HABER — Akşam Postası 6 ö LA L aA ee lli Loid Corç siyase—[Tevf'ik Rüştü Aras te atılıyor | (Baş tarafı 1 inci de) ler, iktisterlar, ziraatciler ve siya- sacılardan mürekkep bir hey'etle Loitcorcun re'sliği altında hazır- lanmıştır. Loitcorç şimdi 70 yaşında bu- hunuyor. Son beş ay içinde yalnız bu plâ- nm hazırlanmasiyle uğraşmıştır. Şimdi bu plâna, İngilterenin her yanında tarafkir bulmak hazırlı- ğındadır. Bu bir fırka programı olarak ortaya konmuryacak, belki “haya- tın muhtelif sahalarında — ihtisas kazanmış kimselerin, İngilterenin bugünkü mühim iktisadi - ve içti- mal bozukulklarına bir hal yolu,, olarak ileri sürülecektir. Loitcorç: “Gelecek büyük se- çimde kendimi bir fırka mensubu olarak göstermiyeceğim, diyor. Müstakil liberal vaziyetimde de-| vam edeceğim. İşçi fırkasına ve-, ya milli hükümet tarafıma girmek- liğim mevzuu bahis değildir. “Bana kalırsa, gelecek seçim- de hiç bir fırka ötekine galebe çalamıyacaktır... Oylğ sanıyorum ki; hükümeti teşkil edecek her hangi fırka olursa olsun — diğer grupların yardımına dayanmadan bunu yapamıyacaktır. O gruplar da, muayyen bir. plânın tatbiki peşinde bu yardımda bulunacak-! lardır. “Ne yolda rey vereceklerini he- nüz kararlaştırmamış olan birkaç milyan kişinin bulunduğuna kani- ;ı:ı.b:'ıh.t gene kaniim ki, bugün- ük seçim devresi arasında, milli kalkımmayı gözeten bu prog- ram, etrafında, büyük bir taraftar yığını toplryacaktır. Gelecek se- çimde buna karşı duranlar, kay- bedeceklerdir. Bu plân mümkün olduğu kadar süratle yurdun gözü önüne serile- cektir. Bu bir nazariye değil, ikti. sadi ve içtirral sahada büyük tec. rübesi olanlarla incelenerek orta. ya konmuş bir plândır.,, Loitcorç bugünkü hükümetin - tuttuğu yola dair söz söylerken: “Servet, ancak servet ottaya koy- mokla vücud bulur. Bu hükümet, istihsali her sahada takib etmek için yapmadığını bırakmıyor. Bu yüzden servetin azlığı gayet tabit- dir,, demiştir. Loitcorcun İngiliz gazeteleri- Milletlerde ne yolda?| ne son sözü şu olmuştur: “Parlâmento, bugünkünden da- ba hızlı çalışmalıdır. Yeni bir va- ziyet çıktığı zamanlar, parlâmen- tonun o vaziyete göre bir kuvvet edinmesi lâzımdır. Çünkü hare- ket, derhal hareket, muvaffakiye- tin temelidir...,, Sovyet Rusyada suikastler (Baş tarafı 1 inçide) harb karariyle ölüme mahküm e-| dilmiştir. Bunların arasında — Profesör Kruseliski ile iki oğlu da vardır. Tevkiflerin ve idamların devamı bütün Rusyada heyecanla karşı- lanmaktadır. Iyi haber veren bir menbadan öğrenildiğine göre, Leningrad ve| (Baş taralı 1 incide) Dış Bakanımız bu akşam, An- karaya dönecektir. Resmi tebliğ Atina, 18 (A.A.) — Türkiye dış işleri bakanı bay Tevfik Rüştü Aras ile Yunan başbakanı bay Çaldaris ve Yunan dış işleri bakanı bay Mak- simos arasında yapddan görüşmeler * den sonra aşağıdaki tebliğ neşredil- miştir: Bay Tevfik Rüştü Araz, Cenevrer de diğer memleketler mümessilleri ile bugün tetkik edilmekte bulunan barışm