15 Şubat 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8

15 Şubat 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

H A TaESETİNM ggi HÜT gy ATEŞ EDEN EVELİN DEĞİLDİR.ÇÜNKÜ YATEŞ EDİLDİĞİ ZAMAN ç ğ“'txvm'mm 10). BZ g :î EvVET ERKELİM. rçıın' BEN ATEŞ ETMEDİM. PoLİStE | GİTMEDEN EVVEL M | SAADE EDİN DE ELBİSE. K"'" DEĞİŞTİREYİM! JA 66 ea müne bir perde çekildi. Ölüyorum san dım. Eğer siz yetişmeseydiniz. belki de kaldırımın üzerinde ölüp gidecek - tim. İşte başımdan geçenler bunlar... Ragastan, Rafaelin — anlattıklarını dikkatle dinlemişti, Zavallı, son keli - meleri güclükle işitilebilecek sesle söylemişti. Delikanlının büyük bir ke- der içinde bulunduğu ve kendine hâ - kim olabilmek için fevkalâde bir ceht sarfetiği anlaşılıyordu. Rugastan, Rafaelin ellerini avcu - Ha aldi: — Cesaret, dedi, cesaret lâzım azi- zim, Başınızdan geçenler pek acıklı, burası muhakkak.. Lâkin yeise düşme- Be seheb yok. Maganın size bahsettiği düşman - Tarın kimler olabileceğine dair hiç bir fikriniz yok mu? — Maalesef hayır! Ah, keşke onla- rı tanısaydım! — Ne yapardınız? — Nemi yapardım? Üzerlerine hücum eder, tabanca ile yahud kılıcla onları sıkıştırır, kacıranların elehesı- siyle karşı karşıya gelince Rozitayı | kurtarırdım. Yahud da o beni —öldü - rürdü. Ne olursa olsun herhalde va - | ziyet anlaşılır ben kederden, eziyet çekmekten kurtulurdum. Çünkü ya Rozita benim olur, veya ben ölerek istırablarıma nihayet verilirdi. — Bulduğunuz çare doğru olabilir. Fakat evvelâ sevgilinizi kaçıran ada- mun kim olduğunu bilmek lâzım. Dü - ginün azizim Rafael, düşmanlarınız var mı? " — Düsmanlar mı? Hayır, düşma - Ca yoktur. — Belki de Lir rakib? — Genc ressam titremeğe başladı. — İşte beni de yelise düşüren bu dü- Şüncedir. Bu düşünce beni mahvedi. yor. Evet, tahmininiz pek doğru... Hiç | şüphe yok.. Rozita'yı seven birisi var, Mağga bunu biliyor. Beni ihtiyatlı bu- Tunmağa sevketti. Fakat çok geç! g pOIİS HafiveSİ ( X : 9 ) gk—hdid ediyor. Polis hufiyesi x : 9 gel fürk matbuatında bir yenilik olarak sayılacak bu roman- birinci f man Pavrs imeclinl bir kurşünta yı::d—d | edecek, heyecandan heyecana düşeceksiniz. Gizli bir çete Pavrs isıninde zengin bir o tefa “HABER,, de çıkıyor. Bu romanı bir sinema seyreder gibı takib î yor.' Katil ya karısı, ya yeğeni, ya hiz MACAM, PAVRSLA ANDERSON DA DEĞİL. ÇÜNKÜ İKİNCİ ATEŞTE ONLAR'DA YANIMDA (01! KAYBEOECEK NAKTİMİZ YOK. iş MÜHKİM,. BAŞKA TÜRLÜ i$Ş BULA MAYIŞIM BORJİYA Ragastan müteessir olmuştu: — Bana inunmnız azizim dedi. ba iş ten galib çıkabilmek için soğuk kan - lılıkla hareket etmek gerektir. Rafacl ümidsizliğini gösteren — bir İşaret yaptı. Ragastan devam etti: — Evet azizim sakin ve soğuk kanlı olmak lâzım. Vaziyeti açıkca ancak büyle görebiliriz. İşin en fena laralı- nı düşünelim, Farzedelim ki — Rozita bir rakib tarafından kaçırılmış olsun. Rozita sızi seviyor değil mi? — Evet, bundan exinimn. — Seven bir kadın daima kuvvetli- dir, Düşüncesi kuvvetlenir. — Rozita"- nın bulunduğu vaziyeti derhal ve ko - layca kabul edeceğini, kaçırıldığına razı olarak ses çıkarmıyacağını zan « neder misiniz? Şüphesiz ki kendisi sıkı bir göz hap- Bİ altına alımacaktır. Bununla bera- ber emin olabilirsiniz ki o, kaçırıldığı dakikadan itibaren, size bir haber u - * laştırabilmek için çare aramakla uğ » raşmaktadır. Ne yapıp yapıp mullaka size bir haber gönderecektir. — Ah azizim Şöyalye, beni yeniden hayata kavuşturuyorsunuz. Ben bun- ları hiç düşünememiştim. — Diğer taraftan, evvelce söyledi. Kim gibi, bu işte benim nüfuzumun da tesiri olabilir. Büyük bir Roma a - silzadesi ile aram çok İyi, Gerçi ken- disinden ayrılmak üzereyim ama cid- di araştırmalar yapılması için ricamı kabul edeceğinden şüphe etmiyorum. Rafael yerinden kalkarak Ragasta- nın boynuna sarildı: — Beni ölümden kurtarıyorsunuz, diye haykırdı. Daha bir saat önce sizi tanımadığımı, kaldırım üstünde — ölü gibi yatarken beni görmeden geçme « niz ihtimali olduğunu düşündükce, sizi benim için en kıymetli bir dost ya pan tesadüfü düşündükce kendimi yeniden dünyaya gelmiş sanıyorum. Sizinle tanışmamız, Rozita'dan sonra, hayatımım en mes'ut bir hâdisesidir. FAKAT ÇiĞNENE — CEK TUTUNU NE YAPMALI . BUNU KA- o HALDE KİM ATEŞ ETTİ..SEF KİMDİR? EVET FAKAT MADAM BRİG$ KADIN DEĞİL. ERKEKDİR Dti T dını veya uşağıdır. Polis hafiyesi hun:—l.rl!/ VEBU PAVRSA, Va ATEŞ EDEN ADAMDIR. ( - ” BORJİYA gKT Ragaslan gülümsüyordu. Genc res- samın, kendi eseri olan bu taşkın se- vinci, onun düşüncelerini de biraz tes- kin ediyordu. Rafaele dönerek: — Haydi, şimdi gidiniz ve ben size haber gönderinciye kadar sakin olun. Ralacı heyecanla sordu: — Sizi tekrar ne vakit göreceğim? — Nihayet iki saate kadar, Sizi ne- rede bulabilirim? — Demin söylediğim dostumun e - vinde. İsmi Makyavel'dir, (Dört Çeş- me) sokağında bu adı taşıyan âbide « nin karşısındaki evde oluruyor. — Pek âlü, Beni arkadaşınız Mak - şavelin yanında bekleyin ve herhalde öndddli olunuz. İki yeni dost el sıkıştılar ve Rafael taze bir ümidle cesaretlenmiş olduğu halde sokağa fırladı. Ragastan yalnız kalınca derin bir göğüs geçirdi ve mı- tıldandı: d — Çok mes'ut bir adam. Çünkü se- viyor ve seviliyor. —Ğ KADIN PAPA Ragastan geceyi uykusuz geçirmiş- ti. Burunla betaber biç bir. dinlenme ihtiyacı hissetmiyordu. Zaten geceki hâdiseler ve dimağını dolduran — dü- Şünceler sinirlerini germiş bulunduğu için gözlerini yummasına ihtimal de yoktu. Beygirini otelciye bıraktı ve yaya olarak Sent Anj şatosuna doğru yürümeğe başladı. Daha pek erkendi. Fakat Sezar Borjiyanın erken kalk - tığını biliyordu. Ragastan, Sezar Borjiyanın daire - ginin medhaline geldiği zaman ortalı- &1 bomboş buldu. Ne saray erkânı, ne de saray zabitleri meydanda idi, Bir kühya Şövalyeye doğru gelerek : — Monsenyör Sezar Vatikana git - tiler. Size de büyle söylememi emret - tiler. — Vatikan'a mı gittiler? — Evet, Bu sabah Papa Hazretle- rinin yanında resmi bir toplantı var. — Demek Prens Hazretleri bunü bana bildirmenizi söyledi? — Evet. Hattâ sizi Papa Hazretler rinin müzakere salonunda bekledikle* rini de haber verdiler. Ragastan sokağa çıktı. Bir kaç da * kika sonra Vatikan sarayındaki bü* yük slonlardan birine girmiş bulunu" yordu. Salonda büyük bir kalabalık gözlerini kapıya dikmiş emir — bekli- yordu. Arada sırada kapı açılıyor, m8 iyetinde iki münadi bulunan beyaz 88 tenden resmi elbisesini giymiş bir teş* rifatet dışarı çıkarak bir kaç adımi ilerledikten sonra yavaş sesle bir isimi söylüyor, münadilerden biri de bu adf yüksek sesle tekrar ediyordu. Bunutfl üzerine derhal bir Kardinsi, yahud bir zabit teşrifatcıya doğru ilerliyo'» onun peşinden içeriye giriyordu. Son” ra tekrar hafif fısıltıar halindeki konuşmalar tekrar başlıyar, herkt$ teşrifatçının çağırışını bekliyordu. Ragastan; bir çok kral sarayları * nın, Papanın sarayı yanında pek fl_' kir görüneceğini düşünüyordu. V* birdenbire hatırına Beatris, boyundu" ruk altına girmiş olan İtalyada h& men hemen tek başıma koca bir kuv * vete kaygı koymağa çalışan - sevli ve cür'etli Primver geldi. Bu sırada bir hizmetçi koluna dokti” nunca Ragastan titredi. Hizmetci İl * sıldadı: t — Affedersiniz Şövalye — Ne istiyorsunuz? e — Lütfen beni takib eder misiniz* — Nereye gideceğiz? — Sizi kabul salonuna götfll""'i. memurum. — Prens Borjiya orada mıdır? — Monsenyör sizi orada bekliyo”" Ragastan başka bir şey ıây"'““i' lüzum görmeksizin hizmetcinin sıra yürümeğe başladı. Herkesin züne gıpta ve hasetle hakışından, fi ç kalâde bir lütfa mazhar olduğunu * lıyordu,

Bu sayıdan diğer sayfalar: