6 Mart 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

6 Mart 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

6 MART — 1935 Şahin'in -—-.._..........— Yazan: Kadırcan Kaflı ı erveenececerensErEmAN İ Sansar Osman dilsiz taklidini çok güzel Sansar Osman hemen efendisi - din yüzüne baktı. Ali reis onu yaklaştırdı. Kulağı Ra eğilerek: — Benim dediklerimi yap ve şu Yanımızdaki adamın yanından ge- Serken bütün kuvvetinle ayağına 1 Sansar başmı salladı. Ali reis elleriyle bir takım işa- Tetler yaptı ve Sansar bunun: — Büfeye git de bir bardak su Betir!... Demek istediğini' anladı. He ! Men yerinden fırladı. Yol üstün - i adamın yanından geçerken,' iye doğru uzanmış olan ayakla Tımdan birinin ucuna topuğuyla 'tı. Adam ayağını hızla çekti ve yü- Zü buruştu. Ayni zamanda San- Sar Osmanın arkasından dik dik Başmı sağa sola - salladı, homurdandı. Önünde duran dolu kadehi bir kaldırışta son damlası- ha kadar içti. Şimdi Sansar su dolu - bardağı Burunsuz Piyetro hemen onun Yanma koşmuş, Şövalye Pınlıııoı Beneventinin hizmetini kendi el- ı!riylı yapmak istediğini söylüyor.. du. Fakat Sansar bunları anla- adığını gösteren işaretler yapı- y— omuılınnı kaldırıp indiriyor. TMeyhanecinin yüzüne alık alık ba- N hiç bir şey söylemeden efen- İsinin yanına dönüyordu. Yılılqhklırı sırada yeniden i- Yarı gemicinin ayağına bütün Hiddetiyle basınca herif yerinden filadı. Bu sefer daha fena homur- 1 ve Sansarı kolundan — tuta- sarstı. Bu sarsmtı ile elindeki bardak Yere düşmüş ve sular dökülmüştü. ici bağırıyordu: « — Gözün kör mü be?... Bu ikin- ee — Gözünün üstüne bir yumruk '.'huu © zaman iyi görürsün!... - B Bıın adiyle saniyle Deıııu'el—k rdo derler.. Efendine gü- '_i"nın. yınılu-ım' Cevap Vörsene bana, “ne diye ayağıma ? Sansar Osman ellerini yana a - :"t gözlerini büyütüyor, kaşla - * Yukarı kaldırıyor; korka korka __::nicîyo, bir de Ali reise bakı-| Rürg ÂAli reis yerinden kalktı, Leo - 'tı.._% yanına yaklaştı. Onun ;“— Ve suratlı olmasıma vağmen & gülümsedi, Elini onun omu - koyarak tatlı bir sesle: L—.Kuuın bakmayınız, azizim rdo!... Çocuktur, bir kaba- "lhdı. Dilsiz olduğu için size Yeremiyor, Zavallı, altı ye- ğ'l"ıdı iken annesi ve babasi _m tlikte Şahin reisin eline düş- Ih—mT“rHer, anasiyle babasını | M. Bözünün önünde geminin bı";"ne asmıslar!.... Cok ba %' için bunun da dilini kes D, “.d' Sonnı onun koluna gire masasına çağırdı: - | kadehler havaya kalkıyor, tokuşu- | kederlere düşüren ölümü. dolayısile, | gönüllerimizin bütün ııhıılyırliıle — HABER — Akşam Postası BEUGUN İSTANBUL: 18: Fransızça ders. Jimnastik. (baylar için). — Bayan Azade. 19: Dans musikisi, plâk ile. 19,30: Ha- berler. 19,40: Bayan Halide mono: log, 20: Konferans maarif bakanlı- ği namma Heybeliada orta mektep muallimlerinden Hayrettin. 20,3'': | Balalyka orkestrası. Kora. - 21,20: Son haberler. 21,30: Radyo orkes- trası. 22: Radyo caz ve Lango orkes- traları. 223 Klız. VARŞOVA 1345 m. 16445: Konser. 17,30: Konferans — Plâk — Sözler. 18,15: Şarkılı po- püri. — 19: Plâk. 19,15: — Şen bir skeç. — Sözler. 19,45: Plâk. — Söz- ler. 20,35: Piyana. — Viola konseri. — Sözler. 21: Operalardan sahne'er. 21,15: Vilnadan musiki makli. — Haberler. 21,55: Sözler, 22. Chapi- nin eserlerinden konser. 21.3: Ev- nebi dilde konferans. 22; Şarkılar. (Piyano lıırlıgnlc) 2 : Salon musikisi, 24; Sözler. — Pl.ık 175 Khz. MOSKOVA, 1724 . 18,30: Büyük konser. 20,30: İh- Be tilâl zamanma ait şarkılar. 22: Çek- Hayatında ilk defa olarak bu | çe neşriyat. 23,05: İngi'izce nöşriyat kadar iyi kalpli, sevimli bir asil - | 24,05: Almanca neşriyat. zadeye rastlamış oluyordu. Onun | — 545 Klız. BUDAPEŞTE 550 m. mıııımd.ı_dılnn halis kıbrıs şara- 18: Karışık neşriyat. 19.30: Plâk bının çekişi de caba... konseri, 19,30: Ders. 19,50: Konfe- No, 44 ÖCÜ banu yapıyordu — Buyurunuz masamıza... Bize şeref vermiş olursunuz !... — Buyurunuz.. Byurunuz!.. Çekinmeyiniz!... Küçük Vittorya- nın yaptığı yanlışı onarmak - iste- rm, — Kendimi tanıtayım: Anko - nalı şöva'ye Paolino Beneventi!. .. Demindenberi hayretle ona ba - kan Leonardonun — yüzünde ister istemez bir gülümseyiş dalgalan - ici: rans. — 20,.30 Operada — verilecek ST ğ “MARTHA,, operasmı nakil, 22,20; — Ben... Ben de kendimi... . | Haberler. 23,30: Salon orkestrası. Diye kekeledi.. Fakat Ali Reis | 24920: Çingene musikisi. 1,05: Ha -» daha ziyade söylemesine meydan | berler. vermedi: — Biliyorum.. Biliyorum.. De - min söylediniz!. Demirelli Leo - nardo!... Onun elini eline aldı.. Parmak - larının uç tarafından kavrayarak bütün kuvvetiyle sıktı ve salladı.. Sıktı ve salladı.. Leonardonun yüzü karıştı.. Eli acıyordu.. Fakat belli etmemeğe alışmyordu.. — L Ali Reis ilâve etti: — —Elleriniz sahiden demir gibi.. Onları sıkmakla şeref kazanıyo - | rum. Buyurunuz! Buyurunuz! He ..... yl... Piyetro, bize şarap ge- tirl.. Böyle halis olsun! Ya.. Böyle işte!.. Arkadaşlarınız mı? Onlar da buyursunlar.. Masaları birleşti- relim!.. Haydi!.. Sıkılmaymız! ... O000!. Diğer masalardakiler bizi kıskandılar. Ne âlâ!. Hey... y! Pi- | | yetro! Şarap ver!. Bütün bu kah - raman gemicilere şarap mmarlıyo- rum.. İçsinler!. İçiniz efendiler !.. İçiniz!.. Bugünler — her zaman ele geçmez!.... İnsan yaşadığı kadar yaşar!.... — Haydi, ne duruyorsun Piyetro!. Çabuk ol! Bizi beklet - mel! Cebinden ön kadar altın çıkar- dı.. Masanın üstüne attı: — İşte!.. Parası peşin! Ben se - nin bildiğin meteliksiz şövalyeler - den değilim!.. Meyhanenin içi birdenbire taş- kın bir sevinçle dolmuştu. Dolu Yeni neşriyat —e remcu Holivut leriyle intişar etmiştir. t “HÂAÂBER Akşam Postası IDARE EVİ ISTANBUL ANKARA CADDESİ Tolgrat Adreslı İSTANNUL HASIM Pelefon — Vazır SAT Üdaret m ABONE ŞARTLARI DB 8 lit aya Mıımııınıııuıııı! Benebli. 150 Go AĞ0 1010 ILÂN TARİIFESİ ' Plcaret Ulalarının satır 12,38 Koami Uânlar 10 kuruştur. î.:h-ıl: ve Nesriyat M-'::iüıüı HASAN RASİM US Bandanlı yeri (VAKIT) Matbaamı luyor ve bütün gemiciler bağrıyor- lardı: | — Yaşasın!.. Yaşasm Ankonılı şövalye Benevenli!... —.. İ (Devam edecek) | Teşekkür Türk musikisinin yorulmaz hlı' emektarı olan sevgili aile nlslıııiz “Ali Rifat Çağatay,, ımn hepimizi derin | başta kadirşinas Valimiz Bay Muhit- tin ve muavinleri, Konservatuar Mü- dürü ve meslekdaşlarır Fınırhıhçe Spor Klübü olmak Üzere cenaze me- rasiminde filen ve kalben İştirak eden muhterem zevatın cümlesine kederli | gükranlarımızı sunarız, Nimet — Cafer, l İ kRabYO | F" Holivut'un 6 Mart nüshası renk- | Ki resimler ve en son hafta haber- | ............. a Nakleden: ( Vl KD ) tikrah doğurmuştu. Bir ıeneden daha fazla bir zamandan bcn, sözde dostu olan bir adamın ev'n- de oturuyordu. Bu adam seyahat- zasını ona havale etmişti. Bu zen- gin zatı muhterem, şehre avdet resi vardı ve Vah'din huzuru onu rahatsız ediyordu. Vahidin buna canı - sıklmıştı. Zira, bu güzel evde haş itiyatlar edinmişti. Onları brrakıp ayrılma- sı pek fena kaçtı doğrusu! İşte bunun üzerine buraya gel- mişti. Yolda gel'rken, beyninde hep bir fikir yer etmiş, kazık kak- mıştı. Ona: “— Niçin sakin bir hayat sür- müyorsun? — -diyip dururlardı. Sen, zeki b'r insansın. Niçin ken- dini böyle feci vaziyetlere