sağlamlaştırılması - projeleri hakicında yapmış olduğu görüşmeler etrafında arkadaşı bay Maksimos ile başbakan bay Çaldarise malümat vermiştir. Bu izahat, üç devlet ada - mına umumi vaziyetin bütün safhar larını ve bunun ildi memleket siya - sast üzerindeki akislerini etraflı olar rak ve çok dostane bir rihniyetle tet- kik etmek imkânını vermiştir. Üç devlet adamı, mem'eketlerinin ve Bal - kan blokuna dahil diğer memleketlerin faaliyeti, barışın korunması ve Balkan blokuna dahil azadan her birinin men * | faatlerinin muhafazası için vaki müda - halelerinin faydasınr müşahede ve tebr yin etmişlerdir. Üç devlet adamı, geçen sene eylülde Ankarada imza edilmiş olan antant kor- diyal misakı ile Atina misaknın tevsik etmiş olduğu müşterek siyasete bina ettirmiş oldukları ümitlerin bu ewretle vekayi ile teeyyüd etmiş olduğunu memnuniyetle görmüşlerdir, ve ellerin” deki bütün vasıtalarla bu siyasete de - vam etmek Ve bu siyaseti inkişaf ettirr moek hususunda mutabık ka!mışlardır. 'Türkiye ile Yunanistan arasnıda ve teyemmünen mevcud olan münasebet * leri sıkımlaştırmak meselesi de hususi bir tetkika tâbi tutulmuştur. İki millet arasındaki mukarenet için mazide olduğu gibi bu iki milletin bü - tün faaliyet sahalarında gayret sarfedil- mesine devam olunması lüzumu kabul ve teslim edilmiştir. İki memlekot arasında bu kadar sıkı münasebetler mevcud olmasrına binnen üç devlet adamı, iki memleket arasın - da mevzuubahs olacak bütün meseleleri ve keza mütekabil ekalliyetlere — teal - lük eden meseleleri bir anlaşma zibni - yeti ile tetkika hazır olduklarını beyan etmişlerdir. Bu meseleleri tetkik eden üç devlet adamı, iki memleket arasında mevcud olan sıkı dostluk münasebetleri saye - sönde, iki hükümetin hakları muahede - lerle zıman altına alınmış olan mütekar | bil ekalliyetleri hakkımdaki muamele - “Lodos ve Ildamdan kurtulmak Poyraz (Baş tarafı 1 incide) duyarsak, balıklar da — böyledir. Hafifçe gevşek olurlar. İşte o ka- dar. Birdiğer Yunan balıkçısı da şunları söylemiştir: — İki sene önce İstanbula gez- meğe gelmiştim. O sene palamut balığı o kadar çok çıkmıştı ki.. U- cuzluğu ve lodos balığı olması yü- zünden satış yapılamamış ve be- lediye tarafından mavnalarla Mar mara açıklarmda denize dökül- müştü. Bu vaziyet İstanbulda her! zaman görülmüştür. Ne yazık ıu' lodos balıklarma ! 1 Muharririmiz bundan sonra, lodos balığınm niçin tuzlanmadı- ğınt bir defa da bizim balıkçıları- mızdan sormuştur. Eski ve tecrü- beli bir Türk balıkçısı olan Bay Ahmed demiştir ki: — Yeni usul tuzlamalarda lo- dos, poyraz balığı aranmıyor — a- ma.. Bu, bizim memleketimizde değil, ecnebi memleketlerindedir. Biz dedelerimizden böyle gördük ve tecrübe ile anladık ki, lodos pa- lamnutu ve lüferi tuzlanmaz.. Tuz- lansa da gevşek olur, çabuk bozu- lur ve bilhassa çok tatsız olur, Es- kiden Beykoz ve Kavaklardaki dalyanlarda yıllarca süren balık - çılığımız sırasında tuttuğumuz ba- lıklardan poyraz balığı fazla kâr getirirdi. Lodosta ağlarımızı çek- mek bile istemezdik.. Çok çıkarsa| balıkkaneye bile göndermeden et- rafa dağıtıverirdik. Yunanistan bizim gibi yapmıyormuş. Onlar, hattâ Almanlar havanın tesiriyle gevşekleşen balıkları da diğerleri| gibi tuzlarlar; fakat bunlar. tuz- larken, zannediyorum ki tuzun İ- çine bir miktar karbonat! ö süd weya bilmediğimiz bır başka mad- de kasıştırıyorlar. Her halde iodos bal ğı tuzlaması zannedildiği ka- dar kolay bir iş değildir. Kolay alsa bile poyraz tuzlaması — gibi. lezzetli olacağını iddia etmek doğ ru olmaz. Ben buna insamam, Bu yüzden zararımız varsa; bunu ba- | lerinde daima bu münasebetlerden mül- hem olacaklarını tebyine muvaffak ol * muşlardır. Bay Tevfik Rüştü Aras, arkadaşı Yunan dış işleri bakanma bu ayın 14 ü tarihli telerafınm muhteviyatını ve vu- bunu tevit etmekle bahtivar almuştur. Sanayi Milletler Cemiyetinin son neş - rettiği bir istatistikte dünya sulhu- nun sağlamlaştığına en mühim bir misal olarak 1934 yılmın dünya sanayiinde görülen inkişaf kayde- dilmektedir. İyiliğe doğru giden bu yürüyüş bu yılın ikinci üç aym- da biraz yavaş'adıktan sonra üçün cü üç ayda daha fazla hızlanmış - ır, Bu husustaki rakamlara göre sanayi faaliyeti çoğalan memleket lerin ön saflarında Türkiye gel- mektedir. Almanya ve İsveçte sa - nayi faaliyeti 1934 yı'ının üçüncü Üç ayında ondan önceki üç aya karşı yüzde 24 nisbetinde artmış « tır. Bu iyilesme Norveçte yüz*e 16. S'li ve Kanadada yüzde 121. talyada yüzde 8ve Lebistanda yüzde 7 ile ölcülmektedir. Öte van dansa Birlesik Amerika ile Fran- sa-ve Ho'andada sanayi faaliye - Moskoyada Kirofa suikasd yapıl-. tinde gevseklik görülmektedir. Ja dığı gün bir kaç suikasd daha ya-| ponya, Cetoslavakva. İngiltere ve pılmış ve hükümetçe isimleri giz-! Avusturvada sanavi faalive'i art » Ki tatulan bir kaç yüksek Sovyet] memuru daha varalanmıstır. — | maktadır. ” mız memleketler ara: sında bulun - lık tacirleri düğünsün! Bu yıl Yunanistana balık ihra-| catımız her yıldan fazla olmuştur. Bütün mevsim Y-nanistana balık taşıyan Yunan gemileri, motörle- ri ve yelkenlileri hâlâ Sirkeci rıh- tımını baştan başa kaplamaktadır. Yumnanistana bu mevsimde gönde- rilen torik 300.000 çift kadar ol- duğu anlaşılmaktadır. 'Yalnız son günlerde alman bir karar Yunanistana balık ihracatı- mızı çok müşkülâta uğratmıştır. Türkofis bu hususta teşebbüsata girişmiştir. Yunanistanda tutulan taze ba- lık için belediye resmi olarak ok- ka başına 53 santim tediye edil- mektedir. Hariçten gelen balık- lar gümrük resmine tabi değilse de oktruva vesaire bazı ilâve re- simlerine tabidir. Memleketimiz- de taze balık için kilo başına tak- riben 65 santim tediye edilmekte iken bilâhare bu resim 2,70 santi- me çıkarılmıştır. Bu hal taze ba- lıklarımızın Yunanistana girmesi- ni müşkülâta uğratmıştır. Yalnız Yunanistanla Arnavutluk arasın- da 24 mart 1934 de aktedilen an- Jaşmaya nazaran