HABE aST yyggUF İT P ga yygzT aç0 gy0 M RRazayagarR Ç YALNIZ Mi SıNız, GREYS? ŞEF BENDEN YÜZGN İ DOLAR iRYIYOR. VOR - MEZSEM . BENİ ÖL JDÜRECEĞİN| OE İLÂVYE EDİYOR. UR. ZANNEDER. KARARINILOMA DÖNMEDİNİZ. PARA MİYECPEĞİMİZ g A C SF ZOT * Polis Hafiyesi (X: 9) o Türk matbuatında bir yenilik olarak sayılacak bu roman- birinci o defa “HABER,, de çıkıyor. Bu romanı bir sinema seyreder gibı takib edecek, heyecandan heyecana düşeceksiniz. için ereeaaserereRamAe P“Ğizli bir çete Pavrs Tsminde zengin bir öldürüp altın x:9 yatı batırıyor. Ve asıl şefi bulmak Savrs” ın karısının yanına dönlüyor. GEN ŞEF,. DİNLEYİN, EMRİNİ DİNLEMEZSENİZ SİZ DE KACANIZIN AKİBETİNE DÜŞECEK$İ. NIZ., e MAYL VADE. OLYOR Mu- YÜZÖİN DOLAR WAZIR- LIYACAK VE GÖNDE- RECEĞİM ADAMA, VERECEKSİNİZİ ZOÜ sumuam DA 142 istemiyorsun?.. | — Çünkü senin İstırap çekmeni is- fiyorum Rodrik!. | Bu söz üzerine Borjiyayı büsbütün korku kapladı, Maganm sesi artık de- Zişmişti. O, bu sadayı tamr gibi olu - yordu. — Bu zavallı kızı kurtarmak iste - — Hayır kurtarmıyacağım.. Çünkü seni çok İyi tanıyorum.. — Beni mi tanıyorsun?.. — Dinle Rodrik.. On altı sene evvel bu kız. Melekler Mabedi kilisesinin merdivenlerine bırakılmıştı. Cani ve alçak olan annesi, senin kucağında yaşadığı için rezil, edepsiz ve adi ke- Timelerine lâyık olan o kadın, bu za - vallı kizı oraya birakmıştı. — Melekler Mabedi!, Oh!. Hatrlı - yorum, hatriryorum! Annesi.. O ka - din... — Kontes Alma, yani senin metre - sindi.. Kilise merdivenlerine bırakıla- rak benim almış olduğum bu çocuk... Senin bir anlık şehvetin yüzünden e-i bediyen Tekelenen bu kızcağız... Ül - İBDRJİYA yırtarak, kayalar üstünde sıçrıyarak bir saat kadar dolaştı. Gece vakti yaprlan bu gezinti sir.ir- lerini yatıştırdı, Kapıldığı dehşet ya- vaş yavaş azaldı. Kendisi santlerce meyus olacak bir adam değildi. Ru « hunu titreten bütün keder ve istırap « tan'yalnız bir şaşkınlık — kalmıştı. Köşke doğru giderek : — Arütık bunları düşünmiyelim!.. Sözlerini mırıldandı. Fakat unutmak istediği halde olan biteni düşünmek - ten kandini alamryordu.. Birdenbire casuslarından iki kişinin Kont Alma- yı ele geçirmek için yola çıkmış bu « lunduğunu düşündü. Ölen kızın kar - deşi, ve Kontes Almanın öbür kızı o - lan Beatrisin müdafaan ettiği Monte- forte kalesine yürümek için Sezarm bir ordu topladığını da hatırladı: — Uğursuzluk uğursuzluk üstü - nel. İki hanedan şimdi karşı karşıya silâha sarılmış bulunuyor. Herhalde ikisinden biri artık mahvolmalıdır. Bu sefer kendisini saklamağa lü - zum görmeden köşke girdi, Ebedi uy- dürdüğün bu zavallı.. Anlıyor musun (kusuna dalmış olan Rozitanın odasına Rodrik, bu senin kızındı!... Borjiyanm ayakları birbirine do - haştı. Maganın meş'um sesi kızgın bir burgu gibi beynine giriyordu. — Kızım ha?.. — Şimdi elimde olduğu halde onu nicin kurtarmak istemediğimi öğren - mek ister misin Rodrik?.. Söyle ister misin?., . Vakat Rodrik artık hiç bir şey duy- gvv or.. Hiç bir şey anlamıyordu. Kor kua>n, dehşetten, yeisten bayılma de- Yecesine gelmişti. Boğuk bir sesle: Krzım!.. Kızım!.. Sözlerini mı - rıldanarak mağaradan dışarıya fırla- dı.. —Si BABA Rodrik Borjiya ellerini dikenlerle doğru yürüdü. Kızınımne halde bu- lunduğunu görmek ve ona bir âşık de- Eil bir baba gözüyle bukmak isliyor - du. Fakat şimdiye kadar başına — hiç gelmiyen bir hale uğradı. Birdenbire tuhaf bir surette korktu. Geri dön - dü, Birisini görmek ve canlı olan bir kimse ile konuşmak ihtiyaemr duyu « yordu.. Bu şeyleri düşünerek Anjelo'nun odasma gidip şiddetle kapıyı vurdu. Papas kapıyı açtığı zaman — hayretle bağırdı: — Aman