——— —— — Nuh, omuz silkti. Cevab ver - medi, Biribirlerinin ellerini sıkıb ayrıldılar. Delikanlı, aheste adım- larla, köşke doğru ilerledi. Cemil Rıfat bey onu, merdiven- alt kısmında bekliyordu. — Dirayet hanımefendinin bü- tün misafirleri gitti, değil mi? — Eyet... Lâtif beyle Murad be- Yi şimdi teşyi ettim. Dirayet hanım, -onları sofada bekliyordu. vardı. Kadriye ile Nüsret, yukarı '| — çıkmışlardı.. Polis hafiyesi: — Haydi, yazıhaneye gidelim! dedi. İlk içeri giren o oldu. Nuh, oda- Nın ortasında mahut sandığı gö- Tünce fevkalâde şaşırdı. |— Bunu tanıyor musunuz, Nuh bey? Nuh, merak içinde, sandığın ka- BPağını açtı. İçine baktı. Arkasın- | — dan Adnan bey de — aynı süretle Merak içinde yaklaştı. j — Yok, hayır... Bu sandıktan “asla haberim yoktur... — İçinde ne j — var? Bir takım örtüler falân... Yanımmda da Adiran' ıC" ll M ğ ı Nukut (Satış) — | ezarlıgı £ Londra — 624 | Viyana — 24 Nevyork 126 Madri: 18 Süyük zabıta romanı 45 Nakleden : Vâ - Nü P:ı'ıîu 170 nem: 45 YA Ka Milâno 216 Varşova 24 Poli KAC Tia Brüksel 118 | Budapeşte — 26 ç 'olis hafiyesi tekrar mırıldan- Ka ch!er... Dirayet hanımefen- Kldk 2450| Bükreş 17.50) l: di ile benim, bu bavulu burada na-|3 c.; eee ş 2 XAĞ pevre 818 Belgrat 58 |— Yirmi saniye kadar gecik-| sıl keşfettiğimizi öğrenmeniz 1â-'3 So'ya ga İ Nakalimla 336 tim, — Yirmi saniyeden bile belki| zımdır. Nüsret hanım, saat on bu-(3 Amsterdan 84 | Altın 936 daha az geciktim... Haydi, misafir| çuğa doğru, yan taraftaki odaya |3 Pıag 102 | Mceldiye — 42 lerinin yanma dönünüz . Şüp - | tabla aramağa girmi Stokholm — 32 | Banknot — 240 | hesiz, aek daha fazla kalmıyacak-| — Adnan beye döndü: Çekler (Kap. Sa. 16) | Sa. 16) | DA — Hani siz dışarı çıkıb sigara 'i Londra — 623,50| Stokho'm 3115 — Peki... getirmek üzere odanıza gitmişti- | Nevyork ” 0.7930 | Viyana — 42x94 Filhakika, Jale hanım, ilk önce| nız ya, işte o zaman... Paris — 1203 — | Madrit 58002 “geri dönmek arzusunu gösterdi.| — Adnan, cevab vermedi. Milâno 9285 | Berlin — 1,9756 âonn Lâtif bey, daha arkadan da| — Rıfat, devam etti: Biüksel 33937 | Varşova 41075 urad bey davrandı. — Hanım, bu odada gürültü i-İE Âtzt 83,925 | Budapeşte4, 1687 Nuh, ikisini de, kapıya kadar| şitmiş, tabii korkmuş... Korkusu.| SS YARTAC Üİ Ni SA ADRk leşyi etti. Murad, arabasmna bi -| nun sebebi de kolaylıkla anlaşılır. i Amsırdam 1,1732 | Yokohama 27488 nerek kayboldu. Otomobil- köşe| Hemen halasına koşarak, haber 3 Prag — 189757 | Moskova 1090 başmda kaybolur olmaz Lâtif, al-| vermiş... Dirayet hanımefendi dc. ESHAM Çak sesle dedi ki: derhal beni haberdar etti. — Bu otomobilin sahibi hak - ıDevamı var) (Ş $ Bankas V10 | U, Sigoru —00 $ _kmdı bu sabah söylediğiniz söz - âî;do SLA5 Bomonü — 11.95 den bir şey anlıyamadım. — Polis H 15.50| Tramvay — 91,50 ::iyeıi Rıfat bey de, onun hak - r'll- Doktor _-umı! î;ı,h:î:.’:k _Ğ',g Çimento as, 1315 d. hıı.d— — ) $ d. Ka —- ——— Türi _mh:;':*k_?;_“î;h'; 3 Hüseyin Osman ; Istikrazlar — Tahviller tey... Bu adam hakkında niçin te- Haseki hastanesi — İi 39TukBol2827| Tramvay — Bi.75 ;_“:.'3"' beslemiyorsunuz '“"l':ı dahiliye mütehassısı B3 * * '[: ŞHL î'nh.'.'ı:ıuı balan! 'akat, doğrusunu istreseniz, , ş iğ « » *İM12660 h İ di daba Hİ aaliyorunu Lâleli Lütüf Aparıtmanı saat Hlcrikrarı Dahilo4 25 An:îl:ıl;l xî 4-7 e kadar Telefon 22459 ı TÜLGETANLYTALANTA IK ARAI OYT TUDU KRAATLAT AAA GA Lıîını Istikarzı97,0| Mümessil A. soowı J RADYO | Bugün İSTANBUL :— 18 Fransızca ders, 1890 Jimnastik musiki- , Beşiktaş İcra Deiresinden: Ankarada Balıkpazarında Si- nan caddesinde Hilâl sokağında koltukçu Mehmed ve aynı yerde E:.mçî'wk AM :d= 4,19 Plâk dans müusikisi, 19.30 Dünya haber- Tat sarayı — Câ e B ram İ Kiğrizli cdinti vcm a Na d | ai Hüi olf KA nai l evde Erzurum mebusu Âsım ve| lalayka orkestrası ve koro beyeti tarafından kardeşi Rıza ve hemşiresi Şazi -| 188 2120 Anadola ajanaı, — borsalar, 21,80 mn;ı't ':h İstanbulda Ketencilerde Ü'k::;:":p el "::M “1Y'No. da'Gözü büyük'oöğlu Galip DEŞAA yanııda İanati'tHakkı oğla “Ziya) motfam, büder,'18İE RESyö ermeten. “20 ve Erzurumda ticaret odası reisi| Kanterans, 2020 Plâk, 20,45 Koaferanı, 21.08 Sadrettin karısı Saidenin şayian (Ml.ndıır;ı.ltnnııh).muımoılm mutasarrıf oldukları Beyoğlunda HLA VAışov;. 5 Tatavla mahallesinde eski Puntcu söde Te FN Hiristo Civani eski ve yeni Kuyu-| yıafır musiki parçaları, x::n:':' ”ı;: lar sokağında 234/236 ve 20/22)| şarkcı konseri, 20,20 sözler, 20,80 Plâk, söz - No. lar altında bi rarsa ve Fatih-| ler. 24 SuklasLas ” aberler, :.,a:"' te Zeyrek Ferhat ağa mahallesin.- İsgnseri, Haperoni garkı. de Zeyrek caddesinde bir tarafı M“::':H: AYA T ea Ferhat ağa sokağında ve diğer ta-| — »as Rhz BUDAFEŞTE, 550 m. rafı Hüsam B. mahallesi Ümer pa-| 545 Khz. cmfüyrlaGEj eta cetainetaalasta şa sokak 11 inci ilk mekteb arka- nı: 'J“Jw"mmf ?ı-ı; sına karşı 12/14 No. larla murak-| Şea neşriyat, 28 Haberler, 23,45 BUi kam kapıdan girildikte sağ ve 588 Khz. VİYANA 507 m. solda iki oda ve harap bir mutfak Bunlardan bir tanesini aldı ve Muayene etmeğe başladı. — Bu sandık kimin? 9 — Ben de sizden aynı şeyi so - Tacaktım. F —LlHnbunıınmd:hıldu- huz? - Rıfat, soğuk lnnlılılılı: — Burada... dedi. Nuh, öona bakıyordu. Rıfat, bu bir mana çıkarmağa uğ- — Demek ki, bunlar size ait ol Madığı gibi, kime ait olduklarını bilmiyorsunuz? — Bilmiyorüm... ui efendim? yet hanımın akrabası, bir. h'lhlılıı kopardı: — Hayır, ben, bu biçim sandık- ?ğ" tey... İnsan, bunun içine ken- girebilir... Nuh, ona döndü. Dirayet hanım lunda bir titreyiş hissetti. Aklına fena fena şeyler getirdi. Bir süküt hüküm sürdü. dedi kit Bunun üzerine, Adnana döndü: | — Bittabi siz de bilmiyorsunuz, | L"'» seyahat etmem... Ne de bü-| beyin bu sözü hepsinin 18 Neş'eli konsor, 19 Doktor - tavaiyeleri, 10.25 Sözler, 19.00 Haftalık — haberler, 20,20 ve içinde bozuk bir tulumba — ve| Askeri konser, 21,28 Akttlalita, 21,40 Hüfetn terkos musluğu ve harap . küçük| der Not isimli skeç, 22.10 Haberler, — 2240 bir'sofa vö bir-hola-ve'solda bir| Tötermcalk yaylı suilar konmirt, 29.20 Bün kapılı aydınlık mahal — ve harap MA L SÖRGREA M İNT Ka £ merdivenden birinci kata - çıkıl - dıkta küçük bir sofa solda iki oda bir merdiven altı sağda bir hela ve bir dolap ve üçüncü katta ta - vanı basık bir oda ve oda önünde bir balkon ve gayet küçük bir sofa ve küçük bir dolap ve çaltı arası! ve 19 No. lu kapıdan — girildikte| küçük bir sofa ve sağda iç içe iki oda ve bir mutfak ve harap bir he- la ve birinci katta bir sofa ve iki oda ve bir hela ve merdiven altı ve ikinci katta küçük bir sofa ve bir yüklük ve üç oda — ve üçüncü katta tavanı basık bir oda ve ö - | nünde bir balkon ve küçük bir so- fa ve çatı arası ve elektrik ve ter- meti olan 8660 ve iki bölmeli ha - nenin 3700 liranım yüzde yedi bu- cuğu nisbetinde pey akçeleriyle beraber 21 — 1 — 935 tarihine te- sadüf eden pazartesi günü saat 14 den 16 ya kadar Beşiktaş icra da- iresinin 934 — 1766 No. lu dosya- sına müracaat qlîııızlen ve satış şartnamesini herkesin 20 gün son- ra görebileceği ve taktir -olunan kıymetin yüzde yetmiş beşini bul- mazsa en son arttıranım taahhüdü baki kalmak üzere satış 15 gün daha uzatılarak 5 — 2 — 935 ta- rihinde salı günü aynı saatte en çok arttırana kat'i ihaleleri icra kos tertibatları mevcut iki bölme- kılımacağı ve mezkür gayri men- li hanenin taksimi kabil olmadı -| kuller üzerinde ipotek — ve diğer gından satılmak suretiyle şuyula -| hak sahipleriyle faiz ve masrafa rının izalesine akrar verildiğin -| dair olan iddialarını evrakı müs - den bir ay müddetle açık arttır -| biteleriyle 20 gün içinde bildir - maya konulmuşlardır. meleri aksi halde hakları tapu si - Dellâliye ve ihale pul resimleri cilleriyle sabit olmadıkça satış be- müşterisine ait olmak üzere talip, delenin paylaşmasından hariç ka-) olanların arsanın muhammen kıy.| lacakları ilân olunur. (3932), — | e WW SAA AU el Her parçası ayrı bir heyecanla okunacak macera, kıskançlık, kuvvet, Tefrika No.117 * Timsahın dişleri arasında gör- düğüm tüyler, bana Sultanım ya- ralandığını anlatmıştı. Bizimle beraber seyahate çıktı- ğı halde birdenbire yarı yolda or- tadan kaybolan Rober, canbazha- nede timsah kralı diye tanmmıştı. O, bana bazı bazı timsahlara dair hikâyeler, onların hayatlarıma, ha reketlerine dair parçalar anlatır- dı. Bunlar arasında bir gün anlat- tığı bir hikâye benim hayatımı kurtardı. — Nedir bu? — Anlatıyorum. Rober bana timsahlar avlarını öldürdükten sonra hemen yemezler, taze eti ko layca hazmedemedikleri için - on- ları gömerler üç, dört gün öylece bırakırlar. Bir çok seyahlar tim- sahlara yakalandıkları zaman bu tabiatmdan istifade ederek hayat- larını kurtarmışlardır. Kendileri- ni ölmüş gibi gösterirler, timsahı aldatırlar. O zavallılar da ölmüş- tür diye, diri topraga gömerler. Seyyahlar da böylece kurtulurlar, demişti. O dakikada bu hikâyeyi hatır- ladım. Köpeğin uzaklaştığını gö- Tür görmez kendimi ölmüş gibi gösterdim. Timsah beni kocaman ağzına alarak sahile sürükledi. Canımı acıta acıta toprağa çekti. Kuruca bir toprağı keskin tırnak- lariyle kazarak beni oraya yerleş- tirdi. Sonra üzerimi hafifce, fa- kat başka timsabların farkma va- ramıyacakları bir şekilde toprak- İa örttü, sonra uzaklaştı. Yarım saatten fazla öyle kaldım, sonra yavaş yavaş üzerimdeki toprağı kaldırdım ve bacaklarımın bütün kuvvetiyle uzaklaştım. İşte felâket bu dakikadan itiba- ren başgösterdi. Her adımda bün- yemin güç tahmmül — edebileceği hâdiselerle karşılaşıyorum. Tim- sah dişlerinin vücudumda açtığı yaralar bana güç tahammül edilir acı veriyordu. Çabuk yoruluyor, yarım saat yol alırsam, bir saat — dinlenmek mecburiyetinde kalryordum. Böylece tam beş gün, sık or- manlar içinde aç kaldım. Karnı- mı, ağaç kökleriyle doyurabiliyor- dum. Ağaçlar üzerinde meyvala- rı andıran şeyler göremiyor değil- PRENS filminde görüneceklerdir. Bu aşk ve seyahat romanı ASLANLI HÜKÜMDAR SÜLEYMANIN OĞLU - dim. Hem çok vardı. Fakat ağaç. lara tırmanmak için kuvvetim kâ. fi gelmiyordu. Nasıl oldu bilmi- yorum; vücudumdaki yaralar iyi- leşti. Artık hangi köklerin yeni- lebileceğini öğrendim. Babamı, arkadaşlarımı kaybet- tim. On beş gün kadar mütema- diyen gezindim. Tesadüf ettiğim vahşi kulübelerinden birinden e- le geçirdiğim bir parça ateşi dai- ma yanımda gezdirdim. Ağaç ko- wuklarında yanımdaki bir parça ateşi üretiyor, hile ile ele geçirdi- ğim küçük hayvanları kızartarak yiyordum. Bu hayat çok sürdü. Allakıma çok şükür, ormanda kaldığım bu müddet zarfında belli başlı hiçbir vahşi ha; tesadüf etmemiş- tim, Bu yalnızlık bana çok ağır mak istiyordum. Bu düşünceyle, ormanı baştan aşağı geçmeğe, ilk raslryacağım kabileye sığınmayı kararlaştırdım. Önüme çıkan kabile Niyam Ni- yamlar oldu. Beni yakaladıkları gibi reislerinin yanma götürdü- ler. Hiç bir şey anlamıyordum. Zannediyordum ki, onlar da be- nim gibi insandır. İnsan oldukla.- rında aldanmamıştım. - Fakat in- san eti yiyen cinsten olduklarmı hiç hatırıma bile getirmemiştim. Beni kapayıp beslemiye başladık- ları zaman, ve bulunduğum yerde insan iskeletleriyle karşılaşınca hakikati anladım. Buradan da bir an evvel kurtulmayı kurdum. Bir gece-bana yemek getiren vahşi kapıyı iyice kapamadan - git ti. Bu fırsatı kaçırmış olsaydım bu gün hayatta bulunmıyacaktım. Kaçmağa nasıl cesaret göster. diğimi bilmiyorum. Kendimi ku- lübeden dışarda büulunca sürükle- en, sürüklene uzaklaştım. Sabaha doğru gene kendimi'ormanda bul- dum. Orman belki daha tehlike- liydi. Fakat tehlikesi Niyam Ni- yam köyile mukayese edilirse hiç- (Devamı var) ŞMANDARİN TRAŞ alcnoı Bir tecrübe kâfidir. Her yerdearayınız 162 Yarın akşam SARAY Sinemasında FERL HSRYN , Kadınların sevimli artisti: RONALD COLMAN ve güzel yıldız: LORETTA YOUNG AHMET film, UNITED ARTISTS'in Fransızca mükâlemeli-mühim bir şaheserdir. gaa -î ı İ ? '1