- be A | ayıkhanecinin eline bıraktı. ' Sap MART — 1935 “ Şahin in NE Yanı : Kad tcan Kaflı | remmesemeeensommosesamss0e ÖCÜ : “no. 31 Büyük Deniz Romanı MR Braz i Ali Reis zincirli geçtiği yollardan, , kollarını sallıyarak yürüyordu > Elbet... Onu tanımıyan var Mı? Yoksa akrabası mı olursunuz? © büyük bir kumandan, büyük bir *miraldir. Fakat Senatodakiler| ge. Söylediklerine gö- Şahin reisle karısını ve çocuk» ke 8sir aldığı zaman, yalnız Şa-' Di reisi zincire vurmuş, diğerle- tinin ele geçtiklerinden haberi bi- sal İmamış ve hepsini pazarda sat. mış... Halbuki sonra Şeyh Ebu: Mid onları kurtarmak için tamam! elli bin altın vermek istemiş... Bunun için kızıyorlar ona!.. Fa- kat hakları yok... Sanki paraları lardı da ne olacaktı? Gene di şatafatlarına harcıyacaklar- | Mi sözler yavaş söylenmişti. Bu haber Ali reisin hoşuna git- Tüşti, Kenarda kalan Valeryo ile ağ! Tatmak, her halde Venedikte bü- bir kudret sahibi olan Valer- Yoile uğraşmaktan daha kolaydı. Valeryonun Şeytan adasında öl: Köüldüğünü bileydi kimbilir ne dar sevinirdi. van reis elini cebine soktur çi- dığı sarı sarı altınlardar birini Herifin gözleri fal taşı gibi'a- , sonra kendini toparladı ve: — Şimdi bozdurup üstünü geti. rma * di Dedi. Fakat Ali reis şu.cevabı Dee — Hayır!... Hepsini sana veri- Yorum. Yorulma!... Haydi kotra- İÇeri al ve iyi bak... Kayık kira “da ayrı... den yıkhanecinin gözleri yeni - büyük bir sevinçle açılmıştı... kasiyle yerleri süpürürcesine veriyor, teşekkür ediyordu. Bunda hakkr vardı. Çünkü o va a böyle ilk olarak tam bir vd bahşiş verenlere on bin- bir, Zor rasgelinirdi. Hele böyle si vermek krallara, preslere va yıkhaneci kendi kendine: eği m Aoaamlığop rağ — İt zelen b bir prens midir acaba?... düşünüyordu. Ali reis, ona daha başka şeyler lee fakat zavallı adamcağı- haya ün yorulmalarma rağmen ko bir sey öğrenemedi. Veideki tra kırk elli adım kadar i- hk, ds eki kayıkhaneye girerken on- Serel, Sen Mark meydanından ge, Y Yürüdüler. “llar kalabalıktı. Otellerin, pencerelerinden dr. e titara ve şarkı sesleri geliyor- Ayrıca denizde ve kanallarda tif, Yüzlerce gondol da birer to, dalı taşıyor, gitara, man. Mekap garler sesleri bütün şehrin) tali İ; yüzünü ve göklerini! “iy, Yordu. Evlerden ve pa ki dan taşan sesler boşlukta! Ne ine karışıyor, insana tuhaf ) San ayıcı bir tad veriyordu. karşılıklı bibirine koşan sa- Ni Siftler, biribirlerine kavuşu- Miş Hm biribirlerinin boyunları- rak sevdalı ve mes'ud ye, Karıyorlardı. a “caman meydanı ve oyan ş rı dolduran halkın gürül içli seslere tempo tal 15 Dee Bae tuyor ime ÖEy ii Al: Reis vaktiyle zencirli ola- rak ve kırbaç altında geçtiği yol- larda, elinni kolunu ( sallayarak yürüyordu. Şapkasını cakalı ca- kalı yana eymiş, sol eliyle kılıcı- nın sapını tutuyor, sağa sola bir prens gibi gururla bakıyordu. Bu onun asıl huyuna uygun değildi, fakat Venedik halkının özden zi- yade gösteriş ve gurura vurgün olduklarını bil'yordu. Vaktiyle arkadaşlarmdan “yu- ha!..,, diye bağıran halk, şimdi onu görünce yol açıyordu: —Buyurunuz muhterem Sen yör!.. Sonra genç kızlar, genç kadın- | lar biribirlerine işaret ediyorlar- dı: —Ne güzel delikanlı. Sahiden güzeldi. Hele arkasın- da giden iri yarı esmer Kara Yu- suf, onun değerini büsbütün art- tırıyordu. Sansar Osman da ufak tefek olmakla beraber Kara Yu- suftan geri kalmıyordu. Ali Reis hızlı hızlı yürüyerek Sen Antonyo caddesine saptı. Bu- rası dar bir yoldu;fakat önündeki | geniş kanal da bir cadde gibi ol- duğu ve üzerinden her gün bin-| lerce gondol geçtiği için 1ssız sayı- lamazdı. Lâkin Sen Mark meyda - nı ile büyük kanal kadar da kala- balık değildi. onada eyer kes vn- larm kapdarındaki levhaları oku- yor, bazılarının önünde bir #ki sa- niye durarak bakıyor, fakat gözü- ne kestiremiyordu. Otelciler onu görünce hemen koşuyorlar, şapkalarını yerlere kadar: eğerek selâmlıyorlar. — Buyurunuz Senyör!, Temiz yatak, yalnız oda, güzel mobilya... Her şey ayağmızda; çok rahat e- ders'niz!.. Buyurunuz, bir defa görünüz... Diyorlardı. Fakat Ali Reis bunları dinlemi- yor, gene bildiği gibi yapıyordu. İçlerinden bir kaçı'da onun kula- ğma eğilerek şunları ilâve: etmiş- lerdi : — Her türlü yülmesiyz düşünü» lür... Yataklarımız ikişer kişilik- tir... Venediğin en güzel, en usta kadınları. Ali Reis hele sözün burasma gelindiği zaman, oteli gözüne kes- tirmiş olsa bile hemen uzaklaşı- yordu. Çünkü o, kadın denilen şe- yin çok zaman en gizli şeyleri a- çığa vurduğunu, insanı arkasın- dan sürükliyerek asıl ülküden a- yırdığını biliyordu. O şimdi yalnız babasını kurtar- mağt düşünüyordu. IN ISTANBUL ANKARA CADDESİ En sondan ikinci otelin kapı sında şöyle bir levha vardı: (Lepant oteli) Avrupalılar Tnebahtı'ya Lepant | derler. Ali Reis bunu görünce ço | cukluğunu ve gençl'ğinin bir iki yı l İinr geçirdiği, Babası, kardeşi ve annesiyle birlikte esir edildiği o güzel Türk kasabasını hatırladı. Burada o yerleşmekle, heran | İnebahtıyı ve orada olup bitenleri hatırlıyacak, ve cesareti artacak- tr. (Devamı var) 1730: İnkılâp dersleri, Üniversi» | teden nakil, Sinop Saylavı Bay Yu - | suf Kemal, 18,30: Jimnastik, bayi için, Bayan Azade, 19: Muhtelif mu:| siki eserleri, plâk ile. 19,20: Haber ler, 19,40: Havayen kitar, Zekeriya ve artadaşları. 20,10: Ziraat Baka' Ni namma Soğan 2030: Bayan Nizet Vat, g no ile, 21: He car ve Süzan nebi Yasalar. plâki le. 22.5): Soi Ter, 21,30: Ral a YL Ka » caz ve "*ngo orkemralar 223 Khz. VARŞOVA 1345 m. 1730: Orkestra konseri, 17,40: Sözler, 18: Dans. 19: Hafif musiki, — Sözler. 20,10: Plâk. 21: Şen neş riyi 21,30: Dans plâkları — Haber- ler. 22.30: Senfonik Avrupa konse- ri. Bach ve Brüsknerin eserlerin - den). 23: Reklâmlar. 2515: Orkes. tra konseri. 24: Sözler. 24,05: Dans 75 Khz, MOSKOVA 1724 m. 11,15: Bizetnin “Cemile,, opera: sınm adapsatyonu, 15: İsveççe neş » riyat, 18,30: Kızılordu için konser. 19,30: Karışık konser ve dans, 22: Almanca neşriyat. 23: İngilizce, 24, 05: Almanca, 545 Khz. BUDAPEŞTE 550 m. 18.30: İ. Bekeffi akşamı, 20: Köylü orkestrası, 22,10: Spor. 21, 30: Çingene orkestrası. 22,20: Ha » berler. 22,40: “Keman &esi işitilin. ce,, adr musikili bir rev. (o 24,15: Caz orkestrası, 1,05: Son haberler, İ SOY ADI Cağaloğlu, Yeni lise muhase- becisi Bay Rasim “KAMALI, s0- yadını almıştır. 17 i Tan mrliğii, KifÂRiY m İstanbul Altıncı İcra Memurlu- gunan: Bir borçtan dolayı paraya çev - rilmesine karar verilen hane eşya- sı 6 —3 — 935 gününe müsadif Çarşamba günü Ayaspaşada Lam broplo apartmanında 3 numa ral: dairesinde saat ü dan 10 a ka- dar paraya çevrileceği ilân olu - (4029) mur. HABER Akşam Postası İDARE EVI Telgrar Adresi: İSTANBUL HABEK Telefon Yazı SAAT? Odarsı Sayış sarma saya sne anenane sanananme, A ABONE ŞARTLARI i * 6 13 ayak Türkiye: A 850 680 1230 Krş Ecnebi: 150 M5 840 1416 ILÂN TARİFESİ Ticaret Hlnlarmın satım 1200 Besni Üânliar 10 kuruştur. Sahibi ve Neşriyat Müdürü: HASAN RASİM US Basılaığı yer: (VARIP) Matbaası V spur ui Feridin gözleri binbaşı Vilmot dedikleri bu gençte bir müddet, durdu. Binbaşı, Feridin yanında; oturan ve bankalıktan çıkan Rusa bir takım işaretler yapıyordu. Şüphesiz ki, İngiliz, Rusa, bir- likte banka açmağı teklif ediyor- du. Ferid, Bu hasme döndü. Şiş- man karısıyle yanyana idi. | Sisi, delikanlıya yaklaştı. Ar- kasından, fısıldadı: — Kuzum... Senin bankana ben de yirmi lira koyayım. — Prensibim değildir, biliyor- sun. — Peki, peki... Genç kadın surat asıb homur-| danarak uzaklaştı. Ferid, bu kadını kırdığı için ü- züldü. İyi kızdı, doğrusu... Krupye, zarflarmdan yeni kâ- ğıtlar çıkarmıştı. Ferit, bunları ka- rıştırdı ve binbaşı Wilmot'e uza-|" tarak kesmesini rica etti. Sonra, sabot, denilen tahta kutunun içi- ne hepsini koydu. Böylelikle, oyun başladı. Binbaşı: —Banko! - dedi. Rus, ona, çıkık alımı ve ai: sa kalını uzattı ve tastik mânasında başımı salladı, Kâğrtlar kaydı. Ferit, iki tabloda da kazandı. Banka, iki misli oldu. Delikanlı, yeniden dokuz açtı. Krupye para- ları topladı. Yeniden oyun... Ferit, bir rahat ve bir ferahın gitmiyen bir tarzda da eğ Kâğıtları gene dağıttı ve ka zandı. Masanın etrafımda bir memnu- niyetsizlik mırıltisı yükseldi. Bu, ancak şeytani bir talih olabilirdi. Ferit, gözlerini kapadı, Bir ha- fiflik, ayni zamanda müthiş bir kudret duyuyordu. —Haydi bakalım... dedi. Bu gece, talih bana gülecek! Bir çeyrek müddetle “büyük pas,, dedikleri müthiş kazanç hü- küm sürdü. Talih, ona oluk oluk paralar yağdırdı. Bu sırada Vahit salona girdi. Sisi, kendisine doğru yaklaştı. Koluna girdi. Ve bu sırada Ferit | şöyle düşündü: —Acaba bu kadın onu teshir edebilir mi? Ve aklından Kâmilenin bal-|* konda, koltukta, divanda bir sürü | vaziyetleri gözlerinin önünde can- landı. Kâğıtları dağıttı. Sağda kaybetti, soldan kazan - dı, # Vahit, onun yanma gelmişti. ii Oyuncuların ikinci 'srasmda a Esir Kadın il HARRRil Uz e tefrikası Aşk ve His Romanı İİ ası — Ankara caddesi — İs - Silvia Sidney - Madam Baterflay'dan sonra beraber çevirdikleri tuz Gün Prensesin: | Ayse Kadıköy - Süreyya 1 Bataklı Dam Filmi Baslamıstır. yakta duruyordu. Yüzünün ifade- siyle tezad teşkil ederek, alnı bu- ruşuksuz ve endişesizdi. Ferit, o nun gözlerindeki hüzünden müte- essirdi, Vahit, b'ran orada dur- duktan sonra, Sisi ile ye klu- bün barına gitti. kokteyl ısmarladı. Sonra: — Siz oynamıyor musunuz? diye sordu. —Bazan oynarım. Fakat ku- mar hoşuma gitmez... — Demek ki dostunuz gibi de- ğilsiniz... Haydi beni supe etmeğe götürün... —Henüz pek erken... Saat 11 ya var ya yok! — Burasma nazaran herhangi bir yer konuşmak için pek daha elverişlidir . Vahid: — Ay, demek oynamak istemi- yorgunuz — Ona karşı oynamak istemi- yorum... Zira, talihi var... Haydi kuzum, beni buradan götürün... Zira, böylelikle pek büyük iyiliği- niz dokunacak... Burada kalırsam gene oyuna başlıyacağım... Ay, beni götürmek istemiyor musu- nuz? Peki amma, neniz var?.. Demin böyle değildiniz... Birden- bire değişiverdiniz... Erkek gülümsedi. Elinde değildi: Kendisine bu kadar iltifat gösteren bir kadına karşı somurtamazdı. Sisi, devam etti: —Tesadüfümüz pek garip. Si- ridi i e sn ela Ağ pe onun gibisiniz zannetmeyin... Siz, ondan pek daha güzelsiniz!... Da- ha iri fakat az ciddi ve daha za rifsiniz... İnsan, sizin yanmızda kendini pek rahat (hissediyor... Haydi, beni götürün... Eğer supe etmek istemiyorsanız evime gide- riz Erkek teessüfle: —Bu akşam ne yazık ki kabil değil! dedi. Kadın sordu: — Niçin (Devamt var) Yeni kitaplar Bay Kıvameddinin (Fârabi- den Seçilmiş Parçalar) adir kitabı DEVLET matbaası ta - rafından basılmış ve satışa çı- karılmıştır. Değeri yirmi beş kuruştur. Satış yeri: VAKİT matba - tanbul VAKİT'in Türkiyenin ber tarafında bulunan bayilerinden de tedarik edilebilir. Cary Grant