8 MAYIS — 1925 HABER — Akşam Postast L H si Trenl TUSUSİ e KAŞE Istanbul - Budapeşte NEOKALMINA Seyahatı Bir gecede Grip - Nevralji - Baş ve Diş ağrıları- Artritizm -Romatizma PEŞTE'de: 5 gün ikamet, Yemek ve tenezzüh ViYANA'da: 3 gün ikamet, Yemek ve tenezzüh H inci T. L. 95, ll üncü T. L. 75 Hareket 25 Mayıs sabahı NATTA Acentalarına müracaat, Tel, 44914 - 44514 İş arıyorum 25 yaşındayım, lise son sınıftarı tasdiknamem vardır. — İngilizce, fransızca bilirim, hesap ve türk çem bilhassa kuvvetlidir. İstenev miktarda kefalet gösterebilirim. Ayda net altmış liradan aşağı ol mamak üzere iş arıyorum. Gün - düz vazifeyi geceye tercih ede- rim. Büyükadada Yürük Ali Plâjı | , Â*zes: Kadıköy Poste Restan Projesi Müsabakası: ——— İstanbulda Büyükadada Yürük Alide yapılacak pilâj ve gazino projeleri için bir müsabaka açılmı ştır. Müsabaka müddeti haziranın hirinci cümartesi gününe kadardır. Müsabakaya her mimar ve mü - hendis girebilir. İstanbulda bulunan müsabıklar bu tarihe kadar e - serlerini postaya vermiş bulunmalıdır. Müsahaka için iki derece ta- yin edilmiş olup birinciye 350, ikinciye 100 lira verilecektir. Müsa - bakaya girmek istiyenler müsabaka programiyle Harita almak için AREAY Ş NOĞ n Levazım Müdürlüğüne müracaat etmelidir. — “B,, (2337) D . «tor * KISLALİ T PS LEL İA İT AF Y gi ve her türlü ağrılarda listanbul Belediyesi ilânları Dermatolog, Venerolog Dr. HAZIM Beyoğlu İst. cad. Bekâr s. No. 9 Ali ismail 2 ve 20 kompilmeliktambölserdi Ayasofyatla kâin Belediye levazım ambarında bulunan ve beher bulunun takımı 1 ceket, 1 pantalon ve bir kasketten ibaret olan — 224 takım Haydarğaşa hestanesi Geuliye ST mütehassısı Ambalaj ve komprimelerin kullanılmış Belediye zabıta memurları elbiseleri — açık arttırma ile satılacaktır. Bu elbiselerin tahmin bedeli 392 liradır. İstekliler şart- nameyi görmek için Levazım Müdürlüğüne müracaat etmeli, Arttır- maya girmek için de 29,5 Jiralık muvakkat teminat — makbuz veya mektubile beraber 8—8 935 per şembe günü saat 15 de Daimi En:| cümende bulunmalıdır. Urologue — Operatcur Babrâli caddesi Meserret H 88 numarada her gün öğledi sonra saat ikiden şekize kadar, dzerinde halisliğin” timsali olan _Ş markasını arayınız. eei ADT MAD AYA AT AA a Seni seviyorum, Ve senin de beni sev- meni istiyorum ! Ş Ka — Bu alçaklıktır! Bu canavarlık- tır! — Evet, bak, senee bir canavar ad- dolunmağa razı olduğum için aşkımın derecesini anla! — Oh.. Fakat siz bir sefilsiniz! İm- dat!.. İmdat! — Mutlaka beni sevmelisin Jiyet! Manfredle Tribuleyi ancak buna kar- gılık affederim. — Şevketmaap! Bu uğurda can ve- ririm.. Fakat namusumu feda ede mem! Kıacağız ümitsiz bir çırpınışla kur- Jularak geri sıçradı. Kral, onun elin- , de bir hançer olduğu halde titreyerek pencereye kadar gerilediğini gördü. Birinci Fransuva, ellerini terliyen İnıma götürerek : dı._ Ben ne yaptım? diye mırıldan- — Ne mi yaptımız?.. Aramızda öyle bir uçurum açtınız. ki Şevketmaap, dünyada hiç bir gey bunu doldura- maz! —Jiyetl. — Şevketmaap! Sizden babamın af- fını istemeğe gelmiştim. Hiddeti geri dönen Kral: — Asla! diye homurdandı. Jiyet emreder gibi bir sesle: —Ben bu affı muhakkak istiyorum! dedi. Fransuva: — Kralın kızı! diye düşünerek bu tahakküme kargı hayrette kaldı. Jiyet devam etti — Şevketmaap! Muhafız askeri ku- mandanınırı çağırarak babam hakkın- da demin verdiğiniz tevkif emrini ge- Ti almazsanız evlâtlık sevgim Üzerine yemin ederim ki şimdi şurada intihar edeceğim. aat AAA vai ABl a | 100 — RAGASTANIN OĞLU — Kral, Jiyete baktı. ” ” Kız sapsarı kesilmişti ve hafifçe titriyordu. Onun söylediğini yapacağını anla- di. Kendisine mahsus bir surette yü- zünü derhal değiştirerek şen bir tavır aldı, ve: — Pek tuhafsın Düşes! Ne bu söz- leve ne de bu tavırlara lüzum var. İs- tekleriniz benim için emir demektir. Hiç bir baba çocuğunun arrusuna kar- gı gelebilir mi? sözlerini söyledikten sonra seslendi: — Mösyö dö Mongomeri! Basinyak içeriye girdi. Bir işaret yaparak tekrar çıktı. Jiyetle Kral tu- haf bir surette bakışmakta devam edi- yorlardı. Birinci Fransuva ciddi bir tavırla: — Hançerinidi yerine koyunuz! &i- ze söz veriyorum Jiyet! dedi. Bu anda Mongomeri de içeriye gir- di ı Kral sordu: — Mösyö dö Mongomeri, Tribule nerede?,, — Şevketmaap! Avluda, emrettiği- niz gibi sekiz asker kendisini Jâ Kon- siyerjeri hapishanesine götürüyorlar. — Madam lâ Düşes de Fontenblö o- nu korumak lütfunda bulunuyor. Bu defalık çektiği korku yetişir! Tribule serbesttir. Gidiniz Mösyö! Mongomeri çekildi. — Mdam Sen Albanı çağırınız! Küçük Düşesin başnedimesi titre- yerek geldi, Kral; — Madam Sen Alban, Düşesi daire- sine götürünüz; dedikten sonra mâ- nah bir sesle ilâve etti: — Ona iyi bakmız. Zannedersem sıhhati kendisine itina edilmesini İcap ettiriyor. Sonra elini Jiyete uzattı. Genç kız — RAGASTANTN OĞLU « 97 Hni tuttuğunu ve bütün saray halkı- nın önünde: — İşte benim babam! diye bağır- dığını ve Birinci Fransuranın da: — Bu deliyi götürünüz! dediğini unutmamışlardı. Ertesi günü Birinci Fransuva yuıi| gmuhafız askeri kumandanı Mongome- riyi çağırttı. Saray kapısını serserilerin hücu- muna karşı koruyarak bu coşan seli durduramadığından dolayı kabahatli addolunan oğlunu tevkif etmek emri- ni nlan Mösyö dö Berviyö çocuğunun mahvına çalışmaktansa intihar etme- ği tercih etmişti. Çünkü biliyordu ki oğlunun itham edildiği kabahatin cezası ya idam ya- hut müebbhed hapisti, Küçük Berviyö ise kendisini — tev- kif edecekleri sırada ortadan kaybol- muştu. Boş yere arandı. Belki de bahasının ölümünü duya- rak kalbi parçalanan, sersemliyen, ka- fasını intikam düşünceleri bürüyen bu delikanlıyı ileride bize tekrar gös- terecek bir fırsat ele geçecektir. Neyse.. Kral dö Mongoneriyi ya- nına çağırarak ona şa sunli sordu: — Mösyö! Sizi muhafız askeri kur mandanlığına tayin ettim. Eğer Ber- viyönün yerinde olsaydınız ne yapar dmız? —Şevketmaap! Hiç tereddiüt etmer. dim. Kral emrettiği zaman alle, akra- ba düşünülmez.. Oğlumu teykif eder.- dim. Kral istihfafla gülümsedi: — Mösyö dö Berviyö, tam bhir kah- raman gibi hareket etti. Böyle bir va- ziyette gösterdiği cesaret pek az kim- gede bulunan bir yüksek ruhluluğa delâlet eder. Mongomeri: — Şerketmaap! diye kekeledi. — Ya Kralın emrine itaat etmemek yahut da oğlunu eliyle darağacımna göndermek gibi iki müthiş fikir ara- sında kaldığı için İntihar etti. Bu pek büyük bir kahramanlıktır. Mongomeri yerlere geçmek derece- lerine gelerek başını önüne eğdi: — Fakat Mösyö! Siz daha büyük kahramanlık gösteriyorsunuz! Çünkü oğlunuzu bile tevkif edecekdiniz! De- minki sözünüz tam bir yiğit sözüdür.. Kral emrederse aile, akraba düşünül- mez.. Bu, pek büyük bir sözdür Mös- yöl Sevinçle yüzü gülen Mongomeri. — Şevketmaap! Kralrma karşı bes- lediğim sadakat duygusu öğündüğüm biricik şereftir, dedi. — Mös&yö Mongomeri, sadakatiniz. den eminim! Pek iyi bir asker olduğu: nuz için sizden memnunum, — Şevketmaap! Krala itaat bize düşen yegüâne vazifedir. — Sarayın kapısında bulunan nö- betçilerin miktarını iki misline çıka- rınız. Mızraklı asker yerine tüfekli as- ker koyunuz. En ufak bir isyancı ba- rekete karşı ateş etmelisiniz Mösyö! Kimseye merhamet etmeyiniz! — Şevketmaap merak - etmeyiniz, Emniyet ve istirahatinizi tamamen ü. zerime alıyorum, Büyük avluya iki tane top koydurdum. Açık — bulunan kapıdan ahali bunların dolu ağızları: nı hayretle seyrediyorlar. — Size güvenebileceğimi anlıyorum Mösyö! Fakat, Kralın kendi sarayın- da nefsini muhafazaya mecbur olma- sı ne kadar tuhaf! Gidiniz Mösyö! Ru akıllılığımızın mükâfatını göreceksi- niz! Yerlere kapanırcasına eğilerek d şarıya çıkan Mongomeri: Forma: 13