18 NİŞAN — 1985 şah TÜ Nana e n ee errre ra AAA Yazan! Kadircan Kaflı YYeRseteyana e ye erEELENELANENE" Ali Reisin öCcü emisi bütün hıziyle | in'in | No, 82 Büyük Deniz Romanı verermLere n ea ser ee eALALAA| Barbarigo’ya sal_dırdı Babari gonun sol ce- AM bilmiyor nah amiralı olduğunu Musun?. Bi Ali Reis hemen dümene haber gönderdi: — En kısa yoldan sol cenah 'cfilin!!.. i Ortada — Müezzin zade ile Don Janın gemileri ve etrafındakiler biribirlerine rampa yapmışlardı . Orada bir deniz değil bir kara sa - vaşı yapılıyordu. A muş, yalnız kılıçlar, talar, mızraklar, okl. ler işliyardu. ' Ali Reis ımil;ıın kayarak ilerliyordu.. r Düşman sol cenahına yaklaştığı zaman orada Türk sağ ccnıh'ıufn Çolak Mehmed ve Gâvur — Alinin düşmanın topuzlar, bal « ar ve arkebüz- arasından 4 | kumandasında Barbarigoyu — sar- | mak için uğraştıklarını gördü. ı Barbarigo olsa olsa şu gemide olabilirdi. Şu yüksek bordalı, süs- büyük ve bol yelkenli kadirga- da... « Bir filonun ortasında amiral ge misini tanımak kadar kolay bir şey var mıdır?. Ah Reis bmlrığmyınılîı— şından geçtiği bir Venedik kadir - gasına da sordu. Yanılmadığını anladı.. Bütün leventler, reislerinin gös - tereceği gemiye rampa — yapmak için hazır idiler. Fakat Ali Reis kendi gemisiyle Barbarigonun ge- misi ve askerleri arasındaki büyük farkı hemen anlamıştı. . Demek ki Şahin Reis orada, o - | nun küreklerini çekiyordu. © halde o gemiyi ele geçirmek - ten başka çıkar yol yoktu.. Çünkjı gemi ele geçirilmedikçe, dövüş arasında forsaların yanma inmek. babasının zincirlerini kırmak, kur tarmak ve kendi gemisine — gelir- mek, olacak iş değildi. Bunu daha önceden düşünmüş, ne yapacağını tasarlamıştı. E Çolak Mehmedle leur.A.lı Barbarigoya vampa etmek için uğraşıyorlar, fakat onun yüksek bordasma kolay kolay sıçrayamı- yorlardı. — Zaten bütün Venedik gemileri — Barbarigoyu korumak için gözlerini dört açmışlardı. Bir Cenova gemisinin arkadan Yaklaşması kimseyi kuçkulın_dır . Mmak şöyle dursun, sevindirmişti. Ali Reis bütün toplarını hıfırlı- mıştı.. Fakat onlar Barbarigoya değil, ondan — başkalarına !(ını kullanacaktı.. Çünkü Barbarigo - nun gemisinin sağlam olarak ele geçmesi gerekti.. .ş'lm b:şmdı duran Sansar Ös - Mana: — Haydi, sen de yerine!.. De - diklerimi unutma ve tam zamanın: da işini yap!.. Diye emretti.. — Başüstüne reis!.. Sansar geminin arka am doğru uzaklaşmıştı.. 5 bu ayrılışı kimseyi landırmadı... Reisin omu saYAYA sokmak istemediğini ve bunun için Zeriye gönderdiğini sanmışlardı - le ya henüz on iki, on ÜŞ YÜ rtık toplar sus- | barına | şında bir çocuk.. Yazık değil mi? Lâkin Sansar da hiç sesini çı - karmamıştı ha!.. O da mı korkuyordu yoksa?. . Ali Reisin gemisi bütün hıziyle Barbarigo ile onun yanı başındaki Venidik gemisinin arasına atıldı. İki taraftaki gemiler de sarsıldılar | ve içint!ekilerdan bir kaçı bu şaş - kın Cenovalıya ağır küfürler sa - vurdular. | Lâkin Ali Reis oralarda değil - di: yyyl. İleril, , Diye haykırdı. Bir anda bütün leventler şapkalarını denize fırlat- mışlar, kızıl çevreleri başlarına do- | lamışlardı. | Bütün bunların yapılmasiyle, | görülmesi ve düşman gemisinin | güvertesine sıçramaları bir iki sa « ğ niyelik iş olmuştu. | — Kalın ağızlı palalar, yatağanlar, | kılıçlar, topuzlar, baltalar, gür bir tarlaya giren tırpan gibi işliyorlar di.. Bu kırmızı başlı, Ceneviz kılık - ir ve bir Cenova gemisiyle onlara | yaklaşan adamlar kimlerdi?. Çok | geçmeden bunu anladılar; çünkü yoldaşlar, biribirlerine: —- Dayan Mehmed!. . — Mustafa!.. Hüseyinin yardı - | mma koöş... » — Vur!.. — Vur!.. İleri! AHah, Allah!.. | — Diye bağırmağa başlamışlardı : | — Amiral Barbarigo, Çolak Meh - | medin gemisinin de rampa ettiği - ne bakmıyor, kendisine baskın ve- ren bu genç korsana dönmüş, sal - dırıyordu.. Lâkin ayı Mustafa ile karşılaş - Ku . Mustafa, en az iki kulaç uzun - luğundaki kocaman — kılicmı iki eliyle sağa sola savuruyor, bütün leventlere yol açıyordu. Bununla beraber — Venedikliler hem çok, hem de $0ol taraftan yar - dım almak üzere idiler. Dövüşme- leri de zorlu idi.. Bunun için Ali Reisin yüz le- vendi, Venedik amiral gemisinin güvertesinin yarısından ileriye bir | türlü gidemiyorlardı. — —— Bu sırada leventlerden biri: — Bizim gemi yanıyor b Diye haykırdı.. Arkasından Sansar Osmanm da düşman .aııi.iniıı güvertesine ılç: radığı görüldü.. i z — Bizim gemi yınıy;"' » n imiz yanıyor .. | Buhc::'r Wtî“m leventleri dolaş- t * Demek ki artık geriye dönemi - | yeceklerdi.. Artık her ne bıhu!nı | olursa olsun bu gemiyi ele geçir - | mekten başka kurtuluş yoku yoktu. Ortalık iyice kararmıştı. klardan atılan oklarla leventlerden bazıları vurulup dü- | şüyor, fakat Ali Reis; her yana bir yıldırım gibi yetişerek yoldaşları - nu kışkırtıyor, önüne gelen düşma - nı yere seriyordu. Bu kargaşalıkta amiral Barbari- gonun kafasmna inen bir kılıçla ye- ve yuvarlandığı görüldü.. (Devam edecek) | yının çekilmez istirabından kur -! HABER — Akşam Postası "Şikâyetler, temenniler Çöp arabalarının gürültüleri r Beyoğlunda Bursa sokağı — ve | civarı halkt sabah ııîriillüıündını çok şikâyet ediyorlar. Fakat bu sabah gürültüsü belediyenin saat sekizden önce bağırmalarını ça - ğırmalarını yasak etliği — seyyar satıcı gürültüleri değildir. O civar| halkı diyorlar ki: “— Biz belediyenin bu — yasa. ğından çok memnunuz. Fakat, belediye bir yandan bu sabah sa-| tıcılarının gürültülerini yasak —& derken öteyandan kendi çöp ara- balarının ©o müthiş gürültülerile bizi sabahın saat dört buçuğunda yataklarımızdan deli gibi ııç.uıı-: yor. Aman o ne müthiş bir araba gürültüsüdür. Bunların yirmisi, ©-| tüzu, kırkı, ellisi birden daha ge - cenin karanlığında — ahırlarından çıkıyor ve birbiri peşine dizilerek tangır tungur geçtikleri yollarda- ki bütün aileleri sabahın dört bu- çuğundan yataklarından (ırlata - rak âdeta onları — uykusuzluktan hasta bir hale getiriyor. Buna in- san bir gün, beş gün, on gün niha- yet bir ay: dayanır; fakat biz ay- lardan beri bu azabı çekerek sinir hastası oluyoruz. Belediye madem ki sabahları halkın tatlr uykusu, | rahatı bozulmasın! diye satıcıla -| rın gürültüsünü — yasak ediyor. | Kendi çöp arabalarının gürültüsü- nü de derhal yasak etmesi lâzrm! değil mi? Bunu (Haber) bir kere daha yazmıştı ve bu yazı yazılalı bir ay geçtiği halde henüz bir ses çıkma dı; bari bu defa olsun belediye bu çok haklı şikâyet ve ricamızı dinlese de bizi kısa yaz sabahla.! tarsalır TABI , a.dkpa, Ö) İNKİLA (stanbul .. r n B KİYTABEVİ nLArd Cüddesl M139 DOKTOR Kemal özsan Ürolog — Öperatör Bevliye Mütehassısı Kraköy — Ekselsiyor — mağasası yarında, Her gün öğlöden sonra 2 - den 8 - € kadar. — Tel: 41235 HABER Akşam Postası IDARE EVİ ISTANBUL ANKARA CADDESİI Telgraf Aâresit İSTANBUL HABER Telefon — Yazı: 28879 — Tdnre: 24810 vesererecenı eALesEvELAAN DevEKDeDE ABONE ŞARTLARI 1 x 8 12 aylık Türkiye: 120 350 680 1250 Krp Ecatbi.. 