HABER — Akşam Postası MMUZ — 1085 —a -— S A -e çöreklerinizi ve sair lezzetli yemekleriniz SALIPAZAR MAĞAZASI y Salıpazarı, Necatibey caddesi No. 128 «« 436, Tet: 4968 METRO HAN Tünel Meydanı, Beyoğlu Telelom: 41900 ELEKTRİK EVİ: Beyazıt Mürekkepçiler caddesi, Telefon: M373 KADIKÖY: Muvakkıthane caddesi, Telefan: 60790 BÜYÜKADA: 23 Nisan caddesi Telefon: 56128 ÜUSKÜDAR: Kebaplarınızı, için koku ve dumandan Elektrik Fırınını KULLANINIZ. : Aaimi ve arzuya göre ayarı kabildir. Tip ve cinsine gö- Harareti f": fiyatlarında mü him tenzilât vardır. re buEuı.ııLtfıfl:nf:m « alan her müşte riye husust tenzilâtlı tarife tatbik ektri edilir. A mağazalarından tafsilât isteyiniz . Taksimdeki sergiyi ziyaret ediniz. ala süğe a n mEğEl Sümer Bank S Ü Yerli Mallar Pazarları | TİS A « Beyoğlu Şubesinde ÇEŞME 32 a 34' y 36 liraya YAZİYETİNDEDİR Ismarlama kostüm mel HEREKE ve FESANE kumaşlarından k n 4 KUKT Giz B o, ANTSE BANK ÜNİNVĞ&i ONU FAİZLE PANKAYA VERİNİZ HUSUSİ ŞARTLARIMI SOSURUZ En mükem tan jstifade ediniz. Jeuzluk Ucuzlu leka « Yerli Mallar Pazarlarındaki SA ee KA KARAKÖY PALAS - ALALEMCİ HAN> Eskişehir belediye riyasetinden G5Cildiye ve zühreviye "” Hey'eti miye için lüzumu olan Hüstav Hayde veya bu evsafla ey eti fen! Hastalıkları mütehassısı bi böel Di —7 geee F SDR. CLPRUT diğer bir markay! havi bir aded takimetre âleti 12 — 7 — 935 Cu Üyene ÇAı EOSUZ S ma günü ihale edilmek üzere pazarlıkla eksiltmeye konulmuştur. pazarı — ittisalinde Atlas Han ğ M jaşeklilerin o gün samt-15 de 22 liralik teminat akçesile birlikte be. X Tel #33s3, ediye Encümenine müracaat etmeleri lüzumu ilân olunur. “3613,, ECZANESi Hüseyin Hüsnü - l 60 SERSERİLER YATAĞI SERSERİLER YATAĞI BT kardeşlerim bu âbideyi çiçekler - le süslesinler. İatırabımın hatırası seneden seneye halka: — Burada bir adam yakıldı. Çünkü o kardeşlerini seviyor, af- fı, merhameti telkin ediyor ilmin ve’ hakikatin ışığmı etrafa dağıt - mak istiyordu. j Sözleri söylenerek devredil - V i Fi gibi Bu vaka birinci Fransuva - gib! K"îi.m_ Iğnas dö Loyola gibi üksek din adamlarının bulııı? * :;':ıklın bir devirde vukua gelmiş- tir. K n yazılı ise, ben, Bu kâğıtta N€ vücudum matbaacı Etyen Dole, sağlam ve aklım başımda olarak Yazdım ve imzalryorum-.. ; Dole, bu cümleden sonra vasi * Yetnamenin altını imzaladı. satırları, eli _litıemcden yazmıştı, Bu Yazılarda korkunun doğur İ duğu bir titreyiş izi yoktu. Sonra tekrar güzel başını ince ve beyaz ellerinin içine alarak dü- şünceye daldı. Bu acep Ne kadar sürdü? Bu müthiş anlarda acaba ne dü- şünüyordu? Her halde bütün gayretlerine rağmen yakında dul kalacak ka - rısı ile yatim kalacak kızmın ha - yalini gözünün önünden - silemi - Bir zaman oldu ki askerler, 9 . Bun — kollarını bir kucaklamağa karşılık veriyormuş gibi uzattığı « nt ve gözlerinden yaş aktığını gör« düler. O vakit, Dole birdenbire aya - ğa kalkmıştı. Seri adımlarla odada dolaşma: ğa başladı. Sonra biraz sakinleşti. Masaya yaklaştı. Vasiyet yazdığı kâğıdı aradı. İhtimal ki, ona ailesi — için de bir kaç kelime ilâve etmek - isti - yordu. Kafasının vasiyetini yazdıktan sonra kalbinin vasiyetini de yaz- mak istiyordu. Kâğıdı göremedi Düşünceye daldığı sırada asker lerden biri onu yavaşça — alarak koridorda nöbet bekliyen gardiya- na vermişti. Vasiyetname şimdi Jil lö Molü nün elinde bulunuyordu. FONTENBLÖ Birinci Fransuvanın saray hal - kile birlikte Paristen çıkuıın günün sabahı Manfred Fontenblö e gideceğini Lanteneye — haber îııdi ve o gece geçen vakaları . "Ilnr.k.ı sen de Doleyi kurtar- 3 alısın, ben o gün mu- ::l:l:ıî:::w dönerim. Sen iste- diğin gibi hazırlıkta bulun, fakat asıl işi bana bırak , — Sana nasıl haber ım, k — Dinle... Parisle Fontenblö arası iyi bir atlı için bir konak * verece- nan bütün mahpuslar gibi o da a- ilesinden başka herkes tarafından unutulduğunu zannediyordu. Halbuki vaziyet onun düşün- düğünün tam tersine idi. Pariste herkes yakında yapılacak muha- kemesini bekliyordu. Çünkü cehennemle ve şeytanla münasebeti bulunan bir adamrı seyretmek eğlenceli bir şey ola- caktı. Bundan başka Dole zannetti- ğinden fazla bir şöhrete sahipti. Kendisinin büyük bir âlim oldu- ğunu herkes biliyordu. Bundan dolayı da uğrayacağı cera kimseyi endişeye düşürmü- yordu. Çünkü o devirlerde - sihir- bazla âlimin arasında pek az bir fark vardı. Sihirbazlar, neden dolayı kabahatli sayılıyordu. He: şeyi bildikleri için değil mi? İşte Dole, isminin etrafında dolaşan sözlerden habersiz oldu- ğu için yalnız ailesiyle bir kere görüşmek istiyordu. Jillö Mahü ona yalnız birşey yaz dığı takdirde ailesine gönderece- ğini ve başka bir şey istememesi- ni söyledi. Bu, tam ismi üzerinde bir zin- dancıydı. Mevkufa en ufak — bir| teselli vermeği vazifesine ihanet sayardı. Konsiyerjeri müdürü neş'eli bir adamdı. Gülmeği pek sever ve, kahkahanın iştihayı açtığını iddia | ederdi. Jil 18 Mahüyü, fena bir kararı tebliğ ettiği srrada bir talihsizin yeis ve acıya uğrayan yüzü kadar hiç bir şey güldürmerzdi. Onun için kahkahalarını tut- mak için uğraşarak Doleye: — Bakımnız üstad, eğer yazmak istediğiniz bir şey varsa acele et- melisiniz. Zira sekiz on gün sonra artık kalem tutabileceğinizi zan- netmiyorum. Dole kayıdsız bir tavırlat — Niçin? diye sordu. ' — Niçin mi?.. Öteki dünyada yazı yazılır mı?.. Ölüler hangi kalemi severler.. Ya.. Ya.. Öldük- ten sonra artık yazı yazılamar.. Kendi sözleri pek hoşuna git miş olmalı ki büyük bir kahkaha kopardı. Dole ciddiyetle bu gülüşe bak- tı. Mahü gözlerini silerek: — Kusura bakmayınız, gülmek elimde olmıyan bir şeydir, dedi. — Demek benim idama mah- küm olacağımı zannediyorsunuz! — Siz ne söylüyorsunuz ku- zum., İdama mahküm oldunuz bi« le, Cellâda, güzel bir odun yığını hazırlamasını, çıra ve çalr demet- leri tadrik etmesini işar eden em- ri gözümle gördüm. Oh, hiç üzül- meyiniz, gayet büyük adamlar gibi muamele göreceksiniz. Kendisini titremekten alamı- yan Dole: ; —F;onııı: 7 *