Yarabbi!, Muhterem pe- derimiz.. Acaba hasta msmız?.. — Hayır hayır Anjelo.. Hasta de - gilim.. — Böyle gece yarısı gezmek?.. Ne kadar tedbirsizlik?.. gemiyi zabit” Polis — halif için t& yüklü bir yatını — zabtediyorlar. işe karışıyor. Tayyare ile gemiyi Va BUNDAN POLF3 PA- PİYESİNE KATİYEN BAHSET MİYECEKSİ « WİZ. YOKSA BAŞIVIZ Ü BELAYA GİRER, - — — " BORİJtYA 143 — Seni görmek istedim, aldı. Üçü de Papanın karşısıma geçip — Buyurun muhterem peder.. birer iskemleye oturdular. — İgşte istediğim şudur. Şimdi gidip cennze çanı çaldıracaksın!. — Cenaze çanı mı?.. Gece yarısıt çan çaldırmak!.. — Ben öyle istiyorum. — Muhterem peder.. Acaba - ölen kimdir?... — Genç bir kız.. Bir çocuk.., Şu bil- diğin kız.. Hani Piyerina Romadan getirmişti. Haydi Anjelo git.. Bu tali- siz çocuk (çin çan çaldır.. Belki bu, elemlerini biraz dindirir.. — Emriniz başımın üstünde muh- terem pedera, Ah ne felâket! Ne ka - dar genç, ne kadar güzeldi... Sonra sizi tekrar bulayrm mı?.. — Hayır Anjelo.. Dinleneceğim.. Buna ihtiyacım var.. Haydi sen git.. miyorsun öyle mi?.. Anjelo kiliseye doğra koştu. Bör - jiya başını önüne eğerek yerinde kal- di« Dlk çan sesi aklını tekrar başma getirdi. Odasına girmeğe cesaret ede- medi, Çaldırdığı bu matem çanı ona büsbütün istrrap veriyordu. Çan sesi- nin uyandırdığı bazı hademelere gö - rünmeden hususi bahçesine indi. Rurada geniş geniş nefes aldıkca aklının başına geldiğini ve kafasında- ki fena düşüncelerin dağıldığını his - | sediyordu. Fakat birdenbire arkasından — ya- kalanarak yere yuvarlandığını ve ağ- zının tıkanarak ellerile ayaklarının bağlandığını gördü. Kendisini bu ha- Te sokan adam üzerine eğilerek alaylı bir sesle: — Lâütfen rahat durunuz!. Yoksu boğuzınızı biraz'daha kuvvetle sıkma- ğa mecbur kalacağım.. Bu hususta us- talığım yerindedir.. Hattâ oğlunuz bi- le bunu bilir muhterem peder., dedi. Ragastan Papayı bahçevanın kulü- besindeki bir yatağın üzerine yatır - dıktan sonra bahçenin küçük kapısına koşup öbür iki arkadaşını da — içeriye Rafael heyecanlı Ragastan kayıt - sızdı. Makyavele gelince o da bu tu - â haf sahneyi büyük bir merakla takip”* ediyordu. İlk önce Ragastan söze başladı: — Sözlerimi iyi dinleyiniz muhte « rem peder, Şimdi ağzınızdan tıkacı çe karacağım, Size hiç bir fenalık yapıl- mıyacaktır. Çünkü biz buraya adaleti yerine getirmek için gelmiş üç kimse- yiz.. İnsan öldürmek için değil, dedi. Raçastanın “Biz,, kelimesini süöy - lerken aldığı tavır, Papayı en müthiş bir itham gibi titretmişti., — Bununla beraber şunu da söyle mek isterim ki, bir ihtiyarın hayatıns son vermemeğe azmetmiş olduğumul ve size karşa pek büyük bir hürmetlt daygulu bulunduğumuz halde bağır - mak istediğiniz anda bu — hançerif namlusundan üç parmak kadarı gırtlağınıza sokarım. Papa Ragastanm göylediğini ya * par takımımdan olduğunu bildiği & çin gözlerile itaat edeceğini anlattı. Ragastan hemen papanın ağam dt tıkacı çıkardı. Ve yatağının üzerinde rahatça oturabilmesini temin etti. İhtiyar Borjiya yavaş yavaş kı sini topluyordu. Lâkin Rafaelin orâ * da bulunusu canını sıkıyordu. Kaytf * sız görünmeğe çalışt, Ve bütün kur ” nazlğın kullanmağa karar verdi, Sott* ra bahçevanı ayni yerde bağlı ve ağ7f tıkalı görerek : — Benim zavallı Bonifasım seni d© mi bağladılar. Fakat korkma.. Bunlar fırsattan istifade etmek istemezler zannederim.. Kendilerini hiddetlendi ren ben isem bütün fenalıkları he dokunacaktır, Elbette senin gibi .: dık ve kimseye zararı dokunmuyan ** hademeye ilişmezler... dedi. Halbuki maksadı bahçevanın BU işde parmağı olup olmadığını anlt- maktı. Ragastan bunu görerek raval-