Türk harflerile 3 Cildin Fiyatı 600 Kuruştur w, Reisisümhur Atatürkün $27 yılında, Cümhuriyet Halk F-f büyük kongresinde söyledikleri tarihi nutuk Devlet matbaa- £ mdanTürk harflerile zarif hir şekilde yeniden basılmış » Si tuk, üç ciltten mürekkentir ve bu kitaplar bir arada mukav YAdan bir kutu içerisine konularak satışa çıkarılmıştır. Üç cildin değeri (600) kuruştur, &e bu Beykoz Deri Fabrikssında bir sene kİîılılır Balılacaktır. İsteklilerin 1$ te Beykozda Fabrikay B Meraklı ve Gelecek Sayı 4 Mavi Portakal #Lowx ğ VırI; Vakıt Malbaası — Ankara Cad, : İstanbul — 6 di RE Meğe başladı. Lâkin tam kapıdan . çı- Acağı sırada aklına bir şey gelmiş Bibi elini alnına yurarak tekrar bod- Tuma döndü. Yere eğildi. Bir dakika dar tuhaf bir işle meşgul oldu., A: Ya sıra zencir şakırdıları işitiliyordu. tan doğrulduğu zaman dudak- larında sakin bir gülüş görünüyor., Sövalye biraz eyvel kendisini bağ- 'lrııı zencirleri şimdi Sezar Borjiya- Rin el ve ayaklarına takmış vç ucları- Bağlam birer kilid vurmuştu! * & » Ragastan hapishane bodrumundan Ü. Sağ taraftaki dar yolda yürü- :'*Ş haşladı. Bodrumda yanan meş' .:':llı Işığı buraya kadar yurduğun- dar yol alaca karanlıktı, Bu sı- di Ragastan yolu kapayan duvarın n.u"* yuvarlak bir delik gürmüştü., h_[ğ' Yaklaştı.. Bu kuyu ağzı gibi bir hLğj'?ln Kayri ihtiyari titrediğini Seli; ,.T AN I, İşte yılanlı kuyu dedikleri .nı--b."'u olacak.. Lâkin bu — Sezar «© glf' Babiden çok zalim ve kan İçi- D' tanayarnuş!.. . Ral lul" düşündü, Sonra kuyudan - ŞASU, Sol tarafa saptı. Bu dar yol $ adım kadar sürüyordu., Sonun - “ı::' bir merdiven vardı. Ragastan © karanlıkta bu merdiyenin ilk tele TMaklarımı seçebiliyordu. Acele 9- “m"l'lldl_ Merdivenden yukarıya İşık 'Ağa başladı. Üstbaşa gelincç bir de Sördü, Hapishane gardiyanı elin. ;;:'l' orada ayakta duruyordu. '*hı 'tın mantosuna bürünmüş olan küy, "lçhtllndeki hançerin sapmı « Çekim h "'A"'Idu. meden gardiyana doğ- —:'!'tnğıı Sezar geçiyor zannede- ç z""' kadar eğildi ve: Yü M büyürülürsa feneri tuta- P myÖr!, dedi., hiç cevap vermedi,. Mer- Hüi d, n Atatürkün Nutku VAKÜİH Türkiyenin her tarafında bulunan bayilerinden ? tarihi ve çok kıymetli eşerai tedarik mümkündür, Müracaat yeri — “VAKİT,, Istanbul — Ankara caddesi müracpoatları, üçüNncü kitab - ASILMIŞ KADIN Fiyatı 5 Kurüştür heyecanlı romanlar serisinden her on beş günde bir kitap peşrolunur. Her kitab başlı başına bir romandır, Şimdiye Kadar Çıkanlar : Numara —1 Bir Mühim Cinayet Ğ 2 Sarı Saçlı Adam basıldı PT ü AEKMNUL ASN Ütti yeeter içinde birikecek arıntı 2 Mart Cumarlesi göünü Diş , B31YA | divenden yukarı çıkmağa başladı.. Monsenyör Sezar (!) m cevap ver- meyişinden yalnız bulunmak İstediği- ni sanan gardiyan yerinden kımı|da- mamıştı, a İkinci merdiyenin üsi başında hiç' kimse yoktu. Ragastan geniş bir — ne- fes aldı. Artık gıkılacak yalnız — bir kaf kalmıştı., Bir merdiven daha çı - kacak ve kurtulacaktı., Ragastan bu merdiveni de çıkmağa başladı. Lâkin daha üçüncü hasamak- ta durdü,, Alnından buram buram ter ler akıyor. kâlhi hızlı hızlı çarpıyor - du. Kulak verdi.. Dinledi. Evet, yu- kardan birisi iniyordu, Merdiven dolambaçli olduğundan Şövalye yukardan geleni görmüyor, Yalnız ayak seslerini işitiyordu. Sahte Sezar merdivenin ortasında put gibi durdu.. Bekliyordu. Yukar - dan intp gelmekte olan kim olursa 0)- | sun bir hançerde yere sermek lâzım - dı, Gerçi Ragastanın yaradılışı adam öldürmekten çok uzaktı., Lâkin bu xe- för vazjyet başka idi, Çünkü kendisi - ni tonurlarsa mahvolmuştu. Bu esna- da merdivenin yukarısından bir fener hafif bir aydınlık vurmüktaydı.. Sonra bir gölge göründü.. Ragastan kadife şapkayı gözlerinin üttüne kadar indirmiş, mantonun ya. kasını burnuna kadar kaldırmıştı. — Bir seş: — Si misiniz kardeşim? Diye ya » vaşca sordu. Ragastân bu gelenin Lükres olduğunu anlamıştı. Kendini tutamadı, Telâşlı bir harekette bulun-, du., Ve yüzü biraz açıldı, Lükres Şövalyeyi derhal tanıdı. Fakat hayretini yenerek alaylı — hir gülüşle dedi ki: — Nafile ezilip büzülmeyin, Kim olduğunuzu tanıdım! Şövalye dö Ra- | gastan değil misiniz?, — Evet madam.. Ta kendisi!, e ölldbe Galik ÜS SA HABER MAT Ü TTT ŞTT L ŞĞ ĞD ağrıları çok faydalı ve geçirici ilâçtır. Her eczaneden İsteyiniz. ZAYI — Galatada Barsa ha nt altında 14 — | numaralı dük- | kânın kira müzayedlesi için temi- | nat olarak 7 — 12 — 1931 tari- | binde 9611 numaralı makbuz mu- cibinçe İş Bankasma yatırılan 405 | liraya ait zayi olan makbuz bu: ışığı yaklaşmakta, karanlık dıvarlara 5 Akşam Postası Kumbara Sahiblerine: İş Bankaşının 70.000 lira mükâfatlı 933 kumbara keşidelerinin birincisi 7 Nisan 935 de ANKARAda noter huzurunda çekilecektir. Bu kur'aya iştirak edebilmek için kumbara sa- hiblerinin ! Mart 935 tarihine, yani Şubat sonuna kedar bankaya en aşağı 25 lira yalırmış olmaları lâzıumdır, Büyük Tayyare Piyangosu 18, ci Tertip 5. ci Çekiş I. Mart 1935 dedir. Büyük Ikramiye ; 30.000 Liradır | Ayrıca 70.000, 4.000, 3.000_ diralık ikramiye- ler ve 20,000 liralık mükâfat vardır, lunduğu zaman hükmü olmryaca- | MAOAD GA A Bvilân olunur. BORJİYA 93 Astore hususi memuriyet ile Mon- telogrteye giderken kendisinin de ona arkadaşlık edeceğini duygn Garkon - yopun eanı çok ukılmı;'( Öyleya, Kendisi Monteforteye gi - decek, Rugastanın uğrayacuğı İşken ; celeri göremiyecekti. Ne büyük mahrumiyet!.. Lüâkin Bu ince duygulu (!) papas kengdisine gene bir teselli byldu. İnsa- nın dünyada her istediği şeyi görmesi kabil mi?,. Insan lâzım geldiği zaman hakkı olan bir zevki,bir eğlenceyi feda edebilmelidir. Bununla beraber yılan- h işkençe kuyusuna indirjleceğini Ra- gastana haber vermek te oldukça eğ- Tenceli ve keyifli bir şey olacaktı. İşte Garkonyo, dramda hazır bulu - namazsa bile, talisiz gençe faclayı oy- niyacak olanların isimlerini — bildir- mek, dramın ne suüretle oynanacağını ballandıra ballandıra anlatmakla te- selli bulacaktı.. Garkonyo bu iğrene düşüncesini derhal tatbik eğli,, Ve (afsilâtın - hiç | birini atlamadan hirer biper Şövalye- | yeanlattı. Fr.pas sözünü bitirdiği za - | man Ragastan soğuk — kanlılıkla — şu | cerabı verdi; - Benimle beraber kuyuya — seni indirmesinler de başka bir şey — İste- mem,Çünkü yılanları, kara kurbağala rı, fareleri görmek olsa olsra korkune I bir şeydir, Lâkin senin suratın — ilril bir şeydir, Anladın mı alçak keşiş!.. Papazın bu son yoklayışından son- | ra Razastan kendisine üç kero ekmek | ve su getirmiş olan hapishane gardi- yanından başka kimseyi görmemişti. Mahpus bulunduğu bodrumu birden- bire aydınlatan ışığın gözlerine çarpt şe onu uyandırdı. Karşısında Sezar Borjiyayı görünce bütün vücudunu | bir titreme aldığını hissetti, | — Vakit geldi.. Şimdi yılanlı kuyu- ya atlâacağım., Eldeya gençlik, elve- da Primver.. Diye hem hayatına hem de sevgili- —P sine veda ediyordu. Bununla beraber kahraman Şövalye kaşlarını çatmış olduğu halde Sezara hakaretle bakı- yor, cun düşmanına kargı yelsini belli etmek İstemiyordu. Sezarın yanında ne bir muhafız askeri ne de hapisha- ne gardiyanı vardı. Aralık — bulunan kapı, bodrumun dar yollarımda ve ka- pının önünde de hiç kimsenin bulun- madığını gösteriyordu.. Şövalye bunu görünce kendi kendine: > — Aldanmışım !... dedi, Henüz yılan lı kuyuya atılmak zamgnı gelmemiş.. Sezar yalnız bulünüyor.. Lükin bura. da ne İşi var? Anladım.. Sezar da Gar konyo gibi şimdilik hiç olmazsa acr sözlerle İntikam almak istiyor.. Eğer bu herif de o alçak papaz gibi beni korkutmak, yüreğimi titretmek ister- se boşuna zahmet ettiğini kendisgine” göstermek lâzım, ' Bunun üzerine Ragustan hemen ve rinden fırlayıp ayağa kalktı ve Beza- raş — Bela geldiniz Monsenyör!.. dedi. Size Iskemleye benzer bir şey takdim edemiyeceğimden dolayı kusura bak. mayın., Her nasılsa buraya öyle — bir — sey getirmeği unutmuşlar.. Sezar elindeki meş'nleyi yere dik- ti, Ragastan bu sırada sözünü bitir- miş olduğundan Sezar una dönerek sert bir çehre ile kendisini süzdü:, Ragastan sözüne devam ediyordu: — Yaplığınız şeyi görmeğe mi gel- diniz? İşte görünüz!, Alnım açık.. Kalbim temiz.. Ve yüzüm kızaymıyor. Içimde korky denilen şeyden eser bile yok., Lâkin sorarım.. Aşıl kendinizin lâyık bulunmuş olduğu by yere, be- nim yerime siz hağlı olsaydınız ne ya- pardınız. Biliyorum buraya gelirken korkudan sapsar; keşilmiş bir yüzle karşılaşmağı umuyordunuz değil mi? Bu arzunuzu yerine getiremediğime acıyorum, Monsenyör!, Sezar kollarını güöğsü üzerinde ÇAPFAZYACİ kavuşturmuş olarak — bu