Arnavutluktan| Yunanistana gelecek balığın 100 kilosuna 1,80 madeni drahmi re- sim konulmuş ve bu suretle vutluk balıklarının kilosu yalnız 47,25 santime tabi tutulmuş oldu- #undan Yunanistan taze balıkla- (Baş tarafı 1 inci de) mahküm olmağı, Fransada mah - küm olmağa tercih etmişti. Da - ha doğrusu, ölümden, bir üçüncü cinayet işliyerek kurtulmağı ta - sarlamıştı. Fakat.. Hâdiseyi anlatmadan evvel, en meşhur polis romanı mu- harrirlerinin bile aklıma gelmiye- cek kadar karışık olan caninin ha- yatını anlatalım: Umumi harbten evvel, Daus, Belçikada Liyej şehrindeki üniver sitenin tıb fakültesinde okuyor- du. Babası öldü. O da tahsili bı- rakarak evlendi. Karısı fakir bir kızdı. Dausun babası “umumi felç,, hastalığına mübtelâ idi, Bi- raz doktorluk tahsili olduğu için, ırsi olan bu hastalığtn kendisine de geçmesinden korkuyor ve şid- detli buhranlar geçiriyordu. Ön- ce tasavvufa düştü, — sonra şehvi buhranlara daldı. Karısı talâk da- 19 Birinci kânun 1934 ! - eeei . .n içi | annesini de bir kaç dakika sonrt aynı tarzda vurub öldürmüştü. | Cinayetine bir de korkunç bit şekil vermek için, Toska operasımr da olduğu gibi bir de sahne tertib etmişti. Ölülerin başıma mumlar dikmif Betoven ile Bodlerin ve bir de sr rıtan Çinli heykeli bulub sırala: mıştı. Bunların arasma da kendi * sine kahkahalarla gülen bir fo - toğrafını yerleştirmiş, şu mektu * bu yazıb bırakmıştı. “Otuz sene azab çektim. Pit insiyaklarımın esiri oldum. Bugüf metresim delirdi. Annem de öle* cek. Ben ise gittikçe arttığını hit * | settiğim umumi felce tutulacağım: Ben zaten elli yaşında ölen bir dee linin oğluyam. Bu esnada, sevgili iki vücud buz kesilmektedir... Yar vaş yavaş soğuyorlar...., Kasabada, bu cinayetin işlen « diğinden kimse haberdar değildi: Daus, hikâyemize başlarken an * vası açtı ve kendisinden ayrıldı. Biraz sonra umumi harb başla- mıştı. Daus o zamanlar 25 yaşla-| rında idi. İşgal edilen Belçikadan ayrılmadı. Fakat, açmış — olduğu bir kütüphanede, — işgal orduları zabitlerine açık kartpostallar ve kitablar satmağa başladı. Bu “hu- susi bizmetler,, inden dolayı, Al- manlar ona bir zabıtai ahlâkiye vesikası verdiler. Daus bu vesika ile kendi hesabına ve Alman za - bitleri hesabına bir çok işler gör- dü. Lâkin, bir gün, büyük bir za- bitin himayesinde olan hafif meş- reb bir kadına tokat attığı için e- Hinden vesikası alındı ve hapse a- tıldı. Daus bu hapse atılışı, Alman orduları çekildikten sonra kendi lehine kullanmak istedi ve dük - kânmm önüne “Siyasi mahküm,, levhasını astı ama, kimse buna i - nanmadı ve Daus halk tarafından taşlanmaktan kurtulmadı, kaçma- ğa mecbur kaldı. Bir müddet sonra, onu barlar - da şarkı söylerken görüyoruz. Yüz kilodan fazla gelen Daus kendisi- ne, o zaman meşhur sinema ko- miklerinden olan “Fatti,, ye tel- mihen “Barlar Fattisi,, —lâkabını takmıştı. Şarkıcılık da uzun sür -| medi, ve biraz sonra Daus, tekrar Liyej şehrine dönerek Nanes