20 Ağustos 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6

20 Ağustos 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yatı mekt eplerinde Bedava okumak istiyen talebeler Nasıl imtihan olacaklar ? Lise ve orta okullarda yatılı olarak bedava okumak İstiyen talebenin ne yolda imtihan edileceğine dair Kültür Bakanlığı bir tamim çıkarmıştır. Ay- nen alıyoruz: “915 numaralı kanuna göre Kültür Bakanlığına bağlı lise ve ortaokullar- da parasız yatılı olarak okunmak is - tiyenlerin seçme sınaçları aşağıdaki esaslara göre yapılacaktır.: 1 — Seçme (o sınaçları 23 Eylül 1985 pazartesi günü saat 9 da başlıya - caktır. 2 — Seçme sınaçlarına gireceklerin başvurmaları 21 Eylül cumartesi saat 13 çe kadar kabul edilecektir. İ 3 — Seçme sınaçlarıma gireceklerin durumları ve gösterecekleri belgeler direktörlerce gözden geçirilecek, ge - rekirse bakanlıkça araştırma yapıla- caktır, 4 — Seçme sımaçlarına gireceklerin şu şartları taşımaları gerektir: a) 'Türk olmak, b) Lise ve ortaokullar öğreneğinin her sınıf için saptadığı yaşlarda bulun mak, €) Bedence ve ruhça (ohasta, İleti, sakat ve kusurlu olmamak, d) Okutamıyacak kadar baba nası fakir olmak, ©) Zekâsı, çalışkanlığı, ahlâki, tale - besi bulunduğu okuldan alacağı fotoğ raflı bir belge ile osaptanmak, belge örneği ilişiktir. f) Sınıfında kalmış olmamak, 5 — Dördüncü maddenin (a) ve (b)! paragrafları nüfus hüviyet cüzda -| nile, (e) paragrafı okullara gönderil. | miş olan fâpor örneklerine yöre sına- | em yapıldığı okulun bulunduğu ilin! hüküğmet doktor tarafından yapila - rik İP mam an d alammanlı speEYe Cü) paragfafı ouraylardan, köylü ise köy ihtiyar heyetlerinden alınacak bel gelerle, (e) paragrafr okulundan a -| lacağı öğretmenler kurulu tutulgasi - | le saptanacaktır, İl 6 — Sinaçları yapacak olan komis 2 yon başkanı usulüne uygun olan di lekleri kabul ile şartları taşıyanların | adlarını ve hüviyetlerini tesbit ederek | kendilerine fotoğraflı bir belge vere - cektir. Ancak bu belgeyi gösterenler sınaçlara kabul edileceklerdir. 7 — Seçme sınaçları o her ilbaylık merkezinde bulunan lisede, lise bu - lunmıyan yerlerde ortaokullarda, or - taokul bulunmıyan yerlerde Kültür Direktörlüğünde yapılacaktır. her sınıf için Bakanlıktan a ! 8 — Seçme sorulari ayrı ayrı olmak üzere gönderilecektir, 9 — Sinaç komisyonları: Okullarda okul direktörünün, kül - tür dayralarında kültür direktörleri - nin başkanlığı altında üç öğretmen - den teşekkül edecektir Lise ve ortao kul bulunmıyan O İlbaylıkta ilkokul öğretmenleri veya ilkokul ispekterle - ri komisyonlara alınır. Komisyon baş. kanı gerekli görürse komisyon üye lerini çoğnltabilecektir. 10 — Seçme sınaçları (türkçe - ede- biyat, riyaziye), o (larih - coğrafya), derslerinden ve yazılı olarak yapıla - caktır. 11 — Bakanlıktan gönderilecek olan soru zarfları sınaç komisyonlarınca talebe önünde tam saat 9 da açılarak | talebeye bildirilecektir. l 12 — Sımaçların cevapları bu sınaç- lar için gönderilmiş olan kâğıtlar ü-| zerine yazılacaktır. 19 — Sınaç kâğıtları mühürlenmiye- ceği gibi hiçbir suretle de işaretlen - miyecektir. MM — Seçme sınaçları şöyle yapıla- caktır: a) Soru zarfları açılmadan Önce komisyon hertalebeye bir kâğıt da - Zıtılacaktır. Müsveddelik kâğıt kulla- nılmıyacaktır. Yalnız riyaziye sınacı İçin müsveddelik kâğıt verilebilir, b) Her talebe, kendi kâğıdının sağ köşesindeki yere adını, sınaca girdiği okuldan adını, smıfını yazdıktan sonra komisyonun bakımı altında kapayıp yapıştıracaktır. €) Kâğıtları köşelerinin her tale - be tarafından tamamen yapıştırıldığı belli olduktan sonra saptanmış olan saatte zarf başkan tarafından açıla - tak ve sorular komisyon üyesinden biri tarafından tahtaya yazılacaktır. d) Talebeye dikte ettirilecek soru çıkarsa tahtaya yazılmayıp doğru - dan doğruya talebeye yazdırılacak - tır, 6) Kâğıdın her iki tarafı cevaplarla tamamen dolar ve yeni bir kâğıt lâ - zım olursa ikinci kâğıt verilecektir. Birden fazla kâğıtların biribirine iğ- elenmesi gerektir. f) Smaç için ayrılan saat biter bit- mez kâğıtlar toplanacak ve kontrol edildikten sonra bir zarfa konarak kapatılacaktır. £) Sınaca kaç talebenin girdiği, s0. rn zarflarının zamanında açılıp açıl madığı, smacın nasl cereyan ettiği, bir tutulgada saptanacaktır. 15 — Türkçe ve Edebiyat sma 23 eylül pazartesi, riyaziye sınacı 2i ey - lâl salı, tarih - soğrafya sınacı 25 ey- lâl çarşamba günlerinde : yapılacak - tır. Sınaçların kaç saat süreceği soru zarfları üzerlerinde yazılıdır. 16 — Bakanlık, numara ölçülerini birleştirmek erğile sınaç kâğıtlarını bir komisyona tetkik ettirecektir. Bu- nun İçin her sınacın sanunda cevap i kâğıtları zarf içine konarak mühürle- necek ve resmiğ taahhütlü olarak o - gün ortaöğretim genel direktörlüğüne gönderilecektir. 17 — Komisyon başkanı . son sınaç kâğıtlariyle birlikte talebenin adları ve baba adlarile'zecim > durumlarını gösterir bir liste (o hazırlıyarak gön - derecektir. Bu listede başkân her ta- lebenin durumu hakkında (kanaatini de yazacaktır, Liste örneği ilişiktir. 15 — Yukardaki şartlar içinde para s7 yatı sınaçlarını kazananların ad- ları gazetelerle ilân edilecektir, 19 — Smaçlarda kazanma derece leri bir onlanlardan şehit o çocukları üstün tutulacaktır. Bunun için liste - HABER — Akşam Posfas, ÇiNGENELER ARASINDA No 47 Bir gün önce cuma olduğu i- çin Kâhtaneye gezmeğe, eğlenme- ğe giden bir takım akşamüstü geç vakit arabalarla oradan dönerken karşılarında oturan bir evin kız çocukları bu Kâhtaneden dönen - lerin çocuklarına takılmış, onlar- la: — A.. a... şunlara bakın.. Bitli Kâhtaneden dönüyorlar; birde bize çalım satıyorlar! Diye alay etmiş... Bunun üzeri- ne akşam karanlığında oracıkta hafiften bir ağız dalaşıdır başla - mış, fkat OKâhtaneden dönenler yorgun oldukları için işi o gece pek uzatmamışlar; ufak tefek bir iki atışmadan sonra işi ertesi sa- baha bırakmışlar... Balatta Kilise dibindeki büyük meyhanenin bahçesinde bunu ha- ber alan Reha Bey kulağıma eğil- di: — Öyleyse, dedi, yarın erken kalkalım; birlikte Loncaya gele « lim; çok enfs bir kavga seyrede - ceğiz ki sen bunu rüyanda bile gö- remezsin! Ertesi sabah erkenden Loncaya geldik; önce oradaki şişman Rum sütçüde birer süt, sonra da tepe - deki Hançerli bostan kahvesinde birer kahve ile nargile içtik... Derken efendim, baktık ki alt tarafta, Hançerli bostanın yüksek duvarının dibindeki tozlu mey - danda bir kaynaşmadır oldu. Ön- ! ce çoluk çocuk, sağa sola koşuştu. Arkasından kadınlar, kızlar kapr- -İ ların önlerine dizildiler, Erkekle- İ rin hemen hepsi işlerine ve işi ol- deki şehit çocuklarının adlari kırmızı | mıyanlar da mahalle kahvelrine kalemle ayrıca gösterilecektir. 