27 Mayıs 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 14

27 Mayıs 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KaraMaske Polis hafiyesi ( X: 9 )un harikulâde maceraları . No. 36 O NUMARALI . /STASYON YARENİN CENLUB GU GöÖRÜL MÜ TAYYAREY! GÖR BADki y VİÇENTE GAREN ea ; (öriKAMETİNDE) ' / VA BİZE HABE, EĞER ATLARSA AR- a KASIND, #AYRETİ HEPİMİZİN ALAY ETTİĞİ 808/ , BİR HAMLEDE İLERİ ATILOI. HATTA YILDI. Z/DA GEÇMEK ÜzE. Polis hafiyesi X:9 Yakında gene bu sütunlarda yeni bir maceraya MÜKÜNN PLÂANI MUVAF. FAK olu. YOR, Böbi | #MDADA | KoŞuyokr yYu diyorsunuz! Beni görmek istediniz. Sizin için bir şey yapabilir. miyim?. Zannedersem yapamam. Sizin gibi kendi işini kendi gören bir adam, sa- adetinin teminine ait hususları başka- larma bırrakamaz. z | Şövalyenin alnı, müphem bir yelsle karardı: | — Şevketmanb hakkımda pek —bü- yük şeyler yapabilirler, — Çekinmeden söyleyiniz Mös)ü!1 Eğer istediğiniz şey benim vasıtamla olabilirse derhal yapılacağına sizi te- min ederim, — Teşekkür ederim Şevketmaab! Hikâyeme bıraktığım yerden başlıyo- rum, Oldukça üzüntülü bir devirden sonra, nihayet sandete kavuştuğumu zannediyordum. Aldanmışım.. Felâ- ket korkunç yüzünü göstermekte ge- cikmedi. Bir oğlum vardı Şevketma- ab.. Bu çocuğa olan sevgimi, ümitle- rimi anlatmak imkânsızdır.. Bunun için evvelâ hayata iştirak ederek ve bana ebedi saadetten bir yudum tat- tıran kadına karşı kalbimde besledi-| gim aşkı anlatmak Tâzımdır. İşte Şev- | ketmaab, bu çocuğumuzu çaldılar... — Şüphesiz bu saadetinizi kıska- manlardan biri değil mi? — Evet Şevketmaab. İşin en tuhaf tarafı bu elnayeti bir kadının irtikâp etmiş olmasıdır. — Bir kadının ha!.. Herhalde ter- keliten metreslerden biri yapmıştır.. — Hayır Şevketmaab! Fakat bu a: çak kadından bahsetmiyelim. Çünkü... Artık ölmüştür. Bu suretle bu — sırrı da mezarına götürdü. Çocuğu bulmak için bütün İtalyayı aradık. Bundan başka evlâdımız yoktu. Onu kaybet- tiğimiz gündenberi evimizin — şenliği kaçtı. Zevkimiz, eğlencemiz mahvol- "eti ee renedi e Ce Günarid — RAĞGASTANIN OĞLU - du. Prensesle ben hu boş araştırışlar- dan vazgeçtiğimiz sırada çalıman ço- cuğumuzun Parise getirildiğini ve belki henüz yaşamakta olduğunu ha- ber aldık.. Bunun üzerine hemen yola çıktık. — Sonra.. Ğ — İşte Şevketmaab yardımınızın bize Ümit vereceği yere geldim. Öğren- dik ki çocuk çingenelere verilmiş bu çingeneler de Fransadan geçerek Ha- şarat Yn(.ı.r;ımı gelip yerleşmişler, — Haşarat Yatağına mı?.. - Basin: yak! Bak Kont dö Monklar saraydı mı? Oda hizmetçisi: — Şevketmaab, polis müdürü şimdi xeldi, dedi. — Kendisine söyle, hemen gelsin! Bir dakika sonra Monklar Kralın odasına girdi. Yabancı Şövalyeyi selâmlıyarak sessizce karanlık bir köşeye çekildi. Ragastan polis müdürüne selâmı- nt iade ederken düşündü: — Bu askın surat nedir? İşte ce- hennemden çıkmış bir adam, yahut buraya l oraya gidiyor. Kral: — Müösyö dö Monklar, Mösyö dö Ra- gastanın bir çocuğunu çalmışlar.. Monklar bir harekette bulundu. Çehresi sapsarı kesildi.. — Şövalye oğlunun Pariste ve hat- tâ Haşarat Yatağında bulunduğunu haber almış... Öyle değil mi Şövalye? — Evet Şevketmaah.. Devam ediyor rum, Haşarat Yatağına girmek - için boş yere uğraştım. Huzurunuzda sör- bestçe söz söylediğim için kusurumu affediniz Şevketmaab, Kralı sarayın” da görmek, serserileri orada görmek. ten daha kolaydır. — RAGASTAN Monklar homurdanarak bu sözü tastik etti. Kral kaşlarını çatarak: — Bunların hepsi değişecektir! de- | di. — İşte Maşarat Yatağına giremedi. | ğim için oraya girmek vasıtalarını sizden istemeğe geldim Şerketmaab! | Fransuva bu kat'l isteğe cevap ver- | mek için çok güçlük çekti, Aczini nasıl itiraf eder, bu Haşa- | rat Yatağının hükümet içinde bir hü- | kümet olduğunu nasıl söyliyebilirdi? Polis müdürüne döndü ve: | — Mösyö dö Monklar.. Bu hususta | ne düşünüyorsunuz? diye sordu. Kont, Ragastanı rahat rahat gö- zetlediği köşeden çıktı. — Mösyö lö Şövalyenin Hasarat Yatağına girerek uraştırmalarda bu- Tunması için ikl çare vardır. Acaba kendilerine sormak istediğim bir iki | suale cevap verecekler mi? Ragastan soğuk bir tavırla: — Sorunuz Mösyö! dedi. — Kaçırılan çocuğunuz - eğer iş- şimdi kaç yaşlarındadır? — Tam yirmi iki yaşında.. — Yirmi iki mi., Benimki yirmi ye- disinde olacaktı.. Ne zaman kaçırıldı, hatırlıyabilir misiniz?.. — Tam 1503 senesi 14 Birinciteşri- ninde.. — Çocuğunuzu tanıyabilir misiniz?, Bir işaret, bir şey vtar mı?., — Hiç bir şey yok! — İş çok zor.. Kral: — Demin bahsettiğiniz dir? diye sordu. — Şevketmaab, birinci çare: Bilir- siniz ki Haşarat Yatağı Üç büyük kıs- ma ayrılır. Argo yahut Tün Krallığı, Mısir Dükalığı ve Galile İmparatorlu: sağ çareler ne r atılıyor. OGLU — gu. Fakat Galile İmparatoru ile Mısır Dükünün Argo Kralma nazaran mev- | kileri çok aşağıdır. Argo Kralının ser- seriler üzerinde kayıtsız. ve şartsız olmak üzere pek büyük bir hâkimiyeti vardır. Kral ve Krallık gibi tabirleri bu habisler hakkmda kullandığım i» çin affınızı dilerim, fakat.. — Zarar yok! Çünkü onlar haki- katen böyle çağrılırlar. — Şevkotmaab! Bu Argo Kralı Triko isminde sefil bir serseridir. İşte ben bu Trikoyu elde ettim. Şimdi ar- tık bizimdir.. — Bravo Monklar!.. Polis müdürünün gözlerinde, bir saniye kadar karanlık yüzünü aydın- Tatan bir ışık dalgalandı. — Buna nasıl muvafffak oldunuz? — Onun haset damarlarını kabar- tarak,, — Amma yaptın ha! Bu haset ne gezer... — Üyle söylemeyiniz Şevketmaap! Argolara, çingenelere, serserilere hâ.» kim olan bir veya iki kişi var ki bun- lar kralın hükmünü — gölgede bırakı- yorlar. Bunları Jipsi isminde bir çin- gene karısından öğrendim. Bu kadın tuhaf bir mahlüktur. Çok esrarengiz bir hayat yaşar. Jipsi bir çün bana ge- lerek Argo ve Tün kralı — olan Triko- nun sevmediği iki adamdan kurtuldu. ğu takdirde her istediğimi yapacağı- nr söyledi, Bu suretle —aramızda bir mukavele yapmış olduk, Kral güldü: — Vay Monklar! mışsınız ! — Şevketmaabıma daha iyi hizmet edebilmek için.. — Biliyorum... Riliyorum. Devam ediniz! -— Bu Trikoyu bir kere kopukta Şeytanla uzlaş-

Bu sayıdan diğer sayfalar: