21 Şubat 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 14

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HABER — Akşam Postası | — — Şundan âundau — 30000 imza? - Seyrek rastlanan bir vak'a- Kalbinden vurulup ölmiyen- Dilencinin sürprizi? Pek seyrek rastlanan vak'alar- Jan biri geçenlerde oldu. Büyük harbde, düşman vaziye- tinde olan iki devlet tayyarecisi havada dövüşmüşler ve biri, öte- kisini düşürmüştü. Arkasından kendisi de 'ndi. Ve | düşürdüğü tayyarecinin üzerinde bulduğu bütün şeyleri, gene üze - rinde yazılı olan adresine harbten sonra göndererek bu adamın aile- sile hir münasebet kurdu. Ölenin ailesi vak'ayı bildiği halde, yabancı tayyarecinin bu halinden çok mütehass's olmuş - lardı. O kadar ki, bir gün yolu o - raya, bu ölü tayyarecinin memle - ketine dönerse gelib kendilerin! görmöımr ıotedıler. Açıkca davet ettileri 3 v Böylece yıllar geçt Ve niha- yet işte geçen ay içinde bu tayya- reci, harbde düşürüp ölümüne se- beb olduğu öteki tayyarecinin memleketine seyahat iç'n gitti. Bunu fırsat bilerek ve o ailenin çağırışını da hatırlryarak gidip o eve uğradı. Büyük karşılık gördü. Ve işin en tı.ıhafı, şimdi bu yabancı tay- yarecinin, harb zamanında duşu— rüb ölümüne sebeb olduğu öteki' tayyarecinin nişanlısına nişanlan- mış olmasıdır.. Kalbinden vurulup - ölmiyen — #dırs aa di Amerikanın Oklahama şehrin- de Bark isminde biri sol omuzu ü- zerinden vuruldu. Kurşün omu- zundan girerek sol yanindan doğ- ru kalbinin oldugu yere — saplan- dr. Bu vaz'yette bu adam için, ö- lüraden başka ne olabilirdi! Kalbinin üzerine bir kurşun ye- mek... Yüzde doksan — dokuz öl - mek demektir. $ Fakat garibdir k', bu adam öl- medi. Karısı, herkes şaştı.. Ve şimdiye kadar nasılsa farketme - diği ve belki çarptığını bile işit - mediği kalbinin, solda değil, sağ- da olduğunu o zaman anladı! 30000 imza Bazı insanlarda başka başka şeyler'n kolleksiyonunu yapma " merakı vardır. Kimi antika para toplar kimisi pul biriktir'r. Bazıla rımnda da bu, daha büyük bir şekil alarak imza ve el yazısı toplanmn- vna girşilir... Son zamanlarda genc bir Yu - goslavyalı bütün dünyayı dolaşa- rak meşhur adamlardan tam otuz bin imza toplamıştır. Bu meşhur adamlardan imza toplamak çok defa mektubla yaz- mak suretile olur. Yolunu bilir ve kendis' nden ri- ca ederseniz, tanıfımış adamlar si- ze fotoğrafımnı veya herhangi defteri imzalamaktan çek'nmez - ler... bir .ıyağma kadar gitmiş ve imzalat- m'ıştır. Vardığı net'ce şu: En meşhur insanların imzaları- nı nişbeten daha kolay elde ede - bilmiş.. Şöhreti o kadar büyük - olmı - yanların, imza vermekte — daha nazlı davrandıklarını yazıyor. Şarlo konuşacak mı? Şarlonun yeni bir f'lm daha ha- zırlamakta olduğu günün en çok konuşulan havadislerinden biri - | dir. — Şarlonun filmleri her zaman için bir merak mevzuu oluyor. Çünkü her birinde ayrıca bir ye - nilik var. Hele sesli ve sözlü film- ler çıktıktan sonra, Şarlonun - fil- mi nasıl olacağı hakkında — türlü. tahm'nler yapılıyordu. Nihayet “Şehir ışıkları,, piyasa- ya çıktı. Gördük ki, Şarlo konuş - muyor bile.. Filmi seslidir. Fakat sözlü değ'l.. Hattâ sözlü filmle birlikte, söz söylemeği bir şey zan nedenlere takılıyor... Şarlonun şimdiki filmir kı se- nede yapılacak., Şarlonun, bu ye- ni yaptığı filmde artık konuşaca- gmı söylüyorlar.. . Eğer gerçekse, bakalım ne söy- liyecek!.. - Dilencinin sürprizi | Portekizde b'r dilenci öldü... Fakat ölümü dolayısile ondan bahsetmiyen yok! Bu bir kadındır... Elinde bir yumurta sepeti taşıyarak, güya onları satar, fakat hakikat halde dilenird', Ve bütün yaşadığı müd- detce söylediği de şu oluyordu: “Benim en şaşılacak — hareke- tim, ölümümden sonra belli ola - cak.,, İşte nihayet öldü. Ve vasiyet | kâğıdında —görülüyor ki her za - man yumurta get'rip sattığı bir iyilik müessesesine bizim — para - mızla tam 40,000 lira bırakmış.. Telefonla konuşma dersi Telefonla konuşmak da bir us- talık ister..Yahud bir doğum Er -| demi (meziyeti)... Londra telefon kumpanyası müşterileri icin ayrıca “bir tele - | fonla konuşma denemesi,, diye bir servis ortaya koymuştur. Siz telefon'a konustuğunuz halde, telefonun öbür ucundak' a- dam sizi işitmiyor, yahud iyiden iyiye anlıyamıyor mu? Demek ki ya sesinizde, yahud kelimeleri söy leyişinizde bir eksiklik vardır. Böylece hemen kumpanyanın “deneme servsi,, ne baş vuruyor - sunuz. Size, yanlışlığın sesinizde mi, konuşmanızın pürüzünde mi olduğunu söylüyor ve daha iyisi nasıl davranmanız lâzım geldiği - ni an'atıyorlar. Tabif, usulden olduğu üzere, kumpanyaya hiç bir kabahat bu - Fakat bu dşlikanlı, her birinin ' lunmuyor. y Cılıııı!s ııiııoo ku t' HL Alafranq;ı ve alatutka, YEMEK ve TATLI KiTABI Herğün pişecek yemeklerin ve tatlıların listesim ve yapılışlarım bu kitabda bul acaksınız. ssnı yeri; İstanbul Ankara cıddcsı No, 157 A LN YENIİ CiKTIİ — ıımnlmuııııııılılııııuuıuı ÇARETTİTİNTAgiyazıiAYİİ N — n , . Ü Nİ < YUUGRDEŞARE HUU ı:'--_—.—..r""—î-—-_'.-. y (lt Yarı şaka Dünyayı parmak- ları ucunda çevi- renler (Baş tarafı 12 inci sayıfamızda) risi ola& Avrupaya döndük. Mil- ——— a 4 Japonya, bırturl uzlaşmak ıstemıyor Deniz kuwetıerı meselesinde i idetle tenkid edılıy ; Japonya £ Japonyanın Vaşıng.on muahe- desini fashederek, dağrudan doğ- letler cemiyeti ve o zaman top'la-| ruya deniz kuvvetlerinde müsa- nan silâhları bırakma konferans- vat isteyişi, İngilizler arasında hâ ları aleyhinde dehşetli yazılar YBZ' lâ münakaşa mevzu olan bir me- dırdık. Almanyayı silâh'andırmak . için Hitler hakkında propagan - dalara giriştik. Anlaşmak üzere olan Balkanlardan Bulgarları a yırmak için gizli tahsisat verd.k. Yugoslavlarla İtalya arasında bir Arnavutluk meselesi çıkardık. İs- panyadaki ihtilâli fitilledik Arab- lar arasına fitne koyduk. Teşvik | ettik. Bolivya ile Paraguvay a- rasında harb çıkardık. Eh.. Hamdulsüun neticeler fena çıkmadı! Oldukça iyi satışlar te- min ettik. — Ve silâh satışları da mütemadiyen artmağa başladı. Bununla beraber fiatler düşük! Bunu yükseltmek için muhakkak surette bir harb çıkkarmak lâzım! Dünya büyük bir harbe girmeli, her taraf kana boyanmalı, çiftçi- ler tarlalarını brrakıb hududa kaş- malı. da asker olmasını teşvik ediyoruz. Bu suretle tarlalar büsbütün boş kalacak. Ve biz bir kilo küflü buğ- dayı bir altına satacağız. Fakat, ne yazık? İnsanlar harb etmekten korkuyorlar. Bir harb kopmadı: Beşeriyet muhakkak ki, harb kabiliyetini kaybetmiştir. Yeni nesil dövüşmek ten korkan ve çekinen bir kalaba- lıktır. Tarihin her hangi bir sayı- fasını açın! Hiç bir yerde bu ka- dar fazla devlet adamı öldürüldü- ğü halde bir harb çıkmadığını gö- remiyeceksiniz. Bu netice bizim bütün ümitle- rimizi kırıyor. İki büyük devletten maada askerlerini koyun gibi cep- helere sürüb öldürecek bir millet kalmadı. — Bu işi Balkanlar halleder. Balkanlar her zaman — dünyanın harb fitili olmuştur. Hattâ kari- katüristler bile Balkanları, içi ba- rut dolu bir fıçı şeklinde etmiyorlar mı? — Hakkınız var, Mösyö Bron... Biz de bunun için çalışıyoruz. Fa- kat ümitlerimiz boşa çıkıyor. Yu- nanlılarla Türklerin arası, bütün tahminlerimizin hilâfında çok iyi. Halbuki biz onları birbirlerine e- bediyen düşman olacak sanmış- tık.. Şimdi yeni programımızın esas- larımı tayin edeceğiz. Bunun için hazırladığım müsveddeyi okuyo -| | 1 — Japonları Singapura hü - cum ettireceğiz. Japonlar, dört yıl Sanghayda oynadıkları oyunu ay- nen Singapurda da oynıyacaklar. Bu suretle bir defa da İngilt-re ile Fransayı Japonlarla karşılaştır - mayı deniyeceğiz. 2 — Gene Japonlarla Sovyet-| lerin arasını açmak üzere bu s2- fer de Mançuko hükümetini Vlâ-| divestek'i almak için kıştırtaca-| € ğız. 3 — İtalyayı Habeşistana hücum ettirecefiz. 4 — Fransa ile Almanva arasını| * yeriden gerginlestireceğiz. * 5 — Cenubi Amerikadaki Bo-| livya - Paraguvay harhine umum! bir sekil vermek için bu sene Ar jantini, Brez'lyayı, Peroyu ve 0. B —'t...İl B J ( '_Wİ—_ ıı*' l Son zamanlarda kadmlarm! tasvir| ' kat kapırın eşiğinde seledir. Taymis gazetesi bu mesele üze- rinde Japonyanın tutmuş olduğu yolu tahlil ve Vaşington muahe- desini feshett/fi zaman ne gibi tehlikeleri göze aldığmı ileri sü- rerek etraflı bir yazı yazıyor. Japoyayı bundan önce, Marçur ya işinde olduğu gibi gene bir tür- lü uzlaşmak istemiyen bir “haleti rühiye , de görüyorlar. Taymis di- etti. Fakat deniz meselelerinde, vetlerin isteği, Japonyanın isteğin “den hiç olmazsa geri kalmıyordu. Ayni derecede mühimdi...., & » & Londrada son defa başladıkla- rı deniz konuşmalarında muvaf- fak olamayışlarını, doğruca Ja- pon münakaşa usullerine yürü- yorlar. Meselenin güçlüklerini ele almak yolunda Japonyanın takm- dığı tavrı kusurlu bularak bütün yükü oraya yüklüyorlar- Gazetelerde okuyarak hepiniz de çok iyi bellemişsinizdir ki, Vaşington deniz muahedesinin e- yaklaşmadan Amerikan sas konuşmasına önce, İngiliz, Japon, zari bir konuşma yapmışlardı. Fa goruşulen mesele, sonradan bütün — binayı bombalıyan bir şey oldu. Japon- ya, Vaşınston muahedesini kendi tarafından (eshetti, # Ş a Japonyanın deniz siyasası ye- ni değildir. Esas Vaşington mua- hedesini görüşen Japon mürahha- sı, Amiral Koto, Japon bahriyesi- nin bugün itiraz ettikleri nisbeti üzerinde şu sözleri söylemişti: “Japon deniz kuvveti, diğer kuvvetlerin bahri kuvvetine göre değişik bir vaziyette olabilir. Fa- kat değişmiyen bir şey varsa, o da Japonyanın deniz siyasasıdır..,, Şu halde Japonya ne istiyor? Resmi Japon yıllığına bakılırsa, orada Japon donanmasının “her bangi deniz devleti yor ki: “Mançuryada Japonya, is- | tediğinin yerine gelmesini temin' | münakaşaya giriştiği diğer kuv-, mu:dhhââlww ih-. B 4i 'ması İâzımigeldiği yazılıyor - Şimdi Ingilizler diyor ki, istek, Japonlar için hıç te f“h' yardış, ye“siz bir istek d'*gıldh N | de İngiltere ve Amerika için isteğin verilmemesine imkân YO 3 Ht | Ve nihayet şunu uoyluyal’m ğ W “Japanyanın şu şekildeki ist£&? fesheatmiş olduğu Vaşingtor muâ L | hedesile de kabili — telif değîldî" | denemez.,, 'l" Japon hariciye nazırı, 22 Kâ nusanide verdiği bir nutuktaı _ ğer deniz devletlerile, “teh bulunmamak, tecavüz etmem " r v esası üzerine bir anlaşma temifi” den bahsediyordu. İngilizler; buna da dokunart “ İşte bu esaslar da — Vaş ngt0” muahedesinde vardı. — Ve orât” kanunileşiyordu. Bu muaheĞ' Japon ve Amerikan donanma:# öyle bir nisbet üzere kurulmu$” ç ki, hiç biri Okyanusu geçip öteğ” ne hücum edemezdi,, demekt” dirler. Şu halde Japonların vaziy?” nç oluyor? Bir muâhedeyi b* i tadil etmeği ileri sürmek lâ gelirken onu büsbütün V kaldırıyorlar. K Japonyanın tatbik kabl y olan programlar hazırlayıp * sürmesi İâzımmış.., Hele, Vaşi” ton muahedesindeki gemi nis0” | lerini Japonyanın emniyeti bt ""mmmdan hiçe düşürdüğü söyl1E “havaskuvvetleri meselesind şikliklr istiyebilirmiş.. o Buna karşılık Japonya Ar ka ve İngiltere ile müsavat ısU Â Yani onların deniz kuvvetlel" çüsü (5) ise, kendisinin iki af değil, (5) olmasını istiyor. — , Bu yolda isteğini düpedüz "” sürerek nihayet Vaşington | hedesini feshetmekle, yarm — İngiliz - Amerikan deniz "' Ği ması yapılmasına sebep olmü” dan bile çekınmıyerek bu 'şi 97 mış bulunuyor. : ? İşte “Taymis,, gaze*esınln laşmamazlık haleti mhıye”" zile tahlile giriştiği vaziyet $" da önümüze serilmektedir. — (| tarafından | | Okyanu: denizine gönderilecek | Lerbangı bir kuvvete karşı müda- | faa edilebilecek bir derecede,, ol- | D ğer taraftan, “tetkiki Mı programlar yaparak değişi bit istemesi,, arzulanan Japüny&' ç KA S LĞ 1 JIGLÜ |çılan & Kedilerin en çok sevildiği memleket, muhakkak ki, Bizde hemen her evde bir, hattâ birraç kedi bulunur. Memfe birçok cins ked'ler vardır. Fakat “Siyam,, cinsi kediler, b" | rosuvayı da harbe tutuştuıacnğız d miuteına, hemen h.ç yoktur Bn reıımde, geçcnlcrd ; ' ı'ı'r*'

Bu sayıdan diğer sayfalar: