HABER — Akşam Portası 18 Birinci kânun 1934 — B 4 A -— —T 5000 — —( © Tazenere Yazan: çe Alma ve başka dile çevirme| Aka Gündüz ? Devlet yasasınca kom'udur. 'BÜYÜK DENİZ RIOMANı | Kaçakçılık | ’_İ_] şahm Y&Vl'llsu ğ'Sorgu dün geç vakte kadar devam etti, No- terler aldatılmış mı? ı Yazan: Kadir Can No.80 İ Kazazede gemiciyi bırakarak gitmek doğru olamazdı Manitelli şimdi kazaya uinyıııı » gemideki adamım bağıra bağıra| söylediği sözlerden bir kaçını a- çıkça işitiyordu. Geminin o tarafa dönmesi için dümenciye emir ver- di. Barbariga kumandasında Vene- diğe dönüyordu. Bir fırtınaya tutulduk. Fakat bu, o kadar kor- kunç bir şey değildi. Sido- nun birdenbire dümeni tutmaz oldu; zincir kırılmıştı. Tamir e- Bulgaristandan gelen muahcir- | lerin getirdikleri şekerlerde yapı- lan milyonluk kaçakçılığa ait sor- gulara dün de gene gümrük —mu- hafaza umum kumandanlığı istih- barat bürosunda devam edilmiş - tir. Bu sorgular dün gece geç va - kit bitirilmiştir. Bütün muamele - nin ikmalile suçluların bugün ak - şama kadar ihtısas mahkemesi müddei umumiliğine verilmesine Profesör Esoess işte buna çok sıkıldı. Kobra satan Ümanite ban- kasına telgraf çekdi: Kanser şı- rıngasını ben buldum. Kobra ze- hiri değildir. İnsanları öldürmeyi- niz. Bulduğum formülü bedava gönderiyorum, yılan zehiri yerine onu satınız. Kazanmız. Ün alınız, yalnız insan'ırı öldürmeyiniz. Ondan sonra Esoesin bu eve ver ve dağılması ölümü getirir. Yahül biz böyle diyoruz. Eğer atomlar! zayıflatmazsak hastalık, çürül mezsek tehlike, dağılmasına mej" dan vermezsek ölüm yoktur. Gücünü yetirmeğe başlıyan bif gövde köşesinde arayacağımı? şey oranın atomlarmı yenideli canlandırmaktır. Atomu ilk çağ' larda dışarıdan verilecek gücler!? Yaklaştıkça meçhul adamın se-/ dinciye kadar bütün kuvvetile e diği Formül kullanılmağa başlan - iliri: ğ si daha iyi duyulmağa başladı: | sen lodos fırtması bizi karaya at- çalışılmaktadır. dı... Amma adı Kobra hl.":kürü :r':;m;:ü:t:lml Bi b“kıx — He..yl.. Beni kurtarın!...| tı. —Sahile yüz kulaç kaldığımız| — Dün, istihbarat bürosunda bu | kaldı... FE LA Ben Venedikliyim. Beni buradan alın!.. Seo'nun kendisine doğru gel- diğini görünce geminin bordasın- daki iplere tutunarak aşağı indi. Sahildeki ufak kaya parçaları ü- zerinde sıçrıyarak mümkün olduı. ğu kadar denizde açıldı. Hattâ suya girdi. Beline kadar su için- de ellerini, kollarını sallıyarak yardım istiyordu. Bu, on yedi yaşlarında iri yarı bir delikanlıydı. Venedik harb ge-| milerindeki küçük zabitlere mah- sus kırmalı kısa şalvar, dar - ve çizgili caket giymişti. Belinde halis bir Venedik kılıcı vardı. Yal- nız başını beyaz bir bezle sarmış- tr. “Kaza olduğu sırada yahud da- ha sonraları, bir yere çarparak yaralandığı anlaşılıyordu. — Top- ların bir kaçı denize yuvarlanmış, Aldığımız bir kaçı yerinde duruyordu. Kaptan Manitelli, onu burada sırada bir sarsıntı oldu. Bu sırada ben kamaramdaydım. Gemi bir- denbire yan yattı. Kapıyı zorla- dım. Fakat bir türlü açamadım. Sanradan anladım ki geminin ya- rası tam benim kamaranın kapı- sında imiş, iç tarafa doğru eğilen omurgalar kapıyı dışarıdan ka- pamış. Kamaranın bir tek pen- ceresi de suyun altındaydı. Ora- da mahbus kaldım. Hem de be- lime kadar su içindeydim. Bölme- lere vurdum, bağırdım, fakat du- yuramadım. Fırtınadan deniz dal- galandıkça sular boğazıma kadar yükseliyordum. (Devamı var) Türkofis Ecnebi memleketler- de şube açacak malümata — göre, 'Türk Ofis şubelerinin bulunduğu meraleketlerle olan ticaretimizde | iş için teşekkül eden muhtelit ko - misyon daha ziyade maznunların sorgusu ile meşgul olmuştur. Din - İ lenen Salâhattin Rifat ve ortakla- ri — Galiple Burhan bu iş teki alâkalarının yalnız mu- hacirlere kolaylık göster - mek olduğnu ve — muhacir * lere gösterdikleri kolaylıklara mu kabil temin edecekleri menfaatin ! hiç bir zaman bir ticaret olmaktan ileri geçmiyeceğini iddia etmi- lerdir. Maamafih elde mevcut ve- sikalar muhafazaya aksi kanaati verdiğinden bu bakımdan sorguya devam edilmiştir. İstanbul gümrükleri başmüdür- lüğüne dün muhafazadan bir liste gönderilerek listede bulunan mu - hacirlerin gümrükte ne kadar şe- kerleri bulunduğunun ve ne kada- rnın çekildiğinin bildirilmesi isten miştir. Başmüdürlük dün derhal bu şekerlerin miktarını tesbite baş bırakarak yoluna devam edemez- bu lalı di. Çünkü insaflı bir adamdı. Za-| leri görüldüğünden bizimle geniş ten bunu yapmazsa, yarım bu Ve-| mikyasta alış veriş yapan diğer nedildi küçük zabit memleketi-| bazı memleketlerde de şubeler a- ne döndüğü zaman kendisi için| çılmasma karar verilmiştir. hiç te iyi olmazdı. Türk Ofisin şimdi, haricte se- Seodan bir kayık indirildi, sa-| kiz şubesi vardır. Bu şubeler Ati- hile gönderildi, kayık Venedikli| na, Berlin, Londra, Moskova, Tir- şubelerin çok faydalı hılint-! Hat küçük zabiti tlarak gemiye dön- dü. Manitelli bu genç adamı iske- lede karşıladı. — Bonjorna!... — Bon jorna kaptan!... Genç adam kaptan Manitelliye elini uzattı ve kendisini tanıttı: — Venedikli mülüzim Paolino Beneventi!... — Kaptan Manitelli!... Birbirlerinin ellerini kuvvetle sıktılar. Manitelli morakla mülâzim Pa-| stanbunlolall cgğu-birş fotoğraflarını senede koydurmak| — — Demek bütün iş atomlarda?| şündüm, buldum! Bugün etektr? olinoyu baştan ayağa kadar süzü-| Ticaret bürosunun | suretiyle tevsik vazifesini yapmış.| | —Evet. Atomun bir yerde, ve-| cihazlarım en olgun.. Radyom | yordu. Bir türlü gördüğü şeylere muamelâtı tır. Hal böyle iken noterin alda-| ya gövdenin her yerinde zayıfla-. tediğim kadar. | mana veremiyordu. İstanbuldaki Ticaret ve Sanayi tıldığı ve sahte bir sened tanzime| ması hastalığı, çürümesi ı.hulıqil ( Devamı var ) İ Eğer bu gemi kazaya uğramış- sa, elbet içinde bir kişi yoktu ya!.. yeste, Paris, Prag ve İskenderiye- dedir. Mümessilliklerle idare edi- len bu sekiz şube şimdi ona iblâğ edilecektir. Yeni mümessilliklerin Madrit, ve Nevyorkda ihdası bir ihtimal dabilindedir. Bundan ma- ada Türk Ofisin açılması mukar-| rerdir. Şimdi İstanbul, İzmir ve Mersinde bulunan şubelere