© kacak adamlardan değilim... Sen HABER — Akşam Postası * ORMANIN KIZI Vahşi hayvanlar arasında ve Afrikanın balta girmemiş ormanla» rada geçen aşk ve kahramanlık, heyecan. esrar ve tetkik romam BN” gg mmm Yazan: Rıza Şekib mr illerin kalın ayakları altında kemikleri kırılanların can acısiy- e haykırışları esir pazarını bir mahşere çevirmişti Hoca Rıfkı bunları büyük bir gürültü ve büyük bir kızgmlık i- ginde söylüyordu. Bu sırada E - bülülâ da göründü. Sağında ve 80- Manda yelelerinden tuttuğu iki heybetli aslan arasnda biçimli vücudü ile bir kahraman gibi gö- rünüyordu,. Hoca Rıfkı Ebülâlâyı görünce; — Maşallah, dedi, siz de mi bu-! rada?., Ebülülâ cevap verdi: — Evet buradayım... Beni gö » rüşünüz galiba hoşunuza gitmedi. Ben yalnız gelseydim, size zara - rım dokunmazdı. Ne yapayım ki, Karşa esirlerini serbest bıraktır - mak istiyor. — Ben esirlerimi serbest bıra « 'de esirdin... Ne fenalık gördün e- sirlikten?., a meri de attılar, Avni Ogene kurtardı. Bununla Avni bir dakikada üç mu - hakkak gol kurtarmış oluyordu. Dev. renin bitmesine iki dakika var. Vazi- yet (0 - 0).. Bu devre, yalnız Avni ve Fazıl oynadı denebilir. Ikinci devre İkinci devre Gündüz — çıktı, yerine Helvacı girdi. Oyuna haşla dik. birinci dakikada bomboş kalan sağ İçleri, topu sağ za- viyemize attı, top yavaş yavaş girdi. Lütfide kabahat. (1 - 0) mağlöp vaziyette iken, az daha ikinci gol de giriyordu Avni yaktı kurtardı, Necdet hepsini geçti, boş kaleye topu sokamadı, avuta at - tı. Macarlar açıldılar. İyi oakıyorlar, bizim müdafaa çok fena.. Santrforla - rm sıkı bir şütünü direk kurtardı. Avni fevkalâde bir kurtarış yaptı Şeref sol açığa attı. Fazl içte çok daha iyi oynuyor. Lâtfi o çıktı yerine Fahir girdi. Helvacı Gündüzü aratı - yor. Helvacı muhakkak bir gol kaçır - dı, Helvacı Münevvere, Münevver Nec dete verdi. Necdet muhakkak bir gol daha kaçırdı. Şeref gene içe geçti. Necdet bomboş ilerlerken gene bir gol kaçırdı. MU - mevver firikik attı. Havadan gitti. (28) inci dakikada santrfora geçen Münevver, Necdetten aldığı bir pası güzel bir şütle kaleye soktu. Vaziyet bir bir berabere oldu. Şimdi biz hâ - kimiz, İ İbrahim, orta haf, Şeref, Fazıl, Mü- nevver hepsi akına geçtiler. Bekleri at Jattılar, kaleci plonjon yaptı topu ka - çırdı fakat bizim (Necdet İle Şeref, boş kaleye topu iki metreden soka - madılar, Santrhafta İbrahim, Lütfi - den de, Fahirden de daha fazla mu - yaffak oluyor. Artık (dakikada bir, biz onların kalesindeyiz, Fakat ne ça- reki bir türlü top içeri giremiyor, Hakem; çok iyi. Hiç bir tarafı tutmadı İyi görüşleri var. Fazıl Av » ni fevkalâde Osman, İbrahim ve Hüs- nü güzel oynadılar, İkinci maçımız da böylece beraber - likle bittikten sonra, oŞimdi Peşte - deki maçta ne yapacağımız, düşünü - yoruz. Yarın Peşteye hareket edi - yoruz. , OSMAN “Doğan spor klübü kongresi Doğanspor kulübü başkanlığından: Kulübümüz genel kongresi 25 ağus - #os pazar sabahı sant tam onda yapı - Jacağından üyelerimizin o saatte ku - Tüp binasında hazır bulunmaları rica olunur, — Ben, evet haklısın, esirdim. | fenalık görmedim, Çünkü Abdü - lâziz benim çalışmamla kazanı - yordu. Esirlikten ne fenalık gör » düğümü elinizden iki üç gün evve| | kurtulan şu zavallıya sormalı... Karşa lâfa karıştı: — Esirlikten ne fenalık g'rül- düğünü yalnız bu zavallıya değil bana da şormalı... Sonra biz bura- ya çekişmeğe, münakaşa etmeğe gelmedik... Sizden esirlerinizin serbest bırakılmasını istiyoruz... Buna cevap verin... | — Buna cevabımı verdim. Baş-| ka söyliyecek sözüm yok-.. — Sen bilirsin... Karşa bunu söyledikten sonra adımını attr. Hoca Rıfkiyı arka » | sında bırakarak kulübeye ilerle - di. Kapmın aralığından içeriye ba- gırdı; — Gel bakalım buraya şişman! Bize esirlerin kulübesini göster. Bunu biz bilmiyor değiliz amma senin göstermeni istiyoruz. Hoca Rıfkı, daha Karşa cevap almadan atıldı. Bütün kuvvetiyle! koşuyordu. o Nereye gidiyordu? Bunu kimse bilmiyordu. Yolda bir taraftan koşuyor, bir taraftan da — İmdat! İmdat! diye bağırı- yordu. Gece vakti esir pazarını velve- leye vererek herkesi ayaklandır -| mak istediği aşikârdr. Ebülülâ, neye uğradığını bile - mediği bir zaman Karşanın yük- sek sesle kendisine bağırısiyle toplandı: — Ebülülâ, bırak aslanın yele- sini!... Bakalım daha bağırmakta israr edecek mi? — Hayır Karşa... Bekliyelim... | « Londra 608, —| * Viyana 38, # Nerron (02 —)| #Malna OP — » Paris 168 —İ » Berlis m * Milâno (198, —İ e Varşova | 24.0 » Brükse 82, —| « Budapeşir 24,50 « Atina 24, —İ * Bükreş 18, - ».Cenevir o 870 --İ * Belgrad 0, - » Salya v4, —| # Yokohama 38, » Amsterdan. 8. —İ * Alın om, — *Prag Oi 08. —İ » Mecidiye OB — İ » Stokholm O Bi, <-İ « Banknot o 234 —| Çekler i GEN, (e Stokklm ( A0149 || 07978) « Viyar 4.1863 124 İs Madrid 4.5015 | 97118) « Mertin 19770 47978) 4 Varşova 42laK | | * Ain 694415)4 Budapeşre — 4,4325 İs Cesevre © 24379) Bükreş o 1010073 İ « Sotya S3,ASAS| * Belgrad o 1486— « Prag (9,1045) « blaskova » 1091.75 ESMHAM « İş Bankas G8) Tramvay 9 Anadolu 96.15) # Çimento as 1.80 Reji 250) CayonDe, —— Şir. Hayriye (Sİ Şark Dek .-. »Merkez Bankası 98.29) Balya —— UV, Sigorta —00| Yark m. een Fomozti 8&-) Telefon —istikrazlar — tahvil 41993Türk Bor.l /7.078) Elekteiz vi “ Tramvay A 26879) taht Ergan! istikraz 08.—|* Anadola li BOKS 20 Mizalarında yıldız işaretli olanlar, üze - rinde muâmele görenlerdir. Rakamlar sa 13 kapanış satış fiyatlarıdır. Nukut » Amsterdam 1.175 |» Yokohama o 72— IsukrizDahilit G4 17İ8 Anadolu! 45,78 (928 AM 10, Anadotu Hi 1,60 Sıvas-Erzaram 95,8) « Mümessil A 4509 | 22 AĞUSTOS — gg n ya yg gs3tü, yy X:9 Kaçırılan kız peşinde Polis hafiyesi Deksterin “Kaçı sılan kız peşinde,, adlı romanı bu- İ gün piyasaya çıkarılan ikinci forma i'e nihayete ermiştir. Bundan sonra bu formalar haftada iki defa Piyasaya verilecektir. okuyucularımızdan kitaplarını almıyanlara Gazetemizde tefrika halinde çıkan “Borjiya,, ve Ragastanın oğlu,, roman larını ciltletmek üzere idare (evimize bırakan okuyucularımızdan bazıları tekrar uğrayıp ciltlenmiş romanları - nı almamışlardır. Bıraktıkları kitap - lara karşılık kendilerine verilen mak- buzların numaralarını aşağıda yaz- dığımız bu okuyucuların nihayet bu ay sonuna kadar kitaplarını almala - rını veya aldırmalarını rica ederiz, Gazetemiz ağustos nihayetinden son - Ayağınıza kundura giymek imkânı. nı selbederler. Yürüyüşünüz size azap verir, İşte; nasırları kökünden sö - kecek pek kolay ve az (masraflı bir tedbir: Akşamları derununa kâfi mik- tarda RADİO SALTS ilâve edeceği » niz suda ayak banyosunu yapınız. Bir kaç gün zarfında bu azap veren na - sırları kolayca çıkarabileceksiniz- Hemen bu akşam o eczanenizden bir kutu RADİO SALTS isteyiniz. Her eczanede satılır. Bunlarla ayrı ayrı mücadele et -|————— mektense hepsinin ayaklanmasını Ye üezirimize hücum etmelerini bekliyelim. Bu daha kolay ola - cak... — Birer birer öldürmenin zev- ki başkadır, Ebülülâ bırak hayva- nr, Ebülülâ fazla ısrar edemedi. Karşanın bir dediğinin iki olma- dığı herkesçe bilinen ve hen.en yapılması istenen bir hakikatti, Zaten ısrara da dili varmamıştı. Hoca Rıfkı denilen bu adam, bir zamanlar, Ebülülâya az mr fena - lik yapmıştı? Ebülülâ bunu hiç unutmamış, hiç de unutamıyacaktı. Bu düşünceler, yelesinden sım- sıkı tuttuğu aslanm harekete geç- mesine hak verdiriyordu. Artık fazla düşünmedi. Aslanın uzun yelelerine dolaşan parmak- ları açıldı. Bu, aslana bir işaret gibi geldi. Hafifçe büyük başmı Karşaya doğru çevirdi ve onun yelyepelek koşan Hoca Rıfkıya dönen gözle- rini takip etti, Şimdi onu bağlasalar bile belki bağlarını koparıp bu koşan ada- mm sırtma pençelerini geçirmek için yetişecekti. Bir ok gibi fırladı. Uzun bir za! mân geçmeden karanlıklara gö 21 mülen Hoca Rıfkıya yetişmişti. Boşluk içinde acı bir çığlık kop- tu ve o dakikada gürültü kesildi, Aslanın hafif bir kükreyişi herşe- yin halledlidiğine işaretti. Karşa, arkalarmdan yürümeğe bile lüzum görmedi. Bu adamm parçalanmış ölüsünü görüp de ne yapacaktı. Etini aslanının yeme » sine de gönlü razı değildi. Çağırdı. Vahşi hayvan uysal bir kedi gibi gelip, genç kızın ba- caklarına süründü. , Karşa Ebülülâya: — Çağır şu yerliyi, bize esirle- rin kulübesini göstersin. Ebülülâ seslendi. Yerli koşup yetişti, — Bize esirlerin yerini göster... Yerli cevap vermeğe bile lüzum | görmeden yürüdü. Eliyle de ken- disini takip etmelerini işaret edi- yordu. Arkasından bir müddet yürüdüler. Sonra sola, büyük a - ğaçlar arasına saparak, gece ay * dınlığında koca bir saray gibi gö- “nen kulübeye yaklaştılar... Ebülülâ tam kulübeye yakla - şacaklırı sırada: — Biz, dedi, boşuna yorulmuş da filleri de getirimşiz. Bize hiç lüzumu olmıyacakmış... (Devamı var) ra bu kitaplar hakkında hiçbir müra - taat kabul O edemiyecektir. Borjiya: 803, 804, SOT, 821, 839 Ragastanın oğlu: 38, 19, 15, 14; 212, 180; 169, 118, 6S, 44, 43; 400; 577; 288; 45; 238; 227. ,, Halkevi temsil şubesinde Istanbul halkevinden: 4 ağustosdan itibaren cumartesi ve salı günleri temsil kolumuzda, Mü- sahip zade Celâl Türk O koştümleri hakkında açık ve tatbiki konuşmalar yapacaktır. İstiyenler o günlerde saat (17,30) da Alayköşküne gelebilirler. Partinin ocak ve nahiye kongreleri C.H. Partisi ocak nahiye kongrele. rinin bir eylülde başlaması kararlaş - tırılmıştır. Eylül içinde (349 ocağın kongreleri, birinciteşrinin ilk on beş gününde de nahiye kongreleri hitiril- miş olacaktır. İstanbul ikinci iflâs memurluğun - daa: Mahkemece iflâsma karar verilip memuriyetimizce tasfiyesine başlan - mış olan PAMUK ve NEBATİ YAĞ. LAR SANAYİİT.A. Şirketine ait müstacel tedbirlerin ittihazı ve idare heyetine salâhiyet itası zımnında alâ- caklıların 23 ağustos 1935 cuma gü » nü saat 11 de iflâs dairesinde hazır bulunması ilân olununr. (14866) ZAYİ: Çanakkale Cumhuriyet ilk o kulundan aldığım şahadetnameyi kay bettim. Yenisini alacağımdan hükmü yoktur. Mustafa Cezmi Cumartesi ve Salı günleri Önümüzdeki günlerde çıkacak olan 3 üncü formasiyle X: 9 en mühim maceralarından birine başlı yor: e) Borjiya ve Ra- Akayvapurunda gastanın oğlu Bir “Bay Akay,, doğdu İRomanlarını ciltleten Yalovaya gitmek üzere dün sa- bah sekizi yirmi geçe köprüden kalkan Pendik vapuru, Kadıköy iskelesinden ayrıldıktan sonra va purda bulunan bir yolcu kadının sancılandığı görülmüştür. Bunun üzerine vapurda bir doktorla bir ebe aranmış, tesadüfen ikisi de bulunarak kadın kolaylıkla do « Zurmuştur. Doğan çocuk erkek ol- duğundan kendisine Akay adı ve- rilmiş, kadın fakir olduğundan kendisine otuz lira da para veril miştir. Bayanlar; Nişanlılarmızm İç çamaşırlarını 15- marlamadan evvel unutmayınız ki DAYİD büyük gömlekçi mağazası, pijama, rop dö şambr, gömlek yapma- Ka elverişli ve en “müşkülpesentleri de memnun edecek derecede zarif i « pekli kumaş çeşitleri getirmiştir. ” Beyoğlu, Galatisiray Msesi karşı; - 8ında ve Ankarada, Bankalar cadde - sinde No. 23 DAVET Evvelce Galatada (oHüdavendigir hanında kutu fabrikası oşeriki iken elyevm nerede olduğu (o bilinemiyen Münir Tevfik beyin İstanbul Anka ra caddesinde mücellit Sokyas efen « dinin dükkânma uğraması rica olu « nur, TÜ UMBARANA GTTIĞIN'PAR “iLE MAVDŞ YY LL ELEĞİNE VWBIRLIN » DDAPAZ ZE RK-TiCARET-BANKA-LI ME m,