Küçük Con'un Başından Gçen!er No: 10 ı"ı.“ga*a:,.:şgge bancılardı Ölülerinin efra- Ffında dans edi. orlar. Bu fırsatla elki sihirhaz bize bir şey yapar. ” < HABER'in deniz ge - zintisi için İstanbula gel - mişti. . z Gezinti günü akşamı A- merikadan bir telgraf al - dı. Amerika polisi bir tür - lü başa çıkamadığı bir: KALPAZAN çetesi için kendisini Ame - rikaya çağrıyordu. (X:9) Telgrafı alır almaz der- hal Amerikaya hareket et- ti. Ve giderken de çok sevdiği HABER okuyucu- Tarma bu — macerasını da TÜi Za L2l Füı* mu? Adamlarınızımn hayalı kurluldu! üciz olanları öldür mek.en büyuk günah. dır Köcımı iÇEr iç- mez herkes iyileşecektfir anlatacağını vadetti. v A 126 SERSERİLER YATAĞI duk. Arabistanı, uzun zaman o- turduğumuz ve benim birçok hü- nerler öğrendiğim Mısırı geçmiş- tik. * Bütün kabile — İskenderiyeden vapura binmişti. Bir kısmımız Os- man oğullarının ülkesine, bir kıs- mımız — ki ben bunlara dahil- dim — Sicilyaya gidiyorduk. Kocam ve oğlumla beraber |. talyayı boydan boya katettik. Sı- ra ile Napoliye, Romaya, Floran- saya, Mantuya vardık. Ben fala bakıyordum. Kocam sazdan se- pet örerek satıyordu. Ben çok ka- zanıyordum. Oğlumu çılgınca se- viyor, çok mesut, çok bahtiyar ola. rak yaşıyordum. Manfred, oğlumun sağ bulun- duğu zaman ait hatıraları düşün- mekle acı bir zevk duyduğum için bunları sana yazıyorum. Oğlum o vakitler on altı yaşın- da kadar vardı. Tıpkı senin gibi, güzel ve mağ- rTurdu. O zaman, söylediğim gibi Man- tuda idik. Bir aydanberi burada bulunuyorduk. Ve daha yukarı- Tara gitmek üzere iken müthiş bir felâkete uğradım. Sokakta genç bir senyorun tahkirine uğrayan — oğlum herife bir tokat vurduğu için tevkif edil- mişti. İşte bu âdi iş için idam cezası değilse de en az müebbet hapis merilecekti. ,*,M derecelerine — gele - — Mantu'nun hâkimi kimdir? Diye sordum. Bana gülerek: — Mantunun hâkimi bir Dük i- se de Dük'ün hâkimi de Senyöra Lükres Borjiyadır. dediler. Dük'ün sarayına koştum. Ancak iki gün uğraştıktan sonra buraya girebilmeğe, ismi ve gü- zelliğinin şöhreti dünyayı tutan Lükres Borjiyanın huzuruna çıka- bilmeğe muvaffak oldum. Senyöra Lükresin a; ma kapanarak oğlumun başına geleni anlattım- Eğer çocuğumu bana geri vermezlerse kederimden öle- ceğimi söyledim. Uzun zaman diz çökrek yalvardım. Ağladım. Senyöra Lükres beni evvelâ ka. yitsiz bir tavurla dinledi. Sonra yavaş y - vaş yalvarışla - rımdan, elemlerinden — müteessir oldu. Dikkatle beni süzdü. Etrafındaki kadınları dışarıya çıkarınca kalbim ümitle çarpmağa başladı. Bana: — Oğlunu o kadar çok mu se viyorsun? diye sordu. Ağlıyarak: — Canımdan çok severim. de- dim. — Şüphesiz ölüme mahküm ola. cağını bilirsin, bir asilzadeye to- kat vuran sefil bir çingenenin ce- zast idamdır. Fakat onu kurtar- mak senin elindedir. 3 DABININ EMİRLE) RİNİ o/ıvı EMİYENİN, ı HALİFENA Ozum BU y İ ae ı A aĞ SERSERİLER YATAĞI w Bu sözleri büyük bir - iztırapla dinliyordum. — Eğer ağlunu seviyorsan onu kurtarmak için her şeyi yapmağı göze almalısın.. — Her şeyi göze aldım, senyö- Tüe Dikkatle yüzüme bakarak - bir müddet sustu. Şüphesiz sözlerim- deki ciddiliği ve ağluma karşı o- lan sevgimin büyüklüğünü anla- mıştr. Sonra: — Pekâlâ!.. Belki uzlaşabiliriz. Şimdi beni dinle! dedi. — Dinliyorum senyöra. Menfred, burasını can kulağiy: le dinle. — Çünkü hayatımı sana bağlıyan mukavele burada karar- laştırıldı. Senyöra Lükres bana: — Mante Forte şehrini biliyor musun? diye sordu. — Bilmiyorum. Fakat lâzım ge- lirse öğrenirim. — Sana icap eden malümatı ve- ririm. Doğruca. Monte Forteye gi- dersin.. Buradan on günlük yol- dur. On günde geri dönmek için lâzımdır. On gün de orada kalır. sın, hepsi otuz gün eder. Müm- kün olduğu kadar çabuk hazırlan- malısın. — Hazırım senyöra.. -Hemen şimdi yola çıkabilirim. — Peki.. Sana yapacağın işte yardım edecek kimsen var mı? Çünkü kuvvetten ziyade, ustalık lâzımdır. — Var senyöra, — O halde hemen bugün yola çıkmalısın. Monte Forteye kimse farkında olmadan girmekliğin i- çin yaya gitmelisin.. — Monte Fortede ne yapaca - ğım senyöra?.. ? vi Lükres Borjiya tereddüt ediyor. du. Ben titremiyen bir sesle: her ne olursa olsun yerine getire- ceğim. Çünkü oğlumu kurtarmak için her şeyi, hattâ bir cinayeti bi- le göze aldırdım. dedim. Bu sözlerim Lükresi tatmin et ti Yanıma yaklaşarak yavaş sen le: n — Monte Fortede bir adam var. dır ki, sen ne kadar oğlunu sevi- yorsan, ben de ondan o kadar nef« ret ediyorum. Orada bir kadım var- dır ki, sen oğlunu — idam edecek cellâda ne kadar düşman olursan, ben de ona o kadar kin hesliyo- rum. Şimdi bu erkekle bu kadına bir darbe indirmek istiyorum. Ba- na yardım etmeğe razı olur mu- sun? — Her şeye razıyım senyöra Manfred, bu sözleri söylerken gözlerim Senyöra Lükres'de idi. Yüzü hakikaten meşum bir hal al- wwmmui- Bilâkis bu kadınm sözünde du- racağını ve eğer kendisine yar-