Sofya, (Özel) — Türk ve Bulgar Dış Bakanlarının müşterek beyanatın. dan sonra Slovo Zora, ve diğer belli başı gazeteler, Bulgar—Türk yakm- lığı hakkmda hararetli makaleler yaz- mağa başladılar. Bulgar gençliğinde Türklere karşı yeniden sempati doğ” du: Sofyadaki Türk—Bulgar dostluk cemiyetinin yeniden faaliyete poe ği söylenmektedir. Bu şında olan profesör Stoyanof ia cemiyet âzalarını bu günlerde içtima” a davet ederek, yeniden faaliyete ge- çilmesi gününün geldiğini anlatacak ve yeni İdare heyeti intihabı yapılma- sını isteyecektir. Bulgar dış bakanı Gospodin Köse Ivanofun, Cenevreye hareket etmez den önce, Türk—Bulgar yakınlığının kuvvetlenmesi uğrunda her şeyi yapa. cağmı, bütün maniaları bertaraf © deceğini bize söylemesi ve bu sözlerin bütün gazetelerde yer bulması Türk- leri seven Bulgarlarda derin memnu- niyet uyandırdı. Köse İvanofun, Sofyada baş müftü kara Hasan Ahmedi dahi azledeceği ni ve bu hocanın Türkiye ve Türklük Italyan-Habeş anlaşmamazlığı Uluslar Kurumu toplantı Cenevre, 4 — Ulen kaz İran sosyetesi bugün saat 16 da topla- narak İtalyan - Habeş aniaşmazlı ğımı görüşmüştür. Konseye Arjan- tni delegesi Dinazo başkanlık et- mekteydi. Celse açılır açılmaz ilk sözü F. den almıştır. İngiliz delegesi ev- velâ Pariste üçler kurumunun top lantısı etrafında konseye malümat vermiş, büyük harpten sonra ye: ni bivssayaşıncönünü almak içis sarfedilen yayretleri hatırlatmış, İtalyan - Habeş ihtilâfasm bir İa giliz - İtalyan ihtilâfı doğurmasiy- le münasebettar olmadığını söyle miştir. Ayni zamanda Habeşista- nın tamamiyetini katiyen ihlâl et- memek şartiyle uluslar kurumu- nun idaresi altında Haheşistanda geniş ekonomik ve sosyal islâhal yapılmasını teklif etmiştir. Roma hükümetinin ileri sürdüğü Doğu "Afrika sümürgelerinin (müstemle- Kelerinin) her hangi bir Habeş hü. cumu tehlikesine karşı İtalyayı tatmin etmek için müşterek bir teminat verilmesini tavsiye etmiş- tir. Bundan sonra Laval söz almış, 5 7 Edenle ayni fikirde olduğu. sonra İtaiyan dele. bei Baron Aloizi, Habeşistanın 1. talyan sümürgelerini tehdit etmek. te olduğunu, tathhütlerini tatma- dığı ileri sürerek şu sözleri söy lemiştir: — Vahşi bir devlet olan Habe- şistanın medeni devletlerle hukuk © ve vazife müsavatı söylemeğe mec burdur ki eğer uluslar kurumun- da Habeşistanla ayni seviye ola- rak müzakerelere devam edile- cek olursa, medeni ulusun izzeti nefsi ağır surette yaralanmış ola- caktır. İtalya, Habeşistanla bu müsavatı tanımaz. Biz hareket serbestliği istiyo ruz. Bunu temin ve haklarımızı korumak için icap eden bütün ted- birleri almış bulunuyoruz. Bunun la beraber uluslar O kurumundan ayrılmak da istemiyoruz. alyan delegesinden sonra Ha- beş delegesi Fransız avukatlarm- 'dan Gaston Jaz söz almış. İtalya. nm sözlerini ve iddialarmı redet- © miş, ve İtalyayı Habeşistarm da- hi a ittikam et- eyhine çıkarmakta olduğu (mede psd isimli hurafe gazetesini kaap- tacağını ima etmesi İse, bütün Bulga- ristanda Türkleri pek çok sevindirdi. Çünkü bu hoca senelerden beri me deniyet ve kültür düşmanlığı İle işti- har etmiş, Bulgar ve Türk milletleri- nin yakınlaşmasına varkuvetile mani olmağa çalışmış mağşuş bir adamdır. Kendisi Bulgar dış bakanlığı tara" fından 7 sene önce baş müftülük ma- kamma tayin olmuş olup, Köse İva- nofun emri altında icrayı faaliyet eden bir memur demektir ki, Türk dostluğuna candan taraftar olan Kö- se İvanof gibi ciddi bir bakanın buna tahammül edemiyeceği muhakkaktır, | Köse İvanof gene dış bakanlık me- murlarından olup, Türklük kesi bir kitap yazan doktor Bojinofu nasıl azlettiyse, baş müftüyü de tabii azle- decek ve dostluk engellerinden birini daha yıkmış olacaktır, M. Necmettin Bulgarların Balkan andiaş- masına girmesi muhtemel Bulgar Dış işleri Bakanı Köse İva” — Vakit dardır. Birkaç güne kadar Habeşistana karşı bir imha harbinin başlayıp başlayamıyaca- ğını bilmek lâzımdır, cümlesiyle sözünü bitirmiştir. Konsey bundan sonra gayri mu- âyyen bir zaman için dağılmıştır. Ve cumartesi gününden evvel top- lanmasma da ihtimal verilmemek- tedir, Uluslar Kurumunda bu şekilde hararetli, fakat neticesiz müzakere ler cereyan ederken bir taraftan garbla Sicilyadapchrd rdrdirdi © da İtalyan donanması Trablus garpla Sicilya adası arasında bü- yük deniz manevraları yapmak için hazırlanmaktadır. Söylendi- ğine göre bir harp esnasında Sü- veyş kanalı kapatıldığı takdirde İtalya, Sicilya ile Trablusgarp a- rasını tutacaktır, Maiya işin içinde fens niyetler görüyor Roma, 4 (A.A.) — İtalyan basini Ricket imtiyazından bahsederek bu iş- te İngilterenin gayet açık bir manev- rasımı ve Habeşistanm da fena niyet” lerinin bir belgesini görmektedir. Vaşington, 4 (A.A.) — Standard O. il kumpanyasının şubesi olan Socony Vacuum Company, Habeşistan imti- yazı büyük bir sinirlilik uyandırdığı için bunun terkedilmesi pek -istendi- fini söyliyen Bakan Cordeli Hill'in şahsi dileği üzerine, bu imtiyazı ter. ketmeğe karar vermiştir. Ni Hull, bu gibi imtiyazların bu si- da, barışın muhafazası hususunda beş bir engel teşkil ettiğini ve bun- m ağır sonuçlar doğurabileceğini ye İİ bir hâdise Roma, 4 (A.A.) — Adisababada ye- ni bir İtalyan mühendisine yolda ta- arruz edilerek yere atılmış ve bu mü- hendisle diğer bir İtalyan mühendisi- nin evleri taşa tutulmuştur, İtalyanın Adisababa orta elçisi hâ- diseyi protesto ederek İtalyanların ileride meşru müdafaa vasıtaları kul. lanmasından mes'ul olamıyacağını bildirmiştir. Yeni sevkiyat Napoli, 5 — Ganj vapuriyle dün akşam 2058 kara gömlekli ile 45 zabit Eritreye hareket etmiştir. Bu askerlerle birlikte 12 ya- şında bir trampeteci çocuk da Af. rikaya hareket etmiştir. Bu çocuk için husust bir müsamere veril miştir, Her gün bir vapur askeri HABER — Akşam Postası nofun bir diyevi, ve Tevfik Rüştü A- rasım da buna karşı verdiği cevap ü- zerine Türkiye ile Bulgaristan arasm- daki durum son zamanlarda çok iyi- leşmiştir. Dün şehrimizde, Bulgarla- rın da Balkan andlaşmasına girecek” lerine dair bir yayıntı dolaşmaktaydı. Bu mesele etrafında Bulgar Elçisi Gospodin Pavlof şu sözleri söylemiş- tir: — Bulgaristanın Balkan paktına girmesini kolaylaştıran bir formül bulunması mümkündür, Türkiye ile Bulgaristan arasındaki dostane mü- nasebat hakkında iki taraf dış işleri bakanları tarafından neşredilen müş- terek beyanata ilâve edecek hiç bir sö- züm yoktur. Türkiye ile Bulgarista- nın dostluğu Balkanlar, Avrupa, hat- tâ dünya barışı için çok önemli bir ihtiyaçtır, Bulgar dış işleri bakanı da şimdi Cenevrede (bulunduğundan Tevfik Rüştü Arasla orada da konuşmak fır- satını bulacağı tabildir. Ben bu fikrin tahakkuku için bütün kuvetimle ça- Uşmağı kendime bir borç sayarım, de Süveyş kanalından on İtalyan vapuru geçmiştir. Bunlardan üçün de yedi bin asker vardı. Diğerleri cephane taşıyorlardı. Ölen İtalyanlar Roma, 5 — Resmi malümata göre Habeşistanda 29 hazirandan 31 ağustosa kadar 14 Italyan za- bitiyle 79 zabit vekili ve asker öl- müştür. Bir kânunusaniden beri ölen İtalyan askerleri © böylece 130 u bulmuştur. İngiliz hava kuvvetleri harekete geçti Kahire, 5 — Habeş işinden doğması muhtemel hâdiselere kar- şı koymak üzere bir İngiliz tayya- re filosu Sudan ve Kenya'ya ha- reket etmiştir. Mısırdaki fevkalâde İngili: komiseri, eylülün 10 uncu vs 11 inci günleri Süveyş havzasında büyük mikyasta hava manevrala rı yapılacağını Mısır harbiye ne- zaretine bildirmiştir. Italya Türkiyeden sabun alıyor Romada bulunan bir İtalyan sabun fabrikası Türkofis vasıtasi « le Türk tecimerletine müstacelen bir teklifte bulunmuştur. Bu fir « ma yarım milyon kilo o sabunluk yağ istemektedir. (Firma en seri şekilde bu yağları teslim #debi - lecekleri tercih edecektir. Bu fabrikanın Habeşistana gönderilen İtalyan kıt'alarına sa- bun vermek için taahhüde giriş - tiği anlaşılmaktadır. Aslan yürekli bir baba (Baştarafı 1 incide) kaymış, kuyuya düşmüştür. Ka- zayı görenler hemen (bağırarak zabıtayı haberdar etmişlerdir. Va- ka yerine birkaç dakika sonra Sab rini babası da yetişmiş, çocuğu - nun kuyuya düştüğünü anlayınca büyük bir heyecana kapılmış, ço cuğunu kurtarmak üzere kendisini kuyuya atmıştır. İtfaiye gelmiş, çocuk kuyudar sıkarılmıştır. Sabri düşerken ba- şı ve vücudunun muhtelif yerle- rinden yaralandığı için ölmüştür. Babası da yaralı bir halde çrkarıl- 5 EYLÜL — 1835 Bulgaristanla aramız Şoförlerin bitmez dertleri: Cemiyet meselesi tatil edilen taksi otomobilleri - resmi makâmın söyle- dikleri - bizim Otomobilciler ve şoförler Cemi- yeti İdare heyeti azalarının top - tan istifa ettiklerini dünkü sayı - mızda yazmıştık. İstifalar dün vilâyete ve esnaf mürakabe bü- bürosuna bildirilmiştir. İstifa e- denler Necib, Mahmud, Tevfik, Hakkı, Sadık, Ahmed, Mehmed, Basri, Şükrü, Adil, Zülfüdür. Bu heyet on ay evvel seçilmişti. Müd- detini bitimseine daha on dört ay vardı. Böyle toptan istifanın sebebini öğrenmek üzere bir arkadaşımız cemiyete gitmiş, istifalarını yaz * makta olan azalarla görüşmüştür. İstifa edenler muharririmize şun- leri söylemişlerdir: “— İdare heyeti bugünkü şera - it içinde çalışmayı imkânsız gör - mektedir. o Şoförlere faydalı ol- makiçin cemiyete girmiş, mezuli- yet almıştık. Bu kadar gayretimi- ze, çalışmamıza rağmen esnafa yardım edemedik, Bir dertlerini halledemedik. Çünkü alâkadar makamlar bi- zi himaye etmiyorlar. İstedikleri mizi yapmıyorlar. Eh bu şerait al- tında da biz iş yapamıyoruz, Esna fn daima bizden şikâyetlerini işis tiyoruz. Halbuki biz faaliyet gör termek istiyoruz. Esnafın daima şikâyetine maruz kalmamak için istifayı doğru bulduk. Şoförler bugün büyüksıkmtılar| içinde çırpınmaktadır. Senelerden beri halledilemiyen bir plâka res- mi vardır. Bunu bile halledxmedik Bu para ayda on iki buçuk lira tu- tuyor ve kıymeti 200 lira elan bir taksi bile bu parayı veriyor. Plâka resmi vardır. Bunu bile hallede - medik. Bu para ayda on iki buçuk lira tutuyor ve kıymeti 200 lira o- lan bir taksi bile bu parayı veri» yor. Plâka resmini makul bir had » de indirmeye çalıştık. İmkân bu - lamadık. (Bu hususta bir kanun çıkmıştı. Bu da tefsirlere maruz kaldı. Mesele de halledilemedi . Seyrüsefer (oo talimatnamesinin değiştirilmesini istedik. Dedik ki; “İstanbulun hususi bir vaziyeti vardır. Müsaid taksi yerleri yok- tur. o Yolları ve sokakları Avru: panın sokaklarma uymaz. Avru - padaki en yeni (o talimatnameleri gözden geçirin ve İstanbulun va » ziyetini göz önüne alarak çok eski olan seyrüsefer talimatnsmesini değiştirdik.. Bunu da yapmadılar. Her isteyen, direksiyon kullan- masını öğrenen şoför oluyor. Şo - förler için de yetiştirme şartlarını gösteren bir talimatname hazırlan sın dedik. Bundanda bir sonuç (netice) çıkmadı. Buna benzer daha birçok dilek lerimiz var. Biz çekildik. Yeni ge- lecek heyet belki muvaffak olur. Tahminimiz budur.,, Diğer taraftan aldığımız malü- mata göre, evvelce azık iken sön- radan kapalıya çevrilen 12 taksi otomobilinin plâkaları belediye ta rafından alınmıştır. Bunun da se bebi, beş sene evvel açık bulunan bu gibi otomobillerin haber veril» meden kapalıya çevrilmesidir. Bu seneki muayene yapılırken bunun farkma varılmış, 12 otomobilin plâkası alınmıştır. Piyasada mev- düşüncemiz plâkalarının alınacağı söylenmek» tedir. Bu sabah bu işle alâkadar res- mi bir makamla görüştük, Şu ce- vap verildi: — 931 senesinde çıkan taksi talimatnamesi piyasaya çıkacak otomobiller hakında birçok kayıt- ları taşrmaktadır. Beş, altı sene ev vel açık bulunan otomobilerin ka- roseleri değiştirilerek hayatiyet müddetleri çoğaltılmakta piyasa- ya bu şekildeki bir otomobil çıka- rılmaktadır. Bu şekilde otomobil çıkması ise talimatnamenin güttü- ğü gayeye uymaktadır. Bu gibi ötomobilerin bize işleri düştüğü gibi yahutta muayeneleri esnasın- da plâkalarımı almaktayız. Sonra- dan tadile uğramış bu gibi taksi- leri çalıştıramıyacağız. Yalnız es- ki hallerine dönerlerse izin vere- biliriz..,, | Bizim fikrimiz HAPER: Biz, kendi hesabımızı, talimat- namenin bu şekilde tatbikini, ya- hut da böyle bir talimatnamenin oluşunu akla yakın bulmıyorüz: Bir otomobil sahibinin, otömos bilinin hayatiyetini uzatmak için, onu tamir yahut tadil etmesini is- temek ne demektir? Bu, her şey den evvel, piyasada fena otomo - bil kullanılmasını ve yahut harice çıkmasını teşviletir. © Bir kayıkçı - Başından yaralandı Çatalcada Kâmil Ovada utu: ran 23 yaşlarında kayıkçı ibra: him, bugün Çatalca sahilinde, ka- yıktan denize girmek istemiş ve küpeşteden başaşağı suya dalmış- tır. Fakat denizin altında başı sivri bir kayaya çarparak ağir su- rette yaralanmıştır. ; İbrahimin baygın bir surette ve kanlar içinde suyun yüzüne çıktı. ğımı gören arkadaşları, kendisini hemen bir taksi otomob'i'ne koya: rak Cerrahpaşa hastanesine getir: mişlerdir. İbrahim, yaraları tedavi edi'- mek ve yuttuğu sular midesinden çıkarılmak üzere bugün saat 17 de Cerrahpaşa hastanesinde teda vi altına almıştır. Muayenssin- de belkemiğinden de yaralandığı anlaşılmıştır. (*80”) (1011) Müthiş fırtına Jaksonvil (Amerikada Florida), 5 — Kejs mıntakasında bulunan bin lerce kişinin âkibeti hakkında henüz kat'i malâmat alınamamıştır. Kejs denilen mıntaka, Florida yarım adası- nın devamı olan adacıklar zinciridir. Bazı gazetelere göre kasırga neti” cesinde ölenlerin sayısı 700 kişiyi bul- muştur. Bununla beraber, muhabere imkânsızlığından dolayı çok müphem olan resmi tebliğler ölenlerin 200 kişi olduğunu bildirmektedir. Kasırka büyük bir mntakayı ha rap etmiştir ve zararın miktarını tah” min etmek şimdilik imkânsızdır. Yeni bir kasırgadan da korkuluyor. Miyami, 5 — “Kızrl haç, kasırga neticesinde ölenlerin sayısını 500 ola- zerinde uçan tayyareler her tarafın harap olduğunu ve bir çok ölüler gör” —islirdir İemirenlleve onlan altında