sokar- sın?,, Anlıyordu. Ona dair hep arka- sından da konuşuyorlar, fikirler yürütüyorlardı. Böyle dedikodu- sunun yapılması, ötedenberi, hiç de hoşuna gitmiyen bir şeydi. Ni- çin âlem kendisiyle meşgul olu- yordu? O, haddi zatinde namuskâr bir adamdı. Dostlarına karşı daima »dürüs davranmıştı. Gerçi iflâs et- miş, beş parası kalmamış vaziyet- teydi. Fakat kaç şerefli insanm bu hal başıma gelmemişti. Borç- larma zelince, eğer borç. yanma- saydı neyle yaşayacaktı? Öyleyse, hiç bir vicdan azabı duymuyordu. Buna rağmen... Niçin oradan ayrılıp buraya geldiğinin biran kendi de farkıma | varmamıştı. Bir ev değiştirmesi | için miydi bu?... Yoksa dostu Fe- İ rit burada diye miydi? Halbu ki, altı seneden beri, sırf nezaket olsun diye, Vahit burala- ra ayak basmamıştı. Karısını mu- azzep etmekten çekinmişti. Fakat şimdi işte birdenbire kararını ver- mişti. Niçindi bu?., Çünkü... “— Evet, öyle, onun için bura- ya geldim!,, diye kendi kendine söylendi. Yolda gelirken, buralara yak- laşırken, birdenbire, kalbinde bir gaa BOSNA SEVDALARI Türkçe sözlü ve şarkılı aT MÜRSESESİLEZESTETEEAEEİN EEERELEZ Z ERESKET T RLAR N K L AY KA Bütün şehir halkı LİANE HA1D'ın ViCTOR de KOVA İle berabe-l' SEVDA GECESİi Filminde terennüm ettiği Madonna şarkısını seve seve tekrar ıyacaktır. Bu film Liane Haid'ın çevrd ği filmlerin en mükemmelidir. Yarın'ci perşembe ma'inelerden it:baren EBu akşam herkes M E L n . Madam Buterflay'ın unu'ulmaz aşık çifti Silvia SIDNEY ve Gary Fransızca Sözlü OTUZ GüN PRENSES filminde yürekten alkışlıyacaktır. Numaralı yerleri evelden temin ediniz. Programda ; Paramount Jurnal Esir Kadın HABER'in ; tefrikası l Kötü bir macera, onda bir is-| “sevmek,, hassasmın dirildiğini te olduğu için, eşyasının muhafa- | edince, Vahide başka bir yer bul- | masını söylemişti. Zira güzel met- | tlo 36 Aşk ve His Romarı erereereeeeseemenee| duydu. Zaten bu hassayı kaybet- memişti. Fakat duygusu gençleş- miş, dirilmişti. Yanına doğru koş- tuğu kadını görmek, ona kavuş- mak arzusu, mukavemet edilmez bir hiş gibi, yüreğinde kabarmış, taşmıştı. Kadınlardan hiç biri, ona, Kâ- milenin yaptığı sert muameleyi yapmamıştı. İlk terkeden daima © olmuştu. Zaten, onun felsefesin- ce, h'yanet diye bir şey yoktu ki... Arayı bozmak, yüzüstü brrak- mak! İşte bunlar ehemmiyeti ha- izdi! Hadiyeye olan münasebeti an- cak geçici bir macera olarak ka- hırdı. Fakat, Kâmile onu, bu kadı- nn kucağına doğru, uzun bir za- man iç'n atmıştı. Karısı nasıl ol- muştu da, onu anlayamamıştı. Va- hit, önüne çıkan bir fırsatı tepe- bilir miydi?... Vahit, yakalandıktan sonra, vazıh bir teklif ileri sürmüştü. Hadiye ile bir daha bir yerde yüzyüze gelmemek... Eşasen bu kadının ruhunu aşağı bulurdu. Fakat, Kâmile, bu teklifi ka- bul edecek yerde, onu, palaspan- dıras, evinden dışarı atmıştı. ©O da, bir müddet daha Hadiye ile birlikte kalmıştı. Fakat sonra ondan da yakayı sıyırmıştı çok şü- kür! Kâmile, onları küçük odada yıkılulııı gün, hiç. bir mazeret dinlemek istememişti, - Odasına kilitlenip oturmuştu. Ertesi gün, hizmetçiyi yollayıp evde olmryan Matmazel Jackson'u çağırtmıştı. İşte Vahit, onun vasıtasiyle ka- rısının ne emrettiğini öğrenmişti. Kâmile, onu, büyük bir istihfafla Adamcağız bir müddet, talâk talebiyle karşılaşacağını ummuş- tu. Kâmile, hattâ buna bile tenez- zül etmemişti. Sanki Vahit, karı» sı için artık mevcut değildi. Öyle muamele görüyordu. Kâmile, ©- nun mektuplarına bile cevap ver- miyordu. Beş parası kalmadığı i- çin ona yolladığı alacaklılarına. iPEK de GRANT'ı H Ve aai ve, İA e$ »

Bu sayıdan diğer sayfalar: