HABER — Akşam Postası ş iB Es. m İi e xÜ Sıhhat ve içtimai tavenet Vekâletinden: İstanbulda son zamanlarda Difteri hastalığının çoğalmıya Si tuttuğu anlaşıldığından hem hastalığın önünü almak ve hem *_“lehmııın ileride bu hastalıktan körumak için küçük yaş- taki Şocuklara aşı tatbikine karar verilmiş ve aşı istasyonları '“"'İııııuı. İstasyonların bulundukları yerler ve müracaat saat- beri tşağıda gösterilmiştir. 6 yaşından 12 yaşına kadar olan | “*’.D talebesine mekteplerde aşı tatbik edilmektedir. 2 - 6 yaş Yasında bulunan daha küçük yaştaki çocuklara da açılan bu aşı: : j inde aşı yapılacaktır. Arzu eden aileler istasyonlara müra- Sdat derek bu yaş arasındaki çocuklarını aşılatabilirler. Aşı para- İ Olarak tatbik olunur. Aşının hiç bir zararı ve tehlikesi yoktur. c_'“ln uzun zaman ve büyük oluncaya kadar Difteri gibi fena h_".llkhn korur. Bunun için ailelerin — istasyonlara müracaat Yitrek çocuklarını aşılatmaları tavsiye edilir. Kumbara Sahiblerine: İş Bankasının 10.000 lira mükâfatlı 935 kumbara keşidelerinin birincisi 7 Nisan 935 de ANKAR Ada noter huzurunda çekilecektir. Bu kur'aya iştirak edebilmek için kumbara sa- hiblerinin 1T Mart 935 tarihine, yani Şubat sonuna kadar bankaya en aşağı 25 lira yatırmış olmaları lâzımdır. 2-6 yaş arasındaki çocuklar için difteri istasyonları müracaat sâatleri 2 den 4,5 a kadardır Belediyesi Dispanseri “Mühürdar caddesi No, 76,, Belediyesi Dispanseri “Eyüp camii kebir mahallesi,, Süt ve mektep çocukları Dispanseri “İskele meydanı,, » » ” ” , “Akaretlerde,, pr Sıhhat merkezi “Atik Ali paşada tramvay caddesinde,, Belediyesi Baş Hekimliği “Tünel başında,, t Belediyesi mevki hekimliği “Beyazıt nahiye müdürlü- â Beyoğlu Belediye hastanesi “Taksim sıraserviler,, 5 Hastanesi “Aksaray,, n (977) | i | HF F DIKKAT EN SÖON İCAT HER YERDE SATILIR BAŞLICA BAHÇE KAPISINDA ZAMAN ITRİYAT DEPOSUNDA Hf ZUNT v AMADT ğ YENİ ÇIKTI EE gitlr y t 1 AUASA | — YEMEK ve TATLI KiTABI Hergün pişecek yemeklerin ve tatlılârın İistesim ve yapılışlarını | bu kitabda bulacaksınız. Satış yeri; İstanbul Ankara caddesi No, 15? Inkılâb Kitabevi — “UNlİ, | l ENKİLAB 'KİY, İsTanbul Gnkard la ç Uroloğ — Öberaıör # Doktor Kemal Ozsan © Karaköv ' Topçülar' csidesi No 44 | azüssIsrez Srzer | | l12 Üz 100 lte BOR eee aa aa — değilim. Lâkin inanmak isterim.. Sen kabul edersin ki Şövalyenin anlat- tıklarından sonra arlık o adama, da- ha doğrusu © canavara güvenmek kat'iyyen doğru değildir. Rafael biraz düşündükten sonra dedi ki; —Doğru.. Bununla beraber herif ba :ıı öyle şeyler vadetti ki.. Bunun üze- ne .. Ragastan ressamın sözünü kese- — Arkadaşlar!., Sözlerinizden hiç T şey anlıyamıyorum.. dedi. Rafael ttvab verdi: — Şimdi anlarsınız azizim... Siz. den ayrıldıktan sonra Makyavelin e - Vihe gitmiştim. Kehdisi beni