ilâve olarak Karadeniz sahil vilâyetle- rinden birinde de bir şubeye ihti- | yaç görülmektedir. Bu şubenin l Samsunda olması düşünülüyor. Müdürlüklerinin kaldırılması üze- rine İstanbulda bırakılan vilâyete Bu kaçakçılık hâdisedinde İs- tanbul ikinci noterliğinin — ismi geçmiş, İstanbul ikinci noterliği namına başkâtib Bay Suad bu me- sele hakkında bir muharririmize şunları söylemiştir: — Dışarda yapılıb dairelerimi- zin tasdikine arzolunan senetler noter kanununun tarifatma tama- men muvafık olarak tasdik - edil- miştir. Dairelerimiz, Türk ka- nunları karşısında tenvir ve izah edemiyeceği hiç bir karanlık -i âlet olmamış ve olmıyacaktır. Da- iremiz damga veya mühürünü tas-| dik ettirmek istiyen muhacırlar- dan iki muteber ve maruf şahit alınmış ve yalnız mühürleriyle ik- tifa edilmiyerek parmak izleri ve âlet edildiği iddiası yanlıştır. tamamen O halde diğerleri ne oldu ve bu! genç adam niçin tek başma kal- dı?.... merbut Ticaret Bürosiyle Sanayi Müfettişliğinin buradaki müddet. İstanbul aalii. birlani Tidcütet bk. ibeğille BAA ğZ. 0ko-| tanbul asliye birinci ticarel f mahkemesinden: Küçük kambur Omikro bunları biliyordu. Onun için profesör E- soesin ölümü ortadan kaldırmak için söylediği düşüncelerini deli saçması almıyordu. Esoes'in çok ince, çok düşündürücü ve insancı bir araştırması vardı.. Ya çıkar, ya çıkmaz.., Çıkmamış olsa bile bu araştırmalar arasında başka iyi - Hikler, buluşlar da çıkabilirdi. Nitekim Prençibe yapltığı verem aşısını derinleştirirken ummadığı yerlere dokunmuş, kalmıştı. Esoes artık güneş — yüzüne de çıkmaz oldu. — İstediği güneş ışı - ğmmr Omikro ile Omega veriyorlar dı. Enstitünün bütün lâboratuvar - larmda artık profesörler, yamak - lar, olgun kişiler çalışıyorlardı. Esoes'i kendine bırakmışlardı. O, bir yarı Tanrı olarak — enstitünün içinde yaşıyordu.. Prençip pav- yoniyle yattığı odanım duyarında bir kapı açtırmıştı.. Koridora bile gıkmıyordu. Ne ve neye çalıştı-. Şını kimse bilmiyordu. Esoes ölümü kaldıracak bir yol bulmağa çalışıyordu. Öyle çalışı « yordu ki ilk denemelerine bile başlamıştı.. aNi M b Omega; maden âletleri parlat- tığı güderi parçasını omuzuna at- mış, ellerini kalçalarına dayamış, koca göbeğini fırlatmış, gözlerini| Esoes'in dudaklarına dike dike profesörün söylediklerini dinliyor, du: | — Anladın ya kızım Omikro? İşte böyle.. Nazariyem öyle derin bir şey değil. Hoş, nazariyelikten de çıkti ya. | dan bir şey istemez. Çağını güci nü bitiren, işini gören atom ne yenisini koymak.. İşte ölü öldüren buluş! Bunu nasıl yapacağım? el tron ile radyomu evlendirdim. Bi diğin muameleden geçirdikten sonra B.C.8 — Elektronoradyo" ma buldum. İşte bulunan t - fof mülu doze etmek kalıyor. İşin k sası şu: — Atomları — dağıtmak: Yıpranan atom yerine, gövde V€ beyine kendiliğinden yeni atont | lar yaratarak ölümü ıolnnımnkı_ Omega dıymmıdı,' ensesini | kaşıyarak, saygılı saygılı sordu: — Demek ben, şimdi, şu -— rad | yom parçasını yutarsam - hiç ölmiyeceğim? Profesör gülmedi. Çünkü on yıldanberi gülmesinide yordu: v — Bunu tam otuz yıllık bir ç&" lışmadan, didişmeden sonra nasf | buldum bilir misin? Söylesem $# | şarsın, ben sağdan soldan yür” | yormuşum, meğer o karşımd mış. Rüstgele buldum! Şaşmö! Saklamam senden, evet rastgele” Sokakta para çantası bu!ıır cib_&' Otuz beş kırk yıl önce arkadi” şım Sırplı Prençip'e yaptığım VE tem aşısı üzerinde çalışıyordu!” | Birdenbire anıma geldi. O g/ ben o aşıları kendi yaptığım bif elektrik cihazmdan ıeçiınııı. " az da radyoma göstermiştim. famın içi birdenbire parladı. Di” ÖZ TÜRKÇE P2, . A9 4 K | S Seonun burnunun o tarafa çe- virdiği zaman sahil boyunca, ka- zaya uğrıyan gemiden koşa koşa uzaklaşan sekiz dokuz kişi kim- lerdi?... Orada ne arıyorlardı?... Niçin ve nereye kaçıyorlardı?.. Kaptan Manitelli merakla sor- du: — Gemide başka kimse yok nomi Bakanlığı Sanayi Müfettişli- ğinin müddetini tahdit etmiştir. Fakat Ticaret Bürosunun müddeti tahdit edilmemiştir. Ticaret Büro- sunun bu ay nihayetinde kaldırı- larak müamelâtına Türk Ofis İs- tanbul şubesi tarafından bakılma- sı muhakkak gibi görülmektedir. Esasen vazifesi İç Ticaret Müdür-| Aşağı yukarı 34115 kilo ağırlı - | iğında 30 dane ceviz kütüğü açık artırma ile satılacağından almak istiyenlerin 22.12.1934 cumartesi saat 9,30 da Haydarpaşada dev - let demir yolları idaresince kütük- lerin konduğu yerde bulunmaları ilân olunur. (348) KARŞILIKLAR Okurlarımız eksik sayılarını bizden edinebilirler &Mmünw&âü“hnühwüwmh"" beğendiler. Bizi arkaladılar. Unutmuyoruz. Ancak, sonradan öğrendik İ | mu?... Siz niçin yalnız kaldınız| lüğü muamelât müdürlüğü olan! | j burada?... Diğerleri ne oldu?... | Istanbul Bürosunun muvakkat mü EE A AERİ bi Ni d S aei ae ea eee LAİ — Kaptan, başımıza gelenleri| dürü Hayrettin Beye Ankaradaki tiyatrosunda Nİ yerlerdöki satıcılardan da bunların eksikliklerini istiyenler olmaştur. Butf' Bi sormayın!.. Fırtınaya tutulduk.| vazifesine dönmesi için emir ve-| İ OZAN OPERETİ Ü bakarak, düşündük: Kolleksiyonlarımız için ayırdığımız sayılardan İşte bizim sevgili Sidomuz bu ha-| rilmiştir. ' ;a Eski VSMEba::m_H çıkararak isteklilerine vermeyi, dil üzerindeki çalışmaya daha yararlr bul " B le geldi. y Istanbulda bugün faal ve tas- :î*'“:] aoıîmâ'.m duk. İstiyenlor, herhangi sayıda çıkanlar kendilerinde yoksa onu yenident Sido kazaya uğrıyan Venedik| fiye halinde şirketlerle ikraz mü- ISMAN. — | ÜKBULLU ":d“_:“::_-_"ü— İren d gee e e zi B harb gemisinin adıydı. essşeselerinin adedi bine yakm- Bu gece CÜPPE çe hanta ;:;'h olıı-ılıı ıı'ılılıl'lu_ ucura ş Genç mülâzimin gözleri yaşa-| dır. Merkezi TIstanbuldan gayri Üat İ Vei bin Seial “"ı“"'u’"""; ::,hnı*,:mw:.ıııı aef rır gibiydi; sesi titriyordu. Sözü-| şehirlerimizde olan şirketlerin a- cit Öagle W :vişüllaktürdr üüü d zöelk “_:'_"H"'"_, Göderebilei ne devam etti: ' dedi pek azdır. Bunun için İstan- Cuma günü matine 15 de KURUN gazetesi —j — Bugün tamarnı on dördüncü| bul şubesinde yeni bir kısma ihti- Beyoğlu Mulenrujda : | gündür. Beş harb gemisi, Amiral| ÖĞ e yaç görülmektedir.