ORMANIN KIZİ Vahşi hayvanlar arasında ve Afrikenın balta girmemiş ormanla- ında geçen aşk ve kahramanlık, heyecan, esrar ve tetkik romanı maVo: 39gamamaa Yazan: Rıza Şekib tamm Aslanlı adam, oğlunu saklandığı yerden elile koymuş gibi bulup çıkarmıştı... Fakat çok geçmeden — kanter içinde buraya koşup gelenler hâ- diseyi anlatınca, ortalık birdenbire karışmıştı, Eğlence yarım kalmıştı.. Süley- mandan alınacak intikama daha teşebbüş bile etmemişlerdi. Kifonun adamlarının, çocuğun sırtından ciğerlerine varacak oyu- ğu Aaçabilmeleri için yaptıkları hazırlık yarım kalmıştı. Ortalığın birdenbire karışması Medkyonun aklını başına getirmiş ve paniği yatıştırmak için haykırış- larma kimse kulak bile asmıyor- du. Köye fil baskının böyle bir neti- ce vermesi kral Medkyonun — çok canımı sıkmıştı.. Bununla beraber, soğuk kanlılığını kaybetmemişti . Hemen askerlerinden yirmi kişi toplayarak Mofyo ile, sesleri ve gürüktüleri gittikçe yaklaşan fil - lerin üstüne gönderdi. Kendisi de ayrı kuvvetle arkadan kuşatmak için hareket etti. Herkes kulübe - lerine koşmuş olarak neleri varsa, hepsini almışlardı. , Fillerin devirdiği kulübeler kır - kı aşmıştı. Böyle devam ederse iki sâat içinde haşmetlü Niyam Niyam Kralı Medkyonun merkezinden e- ser biılş kalmıyacaktı. İsti Wiyati''ba Çocuğu elinde bulun - durarak Mofyodan sonra Medk - vodan da sonunda fayda kopar - maktı. Aslanlı adamın çocuğunu kurtarması — tehlikesini önlemek için yapılacak şey Süleymanı ka- çırmaktı.. Bu durumda da (vazi - yette de) bunu — başarabilmek müşküldü.. En iyi ve en akıllıca hareket saklamaktı.. Fakat nere - ye?. Ormanda büyümüş, armanda yetişmiş, Afrika vahşilerini biri - birine katmış bir adamın oğlu, Af- rikadan dışarı yerlerde de para ederdi.. Hele vahşilere vereceği bu ço- cuk karşılığında en aşağı yüz esir alabilir ve böylece de kârın yolu- nu tutmuş olurdu. Vehab, Süleymanı — kolundan yakalayıp, meydana yakın kulü - beye doğru götürürken fillerin ku- lakları çınlatan gürültülü —sesleri epeyce yaklaşmış bulunuyordu .. Vehab, kulübeye daldı. Burası Mofyonun oturmasına bırakılmış- tı. Toprağın — altında açılan bir yoldan gene toprak içinde karan- hık, bir iki kişinin ferah ferah - turabileceği bir yere gidiliyordu . Daha evvelce gördüğü — bu yere Süleymanı soktu.. Bağırmamasını temin için de ağzını bağladı. İçeride hem ayağı, hem kolları, Köy baştan ayağa kadar ayak - lanmış bir haldeydi.. Şimdi mey - danda hiç kimseye raslanmıyordu. Vehab, bunu fırsat bilerek bir- Fakat Aslanir adam ona bu fırsa - tı vermemişti. Aslanlarının kökre- meleri arasında kendisine doğru koşup gelen, Aslanlı adam, vah - şiler arasında gördüğü bu beyazı kendisine yardım edecek cinsin - den telâkki ettiği için yanıma yak- laşarak: — Çocuğu bunlar nereye sakla- dılar, diye sordu.. Vehab, iki aslanın arasında dim dik duran bu gösterişli erkek vü - cudu karşısında ürperdi.. Cevab vermedi... Zaten cevab vermiyecekti de... Yalnız aslanlarının kendisine bir zararı dokunmaması için başın - dan savmak düşüncesiyle: — Şu tarafa götürdüler, dedi.. Vehabın bu sözünün yalan ol - duğunu, Aslanlı adam çok iyi bili- yordu. —Çünkü kendi çocuğunu onun kulübeye doğru götürdüğü - nü, gizlendiği ağaç dalları arasın- dan seyretmişti. Arkasından koş - mayışı çocuğunun — her hangi bir kızgınlıkla başına bir felâket ge- tirmemek içindi. Vehabın bu cevabı Aslanlı ada - mın çok canını sıkmıştı. Fazla bir şey söylemeye lüzum — görmeden aslanlardan birini Vehaba musal- lat ederek kendisi doğru kulübe - ye girdi . Aslan, Vehabm harekete geç - meşsine meydan vermeden atıldı ve ikisi arasında müthiş bir müca- dele başladı.. Boraya karşı koymasına imkân olmayan Vehab kısa bir zaman içinde yere düşmüş ve — kendisini Boranın pençesine bırakmıştı. Parçalanması bir an bile sür - medi, Aslanlı adam çocuğu Süleyma - nı, eliyle koymuş gibi izbeden bu- lup çıkardı. Artık onun için yapa- cak bir şey kalmamıştı.. Hemen fillerini toplayıp çekilip — gitmesi icab ediyordu, Aslanlı adam, oğlu- nu çok hırpalanmış — bulduğu için kucaklamıştı. Hakikaten de yü- rüyemiyecek bir haldeydi.. Filler, kendisinden aldığı emri hakkiyle yerine getiriyordu. Ön - lerine düşen her kulübe büyük ça- tırdılar halinde yerlere — devrili - yordu. Bir kısmı da hortumlarına geçirdikleri yerlileri fırlatıp atı - yordu. Aslanlı adam fillere yaklaştığı zaman, onların — gerisinde yerden fışkırmış karmcalara benziyen yer Hikalabalığı gördü.. Dağılmaları - mı temin etmek için Bora ile Fatu- şun bir kökremeyle üzerlerine git- mesi kâfi geldi. Aslanlı adam Şerifin hortumu- na oğlu Süleymana verdikten son- ra kendisi de filin üzerine atladı ve korku içinde duraklayıp kalmış olan vahşilere: — Size fazla zararım dokun - haydi hücum edin demiş gibi te - lâkki etmiş olacaklardı ki Aslan - h adama karşı delice bir hücum ol- . | du. (Devamı var) HABER — Aksşam Postası Habesistanda imparator âile- sinde nifak Londra, (Hususi) — İngiltere hükümeti Habeşistanda bir hâdi- se çıkması anında bütün ken- di tebaası ve diğer yabancıları derhal dışarı atmak - için bütün hazırlıkları yapmıştır. Asker taşrmağa mahsus bir çok uçak, Mısırda bekliyorlar. Bununla beraber İtalya ile Ha- beşistan arasında düşmanlığın son bahardan önce belirmiyeceği ka- naati kuvvetlidir. Daha doğrusu, eğer böyle bir şey olacaksa —yağmurlar dola- yısiyle— sonbahardan önce, cid- dit bir çarpışma yapılamıyacaktır. İngiliz hükümetini Habeşistan- daki tebaasını çekmeğe sevkeden sebep, Habeşistanın içinde her- hangi dakikada çıkması mümkün olan hâdiselerdir, deniyor. * . * Bu mevzu üzerinde iyi haber alan muhabirler, Habeşistandaki İngilizleri tahliye etme — işinin, 1928 de Efganistandaki İngilizleri çıkartmaktan daha güç olacağını kestiriyorlar. Çünkü mesafe daha büyüktür. Bu muhabirlerin yazdığıma gö- re, Habeşistanın merkezi olan A" dis Ababada 70 tane beyaz İngi- liz tebaası vardır, ayni suretle İn gilizlerin korumağa mecbur ol- duğu diğer tebaadan ahali de bir! © kadardır. Bundan başka bin ta- ne kadar başka ırktan İngiliz te- baası vardır. Bunların bir çoğu Hintli ve Maltızdır. Habeşistanın diğer noktalarına yayılmış 100 kadar İngiliz misyöneri bulunu- yor. ziğe Beyaz ırktan diğer milletlere mensup 300 Alman vardır. Ve bir çok Amerikalı, Fransız da bulun- maktadır. Bunların himayesinden İngiliz hükümeti mes'ul değildir. Muhtemel bir Habeş—İtalyan harbinin yağmurlar dolayısiyle sonbahardan önce olmıyacağını ileri süren İngiliz muhabiri Ver- non Bartlet; Habeşistanın içinden bir şey kopmasına ne suretle ihti mal verileceğini şöyle anlatıyor: “Anladığıma göre, İtalyanlar şimdi yerli Habeş şeflerini ken- dilerinden yana çekmek için gay- ret sarfediyorlar. Bilhassa Habeş imparatorunun aleyhinde bulunan | Müslümanları elde etmek istiyor- lar. *“Hele imparatorun ailesi im- paratorun etrafında mütttehid bir cephe teşkil etmediğine göre, bunda oldukça muvaffak oluyo-- Jar da.. *“Habeşistanın içinde bir hâdise çıkarsa yabancı ahaliyi çıkarmak lâzımgelecktir. Adis Ababadan Cibuti'ye kadar olan demiryolu tutulursa, bu yabancı tebaayı | serptiği de oluyordu. Bu muhtemel bir tehlike mıntakasın - dan dışarı çıkarmak için, uçaklar- dan başka bir vasıta yoktur.,, Eski Habeş imparatoru Liying Yasu Kokain çekmekten öldü » Habeşistandan gelen haberle- re göre eski imparator Liying Ya- su Eroin gibi keyif verici madde- lerden fazla miktarda almasın- “ Mesut 25 HAZİRAN — 193' çiftler,, filosu yapmak için - Evlilerle nişanlıların altın yüzükleri toplanacak mı? Bu sabahki “Son Posta,, gaze - tesi Ankaradan aldığı — kaydiyle şu haberi vermektedir: Bütün evli ve nişanlıların, ni - şan yüzüklerini Hava Kurumuna vererek yerine Kurum tarafından verilecek bakır nişan yüzüklerini takmaları hakkında bir teklif ya- pılmıştır. Bu nişan yüzüklerinin parasın - dan bir “Mes'ud çiftler filosu,, kurulacaktır. Teklif kabul — ve tatbik edilirse, vasatt bir hesaba göre, Hava Kurumuna üç ile dört milyon arasında bir para temin e- dilmiş olacaktır, Son Posta gazetesinin — vermiş olduğu bu haberin ne derece doğ- vu olduğunu bilmiyoruz. — Ancak bu paranın üç dört milyon lira e - deceğine pek ihtimal vermiyoruz. Çünkü vasatt — bir hesaba göre' memleketimizde evli olarak ancak | 5 milyon karı koca vardır, Nüfu » sumuzun yüzde doksanı köylü ol « duğundan bunlar altm yüzük filân takmazlar, Şehirli evlilerin çoğu da yüzük takmaz. Binaenaleyh Al- yans takan çiftlerin sayısı olsa ol sa üç, dört yüz bin kişidir. Bir yüzükteki — altın miktarı da | vasati iki lira kıymetinde olduğu - | na göre buradan elde edilebile - cek para en geniş bir hesapla yedi, sekiz yüz bin Hirayı geçmez. Bakır yüzükler temin etmek, bu işin kırtasiye, muhasebe, ve sair masraflarını karşılamak için de bu paranın yarısı giderse — geriye ancak üç dört yüz bin lira kalabi - Bugünkü (Baştarafı 1 ncide) Balkanlarda yağan şiddetli yağmurlarrı dün yazmıştık. Bu sa-| bahtan itibaren de İstanbula yağ- mur yağmağa başlamıştır. Hava iki günden beri bulutlu ve sıkm- tılr geçiyordu. Ara sıra yağmur sabah ona doğru hava birdenbire karar- dı ve gök gürültüleri ile birlikte sağnak halinde yağmur yağmağa başladı. Yağmur kısa fasılalarla bi re kadar devam etti. Yağmur esnasında Galatada Perşembe pazarmda bir apartır mana da yıldırım düşmüştür. Bu| apartıman Yanıkkapı sokağında Turan apartımanıdır. Yıldırım ta raçadaki tuğlaları parçalamış ter- kos borusunu delmiş, yere saplan- mıştır. Apartıman sakinlerinden Vir- jin Matalon taraçadaki çamaşır- hkta çamaşır yıkıyormuş... - Şid- detli bir gürültü işitince elindeki çamaşırları yere atmış, İsmailin odasına koşmuştur. Bir muharririmiz apartıman sa kinleriyle görüşmüştür. Bunlar- dan İsmail demiştir ki: “— Bu mutbakta idim. Şiddetli bir gürültü ile birlikte yeşil ve kıc- mızı alevler gördüm. Odada yal: mız bulunan kızımın yanıma koş - tum.. İsmailin kızı Farise de demiştis “— Odada otururken gürültü ile birlikte yüzüme doğru alevler geldi. Korktum, gürültü kulaklar: mı tıkadı. Bu anda babamla Viv- jin odaya girdiler. Virjin korku- dan babamm boynuna sarıld-. Bundan sonra başka gürültü işit- medik.,, Kapıcı Nazım da şunları söyle miştir: — Kapının önünde suları te- dan müteessiren ölmüştür. Liying Yasu Habeş — tahtının meşru varisiydi. Hattâ umumi harp sıralarında resmen impara- tor olmuş, ve taç giymişti. Fakat hükümeti iyi idare ede- mediğinden şimdiki — imparator Haile Selasi Liying Yasu'yu tah- tından indirip hapsederek impa- rator naibi, sonra da imparator olmuştur. Eski imparator hayatının sonu- na kadar mahpus idi, "*, ” fırtına mizliyordum. Gürültü, sonra sarı ateş ve duman gördüm. Bacakla- rım titredi. Kendimi kaybederek yere yuvarlandım. Ben hiç yıldı vım zannetmedim, İçerden tabanca sıktılar zannettim.,, Apartıman sakinlerinin kepsi müthiş bir korku geçirmişlerdir. Yağmur esnasında Kadıköyde Sö- gütlü çeşme sokağımda 167 numa- yalı iki katlı ahşap evin bir odası da çökmüştür. Ev sahipleri başka bir adada oturdukları için nüfusca zayiat olmamıştır. Rasathanenin verdiği malüma- | mata göre, hava bugün yağmurlu | ve şimşekli geçecektir. Ingiltere-Ameri- ka hava postası Londra, 28 (A.A.) — Bir A- merikan hava sosyetesi, gelecek sene Nevyork—Liverpol servisin- de kullanılacak uçakları yapmak üzere İngilterede şube açmıştır. Her uçak 12 yolcu taşryabilecek- tir. Her gün öz Türkçe beş kelime 39 1ncı Liste ÖRNEK : Bu meselede siz benim aytacım olamazsınız. — 3 — Menfaatperest — Asığcıl ÖRNEK: Memleket işlerinde a- sığcıl olmayınız; özgeçi (feragat) gösteriniz. 4 — Hissikablelvuku — Ünsezi ÖRNEK : Bu felâketi, birr önsezi ÖRNEK: Yı:ulıvyı Marsilya acınmı unutmaz, Not: Gazetemize — gönderilecek yanlarda bu kelimelerin osmanlı * caları kullanılmıamasını rica ede - riz, MEREEEREEDERN