10 Âme HABER — Akşam Poslası milyar dolar - rikada En çok kâr getirmek için nasıl klllğt_l_nılır 2 13.000 nü NeVVÜTk qıellıîn fuslu ve 42 katlı de bir gece .. Kasadar teşekkür etmeği unutursa müşterilere 10 Rakkamının önüne tam !Iş tane sılır koyunuz! 10 milyar &« der değil mi? İşte bu rakkam Amerikada gtelcilik işine yıa!în!.: muş olan parayı dolar hrvubıyl'ri gösterir.T0 Milyar dolar, yani bı—: zim 400 milyon lira hesabiyle bir | senelik hükümet bülçemizin !uk-ı riben 75 misli'.. Bu kâadar muazzam bir serve- tin işlettiği otelciliğin nasıl bir şey olduğu herhalde meraka de- ger bir mevzudur. Bu yazıda bu | meozu anlatılıyor. Yazıyı Ko penhag'da çıkan Politiken gaze- tesinden hülâsaten alıyoruz. ııı-r kâleyi yazan darıninış Danimar- kalı muherrir Maks Frankel'dir. Muharrir, Nevyork'a yaptığı bir | seyahate dair olan inlibaları sıra- | şında, Neryork ötellerini — şöyle oe yanlatıyor : ello, Mister Frankel!... Saat sekiz oldu. Dışar- da gayet güzel bir hava var;. Etraf günlük güneşlik.. Kalk- mak istemez misiniz?.,, Uyku sersemi yatağımda doğ -| rularak gözlerimi oğuşturup etra - fıma bakınıyorum: Oteldeki dai - ryemde yalnızım. Hiç tanımadığım bu ahenktar kadın sesi nerden ge- liyor? Ah hatırİryorum: Akşam -! dan beni saat sekizde uyandırma- larını tenbih etmiştim. Otelin san| tral memuru kız odamdaki opar - lörle vazifesini yapmış olacak.. Yatağımdan iılemiyerıl:. ayrı- lıyorum. O kadar rahattı ki..: A.- yağımı yere basar basmaz — hafif bir zil sesi geliyor. Yanı bı;ıınd.ı bir lâvha müzik veya jimwtık dersinden hangisini radyoda din - e» öyak &diyor. Herkesin gurur tarafı I sorduğunu şimdi anlıyorum. Kanla atılan imza murah lemek istediğimi soruyor. Müziği tercih ederek işaret olunan düğme-| ye basıyorum. Oh!. Ne lâtif bir musiki!.. | Dairemin banyo salonundayım.| Dört musluktan ve dört muhtelif| sıcaklıkta su geliyor: Soğuk, ılık, sıcak ve buz gibi soğuk su.. Âyrır ca bir musluk ta iki defa filitre * den geçmiş içme suyu veriyor. | Ben banyoda iken bir sesin is-| mimi söylediğini işitiyorum. Ote -| lin bir radyo istasyonu kadar mü- kemmel oparlör tertibatı müçteri-: lerin isimlerini sayıyor: #Mümtaz müşterilerimiz arasın-| da Danimarkanın en büyük mu - harriri Frankel'in — bulunduğunu| bildirmekle sevinç duyuyoruz.,, Ve bu her müşteri için böyle oltük kabartıcı cümlelerle teker- tatmin edilmiş oluyor. Henüz -giyindiğim bir. sırada kapı vuruluyor: Bir “boy,, bir to- mar gazete ile geliyor. Ne 0? İç - lerinde üç tane de memleketimin gazetelerinden var. Halbuki bun- ların bulunabileceğini aklıma bile| getirmediğimden tenbih dahi et- memiştim. Bu, otele gelen her ec- nebi için böyleymiş.. Otelin bir de resimli gündelik gazetesi var. Üçüncü sayfada bir resmimi görüyorum.. Ve hayatım, eserlerim, edebi faaliyetim hak - kında bir sürü malümat.. Dün akşam beni ziyarete gelen ve otelin reklâm memurelerinden | olduğunu söyliyen güzel genç kı-| zın bana niçin o kadar çok — sual Koridorda otel müfettişleri ta-| KBA haslarından Gregorlu Perfektönür | /gibi bir çok lokantalarda, ismini| ikraml!.. | rafından, bana bu koca binanın yegâne müşterisi benmişim hissi- ni verecek derecede bir mübalâğa | ile selâmlanıyorum. Acaba otelde| kaç kişi var? Müfettişlerden biri bu sualime cevap veriyor: — 5000 odamız var! Hepsi da-, lu.. Bereket versin bütün salonla - rımız icabında bir kaç dakikada yapılabilecek tâdilâtla yatak oda ları haline getirilebiliyor. Bu sa yede iki misli müşteri almak imkâ- nını buluyoruz. | — Şimdi otelde kaç kişi var? | — Takriben 10 bin müşteri ve 3 bin müstahdem.. 13 bin kişi! Küçük bir uhrin; nüfusu!. 17 asansör 42 katlı — bu “Şen — Otel!,, in nüfusunu aşağı| yukarı taşımağa yetişmiyor. En! alt kattan en üst kata asansörle seyahat beş dakika gibi nisbeten kısa bir zamanda —o da asansör- lerin sürati sayesinde— mümkü! oluyor. j ş .. * emek salonları muhtelif zevklere göre: Paris lo- kantası, Londra lokan- tası, Napoli lokantası ve hıılırl taşıdıkları memleketin zevkine gö-| re, 6 memleket ahalisinden olan garsonlar tarafından hizmet gö -| rerek, tamamile o memleketlerde| yaşıyormuşsunuz gibi istediğiniz yemekleri bulabilir, rahatça ye - meğinizi yiyebilirsiniz. , Ş vru işelerin önünde bir lâv - ha: “Eğer kastdar, pa- ranızı aldıktan — sonra, müessese namına size — teşekkürü unutacak olursa, bedava bir ye - meğe hak kazanırsınız!,, Fakat sakın bu İsvhaya aldanarak beda- va yemek yiyebileceğinizi sanma- yınız. Kaszdarlardan herhangi bi- risi sizden beş çent bile alsa he- men “Thaak you,, yu yetiştiriyor. Bu teşekkür artık otomatik bir ha-||? le bile gelmiş olsa ne de olsa gene bir “teşekkür,,dür. Binaenaleyh ü-| mitler beyhude! ELEL, | Holde dünyanın her lıöçııinel mensup müthiş bir kalabalık var.|, Gelen yolcular, gidenler, dolaşanlar.. Her yerde, adım ba - , şında size yol gösteren, “bir emri-| niz,, olup olmadığını soran otel! memurlarile karşılaşıyorsunuz: — Posta dairesine mi ıitmekl istiyorsunuz? Yoksa sinema salo | Ma..1a'da Filipin ıı_ıefl"'* iyle imzaladığı görülmüştür. Burada bir. numuzda film seyretmek mi? — | u esasi projesini kant dan bir damarı açmakta, murahhas, — —Berber salonu bu tarafta Mis-| 9Peratör murahhasın — kolun batırarak imzalıyacaktır. İ.mı.._ l kalemi kendi kanına otelde ; DT LNT Nevyorkun muazzam binalarına Dans, eskrim salonları, yüzme havuzu, futbol sahası hepsi - otel- de mevcut.. . . * telde ne isterseniz hepsi! mevcut.. Her türlü eş -| yayı bile otelin içinde - ki mağazalardan satım almanız her zaman için kabil bulunuyor. Hiç bir kusur, bir eksiklik bulamı- yorum, Direktörle konuşurken bu- nu söyledikten sonra, muziplik olsun diye, sordum: — Otelinizde bir “hayvanat bahçesi,, yok galiba? Memurlar| olmadığını söylüyorlar. Zavallıadam evvelâ sarardı, sonra kıpkırmızı oldu. Nihayet şaşkın bir tavırla: — Evet, büyük bir eksik! dedi, nasıl oldu da bunu şimdiye kadar düşünemedik? Bunu hatırlattığı - nız için size çok teşekkür ederim. | Bu meseleyi hemen bugünkü mec- lisi idareye bildireceğim. On beş, gün sonra müessesemizde bir de “hayvanat bahçesi,, açmış olaca - ğımızı ümit ederim ! * , * merikada otelcilik en mühim, Hicaret şubele tinden biridir. Bu tica rete 10 milyar dolar yatırılmış ol- duğunu söylemek işin ehemmiye-| İlstanbulda ençok!i| isatılan gazetedir:| K llli İ ülânlarınızı, âzâmii| faydayı temin | i edebilmek için HABER'e Ki i : $ i Veriniz i TÜYÜENEN AA YRER NNK EE KNN Re e knENaRe KN NN aa be sasamei serma | pıcı dairesindeki | gayet nazikâne bir tavırla ve sân- yüksekten bir bakış.. tini anlatmağa kâfidir sanırım. Binaenaleyh böyle büyük — bir sermayenin yatırılmış bulunduğu bir işe bu kadar ehemmiyet veril- mesi gayet tabii bir hâdisedir. Sermayeden en çok randımanı al- mak için de müşteriyi memnun AŞ KĞU ' etmek İâzımdır. Amerika otelirinde SAĞ di- rektörün bu işte pişmiş bir adam olması kâfi değildir. Her memur, direktörden en mütevazi — işçiye, mutfaktaki patates soyan adama kadar herkes, işinin ehli, çalışkan ve makine gibi olmalıdır. Bu se - beple otel müstahdemleri âdeta hususi bir tahsil görürler. Otelin bütün müstahdemlerine dağıtılmış bir kitaptan bazı cüm « leler alıyorum: | “Bir otelin satılacak bir tek me- tar vardır: Servisi.. Binaenaleyh ancak iyi sersivi olan bir otel iyi bir oteldir.,, İ “Müşteri daima haklıdır. Bu se- beple sakın onun söylediğinin ak- sini iddia etmeyiniz. Çorba sıcak olduğu halde o “soğuktur., mu di- yor, o halde “çorba muhakkak so- guktur !,, » tele geldiğimin :lk akşa « mı sokaktan — dönüşte dairemin numarasını u- * * | nuttuğumun farkına vardım. Ka - birine daha ismimi söylerken o, ki otelin tek müşterisi imişim gibi hiç düşünmeden derhal cevap ver- di: — 2978 numaralı daire Mister Frangel... Bir şey değil Mister.. Geceniz hayırlı olsun Mister... Çünkü otel memurlarına veri - len kitapta şöyle bir kayıt ta - bu- lunduğunu söylemeğe lüzum var galiba: *“Her müşterinin adımı - öğren - melisiniz. — Her birine, otelin en mühim, en kıymetli müşterisi o imiş hissini vermeniz lâzımdır.;, memurlardan — —