Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
İpfadığını gösteren işaretler yapı- «“ Oluyor... KUŞ Ilry ışıwı-.iın ÇUT L Bit — $ MART — 1935 HABER Mnım Poıhıı Yazan: _Eıd rcan Kaflı £ çok güzel Şahın n Sansar Osman dılsız taklidini No. 44 Huy ük Deniz Romanı KA İ yapıyordu Sansar Osman hemen efendisi - Bin yüzüne baktı. (Ali reis onu yaklaştırdı. Kulağı- ha eğilerek: — Benim dediklerimi yap ve şu Yanımızdaki adamın yanından ge- Şerken bütün kuvvetinle ayağına ! Sansar başını salladı. Ali reis elleriyle bir takım işa- tetler yaptı ve Sansar bunun: — Büfeye git de bir bardak su Eetir!... Demek istediğini' anladı. He Men yerinden fırladı. Yol üstün - fleki adamın yanından geçerken, ileriye doğru uzanmış olan ayakla Tından birinin ucuna topuğuyla tı. Adam ayağını hızla çekti ve yü- Zü buruştu. Ayni zamanda San- $ar Osmanın arkasından dik dik tı. Başını sağa sola salladı, Bamurdandı. Önünde duran dolu. dehi bir kaldırışta son damlası- ha kadar içti. Şimdi Sansar su dolu - bardağı llmııtı. j Burunsuz Piyetro hemen onun Yanına koşmuş, Şövalye Paolino eventinin hizmetini kendi el- lenyle yapmak istediğini söylüyor- du. Fakat Sansar bunları anla- Yor ör, omuzlarmı kaldırıp mdmyor. TMeyhanecinin yüzüne alık alık ba-| ı"Pı.lı hiç bir şey söylemeden efen- Binin yanına dönüyordu. . Yaklaştıkları sırada yeniden i- İ yarı gemicinin ayağına bütün "ddetıyle basınca herif yerinden “'ındı Bu sefer daha fena homur- dı ve Sansarı kolundan - tuta- sSarstı. Bu sarsıntı ile elindeki bardak Ste düşmüş ve sular dökülmüştü. q*lmcı bağırıyordu: — Gözün kör mü be?... Bu ikin- — — Gözünün üstüne bir yumruk în““m o zaman iyi görürsün!... — Bana adiyle saniyle Demirel- nardo derler., Efendine gü- '"'Worsqn, yanılırsın!.... Cevap e bana, “ne diye ayağıma z el Sansar Osman ellerini yana a - Sarak gözlerini büyütüyor, kaşla - . Yukarı kaldırıyor; korka korka 8emiciye, bir de Ali reise bakı- “Ordu, Ali reis yerinden kalktı, Leo - hıü:nun yanına yaklaştı. Onun İten Ve suratlı olmasına rvağmen ü gülümsedi, Elini onuun omu - l“’?nı'ıılı: tatlı bir sesle: Kusura bakmayınız, azizim “nrdo' Çocuktur, bir kaba- t işledi. Dilsiz olduğu için size ah Veremiyor. Zavallı, altı ye- hat ; , İçiniz!.. Bugünler 'e & !l_hdo. iken annesi ve babasi Tni rlikte Sahin reisin eline düş-| l,h:b'rürkler anasiyle babasımı | q*re!:' gözünün önünde geminin lerine asmıslar!... C(ok ba ai 'ı Ki 'Çin bunun da dilini kes | Sanra onun koluna gire i di masasına çağırdı: lnen '— Buyurunuz masamıza... Bize şerel vermiş olursunuz!... ooooo — Buyurunuz.. Byurunuz!.. Çekinmeyiniz!... Küçük Vittorya- nın yaptığı yanlışı onarmak iste- rm, — Kendimi tanıtayım: Anko - nalı şövalye Paolino Beneventi!, .. Demindenberi hayretle ona ba - kan Leonardonun — yüzünde ister istemez bir gülümseyiş dalgalan - dı.. Hayatında ilk defa olarak bu kadar iyi kalpli, sevimli bir asil - zadeye rastlamış oluyordu. Onun masasında duran halis kıbrıs şara- bının çekişi de caba... Gemnici: — Ben... Ben de kendimi... Diye kekeledi.. Fakat Ali Reis daha ziyade söylemesine meydan vermedi: — Biliyorum.. Biliyorum.. De - min söylediniz!. Demirelli Leo - nardo!... Onun elini eline aldı.. Parmak - larının uç tarafından kavrayarak bütün kuvvetiyle sıktı ve salladı.. / Sıktı ve salladı.. Leonardonun yüzü karıştı.. Eli acıyordu., Fakat belli etmemeğe (çalışryordu.. —— Ali Reis ilâve etti: : —Eİleriniz sahiden demir gibi.. Onları sıkmakla şeref kazanıyo - rum. Buyurunuz! Buyurunuz! He ..... yl... Piyetro, bize şarap ge- tir!.. Böyle halis olsun! Ya.. Böyle işte!.. Arkadaşlarmız mı? Onlar da buyursunlar.. Masaları birleşti- relim!.. Haydi!.. Sıkılmayınız! ... Oo00!. Diğer masalardakiler bizi kıskandılar. Ne âlâ!. Hey... y! Pi- yetro! Şarap ver!. Bütün bu kah - raman gemicilere şarap ısmarlryo- rum.. İçsinler!. İçiniz efendiler !.. her zaman ele İnsan yaşadığı kadar yaşar!.... Haydi, ne duruyorsun Piyetro!. Çabuk ol! Bizi beklet - me! Cebinden ön kadar altın çıkar- dı.. Masanın üstüne attı: — İşte!.. Parası peşin! Ben se - nin bildiğin meteliksiz şövalyeler - den değilim!.. Meyhanenin içi birdenbire taş- 'u RADYO | — EUGUN İSTANBUL: 18: Fransızça ders. Jimnastik. (baylar için). — Bayan ÂAzade. 19: Dans musikisi, plâk ile. 19,30: Ha- berler. 19,40: Bayan Halide mono- log, 20: Konferans maarif bakanlı- gı namma Heybeliada orta mekten muüuallimlerinden Hayrettin. 20,31:: Balalyka orkestrası. Koro. 21,20: Son haberler. 21,30: Radyo orkes- trası. 22: Radyo caz ve tango orkes- traları. 223 Khz. VAR%OVA 1345 m. 16,45: Konser. 17,30: Konferans — Plâk — Sözler. 18,15: Şarkılr po- puri. — 19: Plâk. 19,15: — Şen bir | skeç. — Sözler. 19.45: Plâk. — Söz- ler. 20,35: Piyano. — Viola konseri. — Sözler. 21: Operalardan saline'er. 21,15: Vilmadan musiki nakli. — Haberler. 21,55: Sözler, 22: Chopi- nin eserlerinden konser. 21,30U: F- nebi dilde konferans. 22; Şarkılar. (Piyano birliğiyle). 23,15: — Salon musikisi. 24: Sözler. — Plâk. 175 Khz. MOSKOVA, 1724 m. 18,30: Büyük konser, 20,30: İh- tilâl zamanına ait şarkrlar. 22: Çek- çe neşriyat. 23,05: İngilizce neşriyat 24,05: Almanca neşriyat. : 545 Khz. BUDAPEŞTE 550 m. 18: Karışık neşriyat. 19,30: Plâk konseri. 19,30: Ders. 19,50: Konfe- rans. 20.30 Operada verilecek “MARTHA,, operasımı nakil. 22,20: Haberler. 23,30: Salon orkestrası. 24,20: Çingene musikisi. 1,05: Ha - berler. Yeni neşriyat Holivut Holivut'un 6 Mart nüshası renk- li resimler ve en son hafta haher- leriyle intişar etmiştir. Akşam Postası İDARE EVİ | ISTANBUL ANKARA CADDESİI Bi Yelgrat Adresl: İSTANBUL BAsEK Öl| FPeleton — VYazı: 28R72 — İdare: 4P"0 ABONE ŞARTLARI ı B 8 Lf ayalı Pürkiye: 120 850 A60 1250 Erş. Bönebli. 1860 ddd Gd0 i16lü ILÂN TARIFESİ Ülcaret Hânlarının satırı 12,50 Kosmi Uânlar 10 kuruştür. Sahibi ve Nesrivyat Müdürü: HASAN RASİM US Başılaığı yer: (VAKIT) Matbaamı kın bir sevinçle dolmuştu. Dolu ' kadehler havaya kalkıyor, tokuşu- luyor ve bütün gemiciler bağrıyor- lardı — Yaşasın!.. Yaga.sm Ankonnlı şövalye Beneventi!.. ... (Devam edecek) Teşekkür Türk müsikisinin yorulmaz bir emektarı olan sevgili aile Treisimiz “Ali Rifat Çağatay,, ın hepimizi derin kederlere düşüren ölümü, dolayısile, başta kadirşinas Valimiz Bay Muhit- tin ve muavinleri, Konservatuar Mü- dürü ve meslekdaşlarır Fenerbahçe Spor Klübü olmak üzere cenaze me- rasiminde filen ve kalben iştirak eden muhterem zevatın cümlesine kederli gönüllerimizin bütün samimiyetiyle şükranlarımızı sunarız. | Nimet — Cafer. l AAA AA el “Nakleden:- E (Va-na ) | Kötü bir macera, onda bir - is- tikrah doğurmuştu. Bir seneden daha fazla bir zamandan beri, sözde dostu olan bir adamın evin- de oturuyordu. Bu adam seyahat- te olduğu için, eşyasının muhafa- zasını ona havale etmişti. Bu zen- gin zatı muhterem, şehre avdet edince, Vahide başkaâ bir yer bul- masını söylemişti. Zira güzel met- resi vardı ve Vahidin huzuru onu rahatsız ediyordu. Vahidin buna canı sıklmıştı. Zira, bu güzel evde hoş itiyatlar edinmişti. Onları bırakıp ayrılma- sı pek fena kaçtı doğrusu! İşte bunun üzerine buraya gel- mişti. Yolda gel'rken, beyninde hep bir fikir yer etmiş, kazık kak- mıştı. Ona: “— Niçin sakin bir hayat sür- müyorsun? — -diyip dururlardı.- Sen, zeki b'r insansım. Niçin ken- dini böyle feci vaziyetlere sokar- | sın?,, Anlıyordu. Ona dair hep arka- sından da konuşuyorlar, fikirler yürütüyorlardı. Böyle dedikodu- sunun yapılması, ötedenberi, hiç de hoşuna gitmiyen bir şeydi. Ni- çin âlem kendisiyle meşgul olu- yordu? O, haddi zatinde namuskâr bir adamdı. Dostlarına karşı daima *dürüs davranmıştı. Gerçi iflâs et- miş, beş parası kalmamış vaziyet- teydi. Fakat kaç şerefli insanım bu hal başına gelmemişti. Borç- 1 larma gelince, eğer borç yanma- saydı neyle yaşayacaktı? Öyleyse, hiç bir vicdan mbı duymuyordu. Buna rağmen... Niçin oradan ayrılıp buraya geldiğinin biran kendi de farkma varmamıştı. Bir ev değiştirmesi | için miydi bu?... Yoksa dostu Fe- rit burada diye miydi? Halbu ki, altr seneden beri, sırf nezaket olsun diye, Vahit burala- ra ayak basmamıştı. Karısını mu- azzep etmekten çekinmişti. Fakat şimdi işte birdenbire kararını ver- mişti. Niçindi bu?.. Çünkü... — Evet, öyle, onun için bura- ya geldim!,, diye kendi kendine söylendi. Yolda gelirken, buralara yak- laşırken, birdenbire, kalbinde bir ::::::.':::::m.'::ı—m BELELELLEL Li Littt eee r eeei rir eeef b b İBOSNA SEVDALARI| ğ Türkçe sözlü ve şarkılı GEĞTERENSER ERSSSELSELTLSSECLESTLADETEEEEELELDİNERE SERESLASESE! SESESLENENEN! Esır Kadın HABER”'in tefrikası No. 36 ÂAşk ve His Romanı “sevmek,, hassasının d'rildiğini duydu. Zaten bu hassayı kaybet- memişti. Fakat duygusu gençleş- miş, dirilmişti. Yanına doğru koş- tuğu kadımı görmek, ona kavuş- mak arzusu, mukavemet edilmez bir his gibi, yüreğinde kabarmış, taşmıştı. Kadınlardan hiç biri, ona, Kâ- milenin yaptığı sert muameleyi yapmamıştı. İlk terkeden daima o olmuştu. Zaten, onun felsefesin- ce, hiyanet diye bir şey yoktu ki... Arayı bozmak, yüzüstü brrak- mak! İşte bunlar ehemmiyeti ha- izdi! Hadiyeye olan münasehbeti an- cak geçici bir macera olarak ka- İırdı. Fakat, Kâmile onu, bu kadı- nm kucağma doğru, uzun bir za- man için atmıştı. Karısı nasıl - ol- muştu da, onu anlayamamıştı. Va- hit, önüne çıkan bir fırsatı tepe- bilir miydi?... Vahit, yakalandıktan sonra, vazıh bir teklif ileri sürmüştü. Hadiye ile bir daha bir yerde yüzyüze gelmemek... Esasen bu kadmın ruhunu aşağı bulurdu. Fakat, Kâmile, bu teklifi ka- bul edecek yerde, onu, palaspan- dıras, evinden dışarı atmıştı. O da, bir müddet daha Hadiye ile birlikte kalmıştı. Fakat sonra ondan da yakayı sıyırmıştı çok şü- kür! Kâmile, onları küçük odada yakaladığı gün; hiç,. bir: mazeret dinlemek istememişti. - Odasına kilitlenip oturmuştu. Ertesi gün, hizmetçiyi yollayıp evde olmıyan Matmazel Jackson'u çağırtmıştı. İşte Vahit, onun vasıtasiyle ka- rısının ne emrettiğini öğrenmişti. Kâmile, onu, büyük bir istihfafla tahkir etmişti. Adamcağız: bir müddet, talâk talebiyle karşılaşacağını ummuş- tu. Kâmile, hattâ buna bile tenez- zül etmemişti. Sanki Vahit, karı- sı için artık mevcut değildi. Öyle muamele görüyordu. Kâmile, ©- nun mektuplarma bile cevap ver« miyordu, Beş parası kalmadığı i- çin ona yolladığı alacaklılarına. borçlarımı ödüyordu. _ (Devamı var) Bütün şehir halkı LIANE HAiD'ın ViCTOR de KOVA ile berabg' SEVDA GECESİ Filminde terennüm ettiği Madonna Şal'le]nl seve seve tekrarıyacaktır. Bu film Liane Haid'ın çevirdiği filmlerin en mükemmelidir. - Yanrınci perşembe ma'inelerden itibaren Eu akşam herkes M B L E K Sinemasında . Madam Buterflay'ın unu'ulmaz aşık çifti Silvia SIDNEY ve Gary GDANT’ Fransızca Sözlü OTUZ GüN PRENSES filminde yürekten alkışlıyacaktır. Numaralı yerleri evelden temin ediniz. Programda ; Paramount Jurnal iPEK de 'N