En güzel tebessüm Bu müsabakayı bir Portekizli kadın kazandı Bu yarışa iş- tirak edib jüri nin — huzurun çıkmağa hiç bi erkek cesaret c dememişti. Şan zelizenin çok şıl bir dansing sa lonunda yapıla: en güzel gü Tüş müsabakası nı görmek içir Parisin bütün ci ci kızları koş müuştu. Müsabakaya Müsabakayı kazanan, başında tül olan kadındır yazılmış bütün kızlar, göğüslerinde kalb şeklinde kesilmiş numaralr bir karton ol. duğu halde teker teker sahneye çı- kıyor, önce ürkek, sonra daha iş- tekli gülücüklerle herkesten alkış ve kahkaha topluyor. Jüri heyeti nihayet Portekizli muganniye Korina Frer'i birinci seçiyor. Bu beyaz dişli buğday tenli kızın yalnız gülüşü değil, bakışları da insanı eritecek kadar güzel.. İkinci olarak sarışın Fran- sız güzeli Matmazel Unita Şekop seçilmiştir. Mısırlılar gibi badem gözlü olan Fransızın gözleri gülü- şünden de daha cazib. I Sağdaki Portekizli, soldaki de Fransız güzellerdir. “Beni ikinci metresim vurdu,, Adamın son sözleri bu oldu Evvelki gece Mevlâne kapısında fe- ci bir yaralanma olduğunu ve karnın. da bir kurşun yarası bulunan Şehremi- ninin tanınmış zenginlerinden Hâmi din hastehançya kaldıril n — yazmış- tık. Hâmid lınınede ölmüştür. Hâmidin ölzeden evvelki ifadesine göre, cinayet, metreslerinin — ifadesine bakılırsa— kaza olan bu ölüm vak'ası, şu şekilde cereyan etmiştir: Evvelki gete Hâmidin Mevlâneka - ptsmdan yapı'sn istimdadı üzerine ye. tişenler kendisini karnından bir kur - gurla ye-alanmış olduğu halde bir ku yunun içinde bulmuşlardır. Hâmidin iki metresi vardır. Bu metresleri Hâ midin tabancasını karıştırırkon sar . hoşlukla kendini yaraladığını ve son- ra kuyuya düştüğünü söylemişlerdir. Fakat Hamid de ölmeden evvel şunları söylemiştir: *“— Beni ikinci gacam vurdu,, Külhanbey argosunda gaco kadın demek olduğuna göre Hümid kendisi- ni vuranın ikinci metresi - olduğunu söylemek istemiştir. Cinayeti inkâr c- den kadınlar ve daha bazı kimseler ne- zaret altına alınmıştır. Nafıa Bakanlığı ve tramvay şirketi (Baş tarafı I incide) Tramvay davası ve Üniversite Şurayı devletin Nafia Bakanlıği- le Tramvay şirketi arasında cereyan eden davayı büyük bir alâka ile ta- kip eden İstanbul Üniversitesi dava- nın tam dösyasının Üniversiteye gön derilmesini Şurayı devletten dile- miştir. Bu dosya üzerinde Hukuk fa- kültesi ikinci ve üçüncü &nıf tale- beleri idare ve usul hukukuna ta- allük eden noktalardan münakaşalı dereler yapacaklardır. Tramvay Tarife komisyonunun kararı Tramvay tarife komisyonu geçen hafta tonlanmıs, şimdiki ücretlerin ülç ıy daha ipka edilmesine — karar vermişti. Komisyonun bu karaıı Na- fia nıh alığıma bildirilmiştir. Tı-ımvıy kazalarımm önüne geç- mek için tramvay kapılarında yapı- Tacak tadilât bitmiştir. Cıuıııneıî. aZ çıkı zırl ıı K ;u-—ıhıumlo | bularak kaçmıştır. İkinci Çat kapı dolandırıcı geldi (Baş tarafı I ı'ı::ı'dc) Nuri dolandıracağı ev hakkında evvelâ mufassal —ve mükemmel tafsilât almakta, sonra işe başla - maktadır. Bu —yaman sabıkalı evin erkeği vazifesi veya iş başın- da iken hızlı hızlı, kapıyı çâlmak- ta; çıkan kadına şöyle — hitab et - mektedir: “— Siz.... beyin hanımısmız de- ğil mi?. Öyle ise mütcessir olma - yın, acıklı bir haber vereceğim .. Yalnız bu o kadar mühim değil., Sizin bey bu gün bir kaza geçir - di.. Tramvaydan düştü.. Hastaha- neye kaldırdık.. Ayağını alçıya koymak için on lira lâzım... Ben arkadaşıyım.. Bana, eve git, bul - sunlar, çabuk al, gel, dedi. Ben de insaniyet nammma — bu işi yapıyo « rüm.,, Evin hanımı bu haber üzerine büyük bir telâşa düşmekte ve he- man istenen parayı tedarik ederek bazan da fazlasiyle kocasının uh te arkadaşma vermektdir. 'Temiz giyinen Afyonlu Nuri bu işte çok muvaffak olmuş, son bir ay zarfında bu suretle yirmi evi dolandırmış, yirmi ailenin yüreği- ni heyecana vermiştir. Afyonlu Nuri dün Dolapderede yakalan - mış, ellerine kelepçe — vurulmuş, beş suçlu ile emniyet müdürlüğüne gtirilmek üzere yola çılmrılmıı!ır. Nuri yolda gelirken bir fırsatını. şube memurları hemen takibata geçmiş- ler ve bir saat sonra Nuriyi Tarla- başında Altınbakkal sokağında E- leni Rosonun oturduğu yedi katlı apartmanın tavanı arasında yaka- lamışlardır. Sabıkalı şimdiye kadar yaptığı suçları itiraf etmiştir. / Hd bi Hauptman incil okuyor Flemington, 27 (A.A.) — Tevkifi esnasında dinsiz oldu - ğunu söyliyen Hauptman bugün ' P ölmekten bir Protestan papazını kabul e- derek Alman incilini okumağa başlamıştır. Hauptman, papaza orkasediğıbi sğla. HABER — Akşam Postası | bir müddet ve babası ka- Bu ne vahşet? Bir âlle, sinema yü- zünden zavallı kızla- rını yok etmeğe kalkıştı Frankfort mahkemesi işidilme - miş derecede acıklı bir hâdise ile uğraşmaktadır. Bir aile on dört yaşındaki bir yavruyu zorla ölü - meşürüklemek istemiş, kızcağız mucize kabilinden — bir tesadüfle kurtulmuştur. Meseleyi iki sözle kısaca anlata- lım: Âlil biradam — olan Vilhem Höfeld karısı — ve büyük kızının yardımiyle küçük kızı Hildegard'ı zorla ölüme teşvik suçundan mah- kemede sorguya çekilmiştir. Bu adam sinir buhranları geçi - ren kötü huylu ve geçimsizdir. Si- nirleri üstünde olduğu zaman ev - de dehşetli sahneler cereyan eder. Böyle bir babanın evlâtlarma ve- rebileceği örnek ve terbiyeyi göz önüne getirin. — Büyük kızı Mina buz gibi soğuk huylu, evden hiç dışarı çıkmıyan ve ellerini bulaşık suyundan çıkarmıyan aksi bir ka- dındır. On dört yaşındaki — küçük kızı daha ziyade asri ruhludur. Gün - düzleri dışarıda hizmet etmek su- retiyle hayatını kazanıyor ve yal - nız kazanıyor ve yalnız — geceleri eve gelmektedir. En büyük zevki sinemadır. Kızın boyuna sinemaya gitmek suretiyle hayattan zevk aldığımnı ve ev gailesine aldırış etmediğini gören aile kızgınlıktan küplere bi- niyor; baba olacak izbandud he - rif bir gün kamçiyi — kaptığı gibi kızcağızı kıyasıya dövmüştür. Kız da bu evde hayatmın tehlikede ol. duğunu adam akıllı ânlâmıştır . Kızgınlığını bir türlü yenemi - yen Höfeld aile efradını başma toplryarak uzun uzadıya müzake- reden sonra Hildegard'ı ölüme mahküm etmiştir. İncir çekirdeği bile doldurmıyan — bir sebeb için idam!.. Bir cinayetin korkunç netice - lerinden kaçınmak - için de idam hükmünün bizazt mahküm tara - fından icra ettirilmesi de