bilmeceler ve posta |Balle uğraşarak, gazete idareha -| * helerine yollar. Şhdi" kldl'ıt tarflara bir kuruşluk Pul yapıştı - | lıyordu. Zira, bunlar “basılmış âğıd,, dırlar. Halbuki, şimdi posta idaresi, | #bir tamimle, bu mersulâtı “husu - i,, saymağa baş'amış.. — Çacukların hevesle yapıp gön - rdikleri bilmeceleri, “pulu bir turüşluktur,, diye adreslerine iade diyor.. Minimini okuycularımız, bize, yana yakıla şikâyet etmekte- dirler. Dikkat edilsin: “Bu bilmeceler, ucuz ve faydalı bir glence oldukları için rağbet görü- tordu. Postalara da varidat temin diyordu. Şimdi ise, müdüriyet al- yumurta yumurtlayan bir tavu- u kesmek vaziyetine düşmüştür .. Bilmece ha!leri mektub pulu dere - esinde bir tarifeye tâbi tutulunca u Cört misli yükseliş, mersulâtm dedini her halde dörite bir nis - b tinden daha aşağı düşürecek - ŞT Bütün bu mantık, maarife hiz - Bütün gazetelerin bir. “Çocuk | Yabancı ve azlık Muallimlrin teftişi okulları muallimleri (eftiş adiliyorlar Yabancı ve azlık okullarının ilk kısım hocaları kültür müfettişleri tarafından teftiş edilmektedir. Kültür Müdürlüğü — her okula | bir liste göndererek hocaların va - | sıfları hakkında bazı sualler sor - | maktadır. Bu listelere her hocanım çıktığı | okul, yaşı ve şimdiye kadar hangi * okullarda çalıştığı — yazılacak ve | kültür müfettişleri — her hocanın derslerinde bulunarak — teftişini yapacaklardır. Teftiş neticesinde | âyi rapor alan hocalar vazifelerin - de kalacaklar ve fena rapor alan | hocalar da ilk tedrisat talimatna - mesi mucibince tasfiyeye tâbi tu - tulacaklardır. S liğerltre Kok kömürü ihtikârı yapanlar Kok kömüründen ihtikâr yapan- | ların listesi hazırlanmıştır. Bun - ların sayısı otuzu — bulmaktadır. | Haklarında kanuni takibat yapıla- | caktır. | Gelecek mevsime — kadar Zon - met kaygularından vaz geçsek bi- O bulunduğu kanunlar yanlşı vardır.. timii Bilmedli. 80 201 Dünla Ü ülei Daki Igraf mukavelesinin 18 nici mad. desinin 1 inci fıkrasında denili - #Eyor kı: “Bilcümle basılmış kâğıtlar mü- ürse! ve mürselileyhin adlarını, dreslerini, imzalarını.. İlh.. ilh.. ret etmek, bir muhabere teşkili maksadiyle yapılmamak şartiyle eyahut bunları çizgilerle kuşat - ak hususlarına müsaade edil : hiştir.,, 18 inci maddenin | fıkrasın - dan kesilen fıkralar,, diye de sara. hat vardır. © Bütün bu noktalar Üzerine, pos- ta ve telgraf genel müdürlüğünün dikkatini celbederiz. £ Bilmece hallerinde “muhabere maksadı,, yoktur, “Mürasele mad- ve saire,, yazılır ,matbu kuponlar konulur. Mektub Mmahiyetinde ol - mıyan bir takım çizgiler ve “bas - a ka'ıp,, kelimeler yazılır. Çocukların heves değil, arttırmaktan fayda bekle - Melidir, (va-na) Kadınlardan yol vergisi Yergisi kesildi Yergisi de kez; başl llı tel Ha lâyihasr ha Ya verilecekti ir, delerinin içine iki tarafm adresi | İ le, genel müdürlüğün kendi tâbi | çıkaracağı için fiyatların daha cihetinden | ineceği, tonu on beş liraya kok kö- Zira Londrada Kabul edilen Hüt — basılmış metnen bazı kelimelerini | eya bazı kısımlarını çizerek çı - | findan İstanbul plânının kendisi - rmak, bunların altlarını çizmek | ne yaptırılmasına karar verilen El. kcere ubıw; e Eöükbe- rin de raporları Ankarâye gönde - da “gazeteler ve mevkut yazılar - ' guldaktaki fabrika — kok kömürü Ümürü satılabileceği tahmin edil - Şehirde yapı faaliyeti | — tekrar başladı | Sonaylar zarfında şehirde yapı “rasele maddelerinin içinde ve dı - | faaliyeti durmuştu.. Havalar iyi - ında el veya bir makine usuliyle | leşmeye başladığı için yeniden ba- | zı semtlerde inşaat başlamıştır. İstanbulun plânı yapılıncıya ka - dar hiç bir inşaata müsaade veril. | miyeceği haberi doğru değildir. Diğer taraftan jüri heyeti tara - göçün projesi Ankarada tetkik e- dilmektedir. Jüri heyetinin müza- rilmiştir. ai ğrdül Tıbbiyeliler ve Türk inkılâbı Kültür Üniversitesinde bu se- neki inkılâp derslerinin sonuncu - su Recep Peker tarafından verile - cektir. Receb Peker, bugünkü dersinde Halk Fırkasının nizamnamesin - den bahsedecektir. Bugün saat on sekizde Halkevi salonunda profesör Mahmud Esad Ç Hileli çaylar satılıyor Çinden çay gelme- yince, dağdan ot toplamıya başladılar! Şehrimizdeki çaycıların son za- man'arda tatbik ettikleri garib bir marifet ve halkı aldatmak için bul. | dukları parlak bir usul meydana çıkmıştır. Mesele şudur: Çinle ve Uzak Şark memlekelt - lerinden ekserisiyle aramızda tica- ret anlaşması memleketlerin diğer — eşyası gibi cayı da memleketimize gelmemek- tedir . Uzunca bir müddettenberi de - vam eden bu hal neticesinde şeh - timizde çak stoku azalmış ve Çin çayı da hiç kalmamıştır. Çay har- man halinde satıldığı için tabif bu harmana girmesi lâzım gelen çay - ların hepsi ayrı ayrı aranmaktadır. İyi bir çay harmanına on beş çe - şid çayın girdiği vaki olmaktadır. Şimdi: Çin ve bazı Uzak Şark memleketleri çaylarının olmama - sından istifade eden bazı çaycılar yerli cay ismini verdikleri bir otu çay harmanlarına karıştırmakta - dıvlar. Bu ot Adapazarı, Düzce ve Karadeniz havalisinde yetiş - mektedir. Bu otun bütün mahareti çay gi- olmadığından bu | açakç# lığı davası Maznun Kara Bekirin muhakemesine devam edildi Bulgaristandan gelen muhacir - lerin gümrük muafiyetlerinden is- tifade ederek şeker — kaçakçılığı yapmakla suçlu tüccar Kara Bekir ve arkadaşlarının muhakemesine dün de sekizinci ihtisas mahkeme- sinde devam edilmiştir. Bu mühim mahkemenin ilk celsesinde müha- cirlerden Ziya dinlenmiştir. Ziya, ' Bulgaristandan gelmek — isterken Kara Bekirin ortaklarından Şük - | rünün kendisine Kara Bekirin Bul- garistanda parası olduğunu, bunu Türkiyeye götürmek — için delâlet etmesini istediğini ve kendisinin | “bir Türke yardım olsun,, diye bu- | nu kabul ettiğini söylemiştir. Zıya, | Türkiyeye Güton şeker getirmiştir. | Bunun 50 tonunun — Kara Bekire | aid olduğunu söylemektedir. İkinci celsede — Zıyanın annesi Emine ve kızkardeşi Ayşe dinlen - miştir. Bunlar da aşağı yukarı ayni | şeyleri söylemişlerdir. | Muhakeme tahkikatın genişle - tilmesi için başka bir güne bırakıl. mıştır. — Gümrüklerdeki yeni teşkilât Yeni gümrük teşkilât projesini venk vermekten ibarettir. Fa - | Ankaray götürmüş olan Gümrük kat A ııııl!uıı koku — velezzeti ' Ymum müdürlüğü tetkikat müdü- lrğr gibi germar bir lezzeti de | Çi Mustafa Nuri — cumartesi günü vardır. Köylünün kilosunu beş ku: ruştan sattığı söylenen bu ot İstan- bulda diğer çayların içine girerek kilosu on liraya kadar satılmakta - dır. Alâkadarlar halkı aldatmanın bu yeni keşfedilen yolu etrafında | tetkikat yapmaktadırlar. Bir lira çalmış Edirnekapıda Eski Mustafapaşa mahallesinde sakin Kâmilin ce - binden bir lirasını çalan Haydar | yakalanmıştır. Yedi cam kırildi Üsküdarda berber Iİbrahim At- pazarında berber Mehmedin dük- kânında kavga etmiş, yedi camın kırılmasına sebeb — olmuştur. Bu arada kendi eli de hafifçe yara. lanmıştır. . Iki baraka yandı Bebekte, Bebek bahçesi içinde Rızanın barakasından ateş çıkmış, yanındaki başka bir baraka ile be- raber yanmıştır. Yangın — atılan ini kırmaktan | Bozkurd tarafından “Tıbbiyeliler ve Türk inkılâbı,, mevzulu bir kon- ferans verilecektir. — Muallimler toplanıyorlar İstanbul Muallimler — Birliğin- den: Birliğimiz yasasında bazı kadınlardan kazanç | maddelerin değiştirilmesile kon - ği gibi — ayrıca yol | grenin yeniden toplanması icab ilmesi için tetkiklere | etmektedir. 8/4/935 pazartesi günü İstanbul Halkevi salonunda tkikler neticesinde bir ka-| yapılacak toplantıya bütün öğret - zırlanarak Kamu - | men arka daşların gelmeleri rica | olunur. bir cigaradan çıkmıştır. Sarhoş olmuş Üsküdarda Balcı yokuşunda o - turan Mustafa sarhoş olmuş, ba - ğarıp çağırdığı için yakalanmış - tır. Tramvaydan düşlü İstiklâl caddesinde — Gülbahçe fırınında çalışan 12 yaşında Meh- met dün tramvaydan dütmüş, yüzünden yaralanmıştır. Hatifce yaralanmış Beyoğ'unda Feridiye caddesin - de sakin İbrahim ile Simon kavga etmişlerdir. Simon İbrahimi ha - fifçe yaralamıştır. şehrimize dönecektir. Mustafa Nu- | ri dönüşünde burada yeni teşkilâ- tın tatbikatiyle meşgul olacaktır. üü Yunanistanda paralarımız 'Türk - Yunan ofisi idare meclisi dün Ticaret Odasında toplanmış - 'tr. Bu toplantıda Yunanistanda varki herkes oraya | gibi Beyoğluna çıkmak âdet ol- harcanmamış olan emeği, bir yana bloke kalmış Türk paralarının va- ziyeti etrafında görüşülmüştür. enikaşı Gürültü yapan satıcılar Gürültü ile mücadele talimat - | namesinin ehemmiyetle tatbikine devam edilmektedir. Bir — hafta zarfında Beyoğlu cihetinde yüz - den fazla seyyar satıcı çevrilmiş - | tir. Sebzeciler ve yoğurtçular faz. la bağıranların başında gelmek . | tedir. Dün sabahtan itibaren de İstanbul cihetinde de — kontrola başlanmıştır. Savaşta Hilâliahmer Geçen cuma günü Şehzadeba - şında Fatih Hilâliahmer — şubesi kongresinden — sonra verilen bir müsamerede temsil edilen “Savaş- ta Hilâliahmer,, piyesini oynayan gençlerin merkezi Letafet apartı - | manında bulunan “Türk Gençler | mahfeli,, ne — mensub oldukları mahfel tarafından — bildirilmekte ' ve bunun tasrihi istenmektedir. ee Istanbul kültür müdürlüğü Kültür. Bakanlığı tarafından Ankaraya | dürlüğüne tayini muhtemeldir. Şoförler cemiyeti etmiş, yerine Mahmud seçilmiştir . çağrılan eski kültür | tısından on altısına kadar cemiyet müsteşarı Mehmed Emin dün ak - |' merkezine müracaat etmeleri bil - şamki trenle Ankaraya gitmiştir . | rilmektedir, Kendisinin Istanbul Kültür Mü - | etmiyenler haklarını kaybedecek - Beyoğlunda ne koşuyor! Istanbulda oturanlardan çoğu- nun, akşam işi bitti mi, soluğu Beyoğlunda aldıklarını görüyo- Tüm, $ Beyoğlunda ne var acaba!? Bunu sorduğum kimseler, sa- dece: “İstanbulda ne var ki azi- zim?,, diye cevap verdiler. Bu- nunla beraber, Tanrının günü, tramvayla veya taban teperek ev- lerine dönmenin — zahmetinden de bahsetmekten geri kalmıyor- lar, .. * Bu şehrin İstanbul yakasında “bulunmıyan şeyler,, gerçi bir kaç tanedir. Fakat hep birden, gözü Beyoğlu tarafma dikmek, o- raya ehemmiyet vermek, ayrıca bir masraf kapısı da açmıştır. Beyoğlu tarafının bir çok şeyle- ri, İstanbuldakinden iki misli pa. halıdır. Hele birdüziye; eğlenmek, va- kit geçirmek, hattâ kahveye otur- mak için sanki bayram yeri — imiş duktan sonra, artık herkes kala - balığın o yanda olduğunu sanıyor. “Beyoğlunda hayat var,, deni- yor. Beyoğlu, bütün sıkılanların uğrağı oluyor. 8: B Bu şehre her fırsatta, yeniden bir biçim vermek isterlerken, İs- tanbul tarafına şimdiye — kadar - bırakılmış husvsiyetleri gözönüne getirerek bu gibi tedbirlerden bir kısmını şu veya bu yana tatbik et- meği düşünüyorlar.. ! »hRi Bu suretle maksat, Beyağlunu. görletmek değil, İstanbul tarafını da ayni kıratta aydınlatmaktır. İstanbuldaki sinemalar, neden Beyoğlunun ikinci derece, ikinci defa film gösteren sinemaları gi- bi kalsın? İstanbuldaki kahve ve gazinolar neden Beyoğlundaki ka- dar iyi organize edilmiş ve alımlı olmasın?... Halkı çekmenin yolla- rını niçin tekrar ve tekrar araştır- masınlar? Beyoğlunun, yarısı, gene İstan- bul tarafının muvakkat ziyaretçi- lerden ibaret olan kalabalığıyle bir tanecik caddesine mi tutkunsu. nuz? . » * Bu caddenin herhangi yanma sapsanız, İstanbulun Çarşamba pazarı, Sirkeci ve Kümkapısından kat'iyyen farksızdır. Fatihi, Şişli kadar “havadar,, bulmaz mısınız? Her yanına, ayni nisbette de- ğer verilebilecek olan bu şehrin, kalabalığının sıklığına göre, her yanında, tatmin edici yerler orta- ya koyabilip, insana vakit ve e- nerji de kazandırabilmek müm- kün olsaydı... Hikmet Mürir reisi değişti Şoförler Cemiyeti Reisi Ahmed, işinin çokluğundan dolayı istifa Diğer atraftan kira kamyon ve kamyonetleri Belediye İktısad Mü- dürlüğünce iş iskelelerine tevzi ye tescil edileceğinden — kamyon ve kamyonet sahiplerinin bu ayın al- Vaktinde müracaat lerdir ,