20 — Bu genelge uygun görülecek | cerenin birinden uzanan bir genç İ İ gitmişlerdi. Daha sonra, açık pen- yerlere asılmak suretiyle — ilân edile-! kız karşıki eve doğru hafiften ses- cektir, 21 — Smaçların yapılacağı o yerler genelgenin arkasında gösterilmiştir. Bu genelgeye (o göre iş görülmesini, alındığının Bakanlığa bildirilmesini, lendi: — Biz Kâhtaneye gidiyoruz a - kı (a kız)! Keyif etmeğe, eğlen - meğe, cana can katmaya gidiyo - sınaçların en sıkt bir dikkat ve önem. | uZ; nasıl var mı iştahanız sizi de le yapılmasını rica ederim.,, Kültür Bakanı götürelim; orada bizimle birlikte hem keyif eder; hem eğlenir; hem Saffet Arıkan | cana can katar; hem de soracağı- Amerikanın meşhur kaydutlarından bir çetenin kurbanı olar bu genç, eski bir polis müfettişinir oğludur. On beş sene evvel bu gencin babası tarafından yakalınan bir haydut, on beş yıl hapizha- nede kaldıktan sonra serbest kalınca ilk iş olarak bu delikanlıyı: âl. numarasını | görmüş ve artık ihtiyarlamış olan zavallı polis müfettişinden böyle vahşice bir intikam almıştır. Hayattan alınmış hakiki bir macera Yazan: Osman Cemal Kayçısız | ma efendim, bizim sofralarımızı | kaldırır, bulaşıklarımızı yıkar; pabuçlarımızın tozlarını silersi - niz! “ ka bir kiz ona karşılık verdi: — Bitli Kâhlaneye!.. Bitli Kâh- taneye!... Orası açar sizi!., Orası açar!., itli Kâhtaneye sizin gibi bitliler gider. Bizler ise buradan lerimizlen, boğçalarımızlan, ha - belerimizlen (yemeklerimizle) ça- la oynaya gider; oracıkta Çağla- yan köşkünün arkasında size inat yeriz içeriz afiyetlen... Siz de bu- rada kokmuş evinizde pineklersi- niz avşamlara kadar eziyetlen... — Orada bir güncük yersiniz. içersiniz amma, sonra burada haf- talarca açirktan nefesiniz kokar! — Onu sen haltetmişsin! Bizim evimizde her gün iki üç tencere kaynar! — Sizin evdeki tencerelerin i - çinde her gün cinler top oynar! — Ay, ay, ay! (İçeriye seslene- rek) Getir anam şu dünden kalan patlıcan dolmalarmı da göster de arsız kızın birazacık gönlü, gözü açrlam! öm. | Tam bu'sırada elinde koca bir dolma tenceresiyle orta yaşlı bir kadın pencereye geldi ve kapağı İ açık tencerenin içindeki dünden | kalma birkaç patlıcan dalmasını | karşı penceredeki kıza göstere - i rek ve olduğu yerde göbek çalka- İıyarak kendilerine mahsus olan | kıvrak kavga makamiyle tuttur - ! duz: — Dolma görsün gözlerin! Bu sefer ana kız, ikisi birden aynı tavir ve aynı makamla: — Dolma görsün gözlerin.. Dol- ma görsün gözlerin... Dolma gör- sün gözlerin... Yağı halis ayvalık. Dolma görsün gözlerin.. Pirinci halis Mısırdır.. Dolma görsün göz- lerin... Bahar biber tas tamam.. Dolma görsün gözlerin.. (Elleriy- le oradaki Hoca Ali camiinin mi- naresini işaret ederek) Gel sen de ye hey imam!.. Dolma görsün göz- İrin... Fıstık üzüm bolcana.. Dol - İ ma görsün gözlerin.. Selâm söyle kocana... Dolma görsün gözle - rini... Şimdi karşı taraftaki pencere - ye elinde yeni kalaydan çıkmış bir bakır sahanla gelen orta yaşlı kadın, bu sahanın içindeki ayşe - kadın fasulyaşmı karşıdakilere göstererek aynı eda ve aynı ma - kamla kızı ile birlikte başlarlar: — Buna derler fasulya... Buna derler fasulya... Buna derler fa - sulya... Ağzın yanar usül ye!... İ- çi dolu lop etle... Buna derler fa- I sulya... Yağsı halis kuyruktur... Buna derler fasulya... Tuzu bibe- ri tamam... (Onlar da aynı cami- | in minaresini işmarlıyarak) (o gel sen de ye hey imam!... Buna der- ler fasulya... Ağzın yanar usül ye! Karşıki pencerede - baş üçleşir ve ücüncü gelen kocakarı, içi ka - varma ile dolu bir tabağı uzata - rak: Karşı pencereden uzanan baş « | kuruluruz tenteli arabaya... Sepet | Şunlara bakın... Bitli Kâhtaneden dönüyorlar; bir de bize çalım satıyorlar — Buna derler kavurma... Yanındakiler: — Dumanını savurma! — Eti aldık kasaptan! — Biz korkmayız hesaptan! — Halis Karamandır bu! — Körpe toramandır bu! k Karşı taraftaki başlar da üç * leşti. Ve oraya da elince içi reçel dolu bir kavanozla gelen bir k& cakarı kavanozu karşıdakilere göt tererek: — Reçelimiz fişnedir! Yanmdakiler def ve zilli maş# ile: — Görenleri kişnetir! — Onlar bilmez iş nedir” — Bilirler (. ,. )nedir! Bu son ağza alınmaz söz üze* rine karşıdakiler birden alevlen * diler ve avazları çıktığı kadar bs" ğırarak deflerini, darbukaların!, zillerini, boş yoğurt tenekelerini #* İp kapmın önüne sokağa dökül * düler. Ve onların kapmın önün€ dökülmeleriyle beraber gene om larm taraflısı olan birçok kadı" kız ve çocukla orası bir panayıf yerine döndü. Orada ahengin ds" ha sunturlusu olan ikinci fas” başladı. Berikiler dururlar mı ya? Bunf görünce onlar da deflerini, zille* rini, darbukalarmı, kemanların! almca aynı çığlıklarla kendi kapr” larmın önüne srralandılar ve onls” rın taraflısı olan bir alay kadı. kız, oğlan da onların yanına sır8* andılar, E, artık kavga tam ma” nasiyle kızıştı; sinirlerin en gizli i köşelerdeki zemberekleri boşan * İ dı. Artık müstehçen denilen söz” lerin yirmisi, otuzu, kırkı birde" | aynı eda, aynı makamla karşılık” k savruluyor ve her savrulan y#” kası açılmamış sözlerin, tabirife ıstılahın, argonun ağızlardan kıt” rıla kıvrıla çıkışına göre göbeklef çalkanıyor; eller çırpılıyor; ger * danlar kırılıyor; gözler süzülüyo” ve bazan eller kalçada bacakla” titretiliyor; arada bir, arkalar dö” nülüp tersine rüküa varır gibi ka” şılıklı vaziyetler alınıp kalçalar yukarı kısımları tıpkı darbuka ç9” İmir gibi dövüyorlardı. Sonra gene arada bir bu çok kıvrak, oynak, çok curcunalı 8" henge hafif birer fasıla verilip ©” lerde ne kadar kap kacak, çömlek, bohça sepet, yatak yor * gan varsa karşılıklı ortaya yığılı” yor; bunlarla vaziyetlerinin, ser” vetlerinin dereceleri biribirleri X İne gösteriliyor ve sinirlerin en gi? yerlerindeki zemberekler gen” i birednbire boşanmca biraz önceki çok kıvrak, çok oynak, çok cure” nalı v çok açık saçık ahenk başlı” yordu ki bu arada mabut a çingene kavgalarının en belli b38#” lı, en uzun ve en ağza alınmaz ©” kerlemelerinden (dikiş okumas"”. denilen tekerleme karşılıklı okü N nurken etrafı saran yüzlerce k* dın erkek, çoluk çocuk seyircini" kimi gülmeden bayılacak hale g* liyor. (Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: