/— #eylerin hepsi de yapılsa bile, o za-| İ N — Bin öldürülmesine h wk::.“.ğ'"?nrdu Akşamdan| gibi hemen limana ın—i Ali reis Venediğe gitmeyi tercih ediyordu diler. Kara Yusuf ve Sansar Os- Bu sözler palavra değildi. Akla Pek uygundu. Ali reise de hoş ve Yapılabilecek bir şey olarak görü- Düyordu. Tarihte örneği yok mu?... Beş ©n bin kişilik bir süvari fırkasiyle erce fersahlık yurdları talân eden, tahtlar yıkan, taclar çiğne- Yen yeğitler, hele Türk tarihinde iki tane değildir. | Vaktile Durgut ve Barbaroslar- onların arkadaşları çok zaman klç gemi ile koca Avrupa do- hfnnıluını karşı koymadılar mı? veya birkaç gemiyle Italya ve ya kıyılarını bir ateş çembe- Ti içine almadılar mı?... Eğer Ali reisle Mezit bey, bu Ziyafet sofrasında konuşulan — ve bu hülyayı olagana çe- """İlne. buna bütün dünya şa- Bacaktı. Lâkin iki nokta vardı ki AHi re-i İsi kara kara düşündürüyordu: Gelecek bahara kadar — Şahin '— ne olacaktı?... Zincire vurul -| Tuş olan bıı_yeiıt adamın hıg:ıııW başka belâlar gelmez miydi?... Gelecek baharda bu tasarlanan €r acaba Şahin reisi kurtarabile- tek miydi?... Yoksa Venediklile- Tn kızgınlıklarını arttarıb babası- sebeb olmaz —'x?_. u Ali yeis buraları düşündükçe, | » bir yıl değil, bir gün bile teri kalmaktan korkuyordu. Çün- babasını bütün Venediğe de- di. Ona lâzım olan bir şey 1 Babasmın sağ ve sağlam o- L"l kurtulması, ve onunla bera- ÂAkdenizin mavi ufuklarımda yelken avlanmak... Bundan başka Cezayirde on - L"' bekliyen gözü yaşlı bir kadın! 'lulı Bunların hepsiyle be - Taber, kimbilir hangi yabancı yurd hayal meyal — hatırlıyabildiği iyle babasımı ve kardeşini bir genç kızın güzel ve se- hayali de onu ileri çekiyor- kü , &, ha ?:“ .'hlıhı-mı Yıpunım Beni bağışla!... Ml!nıı bizim belki bekliye - ,“k_ var — Fakat onların Kendimizi onların yerlerine Yalım ve öyle düşünelim... NM bey buna bir şey söyleye- ,_'“' Ve susuyordu. O zaman Ali tamamlıyordu: —İnşallah çabuk dönerim ve .ı:..ı:“k bahar da senin düsündük- A Yaparız... “N;ı Teis geç yatmasıma rağmen ten daha erken uyanmıştı. ş.q:"c'k uykusunda babasının Tikte için Mezit beyin bütün verdiği son cevab lerini kırdığını, onunla bir - q_ü.:'nııe açıldığını, yolda kar-, h".he Tasladığını ve en sonra hep| T Mmesud bir hayat sürmeğe| Zor| Venedik kıyılarına| Ğ'uhuhl yaptığını görmüştü. bir rTüzgâr vardı. Yükm iz hafif köpüklü ve yeşile ki Mavi renkteydi. San-, ei ee , Şahin'in Yazan: No. 39 Kıdırcııı Kaflı o ' u Büyük Deniz Romanı | nabilirdi. Etrafa da Ali reisin has manla beraber kotraya bindiler. Onları Deli Mehmed, Küçük Hüseyin gibi birkaç denizci ile Mezit bey ve bir iki arkadaşı ses- sizce uğurladılar. Böylelikle şe- hirdeki halkın bu yolculuktan ha- berleri olmıyacaktı. Çünkü henüz Türklerin ellerine geçen bu yerler- de, her zaman için Venediklilere casusluk yapacak adamlar bulu - talandığı haberini yayacaklardı. Kotra, güzel bir rüzgâr altında, genç ve uçmak için çıldıran büyük | bir marti gibi süzülerek engine a- çıldı. Alabildiğine şişen yelken, onları sanki uçuruyordu. Ali reisle iki arkadaşı tam birer Venedikli kılığına girmişlerdi. On- ları görenlerin kuşkulanmalarına imkân yoktu. O dakikadan başlıyarak Ali re- isin adı Şövalye Paolino Beneven- ti olmuştu. Papaların elinde olan Ankonadan geliyordu. Yazı Ve - nedikte geçirecekti. Kara Yusuf sadece Bonifas di- yeanılacaktı. Bu, vaktile şövalye Beneventinin babası — tarafından Cezayirde esir edilerek hıristiyan yapılan bir arab çocuğuydu. Şim- di oğlunun at uşağı olmuştu. Aslı| HAIER Ahııı Poıhıı BUOUN İSTANBUL: 12,30: Plâk neşriyatı, 13: Tokatli yan Otelinden — nakil — Çay saati, w 'Telsiz caz, 19,20: Çocuk seaati; hikâ- | yeler, 19,50: Haberler, 20,10: Ke - man solo — Nejat piyano refakatiy le, 20,30: Havayen kitar: Şirket ve arkadaşları, 21,15: Son haberler, 21,30: Radyo orkcı(rıın. 22: Rady v Ve --aları: 223 Khz. VARŞOVA, 1345 m. 18,15: Hafif musiki. 18,50: Söz ler. 19: Habezler, 19,10: Sözler, 19, 15: Konferans, 19,45: Konferans, 20 Plâk, 20,20: Aktüalite, — 20,30: Şarkılar, 20,45: Sözler. 21,15: Fil « harmo” * tar. "ından senfonik kon - ser, 23,30: Şiirler, 23,40: <slüm, ŞS ” meikisi, 175 Khz. MOSKOVA, 1724 m. 18,30: Konser. (Rus şarkıları.) 20,30: Gürcü ve Azerbeycan uhusa! şarkıları. 22: ekçe. 23,05: - İsveççe neşriyat. 24,05: İngilizce. 1,05: Al - manca, 545 Khz. BUDAPEŞTE 550 m. 18,35: Salon orkestrası. — 19,40: Spor haberleri. 19,55: — Konferanı. 20,30: — Operada verilecek temsili nakil. 23,30: Çingene musikisi. 24: İngilizce konferans. 1,05: Son ha berler. 950 Khz. BRESLAU, 316 m. Sarrenin Almanyaya iade - edil - mesi münasebetiyle ulusal neşriyat. BUKREŞ: 13 — 15: Gündüz plâk neşriyatı, 18: Askeri musiki, 19: Haberuer, 19,15: Askert musikinin devamı, 20 Konferans. 20,20: Operet plâkları, 20,45: Konferanı. 21: Sözler, 21,10: Sonfenik kon: ser, 21,45: Konferane, 22: Senfenik koönserin devamı, — 23,25 Haberler, © arab olduğu için bozuk bir italyan-| 23 40: Plâk. ca ile konuşuyordu. yoya çevrilmişti. Dilsizdi. Çünkül YARIMAY yedi yaşlarında iken Türk korsan- larının eline düşmüş, çok bağırıb çağırdığı için dilinin ucunu kes - mişlerdi. Sansar Osman dilini kesilmiş gibi göstermek için günlerce de - nemeler yapmış ve becermişti. Güneş bütün parlakğı ile doğar ken bizim yolcular ufukta kaybol- muşlardı. Leventler onların dönüşlerini Zarada bekliyeceklerdi. Üç yılmaz yolcu, yolunuz açık olsun!... .. Ilk izler?.. Kıbrıs, Türklerin eline geçeli bir yıl bile olmamıştı. Venedikliler buna çok acımışlar ve kızmışlar - dı. Bununla beraber bu işe Ve - nediklilerden daha çok kızan bi - risi daha vardı ki o da papa beşin- ci (Pi) idi. Asıl adı Kisliyeri olan bu eski papas, şöyle diyordu: — Kıbrısı alan Türkler yalnız Venediklilere bir vilâyet kaybet - tirmiş olmuyorlar, hıristiyanlığın en büyük kalelerinden birini da - ha ele geçirmiş oluyorlar. Bu su - retle mukaddes hıristiyanlık bi - raz daha ölüme yaklaşıyor. Yarım Malta, biraz sonra da bütün İtalya ve Roma onların eline — geçecek, bütün hıristiyanlık yok olacaktır. | Bunun için erken davranmalı, on- İar üzerine yeni ve son bir (Haçlı- lar seferi) açmalıdır. Karadan Türklere karşı yapı - lan bütün saldırışlar, sert bir ka - yaya çarpan hamur parçası — gibi katılıb kalmıştı. Bununla beraber meşhur Viyana — muhasarasında hıristiyanlık, Türklere, karşı ko- yabilmişti. (Devamı var) Birinci sayısile neşriyat âlemi- mizde büyük bir alâka uyandıran bu mecmuanın ikinci sayısı çık- mıştır. Gerek kapağındaki, gerek için- deki renkli tablolariyle (Yarım- ay) bir Avrupa mecmuası kadar güzeldir. Çak sevilen yazıcıları« mızın makale, reportaj, hikâye ve romanlarından teşekkül eden muh teviyatiyle (Yarımay) Türkiyenin güzel bir mecmuası olduğunu is- bat etmiştir. HABER Akşam Postası [ IDARE EVİ ISTANBUL ANKARA CADDESI Telgrai Adresl: lı'rAıııul HABEM Pelefar — Yaznı 2axT? Pdarer terse BAD Sim li ada | ABONE ŞARTLARI Do 8 0 3t ayat Türkiyet 120 3830 660 1250 Krş Benebli. 