münasip görülmütür.. Esas üzerinde böylece bir ka « rar verildikten sonra işe başlamak gecikmemiştir. Kıza lâzım gelen telkinler yapılmıştır. Kendisinin | aile için siyah bir leke olduğu, a- na ve babasının namusunu berbad ettiği israrla söylenmiş, kızcağız dâ yavaş yavaş — buna inanmağa başlamıştır. Akşamları çekilen kmbaç ziyafetleri de meselenin alt tarafımı kendi kendine hallediver- miştir. Nihayet bir gece kız. — yapılan teklifleri kabul etmek mecburiyeti ile karşılaşmıştır. 4 Birinci Kânun — gecesi derse gideceğine sinemaya koşmuştur. . Bütün dayaklara rağmen gene si- nemaya gitmesi, bağışlanamıya - | cak kadar büyük bir günahtı. İşte kaçırılmıyacak bir fırsat meydana çıkmıştı. Aile kızı yakaladığı gi- bi Mayn ırmağı üstündeki köprü - lerden birine götürmüş, az sonra da mmağın sularma düşen ağır bir kütlenin çıkardığı gürültü işidil - miştir. Üstünde olan güzel elbiselerin kaybolmaması ve ablası tarafın- dan giyilebilmesi için evden çık- madan evvel bunlar çıkartılmış ve sırtına hırtı pırtıdan ibaret bir üst baş giydirilmişti. Hattâ soyunup giyinmesi için kendisine ancak yirmi dakikalık 28 ŞUBAT 1835 “Gelecekleri varsa görecekleri de var!|,, (Baş tarafı 1 incide) İtalyanlar Habeşlilerin ne ka- dar harcu, ve cesur olduklarmı bi- lirler. Başkumandanları kırk ya- şını geçkindir. Bununla Su'ıberl biz de İtalyonları tanırız. Kıalla: | rın kralı da kırk yaşını geçkin bulunuyor. Biz bütün ordumuzun yalınayak olduğunu itiraftan çekinmiyoruz. Ayni şekilde İtalyanlar da dağla-| rımızın ne kadar yalçın olduğunu itiraftan çekinmezler. Meydan açık, gelecekleri varsa görecekleri de var. İtalyan ordu- sunun bu sarp dağlar karşısında mahvolacağı muhakkaktır. Bu dağ lar da İtalyan kuvvetlerine karşı yalmayak bir ordu pek âlâ karşı- koyabilir.,, Roma, 28 (A.A.) — İyi haber alan mahafilde, Habeşistanın, sul- he teşneliğini filiyat ile isbat et - mesi lâzım geleceği söyleniyor. Gene bu mahafile göre, Roma- daki Habeş maslâhatgüzarının söz leri, Habeşistanın şimdiye kadar defalarla ifade ettiği şeylerin tek- rarından ibarettir. Ancak, hâdi- sat bu sözlerin aksini isbat eylemiş olduğundan, İtalya ihtiyat tedbir- leri almağa mecbur olmuştur. Habeşistan, Ilalyaya tazminat vermiye hazır — Roma, 27 (A.A.) — Habeşis- tan maslahatgüzarı, ecnebi mat - buat mümessillerine yapmış oldu- ğu beyanatında Habeşistan | hiç bir veçhile İtalyan müstemlekele- rine tecavüz niyetinde olmadığını tasrih ettikden sonra, Habeşista - nın sulh davasına sadakatle mer- but olduğunu ve Habeşistan ile 1- talyan arasında mevcud dostluk, uzlaşma ve hakem muahedesinin çerçevesi dahilinde muslihane bir hal sureti teklif etmekte bulundu- ğunu ve bu takdirde 800 bin liret tazminat vermeye amâde olduğu- nu söylemiştir. Roma, 27 — İtalya Habeşista- na asker ve harb levazımı gönder- mekte devam ediyor. İtalya yüksek müdafaa komis- yonu bir tebliğ neşretmiş, ve 1911 doğumlulardan başkalarınm şim- dilik silâh altrna almmalarıma lü- zum olmadığını bildirmiştir. Italyan kuvvetleri mart sonunda cephede bulunacaklar bildirdiğine göre, İtalyan ordus! Mart sonunda tamamen Şarki  rikada Habeş cephesinde toplant' mış olarak bulunabilecektir. İtalyan biöfü Londra, 28 (A.A.) — Deyli Te" graf şunları yazıyor: Görünüşe bakılırsa İtaiya, H.' beşlerin gözlerini dağlamak îe' bir kolordunun müessir manzaâ * rasını hazırladıktan sonra Habt * şistanla doğrudan doğruya görü!" melere girişmek hususunda kazanmak istemektedir. Böylece, İtalya, belki de iste” diği tazminattan başka, Habeşif ” tandan umumi mahiyette si ve ökonomik imtiyazlar koparâ * cağını ümid etmektedir. | İtalyan - Habeş ihtilâfınm al' mış olduğu vaziyet karşısında LOf dra bir rahatsızlık duymaktadı”” B. Musolini'nin pahalıya mal d | cak bir çete harbine ıınşmb'd ği muhakkaktır. Fakat şimdi'” kadar yapmış olduğu hazırlıklar?? | da muallaktaki meseleleri ııtıJ"ı şekilde halletmesine müsaade ceği muhakkaktır. _—_—_—/ Rum patrikhanesind? gürültü koptu Fener patrikhanesinde gün gürültülü bir toplantı yapılıt ve Sen Sinod meclisi saatlerce de vam eden büyük — münakaşa sahne olmuştur. * Fener patrikhanesinin Sen nod meclisi 12 azadan mi tir. Patrikhaneye mensub 18 M& repolid her altı ayda bir altısı (” ğişerek bu işi yapmaktadırlar- Son zamanlarda bu 18 üçü ölmüş, ve ikisi de çok il lamış olduğundan Sen Sinod tek kalan Metrepolid için p Fotyosun aleyhtarlarından Metrepolid Yokovası atlatmak ” gakti atrik temişlerdir. Bunu — hiseden p Ça Metrepolid kendisinin lıııroi ye repolidi olduğunu öyle hayali * repolidlerden olmadığını ıİU""ı rerek hiç bir kuvvetin onu noddan ayıramıyacağını ,şyll tir. Fakat iş zora binmiş ki müthiş bir gürültü de M"' tur. Mesele en sonra Beni':;g; leri despodunun patriğin M le istifa etmesi suretiyle Paris, 27 — Maten gazetesinin! bilmiştir. / yuna bağırmıştır. Bu vahşet çok.daha ileriye gö - türülerek onu bir — sandalyeye o- turtmuşlar, ailesine karşı bir veda mektubu — yazdırmışlardır. 12 metre yüksekliğinde olan Döyç - herrenbrük köprüsüne geldikleri zaman baba utanmadan ve sıkıl « madan kızına cesaret ve metanet öğütleri vermeğe — kalkışmıştır. Kızcağızson — dakikalarında bile dolu dolu gözleriyle: — Çok sürer mi diye sormuştur. Babası hiç durmaksızın: — Korkma duymazsın — bile... İki dakikada boğulup gidersin! .. Haydi çabuk ol.. Sakın bağırayım deme!, cevabını vermiştir. Kız buz gibi suların içine dü - şerken gözlerini kapamıştı. Fakat ıethıIul e müdahale etti b ahale babacığım? İnsan kudretinin fevkll'::rı gayret sarfederek — kıyıya vardı. Ve karaya ayak atâr Ko maz doğruca bir yetimhaney* 0' şarak başına gelenleri ıııllııı hemen bir hastahaneye kal! ll'k lar. Şimdi zatülcenpten v4 tadır. Baba ise bu büyük cını!" l" sonunu beklememiş, kız köP' | ı".ı sşağıya yuvarlanırken kol sallaya sallaya evine ııınl! #f sile büyük kızıma küçüğün diği cesaret ve metaneti "' miştir. Sonra da hryoll”'" rerek horul horul uyumuştur" Mi Yetimhanenin telefoniyl ,ol' seleden haberdar edW cani bahayı yatağında w/ tır. — Baba İle büyük kız $W “ itiraf etnıışlırdır. Anne l” şeyden haberi olmadığın .av% evveli |t Si x n İ he T D h & hi K Sik *ıı. ÇU bi ha M » , K & h & W k, Ğ , ,'-'!'_ ...!"fâ_li. Z [I' CF F FF 3 ’?' M f.__-._f.. EZE