N HAZİRAN — 1935 Bir Aşkın Hikâyesi i Nakleden; İ Hatice Süreyya İlk işi, Beyoğlunun münasip o-| tavsiyede bulunarak söze kaşla - tellerinden birine yerleşmek ol-İ yım: Hemşireniz henüz pek za - du. Hemşiresini ziyaret, ondan| yıftır, pek halsizdir. Onu en ufak sonraki işti... bir heyacana sevketmeniz haya - Şimdi işte, bu sebepledir ki,| tma mal olur... Bunu düşürerek şehrin bu semtinden geçiyordu. gayet ihtiyatlı davranm... oOÖyle Yazan: KADIRCAN KAFLI No. 25 Buraya gelirken Mesina'da otuz “.— Burası... diye düşündü. Fakat, hayret bizim hemşire ha- nım da burada ne arıyor? Yenge- min evinden niçin çıkmış acaba?.. Neyse, merakım çok geçmeden çıkışmağa filân kalkışmayın... Rauf, dişlerini sıktı. Her halde acayip ve feci kir hâ- dise cereyan ettiğini anlamıştı. — Sakin olun.. . Ispanyol gemisine baskın verdik — Gene de açtırmıyoruz. Tur-| la dolu idi. Öyleki denizin sert | zel çam kokusunu ciğerlerine dol. gut Paşa altmış gemi ile akında -| dalgaları bu sert taşları kemirmiş, | durdu. Kim bilir, o belki de bunu tatmin edilecek...,, Kapıcıya, ev sahibi madamın evde olup olmadığını sordu. Filhakika, sabırsızlıkla, yerin » de tepiniyordu. Ebe kadın, gülümsüyordu. Mek kolay değildir. Bunun için ?orbalık değil, kurnazlık yapaca- #lz. Hepiniz, her zamanki gibi be- ki yüz elli kadar Türk yiğiti, ken- dilerinden uzaklaşarak karanlığa gömülen bu küçük sandala uğur rını açmadılar. Güneş ormanın sık gölgelerini aydınlattığı zaman bu iki arkada- — Benim ismim Madam Bonne' dir... Fransada birinci cins ekeler den sayılırım... Fakat... dır. Düşman donanmalarının hep-| parçalar.ış, yer yer mağaralar | yapmadı ve etrafta yabancılar İn Madam Bonne buradadır...) Buyurun... si de kim bilir hangi deliklere te | yapmıştı. Frenk Süleyman burala- | olup olmadığını anlamak için bur- | Birinci katta, sağ tarafta... Buyu- Birimine sofalandın ylılardlan kılmışlar? | mı küçüklüğünde bir defa dolaş- , Nunu havaya kaldırarak uzun | run.. N ii geçtiler. Bunlardan bir tanesi mu- — Turgut Paşa iyidir ya. Baş. | mış ve görmüştü. Buralara Dragon | Uzun ve ğız? Ve merdivenleri acele acele ayene odası, öteki yemek odasıy - ka ne haberler var ? kayalıkları denilirdi. — yimdi ne yapacağız çıktı. e — İyidir. Yalnız otuz (kadar) Kızıl Kadırganm kıç kasarasn ameli ye an yi Zili çaldı, N Sonra, ebe kadın bir kapı it . İspanyol gemisi Mesinada coplan-| da Hüsmen Reisle Frenk Süley - | suyorlardı - Kırk yaşlarmda kadar bir kar | e ve içeri doğru seslendi: mıştı, Buraya gelirken onlara bir| man şöyle konuşuyordu: S Börüği sabahi belilecığin. dm kapıyı yi de iğsi — Küçük Hanım! İşte ağabeyi- baskın verdik ve hepsini | birden — Gözünü aç Süleyman... Yaka | —— Kurt filin olmasın!. Şu N elem ai er — niz geldi. Yikarik Gülen. z | lanmayasın.. Eğer tutulursan na - ağaçlardan birine tırmansak!.. “e — üdürlük 5 Rauf, odanın içine doğru birkaç Piyale tuhaf tuhaf baktı. musun hakkı için Salernoyu değil, | dar yakmehrludşLRebeşaur:ö mm ter mi Lâkin | adım attı ve orta yerde durdu. Hüsmen reis bu kadar büyük | bütün İtalyayı baştan başa yaka - etabı yele) Kala: ve : in Mn > 7 e) Evsahibesinin yaptığı & birçok bir zaferi ne kadar © durgun bir gın amma, seni kurtaramazsam yakın bir yerde kurtların ne işi mid — z mukaddimelere rağmen, bu vazi « sesle, bayağı bir şeyden bahse -| gene de içim kanmaz. var, ulan?., Belki tilkiler vardır.) © "Madam Bonne siz misiniz? | Yeti bir türlü hazmedememişti, Şer gibi söylüyordu. Yokan... Fa) — Hiç üzülme Reis. Bende bu | onlarla da adaşsın!... Korkmazam | amdan Ge b Vaziyetten anlaşıldığma göre, kat buna imkân var mı? kılık olduktan sonra kim şüphe- | sanırım.. . el Kani bir. onlona aldi. bu oda, evin en iyi odasıydı. Fakat —— Bu, masıl oldu? Anlat!.. | yenir? —Sen de ikide bir bumu ileri | Kayıyı kapadı. Biran ortadan kay | yine de ortalıkta bir soğukluk var- Hüsmen anlattı : — İtalyanca ile İspanyolcayı | sürersin... Korktuğumu ne vakit| yojg.. dı. Gerçi bir salamandıra yanıyor, Piyale onun kendi yanımda kal:| da biliyorsun... Öyleya.. Ne ise. | gördün? Korksaydım ben de senin Şimdi, delikanlı, etrafma ba | odaya tatlı bir sıcaklık veriyor madığına büsbütün üzülüyorda Tekrarlamağa lüzüm yok. Yapa - | gibi frenk suratı takınırdım. İki kıyot'du. Burası, adeta bir bekleme | düm Delikanlıyı kucakladı, öptü. |. yi kavradım. Haydi yolun | yüzlü olurdum. , odasıydı. Fakirane döşenmis ka -| Ç Tam bu sırada, Madam Bonne — Desene ki bize iş bırakma - açık olsun... Tilki nerede? Ağaçlar arasmda bir baykuş | gr. koltuklar... Orta yerde bir ha-| ortadan siliniverdi. ç dn oğul... Çok yaşayasın! Haydi e > ni ei öttü, Iç. Kenarda bir iki kırık etajer.. VDülm bir) > yolun açık olsun!... Biz de Mesina| — ie Reis!., dir Frenk Süleyman © arkadaşının e AİN ARE Bnlii da sim ” ei EMİ gey gm kanl ea ey annam 9 Yasta İ iseoetrit Türük tapir di; resim Kardeşim birada BE “Eri Meni kâhyasına seslen j olmayi gene beradayış li Sus!... yor? — Diye düşünmekte devam Hususi dersler N İ GELİ Demek istiyordu s etti, — Hüsmen reisin (eksiklerini (Frenk Süleyman Reisin elini sık Suktalir Bu ünde Slide Fransızca ve İtalyanca dersleri hemen tamamlayın. Hoş tu'asm ..| Mış, zifri karanlıkta geminin bor- Ormanı dinlediler. Baykuş bir | gü m . said tekrar görün- büyüklere seri ve pratik metotla Anladın mı? dasına doğru girmişti. Tilki Hasan) daha öttü. Tilki H yi indiri m Genç erkeği baştanaşağı ka - öğretilir, Çocuklar için ayrı usul i da hemen onun arkasından koştu. e Ye maş İn GMİS takib edilir. İkmal imtihanlarıma Salerno zengin bir kasabadır. | « enini — Çenen tutulsun uğursuz... — Deniz Hanımm beklediği zat r Orada bol bol altın, mücevherat, Bir sandal denize indi. Frenk Süleyman gene onun en- | siz misiniz acaba? — Diyesörl hazırlanılır. No. 2092 posta kutusu kumaş ve köle bulacağız. Lâkin| Sonra suları yararak sahile doğ. sesinden tutarak sıkmca sözleri ya | Oo — Evet, , eya (4340) hiç değilse binden fazla askerin | ru uzaklaştı ç rıda kaldı. — Kardeşi misiniz? er bulunduğu bu düşman kalesine gir | Kızıl Kadırganın güvertesinde: |” Sabaha kadar bir daha ağızla -| O — Kardeşiyim. Satılık ev ve arsalar Meşrutiyet mahallesinde satılık iki parça arsa ve bahçeli 12 odalı bir ev Mim dediklerimden krl kadar dışa. | dileyorlardı. : indr ol | © Dudaklarımda mer bir tebii, | X7709 Veli konağı; enddesinde N çıkmıyacak, kumanda ve sözleri Bu yiğitlerin yirmisi gemici; aç Yalar rim belirdi: ik Di e e BR A yapa San kulağile dinliyecek, tutacak - | ikisi dümenci başı, ikisi vardiyan | edenler onlarm bellerindeki ku. | | — Baki ball icki | etten sorulacak, (4370) Sinoz... altısı kürek yapıcısı, kalafatcı ve şakların altında birer piştov ile bi-| yryorlar hernedense.. — Elbet... Elbet böyle yapaca - | marangoz ile yüzden çoğu cenkci rer hançerin saklı olduğunu seze- Bu muhavere fransızca olarak öz... idiler, Lâkin iş sıkıya gelince yel- bilirlerdi. devam ediyordu. Bunu Ayr Mustafa söylemişti, | kencilerle diğerleri de savaşa gi-| Fakat bu zavallı iki balıkcıya| © Delikeni HABER ari da söze karıştılar: m DE — 7 e kim dikkatle bakacaktı?.. © Oğleyde niçin Franisda te) Akşam Postası —Bize bunları söylemek bile | olan kürekciler undu! kları yerle Salernonun kale kapıları açıldı. | rayı san'a in : DARE E Sok... Sen yalniz emret... İçimizde ze ayaklarından zincirli oldukları Börek dğ yle Sila il EE am ölmüyor ler ANBUL | ANKARA CADDESİ Snin emirlerini yapmıyacak bir | için oradan ayrılmaslardı. ği oradan çıkanların sayıları bilinmi- | (Fakat, karşısında bir Fransız| telden © Yarı: 28819 Maras SAr9 “çak yoktur bunlar deniz savaşlarında esir e- yordu. kadını fransızca konuşuyordu. O - dilen hristiyanlar idi. İçlerinde maaşla kullanılan Türkler hemen hemen yok gibiydi. | ABÖNE ŞARTLARI” nun için — Raufun zihniyetine gö- Tü re — hürmetle susmaktan başka rkiye Ecnebi Şimdi yakın yamaçlarda, vadi- Ray Yoktur. Yaşasın Hüsmen l lerde tarlalarında ve bağlarında İSenelik 1400 Kr. 2700 Er, — Sağ olun!.. O halde herkes d di; doğ. | çalışan köylülerin şarkıları duyulu | Yol Yoktü.. j6 aylık 780 1450, Yerli yerine geçsin... Kılıçlar bil izni Pasa geli İN. Kadın, devam etti. 3 aylık © 400, 800 geçsin... Kılıçlar bilen. rdu. , i > “in. madan önce ufukta kayboldu. Mini — Evet, ber ebeyim.. Hemşire. 1 aylık 19, 40, İki arkadaş ormandan şoseye çıktılar, Yorgun argım şehire doğ- ru yürüdüler. İçeriye girdiler. Kapının sağında ve solunda mız raklı askerler vardı. Daha ileride iç kale görünüyordu, Kocaman pençelerini şehrin başma dayamış İki arkadaş ise sandallarını ka- yaların altındaki oyuklardan biri. ne soktular. Birlikte ve yavaş ya - vaş yukarıya tırmandılar. Etrafta yalnız denizin hafif gü- rültüsü vardı. Kayaların arasmda köpüklenen iLÂN TARIFESİ i Ticaret Münlarmın satırı 18.56 : Resmi ilânlar 10 kuruştur. Sahibi ve Neşriyat Müdürü: HASAN RASİM US Basıldığı yeri O(VAKTIT) Matbansı niz de benim müşterimdir. Delikanlı, yerinden sıçradı: | — Allah Allah... Ne münasebet? — Müşterimdir.. Fakat, müste- rih olunuz... Bizim meslekte esrar gizlemek şarttır... Ellerimize tevdi edilen aile namuslarını kendi na- , topuzlar, tırpanlar ha- ya ann! Toplar yağlı olacak. tey hazır bulunacak... Dikkat! *rkes yerine... Bütün leventlerin göğüslerinde Mepa yürekler, sanki bir yürekti, Güneş battıktan sonra Kızıl Ka ilerledi. götlerno limanının ağzı cenuba Ban, lu, Garpta bir burun vardr, Solar, kayalı ve yüksekti. Şimdi p< olan bu kayalıklar o zaman- » baştan başa büyük ve srk bir oç “rmanile örtülü bulunuyordu. » Kayalıklar $ deniz ikide bir parlıyor, fosforunu rastgele serpiyordu. İki arkadaş tepeye çıktılar, Şurada Salerno limanı ve onun ucunda da Salerno kasabasile ka- lesi hayal meyal seçiliyordu. Frenk Süleyman © arkadaşmın kolundan tuttut — Dur!.. : ın dip tarafı oyuklar. Tilki Hasan durdu. Ormanın gü- gi gibi duruyordu. İki arkadaş fırınların, mağaza» ların önlerinde duruyorlar, oralar- da sanki birisini arayorladı. En sonra diğerlerinden daha zengin olan bir çarşıya (o girdiler. Sağa sola bakıyorlar, geleni geçeni hiç çaktırmaksızın gözden geçiriyor - lardı, (Devamı var) musumuz gibi muhafaza ederiz. Artık, delikanlı adamakıllı si - nirleniyordu: — Ne demek istiyorsunuz ça : buk söyler misiniz, Madam ?.. Fe. na halde asabileşiyorum... Sadede geliniz... — Baş üstüne efendim. derhal sadede geleyim.. Size evvelâ bi.