180 Ha M0 16l€ ILÂN TARIFESİ Sahibi ve Nesriyat Müdürü:. HASAN RASİM US Basılarğı yeti (VAKIT) Matbasaı | mişti, Gözlerinin önüne, şimdi, hıyıllıı celıyordu Bir takım ka- | 5... Nıkledeıı ( Vl mı ) Hamileliğinin mahzurları, Va- hidle Kâmileyi biribirlerinden a- yırdı. Yüzü gözü şişmiş ve çirkin- leşmiş olmanın azabı, genç kadı- | nn dimağını işgal ediyordu. He- nüz ince ve zarif olan kalçalarına bakıyor ve buların - şişipsakille-| şeceğinden korkuyordu. Zaman zaman, vücudunda mey- dana gelen değilişklikler, onu kor- kutuyordu: *— Niçin bu tedbirsizliği yap- tım?,, diye üzülüyordu. Bir ak- şam, Vahide, bir şey itiraf etti: “— Düşürtsem...,, Kocasımın yüzünde bir neş'enin belirdiğini görünce, onun da ayni fikirde olduğunu anladı. O da, vü- cudunun şekilce bozulmasımı iste- miyordu. Şehre indiler. Bu işi yapacak bir doktor aradılar, Fakat, dokto- run karşısına gelince, Kâm'le da- marlarında kabaran annelik şef- katini tekrar duydu. Her şey hazırlanmış, fakat genç kadın itiraz etti, Vahid ona tavsiyelerde bulunduğu için, dok-« tor korktuğu için, bu yalan ve kor- ku havası içinde kalmak istemedi- ği için reddetti. — İstemiyorum! -dedi. Tuttur- du. Kocası kızıb ısrar etttikçe o da kızıb srar etti. —İstemiyorum, hayır istemiyo- rum, İlk defa olarak, biribirlerine darıldılar. Şimdi, düşünüyordu da, Vahi- Zırı delıkınlmm, kendi çıhım- dan ziyade genç kadımın güzelli- gini muhafaza için böyle teşvik ettiğini sanıryordu. Artık, günleri sayıyorı güzelli- ğine yeniden kavuşmak, kocası- nin kucağma atılmak istiyordu. Vahid, bu müddet zarfında, bir takım fahişelerle düşüb kalk- mıştı şüphesiz... Genç kadın, şim- di onları düşünüyordu. Bu pis kız- lar, kollarımı kocasmın boynuna sarmışlar, kendisinin olmak icab eden puseleri ondan çalmışlardı. Evet, genç erkeğin o sırada metresleri olmuştu. Şüphesiz — ki, Kâmileyi çirkin görmemek azabı- mı onlarla teselli etmişti. Fakat, o sıralarda, kadncağız kocasının kendisini aldattığından şüphelen- Tenvirat ve muharrik kuvvet veresiye yapar. Tesisatını Esır Kadın HABER'in tefrikası ! No. 32 l Aşk ve His Romanı dınları, kocasının vücuduna sarı- lırken gördü. Fakat, o zaman, böyle hayaller ona görünmüyor- du. Sonradan, kadın, güzelliğine tekrar kavuştu, kocasını yeniden fethetti. Doğum tehlikeli olmuştu. Vahid, şimdi ona: — Az kaldı seni kıybcdocek- tim... Bu, aklıma geldikçe korku- yorum... Şimdi daha fazla bağlı olduğumu hissediyorum. Erkeğin bunu söylemesine se- beb, karısının kendisine büyük bir aşkla sokulmuş olmasıydı. Ah, kocası, gene burada olsay- dı... Kâmile, artık, denizin mırıltı- sını, gecenin artan serinliğini duy muyordu. Yatağının içinde, dönü- yor, dönüyordu. Nasıl mukavemet edecekti?.. Durdu, daldı, gözleri sulandı. — Allahım... Allabım... -diye inledi... ... N a İngilizlerin çoğu, Feridi tanı- mıyordu. Delikanlı, bankie'nin yerine geçtiği zaman, kadınlar, ra maruz kalmca, Ferid, bir mem- nuniyet duydu. Bu, büyük ihtiras- larımn başlangıcıydı. Oturdu. Kupiyeye bir tomar pa- ra attı. Etrafma göz gezdirdi. İn- gilizlerin yüzü sakindi. Buna rağ- men, içden iyice heyecanda ol- dukları da ıüplıııııdl !çlennden ılı:ı,'. istif etmişti. Öhbürleri onı, dostça ve memnuniyetle bakryor- lardı. Yüzünün hatları, kılığı k- yafeti hep güzeldi, zarifti. İnce bir bıyığı vardı. Halinde büyük bir cesaret nazara çarpıyordu. (Devamı var) Diş tabibi Bünyamin Nişantaş — Vali konağı caddesi No. 24, Şirin apartman 1 inci dai- re, (8834) Doktor Ali ismail Haydarpaşa hastanesi bevliye mütehassısı sonra saat ikiden sekize kadar. - t MELEK'de Viyana musiki motifleri üzerine yapılmış filmlerin en mükemmeli Viyana, Aşk Beldesi Musiki: JOHANN STRAUSS Oynıyanlar: MAGDA SCHNE İDER - WOLFF ALBACH - RETTY Leo Slezack - Georges - Aleksan der Saat 11 de tenzilâtlı matine Hai AL Mlleld üü Bülellier d Di e L ae lll