Hars e 8 MART — 1935 Şahin'in cü öldürülen adamın olduğu anlaşılıyordu ga : a. Yazan: i Kadircan Kaflı j O Şimdi Ali Reisin ortaya atılışı| onların da hoşuna gitmişti, Çünkü dövüşe devam ederlerse, herhal de kârlı çrkmiyacaklardı. Çünkü bu iri yarı esmer adam korkunç bir şekilde kılıç sallıyor, bu küçük delikanlı da bir yay gibi gergindi. | Hepsi de biranda durdular. Ali Reis Kara Yusufa sordu: — Ne var Bonifas ... Neden dö- vüşüyorsunuz?... — Ben de anlıyamadım. Bu e- fendiler, kotrayı zabtetmek ve bi! zi de karakola sürüklemek istiyor- lar, Güya bu kotra Marki Valer- yonunmuş. İşte bu adam söylü- yor.. Bu onun uşağı imiş... Gemici kılıklı adam atıldı: l — Evet!... Ben içinde günlerce gezdiğim, silip boyadığım ve te- mizlediğim, hattâ yattığım tekne- yi bilmez miyim?... İşte yelken... İşte direkler.. İşte güvertesindeki ipler.. Hepsi... Hepsi de onlar... Bu, onun kotrasıdır... Bunlar onun ne olduğunu, nereye gittiklerini de bilirler... il Venedikli zabit bu geveze ada- mı susturdu. Sonra Ali Reise dö- nerek; — Adımızı söyler misiniz?.. Dedi. — Elbet söylerim... AnYonalı Şövalye Paolino Beneventi!,.. — Bu kotrasizinmidir?... — Evet!.. — Ne zamandan beri kullanı yorsunuz?... | — Geçen yıldan beri. — Bunlar kimlerdir? —Uşaklarım... Fakat ne demek istyorsunuz?... Bunları bana ni- Şin sorüyorsunuz?.. Rica ederim buradan gidiniz ve bizi rahat br rakınız. Çünkü bir randevum var geç kalırsam çok ayıp olur.. — Randevunuzu başka zamana asarsınız!... Şimdilik, bu gemici- nin söyledikleriyle sizin söyledik- lerinizden hangisinin doğru oldu- ğunu anlamak için karakola ka- dar geleceksiniz!... — Sözlerimin doğru olup olma- dığını anlamak için mi?., Bu sözü bir daha tekrarlamayınız; çünkü Şövalye Beneventi'nin yalan söy» liyeceğini sananların sonu iyi ol maz!., — Kanun, hiç kimsenin şerefiy- le oynanma.. — Biz kanunun emrini yapaca - ğiz... Ali Reis, şeytan adasında olup bitenlerin üstündeki perdeyi sıyır- muştı. Demek ki Deli Mehmedin öldürdüğü o adam Marki Valeryo idi ha!,. Acaba?. Fakat nasıl o hur? Bu gemici yanılmış olmasın? Eğer bu doğru ise, bugün sevdiği Ve kaçıracağı kızın babasının, gö” zünün önünde öldürülmesine ses | Şıkarmamıştı ha | Kara Yusufla, bir an için mâ- malı mânalı (o bakıştılar ve işin iç | Yüzünü öğrenmekten doğan $aş - kınlıklarnı biribirilerine anlattı - Buna tamamiyle inanmış değil - lerdi. Fakat eğer doğru ise, oyna- dıklarıson o kozdan da bir fayda Böremiyeceklerdi. Valeryo öl - İ de bütün kuvvetiyle bağırıyordu: Açık teşekkür i No.64 İ Büyük Deniz Romani Valeryo dükten sonra Şahin (Reis acaba ve nereye götürülecekti?, Valeryo ölmüşse ve Şahin Reis şimdi başka ellerde ise, bu güzel kızı kaçırmakla ne kazanacaktı ? Venedikli zabit yumuşadı, Ali Reise sokularak: — Yalnız bir kaç dakika için... Bu işi böyle sokak ortasında gö- rüşmek istemiyoruz da... Gene randevunuza yetişirsiniz |. Diye yarı yarıya yalvarıyordu Fakat ne Ali Reis,ne de arka- daşları karakola gitmeyi göze al miyorlardı. Orada kim oldukları - nm anlaşılmasına ve kıskıvrak | bağlanarak zindana atılmaların - İ dan çekiniyorlardı. Her şeye rağ - men uzaklaşmak, bugürültüyü ka- patmak istiyorlardı. Fazla olarak Graçyoza da gondolda bekliyor - du.. Hele onu bekletmek hiç işine gelmiyordu. Ya, Valeryo ölmemişse ve bu a- dam yanılıyorsa!.. Bu da akla geliyordu.. Ne zamandanberi tasarlayarak en sonra ele geçirdiği bu gezinti - yi elden kaçırmamalıydı.. — Randevum şimdidir. Bir da- kika bile kaybedemem. .Rica ede- rim bizi rahat bırakınız.. Yarm sa- ji kümeti Sosya- bah erkenden istediğiniz (yerde hazır bulunurum.. N Ali Reis bü sözleri söylerken | gemici kılıklı adam, zabitin yanı - na sokuluyor: — Bırakmayın!, Kaçarlar! Son- ra bu fırsat ne zaman bulunur bir daha! Tutun.. Zorla götürün.. Ye- min ederim ki bu kotra, onun kot- rasıdır.. Onun başma © gelenleri bunlar her halde biliyorlar.. O kadar kuvvetle söylüyordu ki Venedikli (o zabit birtürlü Aj | Reisin sözüne: — Peki! Diyemiyordu... Valeryonun uşağı olduğu anla - şılan gemici büyük bir heyecanla söylüyor, söylüyor, ortalığı yayga - raya boğuyordu. Ali Reis onu yakasından tuta rak sarstı: — Çeneni kıs, ulan! Seni mi din- | liyeceğiz yoksa bu zabiti mi?. Dedi ve bir itişte, iki adım ge. rideki kalabalığın ortasına fırlat - tı. Şimdiadam düştüğü yerden — Alçaklar!.. Haydutlar !. Onu siz öldürdünüz? Kimbilir nesiniz? Kimbilir nereden geldiniz? (Devamı var) Uzun zamandanberi müptelâ olduğum kulak hastalığını fevka - lâde ve istirapsız bir ameliyatla başarıp tedavi eden yüksek varlık- lariyle iftihar ettiğimiz kıymetli doktorlarımızdan Cerrahpaşa has- tahanesi kulak, boğaz mütehassısı Pro. Bahri İsmet ve asistanları E- tem ve Sadiye, hemsire Türkâna en derin saygı ve teşekkürlerimin muhterem gazetenizle arzını bir borç bilirim. (57) Mütekaidini askeriyeden kıdemli yüzbaşı: Mehmet HABER — Akşam Postast Avusturya hü-| listlerle anlaş- mamış Son zamanlarda bazı ecnebi gazetelerine Avusturya hüküme- | ti hakkında aksetmiş olan bir ha-! ber Viyanadan tekzip edilmek - tedir. Avusturya hükümetinin Avus- turyadaki sosyalistlerle teşriki mesai etmek üzere olduğu söyle- niyordu ve Başvekil Şuşnigin A- vusturyalı sosyalist mümessilleri- le konuşmalara giriştiği yazıl - mıştı, ğ “Deyli Herald,, gazetesinin öğ. rendiğine göre, Avusturyada 808- yalist fırkası hâlâ hükümet tara. fından memnu bir vaziyettedir. Viyunada da 1934 şubat ihti - lâlini çıkaran sosyalistlerden bir goğu hapiste olduğu gibi, ser - best bırakılanlar da sıkı polis gö- zü altındadır. Bununla beraber her iki tara - fın biribirle anlaşmasına hiç bir suretle ihtimal vermemektedirler. İSTANBUL: 12,90: Plâk neşriyatı. 15: Otel To- katliyandan nakil, çay saati — telsiz caz. 19,20: çocuk saati — hikâyeler — Mesut Cemil, 19,50: Haberler. 20: Ke- man Solo — Nejat — piyano ile, 20, 30: Havayan kitar Siret ve arkadaş" ları, 21: Saksafon, Çimbaline, ksilo- fon solo (plâk). 21,20: Son haberler. 21,30: Radyo orkestrası. 22: Radyo caz ve tango orkestrası. 175 Kiy. MOSKOVA 1724 17,30: Parti yayımı, 18,20: Mosko - va operasından > bir opera temsilini nakil, 23.0ö“İngilizce Moskova ayak-) kâbı fabrikaları. 24,05: Almanca kon” ferans, 832 Khz. Moskova, (Stalin) 961 m. 1940: Bir konser nakli, 22: Dans) musikisi, 223 Kiy VARŞOVA, 1345 m. 18,15: Viyolonsel konseri, — söz * ler — plâk, 20,25: Duyumlar. 2035: Lembergden naklen koro konseri, söz- ler, 21,15: Senfonik konser, 2,0: Şi- irler, 23. özler, 4: Tayyare ba - hisleri, 24,05; Salon musikisi, 545 Kiy. BUDAPEŞTE, 550 m. 18: Sözler, 18,30: çingene orkesira- sı, 19,4 por duyumları, 20; Amele| yayımı, 20,30: Bartha orkestrası, 21: Küçük tiyatro 22: Gazete duyumları. 2240: Piyano birliğile şarkılar, 23,30: | Plâk. 24.15: Mantits caz orkestrası.! 1,05: Duyumlar. ; HABER A kşam Postası IDARE Eyi ISTANBUL ANKARA CADDESİ Telgraf Adresi: İSTANBUL HABER Telefon: Yazı: ldare: 24570 İ ABONE ŞARTLARI | i 1 8 © isayıkj Türkiye: 120 850 680 Benebi: 150 M5 80) e iLAN TARIFESİ Ticaret ilânlarının Matırı 13,80 ; İL... Hemi inkar 10 icaraştar. i Sahibi ve Neşriyat Müdürü, HASAN RASİM US Basıldığı yer: - (VAKTT) Matbaası “| dan bir vergidir. MER 8 mm N ki Türkçeye & Geçiren: NA-BI Ülerersesesızezazz! Gebidelikler Şahı Açıkgözler Padişahı Ali Cengizin başından geçenler RE EEE aaa Ah, bütün bunlar senin beni | de... . çok o sevdiğinden ve bana karşı zafından ileri geliyordu. Sen de tıpkı beni, Ahmet Efendi dostu - muzun oğluna baktığı gözle bakı - yordun... Onun da benim gibi ola- cağı muhakkak., Aramızdaki bi - ricik fark ben güzelim, o çirkin.. Ali Cengiz böyle söylenerek yol alıyordu.. İhlamura indi. Bozuk ve çamurlu yollardan Fehimpaşa ko- nağı yanına çıktı.. Oradan Nişan - taşına doğru saptı.. Bobi hâlâ sö - ğüş kokan cebi yanında yürüyor, ağzında kavga sırasmda (ağzına geçirdiği oyuncağı tutuyordu. —B a. Nejatla Demirin sırtlarma geçi- recek bir şeyleri olmadığı için oda- dan dışarıya çıkamadıklarmı bili- yoruz. Nejat hâlâ roman ile uğ- raştığı için zaman çabuk geçiyor, karnının açlığını bile pek duymi - yordu. “ Bu muharrirlere Allah tarafın - Bir makale, bir fıkra yazmakla uğraştıkları zaman kedrlerini, odüşüncelerini, hattâ bazan ihtiyaçlarını unuturlar. On - lar tiyatrolariyle © uğraşiyorlarsa sahneye çıkardıkları kahramanla- rı ile yaşarlar. Onlarla konuşurlar. Muvaffa - kıyet, şan ve şöhret düşüncesiyle kendilerini saadet içinde görürler. Bu zamanda hele şair (olurlarsa hayatlarmın ne mes'ut zamânla - rıdır. Oturduğu köşeden her şeyi kendi arzusuna göre düzeltir. Fa- kat ekseriya bu o meşguliyet şairi, muharriri sefalete götürür, Bazan da pek nadir olarak şerefe sürük - ler . Lâkin bu zaman da şair veya muharrir dünyadan gitmiş bulu - nür . Demir bu işle uğraşmadığı için ara sıra haykırıyordu: — Haniya yeyeceklerimiz.. Ali muhakkak | unutmuştur. Haydi! ye — Yanına aldığı oyüz kuruşun muhakkak sıkıp suyunu çıkarmış» tr. Ben bilirim. o Münasebetsiz şeylere satfetmiştir, Fakat doğru- su para kendi deniz (o donlarnın parası olduğu için bırak diye israr edemedim.. Böyle olmasaydı kıya- meti koparır, elinde yirmi ku“ ruştan fazla bwrakmazdım.. Aca“ Yip.... l — Yahu! Nerede benim ayak- kaplarım? Yatağın altına koymuş- tum... Sırroldu!.. — Nen var be Demir? Bağırıp duruyorsun?. o Burada da çalış « mak mümkün değil ki.. —Nemim mi var?. A!.. Eğer bana bu oyunu da oynadıysa! Ne münasebetsiz imiş.. Nejad sen mi giydin'yoksa?.. — Neyi yahtı?, s — Ayakkaplarımı?. Daha beş defa ya giymiş ya giymemiştim .. Gözümün bebeği (o gibi saklıyor- dum.. — Görüyorsun, (o ayaklarımda pantuflar var., — Muhakkak benim ayakkapla- rımı sattı. Hiç şüphem kalmadı.. Yeni potinlerimi sattı. Eskici, iki üç deniz donuiçin yüz yimi ku- ruş verirmi hiç? o Ayakkaplarımı sattı, #1” Devamıvar) ! İst. 6 mcı İcra Memurluğundan: İkametgâhı meçhul Trabzonlu Bay Hasana: Sirkecide Hocapaşada İbni Ke- mal caddesinde 49 No. hanede mukim mütekait Bay Mustafanın tahtı tasarrufunda bulunan gene Sirkecide Hocapaşa mahallesinde 39 ve â9 No.lrarsalara talebiniz üzerine mülga Dersaadet Bidayet mahkemesinin (23 Mayıs 1304 tarihinde (haciz koydurmuşsu - nuz. Bu kere İstanbul Asli linci (OHukuk Mahkeme- Nejat aşağı da bakkala kadar git | sinin 26-1.935 T. 34-622 de işi anla... — Ben bu halde inebilir miyim? Sen git... — Benim kıyafetim de senin- kinden daha düzgün değil,. Fakat iki adımirk bir yere gitmek o için insan bluzla da çıkabilir. Kalkıp gideyim.. Bakalım yemek ne oldu anlayalım?.. Alinin tenbih etmeyi unuttuğuna yemin edebilirim.. — Yirmi kuruşu da ( bırakma» mazlık yapmasın!.. — Bıraktı! İşte ocağın üstün - AAA” H. ve 935 - 83 No. ilâmile mevzu haczin fekkine karar verilmiş ilâm dahi mevkii icraya konulmuş olup ikametgâhınızın meçhul bulunma” sı dolayısiyle bir ay müddetle icra emri makamma kaim olmak üzere ilânen tebliğat yapılmasına karar verilmiş olduğundan bu müddet zarfında mevzu haczi kaldırma * nız aksi halde kısmen kaldırıla - cağından icra emri yerine kaim ol- mak üzere ilân olunur. 27-3-935 NN YENİ ÇIKTI Fani ayy va Alafranga ve alaturka, YEMEK ve TATLI KiTABI Satış yeri 9 0 kuruş AAA AKARAK Hergün pişecek yemeklerin ve tatlıların İstesin: bu kitabda bulacaksınız İstanbal Ankara caddesi No, 157 ve yapılışlarını inkılâb Kitabevi Doktor Ahmet Asım Ortaköy Sifa Yurdu Tramvay yol, Muallim Naci cad. No 115: Istanbulun en güzel yerinde geniş bir park ortasında her türlü asri konforu haiz çok temiz, fiyatları çok ehven ve kadın erkek her türlü hastalara açık hastahane, Yatak fiyatları iki liradan itibaren Doğum ve kadın ameliyatlarıyle apandisit, fıtık, benzer nmeliyeler için hususi, fiyatlar, arzu edene. fiyat Telefon: (42221) broşür gönderilir. basur ve buna listesi ve