isim- li bir mizah mecmuasını idareye başladı. Fakat bu şefer de şan - taj yapıyordu ve bu işte o kadar ileri gidiyordu ki, 1926 senesinde, aleyhlerinde neşriyatta bulundu - ğu kimseler bir “hakarete uğra - mışlar cemiyeti,, yaparak aleyhin- de dava açtılar ve onu — iki sene hapse mahküm ettirdiler. Daus, hapse girmektense kaç- mağı muvafık görmüştü. İhtiyar annesi ve metresi Armand Konta D ile Fransaya ve orada tekrar bar şarkıcılığına başladı. Lâkin tutturamadı ve Bulle Je Tru ismi - ni taşıyan küçük bir kasabaya çe- kilerek üfürükcülüğe — koyuldu. Kendisine “Bulle evliyası,, ismini veren Daus, üfürükcülükten ziya- de, Pariste kalıb çalışan metresi- nin kazandığı para He geçiniyor- du. Bu kadın, nihayet, bıkmış, artık ona para vermiyeceğini söy- lemişti. Bu hâdise geçen sene mayıste olmuştu. Önce, Daus alçakçasın? bir hareketle metresini arkadar vurub öldürmüş, 88 yaşında olarn rımızın kilosunu da 47,25 santimr resme tabi tutmuştur. Bu iki taraflı vaziyet Yunanis- tana balık ihracatımızı durdur- muş gibidir. t lattığımız sebeblerden dolayı he * men Brüksele gütmiş, orada, — ikl sene mahkümiyeti olduğunu söy * liyerek teslim olduğunu - bildir * mişti. Fakat iki senelik mahkü * | miyetinin murur zamana uğradı * ğı, serbest olduğu cevabı ile kar * şılaşmıştır. Bunun üzerine bir 0 * tomobille, Liyeje gitmiş, — orada: | küçükken kendisine hocalık etmif olan bir papasa uğrıyarak günah * larını çıkartmak istediğini söyle * | miş, papas günahlarını çıkarırkelfl bir kurşunla vurub onu öldürmüş" tür. h Bu cinayetten de kimsenin har | beri olmamış, hattâ, kilise kapı * sında bekliyen şoför bile farkın$ “varmamıştır. Daus otomobile bin: mi'ş, polise giderek: — Papası öldürdüm. Küçükketi bana taarruz etmişti, intikamımi | aldım. Diye teslim olmuştur. Cinyattf © zaman meydana çıkmış ve Dauf sorguya çekilmiştir. Daus, sorguda, Fransada dâ metresi ile annesini öldürdüğünü söylemiş, derhal Parise telgraf çe" kilmiş, yapılan tahkikat caninif doğru söylediğini meydana çıkar” İk, mıştır. ğ Daus Belçikadaki üçüncü cina” | yetini, idamdan kurtulmak — içi yapmıştı. Fakat yapılan muhake& me neticesinde, müstesna ola: bu katil için “milli müdafaa ka! nu,, tatbik edilmiş, yani caninif Liyej meydanında kafası kesilm ğe mahküm edilmiştir. Bütün bunlara rağmen, hîğ' kralın idam hükmünü tasdik et * miyeceğini zannetmektedir. Çün * kü elli senedenberi, Belçikada bif J) bir idam hükmü kral tarafındâ” tasdik edilmiş değildir. ü Ankarada A K B A kitap >in'n birinci şubesi moder? bir şekilde Maarif Vekâleti karşısmda açılmıştır. AKBA Yitap evleri her dilde necmua, gazete iht'yaçların? sevap vermektedirler. Guck 'çitaplarımızı, gerek kırtasiyeniz! >m ucuz olarak A K B A kitaP wlerinden tedarik edebil'rsi" | niz. Devlet Matbaası kitaplar! e VAKIT in neşriyatının Af karada satış yeri A KBA K tap evlerid'r. AKBA Merkezi Telefon Birinci şube İkinel şabet 3137 5i irel $ Saman Pazarı B