinin — devasını lık bazan yirmi saat devam etmiştir. Sonra da 15 Şubat 1932 de annesine derin bir uykuya dalmıştır. O günden uyandığı güne kadar ağzından başka tön bu üç buçuk yıl içinde hastanım ya- tağı başından ayrılmamış, onu mütema- di müşahedeler altında tutmuşlardır. Kızım silesine, öğütler veren tam be; bin tene mektup gelmiştir. Patriçiya şimdi günde bir iki saa yatağında oturabilmektedir. Ağzma yi- yecek aldığı gibi acı da duymağa başla mıştır. Fakat henüz konuşamamaktadır, yal.| nz işaretlerle derdini anlatabilmektedir tedir. Dünyanın en cazip vazifesi Dünyanın en acayip işini görmekte, olan adam Praglı Rudolf Nedvidektir. Bu adam hayatını hiç kıpırdamadan durmak suretile kazanmaktadır. Ancak böyle hiç kıpırdamadan put gibi durabilmek ve bugünkü mükemmel duruşu elde etmek ona saatlerce v* günlerce süren bir antrenömana mal olmuştur, O, şimdi bir dükkünm camekânmda tam üç saat, yahut sokaklarda dolaştı. bulamaz mism?,, Yani “herkesi güzel yapan sen, ken- rılan bir otomobilde saatlerce hiç kpirda) maksızın, hatta gözünü bile kapamaksı-! ŞUNDAN BUNDAN Uç.buçuk sene oyuyan kız “anneciğim beni öp!,, diye fısıldamış ve © bir söz çıkmamıştır. Mütahassıslar bü. | zın denecek kadar hareketsiz durabil. mektedir. Rudolf bir terzinin canlı man” kenidir. Fen denemeleri için 740 maymun Sovyet doktorluk denemeleri enstitüsü tarafından Sukhom da kurulmuş olan maymun yetiştirme istasyonuna ağustos ayı içinde şebek ve Makak cinsinden ol-, mak üzere 140 tane yeni maymun gel- miştir. Bu istasyon şimdi bütün vilâyet bir ziyaret yeri olmuştur. Yalnız temmuz ayında buraya 5000 gezgin gelmiştir. Gorkinin “Ana, sı yaşıyor / Maksim Gorkiye meşhur “Ana, ese rini ilham etmiş © lan Anna Kirilller- na Salomov şimdi! * Gorki şehrinin Kızıl Etna işçileri mahal- | lesinde ( yaşamakta dır, Gorki şehri eski! Nijni Novgoraddır, Büyük musiki üstatlar: turneye çıkıyorlar Leningradm gelecek musiki mevsi- minde Avrupa ve Amerikanın en tanın- mış musikişinasları Sovyet Rusyaya gi- deceklerdir. Bunların arasında meşhur pyanist Egon Petri, Amerikan kemancisi OEf- rem Zimbalist, Fransız piyanisti Alfred Korto, Leh muganniyesi Eva Bandro voska, zenci muganniye Mariyan Auw- dersen, İngiliz orkestrası şefi Albert Kots, Fransız mugannisi Montes, Bal- çikalı Dofaut vardır. İspanyol kitaristi Sogovia, İtalyan muganniyesi Mersedes Capsir, Ameri- kan tenörü Riçard Krugs, İtalyan te- pörü Pertini Viyana operası muganni yesi Elibazet Şuman da ayrıca bir kafile halinde Sovyet Rusyaya gideceklerdir. görmediği zamanlar böyle pek ihti - yar görünüyordu. ve sistem, Anabolizmden muztariptir. Ben Mis Hekmenin yağlarını eriterek mükemmel bir metbolizm ortaya koy- dum. “Mis Hekmenin maneviyatı da düzel di. Çünkü boyuna, güzelleşmek mese - lesi ile uğraşıyordu. Kendisini yaş - lanmış kurumuş, artık yaprak meyve vermiyecek bir ağaç gibi görüyordu. Mis Hekmenin (biraz daha yağlarını eritmesi lâzım. o Tamirhanemize bir kaç hafta daha devam etmekle ülkü - süne varmış olacak diyebilirim. (Ya güzellik, ya ölüm!) demişti, Mis Hek - men, yeni aldığı şekli beğeniyor.,, ... Kadın asrerler Küba hükümeti ka- dın gönüllülerden bir ordu vücuda getir. mek üzeredir. Bu gör s4) düğünüz kız yalnız “gi cadınlardan kurulmuş bit) tir. Kendisi har- biye mektebinde oku- duktan sonra atış kamplarında da staj görerek subaylık dip- lomasını almıştır. Ka» dınlardan kurulacak ordunun adı “kadın ihtiyat - ordusu,, dur. £ Bu orduya girmek için 5000 kadın müra. caat etmiştir. Alman denizaltı gemileri Son zamanlarda Almanyanın denizaltı gemileri yapmağa tekrar başlaması haberi, şüphesiz ,İngil - terede endişe ile karşılanmıştır. Çünkü büyük harpte 18 şubat 1915 tarihinden 11 birinci kânun 1918 tarihine kadar Alman denizaltı gemilerinin batırdığı İngiliz ge: milarinin sayısı 2677 yi bulmuştur ki orta bir hesapla her on iki sa atte bir gemi batmış demektir. Diğer taraftan 1914 yılında müttefikler ancak beş Alman de - nizaltı gemisini batırmışlardı. Bu miktar 1915 de on dokuza, 1916 da yirmi ikiye çıkmıştı. 1917 yı Imda ve 1918 ilk kânununa kadar bunlardan 132 tanesi batırıldı. Fakat bu son iki yıl :çinde Al- manya her doksan saatte bir de- nizaltı gemisi yapabiliyordu Bu kadar ince makinelerden mürek ! kep olan bir geminin bu kadar bü- yük bir süratle yapılmas ğa değer bir hâdisedir. şaşılma-