avutma - Ba uğraştı.. Lükin mümkün mü?.. Si. Zi İkimizin de nasıl büyük bir sabırsız- İtkla beklediğimizi anlatamam !., Ha - Yatımı kurtarmak için ne yapmış ol- duğunuzu, ve hayatımdan çok kıymet- Olan sevgilimi, Rozitamı hana tek- Tür kazandırmak için daha neler ya- N uzr Makyavele anlatmıştım. ı:'iıdnı haberi vardı, Saatlerce ledik, Gelmediniz.. Sizden bir ha - & alırız diye güzel Janus - oteline tik, Lâkin ölendiklerimiz pek fe - ;::!ler oldu. Otelci Bartelomeco vö ada herkesin duyduğunu bize de yledi. Yani katil gibi Müthiş bir it - llın". tevkif edildiğinizi bildirdi, Si- JİYA Ha dirğe seşadişmitüre zehirli bir yılanın başını ezmekten başka bir şey değildir... Rafael tekrar sözüne devam etti: — Her ne ise.. Azizim Şövalye.. Ba- şınıza gelenlere çok canım sıkıldı, U - tanarak söylerim ki bu can sıkınlısı biraz da başka yerden geliyordu.Çün- kü siz haksız olarak büyük bir cina - yetle itham edildiğiniz sıralarda ben sizden kendim için bir şey istiyemez - dim, Halbuki sevgilim Rozitanın kur. tuluşunu yalnız sizden bekliyordum Şövalye!... Rozitanınb ulunması için öyle çıl « gınca şeyler düşünüyor, öyle imkân « sız plânlar kuruyordum ki.. Bunu an- latmak çok uzun sürer, Sizden hiç bir vakit ümidimi kesmemiştim. Çünkü bir yanlışlığa kurban gittiğinizi — ve yakında mutlaka serbest bırakılaca - fınızı sanıyordum. No yazık ki yapı « lan muhakeme neticesinde hakkınızda mahkümiyet kararı verildiğini duy - dum. Ragastan arkadaşının sözünü ke « serek : — Evet.. Öyle bir mahkeme ki deme gitsin.. İşi on dakikada çırpıştırıyer - diler!. Doğrusu ya.. Mahkeme âzaları işlerin çabuk görülmesine çok emek sarfediyorlar. Diyecek yok! dedi., Rafael devam etti: — Son de_rece yeise kapılmış bulun. duğum sırada bu sabah aklıma birşey BORJİYA 115 rif diz çöktü ve: — Aman Monsenyör.. Affediniz e- Yendimiz., diye yalvarmağa — başladı. Sezar daha büyük bir hiddetle emri- ni tekrar etti: — Atla hayvan herif..! Gardiyan ne yapacağını nasıl ede- ceğini şaşırmıştı. Sezarın ayaklarına kapandı: — Karıma, çocuklarıma — acıyın!. Ben ölürsem onlara kim bakar? Sezar, zavallının bu yalvarışlarını duymadı. Ve bir tekmede herifi yılan- h kuyunun dibine yuyarladı. Gurdi - yan düşerken etrafa tutunmak istiyor Yakat taşların kimi kaygan kimi siv - ri olduğu için muvaffak olamıyordu. Nihayet bir su şapırtısı duyuldu, Zavyallı herif hem suda boğulma - Mak için uğrasryor hem de üstüne hü- cum eden yüzleree yılan, çıyan, fare, nkreb ve karakurbağa ile boğuşuyor - du. Çığlıkları kuyudan dışarıya kadar çıkıyor, Karanlık dehlizlerde korkune akisler uyandırıyordu. Sezar tekrar haykırdı: — Yukardaki karakolun kumanda- ni kimdi?. Doğru söylemekten başka | çare olmudığını bilen bir zabit iki bük | Tüm olarak Sezara yaklaştı: — Karakol zabiti kölenizdim Mon - senyör, Sezar Borjiya hemen muhafız ne- — Atla!.. Emrini verdi. Dev gibi he-| lirlerdi.Lâkin hiç birisi kımıldamıyor, | —- yüzleri ölü gibi olduğu halde susuyor: lardı. Sezar: — Siz de hainsiniz.. diye bağırdı. Kanlı gözlerile zavallıları bir kere süzdü. Bu sırada yılanlı kuyunun di- binde gardiyanın hâlâ susmıyan çığ- hıklarından başka bir şey - duyulmu - yordu, Ortalığı derin ve müthiş — bir sessizlik kaplamıştı. Papanın oğlu: — Siz de şuraya girin! diye hâlâ korkuyla bekliyen 23 kişiyi biraz ev - vel kendisinin bulunduğu bodruma soktu. Demir kapıyı kapatıp kilidle- di. Sonra homurdanır gibi bir sesle: — Gebersin alçaklar! Açlıktan, su « suzluktan ölsün keratalar! diye söy - lenerek defolup gitti. . . * On beş sene sonra, bu hapishanenin bodrumunda yirmi üç insan — iskeleti bulundu. Bunlar iğrenç bir surette birbirlerinin üzerine yığılmışlardı. Gü ya bir takım vahşi canavarlar oraya kapatılmış da birbirlerini boğarak s0- nunda hepsi ölmüşler, yalnız iskelet - leri meydanda kalmıştı. . ». » Sezar Borjiya, Şöyalye dö Ragas. tanın sapmış olduğu sol taraftaki dar yolu tuttu. Merdivenin yanımna gelince önünde bir gölge peyda oldu: ferlerinden birinin palasını — kavradı n hiç NH temiz ve ymııek bir insanın "::-kynvel SÜzü darıste Zavallı zabitin omuzuna sapladı, —S'K"Mm' PASBAŞL li h de f T Zaman adam öldüremiyeceği - A Zabit gık demeden yere yuvarlan - AA AD S gaa llna' HK Hanmıştım Şövalye. Yalnız huyu- li Suyunuzu kendisine iyice anlat - 'Ş “İ:l'ı.iuıı Makyavel sizin halinizle u"'" nm öldürülmesi — urasında " Yakmlık bulunduğunu söylemişti. K kyavel gene atıldı: _Eveı_ Öyle düşünmüştüm. Çün- ? Börjiyayı öldürmek adam kat- az.. Bir Borjiyayı öldüren değildir.. Bir zalimin, bir kan | « bir hançer saplamak, — Bense bunu hiç beğenmedim.. Ragastan sordu: — Neydi aklınıza gelem Rafacl?.. — Rozitanımn kurtarılması için pa . paya müracaat etmek!,. — Nel., Papaya mı? !.. — Evet., Papaya rica — edeceğim.. Kendisi hakkında söylenen bütün fe- nalıklara rağmen bana göre bu muh « terem ihtiyarın bir çokiyi tarafları vardır. Maarifi daima himaye ettiği dı. Ağzından burnundan kan geliyo du, Sezar fırıl firil dönen gözleri: öbür zabitlere, gardiyanlara çevirdi.. Zavallılar can korkusundan tirtir titreyorlardı. Sezarın ağzı köpürmüş- tü, Mevcudu saydı. Bunlar tam 23 ki- $i idiler, Ve o kadar cesur adamlardı ki şimdiye kadar Sezar uğruna havat- Tarımı belki yüz kere tehlikeye koy - bir kahkaha cevab verdi. Görünen gö ge mantosunu açtı. Elinde — tuttuğu hırsız fenerini kendi yüzüne çevirdi. Sezar: — Vay sen misin Lükres?,. diye sor- du. — Evet., Benim.. Katili yakalatmak için dışarda kıyametleri kopardığım gibi seni de kurtarmak için buraya muşlardı. Hepsi güçlü kuvvetli idiler. geldim. İsteseler Sezarı bir yumrukta ezebi -| — Tuhaf şe)