25 Haziran 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HABER — Akşam Postası 25 HAZİRAN — 19% ORMANIN KIİZİ Vahşi hayvanlar arasında ve Afrikenın balta girmemiş ormanla- “ında geçen aşk ve kahramanlık, h eyecan, esrar ve tetkik romanı amaNo: 39gaamaa Yazan: Rıza Şekib Wamm Aslanlı adam, oğlunu saklandığı yerden elile koymuş gibi bulup çıkarmıştı... Fakat çok geçmeden kanter içinde buraya koşup gelenler hâ- diseyi anlatınca, ortalrk birdenbire karışmıştı, Eğlence yarrm kalmıştı.. Süley- mandan almacak intikama daha teşebbüs bile etmemişlerdi. Kifonun adamlarının, çocuğun sırtından ciğerlerine varacak oyu- ğu Aaçabilmeleri için yaptıkları hazırlık yarım kalmıştı. Ortalığın birdenbire karışması Medkyonun aklını başına getirmiş ve paniği yatıştırmak için haykırış- larma kimse kulak bile asmıyor- du. Köye fil baskının böyle bir neti- ce vermesi kral Medkyonun çok canımı sıkmıştı.. Bununla beraber, soğuk kanlılığını kaybetmemişti . Hemen askerlerinden yirmi kişi toplayarak Mofyo ile, sesleri ve gürültüleri gittikçe yaklaşan fil - lerin üstüne gönderdi. Kendisi de ayrı kuvvetle arkadan kuşatmak için hareket etti. Herkes kulübe - lerine koşmuş olarak neleri varsa, hepsini almışlardı. . Fillerin devirdiği kulübeler kır - kr aşmıştı. Böyle devam ederse iki saat içinde haşmetlü Niyam Niyam Kralr Medkyonun merkezinden e- / ser bile kalırıya.caktı Niyeti 'bu Çocuğu elinde bulun - Jurarak Mofyodan sonra Medk - vodan da sonunda fayda kopar - maktı. Aslanlı adamın çocuğunu kurtarması — tehlikesini önlemek için yapılacak şey Süleymanı ka- çırmaktı.. Bu durumda da (vazi - yette de) bunu — başarabilmek müşküldü.. En iyi ve en akıllıca hareket saklamaktı.. Fakat nere - ye?, Ormanda büyümüş, ormanda yetişmiş, Afrika vahşilerini biri - birine katmış bir adamın oğlu, Af- rikadan dışarı yerlerde de para ederdi.. Hele vahşilere vereceği bu ço- cuk karşılığında en aşağı yüz esir alabilir ve böylece de kârın yolu- nu tutmuş olurdu. Vehab, Süleymanı — kolundan yakalayıp, meydana yakın kulü - beye doğru götürürken fillerin ku- lakları çınlatan gürültülü sesleri epeyce yaklaşmış bulunuyordu .. Vehab, kulübeye daldı. Burası Mofyonun oturmasına bırakılmış- tı. Toprağın — altında açılan bir yoldan gene toprak içinde karan- lık, bir iki kişinin ferah ferah ©- turabileceği bir yere gidiliyordu . Daha evvelce gördüğü — bu yere Süleymanı soktu.. Bağırmamasımnı temin için de ağzını bağladı. İçeride hem ayağı, hem kolları, hem ağzı bağlı olarak upuzun ya- tarak dışarı çıktı ve yolun —tahta- dan kapağı üzerine de görünme - mesini temin etmek üzere öteberi yığarak dışarı fırladı., Köy baştan ayağa kadar ayak - lanmış bir haldeydi.. Şimdi mey - danda hiç kimseye raslanmıyordu. Vehab, bunu fırsat bilerek bir- an, Süleymanı soktuğu bodrum- dan çıkararak kaçırmayı düşündü. Fakat Aslanlr adam ona bu fırsa - ti vermemişti. Aslanlarının kökre- meleri arasında kendisine doğru koşup gelen, Aslanlı adam, vah - şiler arasında gördüğü bu beyazı kendisine yardım edecek cinsin - den telâkki ettiği için yanına yak- laşarak: — Çocuğu bunlar nereye sakla- dılar, diye sordu.. Vehab, iki aslanın arasında dim dik duran bu gösterişli erkek vü - cudu karşısında ürperdi.. Cevab vermedi... Zaten cevab vermiyecekti de... Yalnız aslanlarının kendisine bir zararı dokunmaması için başın - dan savmak düşüncesiyle: — Şu tarafa götürdüler, dedi.. Vehabın bu sözünün yalan ol - duğunu, Aslanlı adam çok iyi bili- yordu. Çünkü kendi çocuğunu onun kulübeye doğru götürdüğü - nü, gizlendiği ağaç dalları arasın- dan seyretmişti. Arkasından kaoş - mayışı çocuğunun — her hangi bir kızgınlıkla başına bir felâket ge- tirmemek içindi. Vehabın bu cevabı Aslanlı ada - mın çok canını sıkmıştı. Fazla bir şey söylemeye lüzum görmeden aslanlardan birini Vehaba musal- lat ederek kendisi doğru kulübe - ye girdi . Aslan, Vehabm harekete geç - meşsine meydan vermeden atıldı ve ikisi arasında müthiş bir müca- dele başladı.. Boraya karşı koymasına imkân olmayan Vehab kısa bir zaman içinde yere düşmüş ve — kendisini Boranın pençesine bırakmıştı. Parçalanması bir an bile sür - medi. Asşlanlı adam çocuğu Süleyma - nı, eliyle koymuş gibi izbeden bu- lup çıkardı. Artık onun için yapa- cak bir şey kalmamıştı.. Hemen fillerini toplayıp çekilip — gitmesi icab ediyordu. Aslanlı adam, oğlu- nu çok hırpalanmış — bulduğu için kucaklamıştı. Hakikaten de yü- rüyemiyecek bir haldeydi.. Filler, kendisinden aldığı emri hakkiyle yerine getiriyordu. Ön - lerine düşen her kulübe büyük ça- tırdılar halinde yerlere — devrili - yordu, Bir kısmı da hortumlarına geçirdikleri yerlileri fırlatıp atı - yordu. Aslanlı adam fillere yaklaştığı zaman, onların — gerisinde yerden fışkırmış karıncalara benziyen yer li kalabalığı gördü.. Dağılmaları - nı temin etmek için Bora ile Fatu- şun bir kökremeyle üzerlerine git- mesi kâfi geldi. Aslanlı adam Şerifin hortumu- na oğlu Süleymana verdikten son- ra kendisi de filin üzerine atladı ve korku içinde dunldlm kalmış olan vahşilere: — Size fazla zararım dokun - masını istemiyorsanız, çekilip gi - din, diye bağırdı. Bütün vahşiler, güya — bana haydi hücum edin demiş gibi te - lâkki etmiş olacaklardı ki Aslan - h adama karşı delice bir hücum ol- du. (Devamı var) imparator âile- lar da.. Habesıstanda sinde nifak Londra, (Hususi) — İngiltere hükümeti Habeşistanda bir hâdi- se çıkması anında bütün ken- di tebaası ve diğer yabancıları derhal dışarı atmak için bütün hazırlıkları yapmıştır. Asker taşımağa mahsus bir çok uçak, Mısırda bekliyorlar, Bununla beraber İtalya ile Ha- beşistan arasında düşmanlığın son bahardan önce belirmiyeceği ka- naati kuvvetlidir, Daha doğrusu, eğer böyle bir şey olacaksa —yağmurlar dola- yısiyle— sonbahardan önce, cid- di bir çarpışma yapılamıyacaktır. İngiliz hükümetini Habeşistan- daki tebaasını çekmeğe sevkeden sebep, Habeşistanın içinde her- hangi dakikada çıkması mümkün olan hâdiselerdir, deniyor. ». . * Bu mevzü üzerinde iyi haber alan muhabirler, Habeşistandaki S Mesut — oA çiftler,, filosu yapmak için Evlilerle nişanlıların altın yüzükleri toplanacak mı? Bu sabahki “Son Posta,, gaze - tesi Ankaradan aldığı — kaydiyle şu haberi vermektedir: Bütün evli ve nişanlıların, ni - şan yüzüklerini Hava Kurumuna vererek yerine Kurum tarafından verilecek bakır nişan yüzüklerini takmaları hakkında bir teklif ya- pılmıştır. Bu nişan yüzüklerinin parasın - dan bir. “Mes'ud çiftler filosu,, kurulacaktır. Teklif kabul — ve tatbik edilirse, vasati bir hesaba göre, Hava Kurumuna üç ile dört milyon arasında bir para temin e- dilmiş olacaktır. Son Posta gazetesinin — vermiş olduğu bu haberin ne derece doğ- Tu olduğunu bilmiyoruz. —Ancak bu paranın üç dört milyon lira e - deceğine pek ihtimal vermiyoruz. Çünkü vasati memleketimizde evli olarak ancak 5 milyon karı koca vardır, Nüfu - sumuzun yüzde doksanı köylü ol « dı_ığundan bunlar altın yüzük filân takmazlar. Şehirli evlilerin çoğu da yüzük takmaz. Binaenaleyh Al- | yans takan çiftlerin sayısı olsa ol- sa üç, dört yüz bin kişidir. Bir yüzükteki — altın miktarı da vasati iki lira krymetinde olduğu - na göre buradan elde edilebile « cek para en geniş bir hesapla yedi, sekiz yüz bin lirayı geçmez. Bakır yüzükler temin etmek, bu işin kırtasiye, muhasebe, ve sair masraflarını karşrlamak için de bu paranın yarısı giderse — geriye ancak üç dört yüz bin lira kalabi - lir. İngilizleri tahliye etme işinin, 1928 de Efganistandaki İngilizleri çıkartmaktan daha güç olacağını kestiriyorlar. Çünkü mesafe daha büyüktür. Bu mühabirlerin yazdığma gö- re, Habeşistanın merkezi olan A- dis Ababada 70 tane beyaz İngi- liz tebaası vardır, ayni suretle İn- gilizlerin korumağa mecbur ol- duğu diğer tebaadan ahali de bir o kadardır. Bundan başka bin ta- ne kadar başka ırktan İngiliz te- baası vardır. Bunlarm bir çoğu Hintli ve Maltızdır. Habeşistanın diğer noktalarına yayılmış 100 kadar İngiliz misyöneri bulunu- yor. Y iĞiriğa Beyaz ırktan diğer milletlere mensup 300 Alman vardır. Ve bir çok Amerikalı, Fransız da bulun- maktadır. Bunların himayesinden İngiliz hükümeti mes'ul değildir. Muhtemel bir Habeş—İtalyan harbinin yağmurlar dolayısiyle sonbahardan önce olmıyacağını ileri süren İngiliz muhabiri Ver- non Bartlet; Habeşistanın içinden bir şey kopmasına ne suretle ihti. mal verileceğini şöyle anlatıyor: “Anladığıma göre, İtalyanlar şimdi yerli Habeş şeflerini ken- dilerinden yana çekmek için gay- ret sarfediyorlar. Bilhassa Habeş imparatorunun aleyhinde bulunan Müslümanları elde etmek istiyor- lar. “Hele imparatorun ailesi im- paratorun etrafında mütttehid bir cephe teşkil etmediğine göre, bunda oldukça muvaffak oluyor- “Habeşistanın içinde bir hâdise çıkarsa yabancı ahaliyi çıkarmak lâzımgelecktir. Adis Ababadan Cibuti'ye kadar olan demiryolu tutulursa, bu yabancı tebaayı muhtemel bir tehlike mmtakasın- dan dışarı çıkarmak için, uçaklar- dan başka bir vasıta yoktur.,, Bugünkü fırtına (Baştarafı 1 ncide) Balkanlarda yağan şiddetli yağmurlarrı dün yazmıştık. Bu sa- bahtan itibaren de İstanbula yağ- mur yağmağa başlamıştır. Hava iki günden beri bulutlu ve sıkın- tılr geçiyordu. Âra sıra yağmur serptiği de oluyordu. Bu sabah ona doğru hava birdenbire karar- dı ve gök gürültüleri ile birlikte sağnak halinde yağmur yağmağa başladı. Yağmur kısa fasılalarla bi re kadar devam etti. Yağmur esnasında | Perşembe pazarımda bir apartı- mana da yıldırım düşmüştür. Bu apartıman Yanıkkapı sokağında Turan apartrmanıdır. Yıldırım ta raçadaki tuğlaları parçalamış ter- kos borusunu delmiş, yere saplan- mıştır. Apartıman sakinlerinden Vir- jin Matalon taraçadaki çamaşır- lıkta çamaşır yıkıyormuş... detli bir gürültü işitince elindeki çamaşırları yere atmış, İsmailin odasına kaşmuştur. Bir muharririmiz apartıman sa : kinleriyle görüşmüştür. Bunlar- dan İsmail demiştir ki: — Bu mutbakta idim. Şiddetli bir gürültü ile birlikte yeşil ve kır- mızı alevler gördüm. Odada yal- nız bulunan kızımın yanma koş -|i tum.. ki: dan babamın baoynuna sarıld.. Bundan sonra başka gürültü işit- medik.,, Kapıcı Nazım da şunları ıöylc ; miştir: — Kapının önünde suları te- Eski Habeş İmparatoru Liying Yasu Kokain çekmekten öldü Habeşistandan gelen haberle- re göre eski imparator Liying Ya- su Eroin gibi keyif verici madde- lerden fazla miktarda almasın- dan müteessiren ölmüştür. Liying Yasu Habeş tahtının!! Hattâ umumi ! harp sıralarında resmen impara-)! | tor olmuş, ve taç giymişti. : Fakat hükümeti iyi idare ede-|İ imparator |( Haile Selasi Liying Yasu'yu tah- /i meşru varisiydi. mediğinden şimdiki tından indirip hapsederek impa- | rator naibi, sonra da imparatorl: olmuştur. Eski imparator hayatının sonu- na kadar mahpus idi. ' Galatada| Şid-| mizliyordum. Gürültü, sonra sarı ateş ve duman gördüm. Bacakla- rım titredi. Kendimi kaybederek yere yuvarlandım. Ben hiç yıldı. vım zannetmedim, İçerden tabanca sıktılar zannettim.,, : Apartıman sakinlerinin hepsi müthiş bir korku geçirmişlerdir. Yağmur esnasında Kadıköyde Sâ- ğütlü çeşme sokağında 167 numa- valı iki katlr ahşap evin bir odası da çökmüştür. Ev sahipleri başka bir odada oturdukları için nüfusca zayiat olmamıştır. Rasathanenin verdiği malüma- mata göre, hava bugün yağmurlu ve şimşekli geçecektir. Ingiltere-Ameri- ka hava postası Londra, 25 (A.A.) — Bir A- merikan hava sosyetesi, gelecek sene Nevyork—Liverpol servisin- de kullanrlacak uçakları yapmak üzere İngilterede şube açmıştır. Her uçak 12 yolcu taşıyabilecek- tir. İsmailin kızı Farise de demişti» “— Odada otururken gürültülü ile birlikte yüzüme doğru alevler (i geldi. Korktum, gürültü kulaklar: |f mı tıkadı. Bu anda babamla Vir-|! jin odaya girdiler. Virjin korku- |i * . ile, çoktan bekliyordum. Her w Türkçe beş kelime 391ncı Liste ! — Hitap etlmek — Aytamak Hitap — Ayta Hatip — Aytaç t ÖRNEKLER: 1 — Güzel bir ay- ) $ aytacım olımuımıı. & 3 — Menfaatperest — Asığal ; ÖRNEK: Memleket işlerinde a-?i sığcıl olmayınız; özgeçi (feragat)f 4 — BHissikablelvuku — Ünsezi ÖRNEK : Bu felâketi, bir önsezi $i 5 — Facia — Acın zi ÖRNEK: Yugoslavya Marsilya # acınını unutmaz. : Not: Gazetemize — gönderilecek : 1 yazılarda bu kelimelerin osmanlı - f caları kullanılmamasını rica ede -: bir hesaba göre |

Bu sayıdan diğer sayfalar: