Holivudun fakir her kıskandıran Holivutta zen- gin fakir her - kesin, hattâ iv meşhur sinema (9 yıldızlarının ço- cukları bile şu gördüğün'iz kü. çük kızı deh - şetli kıskanır - lar. Hildegard Spitz adlı bukız © sinema payıtah- i tınm * sokakla - rında her sa - bah kocaman köpeğinin çek - tiği arabasiyle gezip tozduktan sonra evine dö - ner. Kaliforniya - da en güzel Midilli çektiği en şık arabalarla zengin babalarmın malikânelerinde ge - zen çocukların sayısı düzünelere varır, fakat hiçbirisinin Hildegard m köpeği gibi sevimli bir hayvanı yoktur. atların Arabaya koşulu köpek dünya -| nm en büyük ve en güzel cinsi o »| lan Sent Bernard'dır. Bu köpek küçücük bayanmı bir tek ısırışla öldürebilir amma böyle bir işi ak- mdan bile geçirmez. Bilâkis kü çük kızı tapmacak kadar sevdiği için ona hem çeki hayvanlığı, hem de bekçilik yapmaktadır. Hildegard üç buçuk yaşmda - dır. Adı Kral olan köpeği de bu!” spaliki buyuğuna girmiştir. Kızm “babasi KarfSpitz Amerikanın ta- nınmış köpek yetiştiricilerinden - dir, İşte bunun için Hildegard da. ha ayak üstünde duramaz bir çağ dayken babasının koca koca Sent Bernard'lariyle hiç korkmadan alt alta üstü üste oynardı. O tecrübe ile öğrenmişti ki Sent Bernard'lar dünyanın en sabırlı, en iyi yürek- li ve en sevimli köpekleridir. Yaz nezlelerine karşı Be sıcak havalarda bile kışın ol- duğu gibi öksürüp aksıran insan - larla karşılaşıyoruz. Yazın erkek - ler bilhassa baş nezlelerinden, ka- dmlar da nevralji yahut romatiz - ma ağrılarından istirab çekerler ler. ı Yazm hava sıcak © olduğu için hava cereyanmın zarar vermiye - ceğini sanırız. (Halbuki ısınmış vücutların üstünden geçen hızlı biz bava cereyanı, çabuk tebahhür ©- der ve bu yüzden hararetin alçal - masına sebeb olur, Bundan başka kuru havalarda toz ve mikroplar soğuk rütubetli cereyanlarda çok daha fazla bulu - nurlar, Baş nezleleri için akşam yatağa! girmeden evvel burun deliklerini azıcık vazelinle yağlamak ve sıcak su ile gliserinli bir gargara yap- mak boğaz iltihabiyle burun akın - tılarma mâni olur, Eğer başta ağrılar bacaklarda da sızılar olursa, yaşlılar için iki tspirin almmalıdır. Bu aspirinler yatağa girmeden önce yutulmalı ve yatak doğrudan doğruya hava ce - reyanma karşı olmamalıdır. Nezlelere meyva ve limotana lar da faydalıdır. Nezle geçinceye kadar yorucu oyunlar ağır işler ya- pılmamalıdır. İşte bu basit tedbirlerle yaz nez» İ | zengin ve çocuğunu kız | sonuç da bugünlerde açılmış olan İ da tam ve özlü bilgiler almak is - ' tediğimden doğrudan doğruya | leleri üç gün içinde geçiştirilebi » ilir. Aksırrk ve burun kaşmtıları başlar başlamaz vakit geçirmeden vazelin sürülmelidir, yoksa ıstırab çoğalır. Eti nasıl muhafaza etmeli Hemen pişirilmiyecek olan taze tleri muhafaza etimek hele sıcak havalarda oldukça güç bir iştir. Et kasaptan gelince sirke ve su ile yıkandıktan sonra tel dolabı a- sılmalı ve sineklerin o konmaması çin ince bir tülbentle örtülmeli- idir. i Eğertel dolapta eti asmak imkâ- İnr yoksa büyük bir tabağın içine (ince soğan doğramalı ve eti bu 80 - İğeni tabakasının üstüne koymalı» dır. Etin altında rütubetin toplan - maması için de tabağın bir başı bi- raz kalkık olmalıdır. Pişi'meden evvel de sirke ve su ile temiz yrka- mak gayet iyidir. Devletlerin hava kuvvetleri Deyli Telgraf gazetesinin bir yazısına göre, büyük devletlerin ilk hat hava kuvetleri şöyledir: İngilterenin 1170 © uçağı vardır ve önümüzdeki (18 ay içinde bu sayı 2000 olacaktır. (Fransanın! 1700, Sovyetlerin 1500, Amerika Birleşik devletlerinin 1800, Ja - ponyanın 1400 dür. Almanya İngiltere derecesine vardığını bildirmiş ise de sayı iyi- ce belli değildir. İtalyanın 2000 uçağı © vardır. Bunlardan 1250 si ilk hat uçağı - dır. Hava kuvvetleri subay ve ne - ferleri 40.482 dir. Ditsizlerin atletizm yarışmaları Amerikada Vayt Siti'de dilsiz- ler için, arsrulusal atletizm yarış - |maları başlamıştır. Bu yarışmalara Fransadan 68, İngiltereden 60, Almanyadan 50, Belçikadan 22 Danimarkadan 18, Macaristandan 5, Çekoslovakya, Polonya ve As! merikadan ikişer dilsiz atlet gir - miştir, HABER Istanbulun en çok satılan hakiki akşam gazetesidir ilânlarını HABER'e verenlor kâr ederler. i HABER « Akşam Postası DOĞU ANADOLUDA BİR GEZİ (5) İzmir panayırının adı neden değiştirildi? Direktör, panayırın mahiyeti hakkında izahat veriyor İzmir göretinden beklediğim bir beşinci arsrulusal İzmir panayırı- pt gezmek oldu. Panayır hakkın-| başkan ve şehrin şarbayı olan Dr. Behçet Salihe müracaat ettim. Doktor istediğim bilgileri panayır müdürlüğünü yapan ve Avrupada yeni tahsilini bitirmiş elan genç ve değerli bir mühendisten alabi- leceğimi söyledi. Müdüre sordu - ğum şeyler hakkında aldığım baş-| ca cevaplar şunlar olmuştur: — Niçin İzmir arsrulusal pana- yırı ağustosun yirmi ikisinde açı- İryor? Ağustos İzmirin en sıcak mevsimidir. Panayır eylül başında açılarak ayın on beşine veya yir misine kadar devam etse daha zi- yade rağbet görmez mi? — İzmirde yağmur, ekseriya eylâl başlarında yağar. Panayırı | ağustosun yirmi ikisinde açmak tan maksat yağmur mevsimi yol almadan panayırm bitmesidir. Panayır sırf İzmire ait ve arsrulu- sal olduğundan “9 eylâl,, panayırı ismi terkedilmiştir. Bunun için hiç bir tarihle mukayyet değildir. Mev sime göre açılıp kapanır. (Bu.cevap bana pek sağlam gö. Türümedir İzmirde yağmurlar ekser! riya eylül on besinden sonra baş - lar ve yağmur mevsiminde de de- vamlı yağmur nadirdir.) — İzmir panayırıma “arsrulusal panayır,, ismi verilmiştir. Halbu- ki görünüşe göre hüküm yü - Türse burası panayırdan ziyade bir sergiyi andırıyor. Fransızca “foire,, aynı zamanda İokal bir damgâsı olan ve birçok eğlenceler yapılan bir satış yerini gösterir, İzmir panayırında lokal mahiyet. te sosyal bir gösteriş yoktur. Foire lara has olan eğlence yerleri de bulunmuyor. Diğer cihetten expo- sition dedikleri toplantılara mah-! sus şartları da burada bulamıyo - ruz? — Filhakika İzmirdeki şu top- lantı doğrudan doğruya ne foire”. dır, ne de exposition'dur. Belki i- kisini de andıran bir teşekküldür. Panayırı hem kuş, hem dört eyak-! Ir olmaktan kurtarmak için şehrin münasip bir sahasında büyük ve daimi bir sergi evi kurulması dü. şünülüyor. Bu ev kurulduktan son ra her sene-evin etrafına birtakım barakalar yapılacak ve bu suretle serginin muvakkat kısmı vücuda getirilecektir. Yapılacak sergi evi aynı zamanda ileride yapılacak resim vesairenin teşhirine de ya - rayacaktır. (Bu cevabı da İzmirin arsrulusal panayırına verilen foire - expo - sition şeklinin neden icap ettiğini fikrimde pek aydınlatmadı. Bu - nunla beraber nazik muhatabıma teşekküre lüzum gördüm.) — Arsıulusal panayıra iştirâk eden ecnebi uluslar hangileridir? — Sovyet dostlarımızla, Yunan ve Yugoslav hükümetleri ve İtalya hükümeti birer paviyonla iştirâk ettiler. En güzel paviyon Sovyet - mek için panayırın sonunu bekle- mek mecburiyetindeyiz. Ancak o vakit sergiye gelen mallarla satr- lan veya geri dönen malların mik- tarları hakkında doğru rakkam - tirâk eden firmaların cetveli de ay ni surtte henüz tespit edilmemiş- tir. Bununla beraber iştirâk mik - tarının geğen senekinin birkaç mis Tini bulduğu şimdide tespit olun - muştur. İzmirde Göztepe lerin paviyonudur. Yunanlılar a . lış veriş etmekte, İtalyanlara gelin ce yalnız seyahat reklâmleri teşhir etmektedirler, — Vlâyetlerden iştirâk edenler çok oldu mu? — Üç dört vilâyetin Tecim Oda. larr doğrudan doğruya iştirâk et- tiler. İstanbul ve diğer vilâyetler- den ise yalnız bazı ticaret evleri sergide paviyon açtı. Esasen bizi en ziyade güçlükte bırakan şey müracaatlarm vaktında yapılma - mış ve tayin edilen zamanım niha- yet bulacağı sırada birdenbire te- hacüm edilmiş olmasıdır. —— <Harişten getirilen mallar ela biliyöy' yay pm — Hariçten getirilen malların ithali ve satış şekli şudur: Her bir ecnebi müessesesi istediği malı ge- tirip Türkiyede teşhir hakkma maliktir. Yalnız kontenjan harici olan mallarını satamaz. Bunlar! sergi binasında faaliyette bulunan! gümrük heyeti tarafından tespit olunur ve transit mal addedilerek her türlü vergiden muaf tutulur Kontenjan dahili olan mallara ge lince; bunlar satılabilmesi için Ekonomi Bakanlığı mühim bir! döviz vermiştir. Bu döviz dahilin- de satış yapılmaktadır. — Gelecek arstulusal panayıra kadar sergi evinin yetişeceğini! tahmin ediyor musunuz? — Bu kat'i br şekilde kestirile.! mez. İnşaata ancak gelecek #ene bütçesinin tahakkukundan sonra başlıyabiliriz. Arada kalan kısa za! manda matlöp . iyi bina vücuda getirilebilecek mi? Burası avcak işe başlanıldığı zaman anlaş:la - caktır. — Panayırda teşhir edilen mal- larm kıymeti hakkında bir malü. mat verebilir misiniz? İştirâk e - den firmalar kaçtır? —- Bu noktalara cevap verebil - j lar elde edebileceğiz. Sergiye iş - — Sergiyi gezenlerin miktarmı nasıl tespit edeceksiniz? — Bunun için iki çareye baş - vurduk. Birincisi her sergiye gi « renden beş kuruş bir duhuliye ak mak ve buna bedel bir bilet kes « mektir. Her akşam bir gün zarfın. da sarfedilmiş olan biletlerin kon- trolu ile sergiyi kaç kişinin gezdi. ğini anlıyoruz. Diğer bir çaremiz de sergiye her uğrayana bir rozet vermek olmuştur. Maamafil bu, o kadar kat'i netice vermiyecektir. zannındayız. Çünkü müteaddit i « lânlarımıza rağmen sergiyi gezen lerin birçoğu komite paviyonuna kadar gelerek bir rozet almayı fax la görüyorlar, Sergi müdürü ile konuştuğumuz. sırada güneş yavaş yavaş balya doğru devriliyor, İzmiri kaplıyan boğucu sıcak şiddetini kaybedi « yordu. İlk geldiğim zaman bom « boş olan paviyonun önü kalaha « ıklaşmağa başlamıştı. Panayır ile yapılacak telefon konuşmaları | doğrudan doğruya komite daire « sinden yapıldığı için telefon çal « maları biribiri peşinden işititiyor- du. Sıcak... İşte bence arsrulusa) pa- nayırın en büyük düşmanı... Bu sr- rada İzmirde o derece sicak var ki İ gün ortasında nefes almak bile güçleşiyor, değil ki uzun müddet gezilsin. En kısa bir yolu alanlar ter içinde kalıyor. Kaynar güneşin altında dolaşmak için pek büyük cesaret ister. Panayır komitesi buna karsı ser giyi geceleri geç vakte kadar açık bırakmakla karşı gelmek yolunu tutmuştur. Geceyarısma hattâ da- ha sonraya kadar sergiyi gezmek mümkündür. Gezenlerin sayısı hakkında bir fikir edinebilmek i- çin saat on dokuzu hattâ yirmiyi beklemek lâzımdır. O vakit er - kek, kadın, büyük küçük halktan mürekkep bir kalabalığın omuz öpüşerek bir taraftan diğer tara- fa akın ettiğini görürsünüz. Sergi kapısının önünde duran iki büyük sepete girenlerin aldıkları biletin dip tarafları atılıyor. Boş #epetle- rin bir iki saatte yarıdan fazla dol- ması sergi müdürünün dediğini kuvvetlendiriyor. Evet beşine: ar- srulusal panayır gerek İzmir(ileri gerekse İzmire koşuşan göretçileri ilgilendirmeğe muvaffak olmuş - tur. Burası su götürmez bi rhaki - kattir, Gayur Bleda