1 Temmuz 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 14

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

'HABER Ç Çalınmış çocuk peşinde 4 Polis Hafiyesi (X:9)un harikulâde maceraları — * | TAYYARE,SERRE ELEKTRİK CER| v ğ (AARANLIATAN /5. . R İ 1 EEr xsıvâışm(r —— STomediL BUL 1 Hnyouo_eYc'Nf. VEKEN TELLER ÜSTÜNE TCi TİFADE EDEREK Şi L İVEROGİNNİZ PARAJDEKSTERDEN £V. iZİNCİR ATTYI. KONTAK, OLDU ea HAPISHANEDE g : Y/ OA CEBİN — İVEL KÖMÜR MA | İPoOKsLa|YE ŞEMİR ZİFİR/ BIR KARAN. , GARDI%»NI VUR- ÇN DEN ALDIMI. |SENLERİNE TOMSO'LIĞA BURUNDU. DULAR. x | VU KUR. ' TARYIAN İÇİN KAREKET Fi 58 SERSERİLER YATAĞI .— — Demek beni yakacaklar! di- ye mırıldandı. Pek fazla söylediğini farkeden ' dil; — Adam sen de.. O kadar me- yus olmayınız. İsmarlanan bu a- ğaç yığını belki de Şatele zinda- nında bulunan diğer bazı mah- kümlar içindir. Haydi geceniz hayrolsun! dedi. Dole odasında yalnız - kaliınca silâhlı askerlere hiç aldırış etmi- yerek enine- boyuna — dolaşmağa başladı. Uzun zamandan beri ge- ce gündüz, bazan elinde masum bir kurban olarak bulunduğu Lao- yolayı, bazan kendisini ona teslim eden alçak Kralı düşünerek ba- zansa felsefi meselelerle uğraşa- rak fakat daima kızının ve karısı nın hatıralarını zihninden uzakta bulundurarak geziniyordu. Çünkü onları düşünmeğe baş- layınca bütün metaneti — elinden gidiyordu. Ölüm kendisini ko kutmuyor- du. Ateşin dayanılmaz işkencesine " gelince, gerçi eski zamanda yaşı- yan bir felsefeye kapılarak: — Ey azap, ey ıztırap, siz yal - nız birer kelimeden ibaretsiniz! demiyorsa da o müthiş hali gözü- vün önünde canlandırdıkça pek “fazla ürkmüyordu. Küçük masanın başına gelerek tahta iskemleye oturdu. — Başmı ellerinin arasına alarak: —Beni yakacaklar! Diye mı « rıldndı. N Sonra: — Ne olurdu, ölümü hak etmiş bir kimse olmuş olsam bile işken- cesiz öldürülemez mi idim? Mer - hamet telkin eden bir Allaha ta- pan insanlar nasıl bu kadar mer- hmetsiz olabiliyorlar? Nedir, bir adamı diri diri yakalayıp bir o- dun yığınının üstüne koyarak bu yığına ateş vermek?.. Eğer birisi çalı demetlerini tutuşturmak üze- öldüreceğini söylemiş olsa herkes mâni olmağa kalkışır.. Fakat bir insanm odun yığınının üzerinde "szarmasına kimse itiraz etmiyor. Acaba bu manzarayi seyreden halkın, af ve merhamet — duaları okuyarak ellerindeki — çıraları ot çalı ve haklarını tutuşturmak üze- re uzatan papasların kalbi taştan mıdır? Diye düşündü. Eli masanın üzerine düştü. Ve gayri ihtiyari olarak kalemi aldı. Ve yazmağa başladı. “Bu son düşüncelerimdir. Bu yakında — sönecek olan bir zekâ ışığının son parıltısıdır. Belki de daha evvel yırtılıp atıla- ti seven yüksek insanlar tarafın - dan okunacaktır. Belki daha evvel yırtılıp atıla- caktır, Ben ileride okunması ihtimalini düşünüyorum, Bundan dolayı insanlara meza « mmuın kenarından <esleniyorum, Kürsüm bir odun yığımıdır. , SLİKNE YAR? . |WAYDUDLAR YAPI BEN ONLAR' Â-| | SAa A | | "ELENİ YALNIZ Brİ |sLik ERDEYDİN ? İT ŞEHİR KARAN| [*94”“7'; 5'/02__— . e Bi MEğ rfğ&grım. MÜTEES HAYDUDİŞENİR Ni (D/KTA KALINCA MALUN. SN & - , DE AYAT Dü LARIN |ÇiN KARANIHAPISANEYE . W r i ÜTMELİYİMT V “İacdr- Vurk... SİREREK. GARDIYA- | ae | Vi —DT T M / YU RARAN ROKSU A GLORYAY/ ğiı_ ; DEKSTER |7 -( NEVAKİT Gö-)| VEZ LE | 42 RECEĞİ / ELENE | ; J HABER | £ î TENİN DİREKTÖ - İRPü HEMDE Mu. HARRIRI OLDUĞ |İSENİN HEM GAZEİ DİREKTÖR, MUHA RİR,MUNABİ'R, MUS IH, MÜRETTİB VE MAKİMECİ « OKADAR MiYAT â' SERSERİLER YATAĞI " 69 Yakılacağım.. Diri diri yakılacağım, Ne kadar — işkence ve ıztırap çekeceğimi bilmiyorum. Alev sütunlarının arasında can çekişerek, düşüncemden mesul ol- madığım bir sırada ağzımdan fırlayacak son ölüm çığlığının ne olacağını bilmiyorum. Mahkümun son sözleri işte bu kâğıttadır. Ben her türlü — fena ve muzır hareketlerden uzak bir masumum, Bitaraf bir hâkim titizliği — ile hayatrmın en derin yerlerini yok- luyorum da hiç bir — cinayet, hiç bir hata göremiyorum. Ben bütün hayatımda kardeşle- rim olan insanları sevdim, Yaşadığımız hayatın, geçirdiği- miz ömrün karanlığı arasında on - ları saadete götürecek bir ışığın, bulunduğunu onlara göstermeğe çalıştım. " Bu ışık: İlimdir. Ben bu ilimden yani bu ışıktan ne kadarmma malik isem o kadarı- nı karanlığı yes i cehaleti yok et-| mek için saçmağa gayret et- tim. Zayıflardan yüz çevirmedim. Başkalarının hatalarına mer - hametsizce bakmadım. i İnsanlık faziletinin fikrin, ilmin gayesi af ve merhamettir. İnsanların biribirlerine acıdığı, | Allahın emrettiği kardeşlik fikri - nin yayılıp ta kuvvetlendiği bir in- san cemiyeti dünya saadetini te - min edecek yegâne vasıtadır. Bununla beraber, zamanımız - da kin, düşmanlık ve nefret hissi kardeşlik ve dostuğa galebe çalı - yor. Burada kimseyi ittiham etmek istememi, Yalnız, zorla hükmetmek arzu- sunun kütlede daima intikam ve nefret duygüsu uyandırdığını söy- lüyorum. Esarete alışmıyan kimseler için mahvedici odun yığınlarını icat edenler, ortadan kaldırlıması lâ - zım gelen en mühim mânilerdir. Düşüncem anlaşılacak mı? İnsanlar bir gün serbestçe dü « şünmeğe, inandıklarını, duyduk - larını, hiç bir cebir ve tazyike uğ- ramadan ifade etmeğe Muvaffak olsunlar. * İnsan kütlesi kendi — maşeri kuvvet ve hâkimiyet hakkımı id- rak etsin, — İlim, vahşet asırlarından bize intikal eden insanlığa sığmaz dü- şünceleri kökünden yıksın! Bu temennilerimi söylemekle hu kuku beşerin hududunu aştığımı zannetmiyorum, Hata ettiğimi de UMMuyorum. Bununla beraber Yazdıklarımı düşündüğüm, ilmi ve kakikat ışr- ğını sevdiğim, kardeşlerimin öz İkardeşi olduğum için yakılıyo « Bir gün yakıldığım şere bir a- bide dikilsin. Ve bayram günle - rinde esaret zincirinden kurtulan

Bu sayıdan diğer sayfalar: