24 MAYIS — 1935 id >. Güzelliği ve yakınlığı itibariyle şehrimizin yegâne bahçesi PANORAMA “eni-Bahçe) | Açılmıştır. 5 Sm HAMİYETİe “ir ve san'atkârları dinliyeceksini? Telefon: 41065 Yy © Büyük | Tayyare Piyangosu Binlerce kişinin yüzünü güldürdü | 2.ci keşide 7/- Haziran -1935 tedir. Büyük Ikramiye : 30.000 Liradır İstek 20.000 ) liralik hbir mükâfat vardır... | ğ e 7 > Ayrıca: 15.000, 12.000, 10.000 liralık ikramiye. Tİ HABER — Akşam Postası Veresiye serinlik... erhangi bir cereyan prizine takılabilir Elektrik vantilâtörü Sayesinde istediğiniz Kadar Serinlik temin edebilirsiniz SATiE'de 12 AY VADE iLE SATILIR Tel, Konya Sergisi 25 Haziranda açılıyor g (25 Hazirandan 10 Temmuza kadar sürecek satışlı sergidir. © Fabrika ve ziyaretçilere ve « saiti nakliye ücretlerinde ucuz - luk yapılmıştır. Müracaat mahalli: Ulusal ökonomi DOKTOR . Kemal özsan Ürolag — Operatör Bevliye Mütehassısı Kraköy — Ekselsiyor (mağazası yanında, Her gün öğleden sonra 2sden8-ekadar. Tel: 41235 Ziyaretçiler ayni zamanda 5! i öntüklü müzesini ve değerli 3! ij Türk izerlerini de ziyaret etmiş ği ve artırmaği kurumu Konya kolu 1 Satış yerleri: Salıpazar mağazası Salıpazar Necati Bey caddesi No. 428-436, Tel. 44963 Metro Han: Tünel meydanı, Beyoğlu, Tel.44800 Elektrik Evl: Beyazıd Mürekkebciler caddesi Telefon: 24378 Kadıköy: Muvakkithane caddesi, Tel: 60790 Büyükada: 23 ez ,caddesi Tel: 56-120 Üsküdar: Şirketi Hayriye iskelesi 60312 ŞIŞMAN YANKO MAĞAZASI: İstanbul, Yenipostahane caddesi No. 39 Mevsim lik son moda Mantoluk ve Robluk Yünlülerimiz ve ipekli Paris Emprimelerimiz GEL MiŞTiR Her nevi son moda Ipekli Pamuklu Keten Beyaz ve renkli kumaslar Tayyarecilere hususi gömleklik Tuhafiye dairemizde en zen gin çeşit, hazır ve ölçü üzerine Gömlek, Pijama, Robdöşambr Yazlık ihtiyaçlarını temin için muhterem müşterilerimizin teşriflerini hassaten rica ederiz. CIHAZ TAKIMLARI — NEFASET — METANET — UCUZLUK ENER CİZME sale e eli Yeri Elli i A ANS NEVROZİR , 14 - RAGASTANIN OĞLU — dö Mareşalın arabasını ilerleten bir kaç fakir duruyordu. | Çünkü o zamanlarda da —şimdi olduğu gibi— fakirler zenginlerin sa- | dakası ile geçiniyorlardı. Mongomeri tehdit edici bir tavırla yolu dolduran bu serserileri sava") rak: — Azizim Mösyö Flöriyal işte ar. tık rahat rahat konuşabiliriz! dedi. Hızlı hizli yürümeğe başlıyan Tri- bule: — Daha uzağa gidelim!.. Her ne istiyorsanız bana söyleyiniz! sözleri" ni söyledi, — Siz de bunları Krala tekrarla” mağı vadediyorsunuz değil mi? — Hemen yarın sabah! — Mösyö Flöriyal, sizin daima na- muslu bir adam olduğunuzu söyler: dim.. — Bana Tribule deyiniz! Mongomeri hayret etti: — Niçin? — Hoşuma gidiyor! Ben Tribule İsmini severim. Bazı istiraplı, acı, sert şeyler vardır ki beni çok “e. nun ederler. — Azizim Mösvö Flöriyal... — Flöriyal (bir cins çiçek) tarla larda şiire aşkın saf kokusunu dağı tar! Fakat ben çiçekleri değil diken leri taşıyorum. — Yoksa bedbaht mısmız? — Betbaht mı?.. Kim demiş, Mösyö Mongomeri, dünyada benim kadar Mes'ut kimse yoktur. Kral beni affet- ti. Tekrar gözüne girdim. Ve bu göze girişi dostlarımın iyiliği için kullana- tağım.. Siz de dostum olduğunuz için | arzunuz neyse söyleyiniz! — Çok doğru Mösyö Flöriyal, — Canm bana Tribule deyiniz! — Peki öyle olsun Tribule! Dostum işte Hra'/sın istediğim... — Durunuz, şu dar sokağın döne meğ yerinde bir şey görmüyor musu* nuz? — Hiç bir şey!. Belki bir gölgedir. — Ben gidip bakayım. İhtimal ki hizi dinliyen biri vardır. Tribule, işaret ettiği sokağa doğru şiddetle atıldı. Mongomeri acele etmeden homur- danarak onu takip etti: — Gölgeyi de şeytan alsın seni del, Hey Tribule! Soytarı cevap vermedi, Mongomeri bu sefer telâşla: — Tribule! diye bağırdı. Gene süküt! Muhafız kumandanı: — Sakın herifi öldürmesinler! diye düşünerek hançerini çekti ve haykır dı: — Tribule, nerdesiniz? Tribulenin sesi uzaktan: — Buradayım! diye cevap verdi, —Pek âlâ, sizi bekliyorum. — Hayır beklemeyiniz! — Öyle ise yammnıza geliyorum. Beni bekleyiniz! — Boş yere yorulmayınız azizim. Eldeva! Yarın Krala bana buraya kadar arkadaşlık etmiş olduğunuzu söylerseniz istediğiniz her şeye kavur şursunuz! O vakit işi anlıyan Mongomeri: — Ah sefil! diye bağırdı. Tribulenin alaylı sesini duyduğu tarafa atıldı. Fakat beş altı dar 80 kağın biribirlerine karıştığı yerde bir ! saat kadar boş yere dolaştı. Sonra 80- luk soluğa, hiddetinden kudurmak de- İ reçelerine gelerek saraya döndü. Işık» lara boğulmuş salona, tam Fransuva kendisini istediği anda girdi. — RAGASTANIN OĞLU - 161 kaç gündenberi çok kederli bir Ohal! almıştı. — Şevketmaab, sarayda gülünme- mesi benim hatam değil, Hem de bu kadar gülünç şeyler varken.. Gülünüz Mösyölar.. Kral herkesin gülmesini istiyor. İşte ben de İtaat ederek il könce gülüyorum. Meş'um bir tehdidi andıran bu kah! kaha bravo sesleri arasında kaybol-| masaydı duyanları titretecekti, Yalnız Düşes Detamp bunu farke- debilmişti. Jantiyomların öteye beriye dağıl-| dıkları bir sırada Krala doğru eğile rek soytarının duyabileceği bir sesle: — Şevketmaab, küçük Düşesten bir haber alınabildi mi? diye sordu. Tribule gözlerini Krala çevirdi. Gördüğü şey kendisini hayretten hayrete düşürdü. Düşes Detampımn bu sorgusuna kar- şı Kral gülümsememişti. Bembeyaz kesilen yüzünde yeis ve | keder alâmetleri belirmişti, — Madam, soytarıya sorunuz! Bu! mevzuda Kraldan çok malümatı var- dır. Tribule, Birinci Fransurayı çok iyi tanırdı. Onun aşk etetrikalarındaki şiddetini, saray entrikalarındaki rf yakârlığını biliyordu. Kralın yüzünden en gizli düşünce: Terini bile okumağa alışmıştı. Bu sefer Birinci Fransuvanm ha- linde bir ciddiyet, bir samimiyet ol duğunu farketti. “mun yanma yaklaştı ve acı bir sesle: - Şevketmaab! Hakikati oöğren- mek için kalbimi koparınız!.. Haya tım üzerine, kızımın hayatı (zeri- ne yemin ederim ki onun nerede ol- duğunu bilmiyorum. İ Kral sanki tuhaf bir şey işitmiş gibi gülümsiyerek ayni tavırla: — Ben de gana Krallık hakkım için söylüyorum ki onun ne olduğunu bil. miyorum, | / maun (zinci Hanrinin eN Diyan dö Puatye'nin eski bir tabloya göre yapılan bir resmi Başka bir zaman soytarı bu hal den son derece mağrur olurdu. Çünkü Kral kendisine akranıymış gibi söz söylüyordu. Kral şikâyet ediyordu. Kral tahtından iniyor yahut soy tarısını tahta kadar yükseltiyordu. Acaba ne olmuştu?.. Ne olacak, aşk her insana ayni se vinç veya ayni kederi verir, Birinci (OFransuva, soytarısıns Kralirk hakkı üzerine söz vererek ar- tık bir Kral halinde kalmıyordu. O, bu anda hakiki surette istirap çeken Forma: 21