150 445 840 1610 ILÂN TARIFESİ Ticaret lânlarmın satırı 1230 Resmi Uânlar 10 kuruştur. Sahibi ve Neşriyat Müdürü: HASAN RASIM US Bazddığı yeri — (VARIT) Mathansı Türkçeye c E Geçiren : NA-BI BiD Cebidelikler Şahı Açıkgözler Padişahı All Cengizin başından geçenler 5 LİKLER. — 38 u — Kendisini mazur görürüm .. | Böyle bir lokantada — bulunmanın verdiği sevinçten başı dönmüştür. Ali Cengiz önüne getirilen bir | tabak yemeği kaşıklamaya başlar- ken: — Ben, dedi, Naciyi kızdıracak müteessir edecek bir şey söyleme - dim.. Parası var... Bizim için ik- ramda bulunuyor ve bunun için para verecek, fakat insanın kötü şeylere değil, iyi şeylere para ver - mesini isterim., Mademki paramız. la karnımızı doyuruyoruz, niçin Bena şeyler yiyelim.. — Haydi Ali! Sen karnını do - yur ve sus!.. Naci: — Bırakınız da söylesin, dedi... Bunda da hakkı var.. Biz biribiri- | mizden sıkılacak değiliz ya?. He- | pimiz biriz.. Birimizin cebinde bi - raz fazla para olması ile ne olur? Dostluk hepimizi bir seviyede bu- | lundurur.. . Ali Cengiz, oturduğu sandalye- de kurularak: — Evet, dedi.. Şüphesiz! Dost- luk başka! Cebimizdekiler de baş- | ka... Yalnız, burası bana oldukça | soğuk geliyor.. AÂdeta üşüdüm. Garson!. Sizin sobanız yanmıyor * | mu?, Demir hayretle haykırdı: — Ne oluyorsun yahü?. İşte sı - | caklık tam karar.. Evdeçivi kesti- | ğin günleri unuttun mu?. — Yoo... İstirahat kabil olduğu ! günler insan — bundan kendisini ! mahrum etmemelidir. Para - veri - | yoruz.. Bizi ayni zamanda ısıtmak | mecburiyetindedirler. . Garson !... Bu şirada fena bir koku var,, Ba- na bir başkasını getir.. Nejadla Demir biribirinin yüzü- ne bakıyorlar ve Alinin bu haline gülüyorlardı. Tavrma bakanlar ziyafeti onun verdiğine hükme . derlerdi. .Ali, para azlığı ve çok - huğiyle dostluğun — bir alâkası ol- madığını söylerken bir eliyle ce - TİC bindeki paraları yoklayarak on « lardan kuvvet âlıyordu. Otuz lirası olmak konuşuşunu ve duruşunu tamamiyle değiştir - mişti. Otuz lira Ali Cengiz için bir servetti..O geleceği düşünmiyerek babasından kalan serveti zevki için yeyip bitirmiş biriydi.. Onun çok zaman bu hareketine mütees - sif görünüşü sırf — elinde bir şey kalmamış olmasındandı.. Yoksuz . luk ve istirab onun bu düşkün ru - hunu düzeltememişti.. Bu dakika - da yegâne — düşündüğü şey eskisi gibi eğlenmek ve zevke kavuşmalı tan başka bir şey değildi. Bu yaradılışta olanlar çoktur : Onların ne mahrumiyet, ne sefalet bir türlü akıllarmı başına getire . mez.. Zengin oldukları zaman kendilerini elleriyle iflâsa sürük - Terler.Parasız kalıncada sırf eğ - lencelerinden mahrum kaldıkları için üzülürler ve zengin — olmaya çalışırlar, Demir önündeki etini iştiha ile yerken: — Günler biribirini kovalıyor ve fakat hiç bir gün biribirine ben- zemiyor Daha dün ne yiyecek ek: meğimiz, ne sırtımıza geçirecek | elbisemiz vardı. Fakat bugün. Buna Nejad cevab verdi: — Biz bu saadeti Natiye borç - luyuz.. Benim romanımı kitapçıya götürebilmek onun sayesinde ola - cak.. O kabul edilecek.. Tiyatro - mu hazırlamıya — başloyacağım. Şu anda kendimde nasıl bir kabili. yet hissettiğimi dü;%cqı_eıain'ıı.. Demir: | R — Ben de, dedi, ben de imtiha - nımı vererek avukat olabileceği - me dair içimde büyük bir inanış var, Artık o zaman beni mahke - melerde seyredin.. İşleri düşen « lerin beni paylaşamadıklarını şim- diden görür gibi oluyorum. Meş - hur bir avukat.. Zengin bir avu - kat.. (Devamı var) ARETTE Muvaffak olma nız için