21 Şubat 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HABER — Akşam Poılııı —.. 21 ŞUBAT 1935 <“'*rf-aııı Kaflı b e Sansar Osmanla deli | Seytan adasını keşfe çıktıâar mms' Deli Mehmed kayalıgı kıvrıldı &Yığın yanına geldiler. Her ta- Tna baktılar. Sahiden sansar *manın gözleri, ne eksik ne de azla görmüştü, Deli Mahmed söylendi: — Öyleyse bu adam adanın i- Sinde bir tarafa gitmiştir. ü — Belki oyuklardan birine sı- Timış ve orada uykudadır: Pa Rsanm aklına gelen de bu idi. 3t Deli Mehmed bir türlü ina- Iyor, herhalde bu âadamın ne- Y0 gittiğini, ne yaptığını, niçin Herüya geldiğni merak ediyordu. le arkadaşlarından birinin bu bul ânın mağaralarında defineler Unduğunu söylemesi büsbütün nı arttırmıştı. Bu define lâ- ra bir masal gibi gelmişti ölm » İnsan oğlu, bazan masala, “!tnn daha çok inanmıyor loıılı mn’ll Mehmed kayığın her yanı- ı' Yakın kumsalları, kumsalların hmdeln ayak izlerini inceden D, Ye gözden geçiriyordu. Yalık A sonra kumsal bittiği ve ka- başladığı için de iz görün- m ?ord“_ S%r Osman: | %;'“' Vakit geçiyor.. Ay yükseli- D * Sabaha az kaldı.. l“lııeıı. Böylelikle reisin söyledik hati i Deli Mehmede hatırlatmak Yordu, — İm, Y D,ıı Mehmed deniz kenarından Neğ N Sansar Osman bazan — & Mda yürüyor, bazan dara- îı İr geçitte geriye kalıyor, ba- H da sivri kayaların üstünde bir 'Gçi keçisi gibi sıçrıyarak — öne Yordu, Peki!.. Hakkın var!.. Gide- ' Böyıellkle kıyıdan kıyıdan e- Ulttıler. hh Tdenbire önlerine yalçın bir dq., St tl Denizin ilerilerine ka- leh luyor; birdenbire keskin- kı 8eçilmez bir hal alıyordu. | Ş0 ea Ya Şüphesiz ikisinin de, yerine ve zamanına göre bırıbırnden üstün | tarafları vardı. Yamacı aştıkları zaman ikisi de | baka kaldılar. Sivri kayalık sahiden bir burun | idi- Arka tarafında, üç yanı yal- çın kayalarla çevrilen güzel bir li- | man vardı. Sanki bir insan eli bu- nu istediği gibi ölçmüş, yalnız, li- manın ağzına serpilen yüzlerce küçük ve sivri kayalıkları sökmek için vakit bulamamıştı. Gecenin bu saatinde, başlarının üstünde uçan kocaman yarasalar ' | hovenin sonatlarından. 20,20: Sözler, 20,80: | geri. 21.4ö: Huberler. | konser. 196ö: Vürcü musikisi. 21: Karışık ve baykuşlar, bunların çıkardık- ları tuhaf sesler, insanm yüreğine korku veriyordu. Sular, oldukça yükselen yarım ayın aydınlığında ışıl ışıl ve kımıil- danmadan duruyorlardı. O akşamki yaman fırtına sanki bir masaldı. — İnelim!.. — İnelim!.. İnmeğe başladılar. Bu sefer İi- manın dip tarafına daha yakın- dan baktılar. Orada kocaman bir boşluk vardı: | — Burada bir mâğara var.. 1 — Evet! Ay, mağaranın kapısını, biraz |* içeriye kadar aydınlatıyor. — onu | daha korkunç gösteriyordu. | “Geçit birdenbire kıvrıldı ve li- manın ucuna saptı- | İndiler... Şimdi kenarda | Belli belirsiz kımıldanan | kayalıkların dibinde, yavaş yavaş | nefes alan bir insan gibiydi. | Deli Mehmedin ayağı bir şeye | takıldı va sendeledi. | Aya va takılan şeyi genc aya- | gile itti. Ayni zamanda ona doğ- ru rastgele bir göz attı: Sansar Ozman titrek bir sesle: — Bir insen iskeleti.. Dedi. idi. deniz, (Devamı var) Bu akşam SARAY sinemasında ; 19,5ö6: Hava haüberleri. 20: PFiyano könseri, | RADYO[M BUĞUN İSTANBUL: 17,30 — İnkılâp dersleri. Üniversi - teden nakil, İzmir saylavı prof>sör E- sat Bozkurt, 18,30. — Plâk, 19 30 — Haberler, 19,35 — Gavin kardeşler. | Çan, 20 — Bayan Tektaş, piyano ile, 20,30 — Stüdyo Sigan orkestrası, 21,10 — Son haberler, 21,30 — Rad - yo orkestrası, 22 — Radyo Tango ve caz orkestrası. “223 Khz. VARŞOVA, m. 1D9,26: Trlo konser, 19,45: Sözler.. 20: Beet- Plâk, — Sözler, 21: Kuartet ve kuülintet kon- 22: Orkestra. 22,45: Konferans, 23: Rekdâmlar. 28,15: Dans mu- ' sikisi. 23,45: Sözler. 174 Khz. MOSKOVA, 1714 m. 17,80; Fırka neşriyatı. 18,80: Kızılordu için konser. 22: Almanca neşriyat. 23,05: İngi- lizce neşriyat. 24,05: Almanca edebi neğriyat, 8832 Khz. MOSKOVA, (Stalin) SĞl m. 17: Musiki bahisleri. 18,20: Bir opera tem- silini naklil. 22,80: I&uıs musikisi, 545 Klız. B['—DAPEŞTE, 5ö0 m, 18,56: Piyano refakatile — şarlkcılar. 19,10: Ders. 19,15: Flüt konseri. 20,15: Kış sporla- ru 20,50: Piyano konseri. 21,80: Reportaj. 23: Haberler. 23,16: Çingene — musikisi. 23,45: Gyula Majorun eserlerinden konser. 904 Khz. HAMBURG, 382 m. 13,80: Sözler. 18,45: Hitler gençliği 19: Ö- konomik neşriyat, 19,45; Borsa — haberleri, 20,35: Rus salntası aldı skeç. 21: Haberler. 21,10: Dans. 28: Haberler. 238,20: Vashington- rı, 1: Gece köngeri, 950 Khz. BRESLAU, 316 m. 17,80: Hafif musiki, 19:; Aktünalite, 19,80: Tarihı neşriyat, 19,50: Sözler. 20 Öperet ce valslar. 21: Kısa haberler. 21,10; “Meksiko ekspedisyonu” adlı neşriyat, 22: Ulusal neş- 28: Haberler. 28,25: Berlin karnavnlı. riyüi. HABER Akşamı Postası İDARE EVİ Y ISTANBUL ANKARA CADDESI Telgrat Adresi: İSTANBUL HABEL Pelefon — Yaziı: 28872 — İdare: 24770 SANTURUAN AU .ABONE ŞARTLARI i B Ü iZ aynâa Türkiye: 120 850 660 1250 Erg. Kenebi: 1850 #o 840 1610 ILÂN TARIFESI H Ticaret İlânlarının satırm 12,64 - Kesmi Hânlar 10 Buruştur. — £ B F PNERGEYURUU Sahibi ve Neşrıyal Müdürü: HASAN RASİM US Baslağı yer! (VARIT) Matbanaı sir Kadın Nakleden: ( Vâ - Nü ) Annesinin evinde, Hadiye çat- lıyor, patiryordu. Ah, ne demeğe Kâmile onu, biraz oyalansın diye davet etmişti. İşte, kocasını baş- tan çıkarmış, annesinin gayesini yerine getirmişti. Matmazel Jackson, Vhidin sa- dakatsizliğini işte böyle izah ed yordu. Ve Kâmile için hiç de & hemm'yetli olmayan noktalar ü- zerinde ısrar ediyordu. Evet, hiç de alâkadar olmuyor- du. Kocası, onu aldatmıştı., yapa- cağını yapmıştı ya... Bu, elverir- di. Amma, şunun iç'n aldanmış- mış, şu sebebten dolayı hiyaneti yapmışmış... Bu, Kâmileyi pek ©o kadar alâkadar etmezdi! Esasen, Kâmile, hiyanetten zi- yade aşkı hatırlıyordu. Onun ha- fızasından, fena taraflar silinmiş, iyi taraflar, daha fazla hâkimdi. Mürebb'ye, yeknasak ve uyutu cu sesle, mantıklarını sıralayıp du ruyordu. Bu ev vaktiyle Vahidindi. O, paraca sıkıştığı vakit, Kâmile bu- rasını ondan satın almıştı. Evle - nince, aşk yuvası diye, — burada baş başa kalmışlardı. İşte bu ya - tağm içinde erkek, kadına yaklaş- mıştı. Ne büyük bir rikkatle ve zarafetle bunu — yapmıştı. Genc kadım, kocasmın kuvvetli bir şah - siyet olduğunu ilk defa olarak bu- rada anlamıştı. Şu dakikada, mürebbiye, yek- nasak sesiyle hâlâ erkeğin dava - vekilliğini yapıyordu. Hâdiye me- selesi çıkmadan evvel, — Vahidin ne iyi insan olduğunu anlatıyor - du. Kâmile, onu az dinliyordu. Yal- nız, uçuşan kelimeler, kulağıma çarpıyordu. Gözünün önünde ha- yaller beliriyordu. O da saadete geçmiş maziyi ha- tırlıyordu. Bir kaç hafta yaşa - mak üzere sığındıkları — bu evde, senelerce yaşamışlardı. Tam dört sene, bu odada yatıp kalkmışlardı. Bu muhitte ömür sürmüşlerdi. Biribirleriyle o ka - dar candan kaynaşmışlardı ki.. HABER'in tefrikası — No. 24 Aşk ve His Romanı bunları unutabilmişti? Nasıl ol -« muştu da: — Bana geri dön! Onu bırak, bana geri dön! -dememişti, Bu yatakta yalnız — kalmıştı. Akşam üzerleri, sağından sola, so- lundan sağa dönmüş, uyumak için cabalamış, durmuştu. Yan uyuduğu vakit, eli, insiyakt surette, onun saçlarını arardı. Bu- lamayınca,yüreğinde acı bir ezgin likle uynırdı. Erkeğini hatırlryordu. Vakt'yle, kaç kere, birdenbire uyanmıştı da, Vahidin kendisine — âşık âşık baktığını görmüştü. Gözleri kıvılermlarla doluydu . Kâmile, bu bakışların çekici kuv- vetini asla unutamıyordu. İnce ve güzel çizilmiş renkli dudaklarmi gözlerinde canlandırryordu. Ve Jackson, durmadan, ınlıtı- yordu: — Bazı erkekler, sevilmek için yaratılmışlardır. Kadımlarm saa - detini yahud felâketini yaratacak- lamı düşünmeden, hayat sürerler. Yaptıkları fenalığı sonradan anla- yınca, enbüyük istirabı gene kendileri çeker. Genc kadın, bu sözleri söyliyen mürebbiyesine bakıyordu. i İhtiyar kız, bu felsefeleri yürü « türken nasıl da komikti! Sanki öz tecrübesi varmış gibi, neler de söylüyordu. Gecelik entarisi içinde, çirkinli- | ği büsbütün meydana çıkıyordu .. Kâmileye, aşktan vaz geçmemesi için yalvarıp duruyordu. Biçare - nin hayatında bir — tek macerası bile yoktu.. Birdenbire, Kâmilenin gözleri önünden, — mürebbiye silindi de Vahid geldi. Babasınm evindeki bahçede, geceleyin, konuştukları « nr düşündü.. Her şey yeniden başlryordu. Tabutun durduğu odada da, bu ihtiyar kız, işte gene böyle —aşkı müdafaa etmişti. Şimdide, altı senedenberi ölü yatan aşkın tabu- tu olan bu karyolanın önünde ge - ne aşkın avukatlığını ediyordu . Din öt tmek lde dcgıîn;îrîekeve ylîıî HENRY BATAİLLE"n eserle: s Ah, nasıl olmuştu. da bütün (Devamı var) Pi olaşmak lazımdı. | vinden iktibas ve ALEKSAN- | ıîy vi lolda Üekten ağ| DRE KORDA tarafından vâz'ı | ŞTttt TaktımıtakitayıstiaaankENNarı aa anayakARDN vazay dN aet aa aa V yaı AM y aaT mıış gaA aNN nn 3 ğru iler- F "'#lın kayalıkla adann ai ya İ| tahne edilen: | : işte beklediğiniz aşk - heyecan - ihtiras - ve yüksek macera filmi l Ü arasında bir alçaklık var- DONUJAN t B “»ı Fransızca sözlü ve nülkteli Gi : ' r.f dö“erlene Xdünın heğt baz muhteşem ve hicvamiz film baş- h ğ Ki ş z d'i “"*mlyecekler di. Adanın İ İiyor. . ğ p Fu derece muazzam - bir film pek a2z görülmüştür. v fmdm dolaşmak için de | Oynıyanlar: DOUGLAS FAİR-' ” Oymyan: BRiGİTTE HELM Bugün matinelerden itibaren o Tadı, RON ve diğer bir çok güzel ka- | £ l P ı i: K S l N E M A_ S I N D A l'ıda , dınlar, İlâveten: ğ ı.n n aşalım!.. Bu kaya- aai : t dü havadıs'eri Ai& ıkuç'-lk bll' burundur SON NINNI renkh, sı“y ’* gı m'uıuuvıHıııııııımııııaıııuıınil'“'"tmmiwmwmıımwmmml T KN DN : Yü hm! senfoni serisinin cazip bir filmi &| — — - — hÜ | ve FOKS JURAL MANAZIRI düler., Sarp kayalara tır- asar Osman her za- (J ARASINDA: 1935 Ladn aç (W Bugün MiİLLİ sinemada ! Bugün HiLÂL sinemasında l],“ Sevikliğini gösteriyordu. || tuvaletleri ve bir Türk ile bir ? z İi Sür A deli Mehmed ikide bir bu (f Amerikalr şampiyon arasında Şimdiye kadar vücuda get'rilmiyen — en Çok garip ahlâki kanunlar, görülmemiş icraat, gece yarılarında güneş altında acayip aşk sahneleri, gece ve gündüzün altı ay sürdüğü buzlar diyarımnda daimi ölüm tehlikesi ESKiİiMO Fransızca — sözlü dünyanm — en büyük harika filmi. Tekrar... Tekrar... Arzuyu umumi üzerine her iki s'nemada birden proğramlarına ilâve olarak AYSEL (Bataklı Damın Kızı) Türkçe büyük büyük şaheser ALTIN Mümessilesi: BRİGİTTE HELM Sinemanım ve filmciliğin yarattığı en büyük şaheser san'at ve güzellik âbidesi güreş müsaraası, GEREKAREEFELREKİN A TUT GTA CT TU | hrıl%%?nşındnkı yumurcağın Natıyordu *nvirat ve muharrik kuvvet esisatını veresiye yapar. sözlü memleket — filmi gösterilecektir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: