26 ŞUPA'I' 1935 Silâh imal ve ticareti komisyonu giliz konsoloslukla- Tından istifade edecek İngilterede yeni kurulan silâh Tmal ve ticarfeti tahkik komisyo- u önümüzdeki hafta işine başlı - ktır. l("'llîıyonım önce meşgul ola - Sağı mevzu, ecnebi Hmanlardaki iliz konsoloslarile alâkadar Talümat olacaktır. livya ve Paraguaydan her - i birine silâh ve mühimmatın bu limanlardan gittiği bellidir. Kü'niıyon. bu mevzu üzerinde giliz konsoloslarından raporlar ğe sevkolunacaktır. LĞ Kadın hekimlerin aylık toplantısı Türk Jinekologi Kurumu bu a- toplantısmı prof: Ali Esad Bi- Başknlığı altında yaptı. Bu lantıda: Dr. Ahmed Asım Onur: İki haz eli ve iki rahimli bir kadını, tek .h'"!" ve tek rahimli bir hale ge- Ürmek iç'n yaptığı ameliyatı an- ıll%; Ve ameliyat safhalarına ait leer gösterdi. Prof. Ali Esad Birol: Ameli- Öi “an şonra meydana çıkan ve bi 'İ'ıe rahim arasında bulunan * fistül vak'ası gösterdi. Dr, Hadi İhsan: Doğum esna- “ada Çocuğun gözlerinde husule Eelen travmalardan bahsetti. %Dr. Ahmed Asım Onur: - Bir Bebelik vak'ası takdim ve bu- h."'üıhil yolundan ne suretle çı- _"'âun anlattı ve çıkardığı pi- | " gösterdi. iç Pof. Ali Esad Birol: Gebelik | k n urlarının teşhisindeki | af:"tri ve bu hususta modern aa tuar usuüllerinin kıymetini | * tarak Röntgen filmleri göster | b Y'P'ıln fennt ” münakaşalara Ki © General Refik Münir kes- bi, Ü* Ali Esad Birol, Fuad Feh- | o,,f:euıî, Ahmed Asım Onur, hı'“ Tahsinı Hadi İhsan, Aziz » Nuri Süleyman katıldı. — | F u ransa ile yeni ç öret muahedesi %':lıı ile aramızdaki ticaret ee *desinin müddeti bitmek ü- | İq::ümdın müahedenin ye- )'hı i için bir teşebbüs yapılıp & gı?fhiı hakkında dün Fran- ş._fhğilıdeıı soruşturduk.. ::___dh halde Fransız Ticaret ü;;_l'üâmdimizlı: temas et- w Ankaraya gitmiş bulun İ!îçi. * Ve henüz yeni müahe- Fiyz alara girişilmiş de- HABER — Akşam Postast Duvara ğöı;ı’ülen cesed Karısını parçalıyarak öldüren adam! Polisler duvarı sökünce, bir sandık buluyor. Bu kapalı sandı- ğın içinden de bir kadın cesedi çıkıyor. Katilin adı Melek Güneştir. Martinikli olan bu adam iki evli- lik yüzünden evvelce muhakeme edilm'şti. Dün akşam Pariste ge- ne tevkif edildi. Bir nummaralı ka- rısını öldüren olduğunu itiraf edi- yor, Melek Güneş!.. Bu adı işiden bir daha unutmaz. Kendine böyle acayip bir ad takmış olan Marti- nikli bundan önce de Sen mahke- mesinde iki evlil'k yüzünden sor- guya çekilmiş ve mahkeme salon- larmı âdeta bir vodvil sahnesi gör meğe gider gibi dolduran Fransız ları söz ve jestleriyle katılta ka- tılta güldürmüştü. Şimdi de Me- lek Güneş Par'ste tekrar günün en mühim adliye işini yaratmış- tır. Bu defaki mahkeme komedya değil bir faciadır. Çünkü güzel ad l adam bir kadını da bir sandığa koyarak bumu du- varın içine gizlem'ştir. Parçala- nan kadın Madam Melek Güneş numara birdir ve bundan altı ay evvel cesedi çimento ile bir duva- | rın içine hapsedilmiştir. Dün öğleden sonra saat beşte Obersvil pol's merkezine apartı- man kapıcısı Gilbert gelmiş ve komiserin önüne çıkmnca soluk so- luğa basından geçenleri anlatmıs- tır, Yeni bir kiracrya hazırlık yap- mak üzere dördüncü kattaki dai- reye çıkmış. Eski kiracı Güneş Melek burasmı altı ay evvel bıra- karak sıwışmış ve bir daha görün- memiştir. Mutfak odasını gözden - geçi- rirken, kapıcı, duvarların vaziye- | tini hiç de beğenmemiştir. Bura- | sını acemi bir el çimento ile sıva- mağa uğraşmış, yerde de bir. y ğin taş, moloz ve tuğla parçaları | bırakmıştır. Pis b'r koku odanm havasını mide bulandıracak — ka- dar ağırlaştırmıştır. Bunun üzeri- ne derhal komiserliğe koşarak me seleyi bildirmiştir. Pol's komiseri beş dakika son- ra yanında müddei umumi ve lâ- zımgelen memurlarla birlikte da- irede bulunuyordu. Beraber geti- rilen bir sıvacı daha faaliyete gi- rer girmez mesele anlaşılmıştır. Çünkü duvar azıcık açılınca mey- dana bir sandık çıkmış ve iyice ka Ni Büry anım Türkiye Elçisi " Ka- î'iih':'—'hi Fransız konsolosu ile . * Pariste bulunmaktadır- 1 —— , Y.:: yağ satılamaz YamaA k Bt ir halde satıldığı Bütün yağ tenekele- N':'::'lumm teneke camlı Bilgi h!ıınmuı alâkadarla —— im mücadele yögiYeti kongresi k *#rem Mücadele Cemiye- Klni Öhgresini 1 Mart 1935 Cu- lıı" 10 da Cağaloğlundaki ııııh:u"d“ yapacaktır. Bütün gelmeleri rica — olu- panamamış olan sandığın kapak aralığından küçücük simsiyah bir el kend'ni göstermiştit, Sandığın içinde parça parça edilmiş bir ka- dm cesedi vardır. Daha ilk mua- yenede vak'anın altı ay evvel ya- pılmış olduğu anlaşılıyor. Cesedin altında da, Parisin muhtelif gaze- telerinden birer yaprak var.. Po- lisler bilhassa yırtılarak — saklan- olan bu gazete sayfalarını tetk'k ediyor ve hepsinin de Melek Gü- neşin iki evlilik davasına ait ya- zılar olduğunu görüyor. Öldürü- len kadın bir vakitler Dansing hollerde çok beğen'len bir dan- | sözdü. Şimdi de gene Paris muzik ve dansing hollerinde antrenörlük yapıyordu. Dansöz bundan altı ay evvel ortadan kaybolunca koca- sı sadece “memleketine gitti.,, de- Düuvara gömülen cesedin parçala rını poh'ıl'cr, çıkarıb götürdüler. (Daire içinde:) Cinayete kurban giden kadın Polis sabıkalı Güneş Meleğin nerede oturduğunu bildiğ'nden ak şam sekize doğru onu evinde ya- kalryor ve gece ona doğru kara- kola götürüyor. Katil suçunu na- sıl olsa itiraf ettireceklerini bildi- ğinden kimseye zahmet vermiyor, bir iskemleye oturduğu gibi- uslu uslu anlatıyor: — Ben eli açık ve evci bir a- | damdım, Karım ise inadcı, sinirli ve intikamcı bir . kadındı. Buna rağmen biz iki sevda kuşu gibi se- vişip duruyorduk. İkinci karırm- dan dolayı bana darılmamış ve iki senelik mahkümiyetten sonra hapisten çıkınca gelip ben'mle ya- şamağa başlamış, işsiz. olduğum için beni beslemişti. Yalnız bu de fa kadıncağız alışmış olduğu istik lâlinden bir türlü fedakârlık ede- miyor ara sıra kayıplara karışa- rak bir ay kadar gözükmüyordu. Geçen haziranda gece yarısına doğru ben wyuklamaktayken apar tımana girdi. Yanmnda bir anahtar olduğundan ben girdiğini işitme- Mezardan. öldürdükten | miş herkes de bu sözlere inanmış- | dim. Sarhoş muydu neydi? Pek sonra parça parça kesmiş sonra II tı. bilmiyorum. Beni tekmeliyerek u- yandırdı ve hâlâ kendime bir iş | bulamamış olduğumdan -dolayı be nimle kavgaya tutuştu. Bu buh- ranlı günlerde hemencecik iş bu- labilmek sanki kolaymış gibi! Ben de hayatımda birinci defaya mahsuş olmak üzere kızdım. Keş- ke kızmaz olaydım. Masanım üs- tünde duran şişelerden birisini kaptığım gibi başının ortası bu- dur diye attım, Yerlere yuvarlan- dı. “Ertesi sabah uyanmca, artık bir katil olduğumu bütün dehşeti ile gördüm. Karım ölmüştü. Duy- duğum korku beni yaptığımı bilmez bir hale geldim. Sonra... Sonra ne oldu bilmiyo rum.. Sandık mı? Evet vak'adan bir kaç gün evvel eşyamı tolamak için almıştım.. Çimentoyu da dö- kük olan mutfak duvarımı — sıva- makta kullanacaktım.,, Melek Güneş'in itirafları gece yarısına kadar sürdü. Şimdi, bü- | tün Paris, bu müthiş cinayeti ko- nusmaktadır. çıkarılan kadın meselesi Acaba kocası mı mücrim? Şüphe üzerine mezardan çıka - rılarak muayenesi yapıldığını yaz dığımız İngiliz kadını Vest hak - kında İngiliz gazetelerinin yazdık ları yavaş yavaş artmaktadır. Bir gazeteci bu kadının kocasi- le konuşmuştur. Ve bir kıskanclık mevzuundan bahsediyor. Arada Danyels isimli bir kadın daha vardır ki, ortada dolaşan ri- vayetlere nazaran, güya ölen ka - dm, kocasını Danyelsle fazla ah - bablığından dolayı — kıskanır- Miğeee Muharrir diyor ki: “Cesedi çı » karılan kadınım kocasile Danyels' in evinde konuştum. Ölen kadının kocası diyor ki: “Bir dedikodudur gidiyor.. fa - kat biz, Danyels'le bir arkadaştan başka bir şey değiliz.. Birbirimizi çocukluğumuzdan beri — tanmız... Kendisinin ölen kocası da ahba - hımdı..,, Cesedi çıkarılan elliyi geçkin kadının kocası da saçları ağarmış yaşlıca bir adamdır. Henüz ken- disine sorguya çekildiğine dair bir davet yapılmamıştır. Bayan Danyels ile, cesedi çıka- rılan kadından bir takım mektub- lar aldığını ve burada kıskanclık | eserleri gösterildiğini söylemiştir. Cesedi çıkarılan kadın son bir kaç yıl içinde malül bir vaziyette bulunuyordu. Ölmeden önce bir kere de polisle muhaberede bulun | anlaşması imkânları çıldırttı. Ne | - ğ Z Bay Simon'un seyahti (Baş tarafı 1 incide) Anlaşıldığına göre, Almanya, bu konuşmalar esnasında, yalnız *“Garb Hava Lokarnosu,, nu ko- nuşmak isteyecek değildir. Diplomatik temas etrafında Berlindeki kanaat şudur: “Bir hariciye nazırı, diğer bir hükümet merkezini ziyaret ettiği vakit şu veya bu mevzuu konuş- mağa değil, belki her iki tarafı a- lâkadar eden meselelerin hepsini gözden geçirir.,, : “Şark Misakı,, meselesinin baş mevkii alması tabiidir. Şark Misakı, umumi anlaşma- nın temeli ve faydalı bir parçası olacağı kat'idir. Sovyet Rusya ve | bugün Fransa, ayni düşüncede- | dir... Umumt bir sessizlik ve rahat lık elde edebilmek için, garbta olduğu kadar, şarkta da emniye- tin sağlamlaşması lâzımdır. İngiliz gazetelerinden Deyli Herald diyor ki : “Başarılması Sir Con Simon- | dan beklenilen iş, Sovyet Rusyayı ve küçük andlaşmayı tatmin ettiği gibi Almanya ve Lehistan tara- fından da kabul edilebilecek bir m'sak esası bulmak lâzımdır.. “Gerek Paris, gerek Moskova- da Almansız ve Lehistansız bir Fransız —Sovyet ve küçük itilâf ittifakı yapmağı ileri süren sesler işitiliyor; ve bunun süratle yapıl ması söyleniyor... “Eğer bu öğütler hâk'm olur- sa, hakiki ve umumi bir Avrupa sonuna e- PeP .e Ingiliz Hariciye Nazırınm Mos kovaya gitmek üzere oluşuna da- ir, İngiliz gazeteleri başmakalele- rinde ne yazıyorlar: Yukarıda adı geçen gazeten'n dünkü baş yazısında deniyor ki: “Yakında Sir- Con Simonun Moskovaya gideceğinin belli olu- şu iyi bir haberdir. Uluslararası bir nezaket eseri olarak, yahut İngiltere ile Sovyet birliğin münasebetlerinin herhan- gi diğer Avrupa — devleti kadar dosta ve beraber çalışmalı oldu- ğunu göstermek için olsun, böyle b'r ziyaretin yapılması umumi! bir zemin üzerinde, çoktandır isteni- yordu.. Fakat bugünkü vaziyet göze a- İmırsa, bu ziyaretin yalnız isten- mesi değil, belki yapılması lâzım- dır, Sovyet Rusya hariciye komise- ri M. Litvinof'un “Sulh taksim o- Tunamaz,, sözündeki hakikat her zamankinden daha çok kendini gösteriyor. Sulh, yalnız garp, ya- hut şark misakiyle elde edilemez. Tek başma kalma, yahut - kuşat- ma, yahut ittifak ve itilâflarla te- | min olunamaz. Her şeyi içine alan bir sistem vardır. Hem sistem, yal nız uluslararası kurumunun — çer- çevesi içinde olmakla kalmama- hı, bu kurumdan kast olunan mâ- naya göre tesbit edilmelidir.,, İngiliz gazetesi, İngiliz Hari- ciye Nazırının Sovyet Rusya ile Almanya ve Leh'stan uluslariyle ayrı ayrı ve katıksız bir kafa ile konuşarak bir itilâf zemini bulma sı, halli kat'i surette lâzım gelen bir meselenin düzelmesine yardırm edeceği yolunda sözlerini bitir- muş ve zabıta kendisini görmüş - | tür. Doktorlar, operatörler, cesed - den kestikleri bazı parçalar üze - rinde muayenede devam ediyor- ni l dddi d A d d KD mektedir. lar. Raporlarını bir haftadan ön « ce veremiyeceklerdir. Bu meseleye dair istintak yarım başlıyacaktır. üi dd teü aü ai "