YA ŞA mi — Bu derece miyop olmak çok fena şey.. — Hakkın var. Demin bir kadına yi yecek gibi dikkatle bakıyordu. Kendi karısı olduğunu neden sonra farketti. A VA Men dekka dukka Napolyan devrinin meşhur dip- matı Taleyran topaldı. Bir gür tek gözlü bir adam, onunla alay için sordu: — Dalma böyle topallar mısı- vız? | Taleyran cevap verdi: İ — Nasıl görüyorsanız öyle... Eğlenceli piyesi Tiyatro solununda şöyle bir lev- vardı: “Tiyatroya köpek geti:mek ya rr), . Gösterilen piyesi beğenmemiş “ muzip, bu levhanın altı. . ei, 72 yerine gazelleri Ave) ayan. Pata — yet >.) Beyan Palme (emdi kml © Baya Sukru ayak | © Ayakkabları tek tek giy.| 'Pİ duygularla, cümlesini taşıyan “Ha, Jarım çok küçüktür. Numas | dine) — Ayaklarım çok a »| kablar çok ısttrap veriyor.) dikten sonra — Allahışmar bir kart üzerinde karar sıldı vs İ yvanları Koruma Cemiy | rom 35. &iiror. Acaba masanın altın. | Masanın altında belli etme-| ladik! dükkâncıya emretti: Bayan Zehra Ben de öyle... 'da çıkarsam mı ? den çıkarsam mi? açıkgöz Bir ahbabmın mobilye fabrika- smı geziyordu, Fabrika sahibi kendisine güzel bir karyola hedi. ye etti ve: — Yalnız, dedi, parasız mal vermeği uğursuzluk sayarım. Ba- na yüz para ver, Yüz para bulamayınca, ç'karıp beş kuruş verdi ve yüz para geri istedi. Fabrika sahibi bu yüzsüz- lüğe şaşmakla beraber ceplerini karıştırdı. Onda da yüz para yok: tu, Hediye alan adam o zaman şöy: le bir çare buldu: — Zarar yok. Yüz para sende kalsın, bir karyola daha alırım! Damad ve gelin Ahlâksızlığiyle tanınmıştı. Evlenmek Üzere olduğunu haber verince arka - daşı şaştı: — Haydi canım, yalan söylüyor - sun! — Hayır, hem de bir geç kızla ev - leniyorum- Kızın ailesi de zengin. — Kız hasta mı? — Hayır. — Kör, topal, çolak falan olma - sın? — Hayır, sapasağlam... Yalnız biraz gebe... — Demek sen bir adamla parası için evleneceksin? — Yok parası için değil. Lâkin ben kocamın daima neşeli olmasını İste « rim, Parasız bir adam neşeli olamıya cağına göre... mu, yoksa kırmızı renkli olanı m? Diplomat ve kadın Bir diplomat evet derse bu, belki de. mektir, Belki derse bu, hayır demek - tir. Hayır derse diplomat değildir. Kibar bir kadın hayır derse bu, bel- ki demektir. Belki derse bu, evet de mektir. Evet derse kibar bir kadın de- dildir. Lüzum kalmadı! Bankaya yatırdığı paranm hepsini alıp hesabını kapatmıştı Köşe başında duran nöbetçi polisin önünden geçer - ken: — Artık keyfine bakabilirsin dos - tum, dedi, bankada param kalmadı! Ga Bizim küçüğün uçurtması bahçe siz eve taşınınca işe yaramamaya baş ladı, Sağlam etomebil Amerikada bir otomobil fabri katörüne, arkadaşı sordu: — Fabrikanda bir otomobili beş saatte tamamladığınız oluyor- muş, öyle mi? — Evet, Adamcağız kederle başın: sal: ladı: İ — Anlaşıldı, dedi, benini aldı. ğım bu otomobillerden bir! ola. | cak! Tek sevgili Kırtasiye dükkânında kartpos- tal seçiyordu. Şişman bir kadına eliyle öpücük işareti yapan koca man bıyıklı bir adamla “rayatırı- da sevdiğim tek kadına en sami- i — R» karttan sekiz tane verin!