ii ili | Yazan: “BÜYÜK DENİZ ROMANI —-- Şahin Yavrusu — Kadir Can NI No.24 “ölüm korsanları,, Şahin yav- rusunu takibe başlamışlardı — Ne dersin reis?... — Pek o kadar hızlı bir gemi değil... Rüzgârı arkasıma alama - dığı için, son hızını da alamaz... İ Fakat... Başka biri söze karışdı: — Bizim de yalnız bir çift kü- reğimiz var... — Yelkenimiz de tek!... — Adaların ve kayalarm arası- na girmekden başka çare yok O, küçük kayalıkların arasında ko lay kolay dolaşamaz... — Fakat sahile de epeyce yol var... — Demin açılmasaydık, daha yakın olacakdık!... Bu söz Aliye dokundu. Fakat sesini çıkarmadı; küçük Hüseyin cevap verdi: — Falcılığımız yok ya!... yağlı parça zannedeceğini den bilecekdik... — Çokdanberi boş yere gezmiş olacak ki, hıncını bizden almak istiyor... Ali Reis bağırdı: — Artık susalım... Zaten susmuşlardı. Hiç birinde konuşacak hal kalmamıştı. Keşki İtalyan sahillerinden, hiç olmazsa denizin orta yerinden gitselerdi!.. Pesaroya uğramışlardı da kimse farkına varmamışdı. Karaya çık- mışlar, sü ve yiyecek bile almış- lardı. “© ş Lâkin bunları düşünmek fayda- sızdı... İşişden geçmişdi. Karşılarındaki girintili, çıkıntı. İr yalçın adacıklar, o kayalıklar, gitdikçe büyüyorlardı. Fakat kor- san gemisi de aralarmdaki mesa- feyi hiç umulmıyacak kadar ça- Bizi nere- ve orasını büyük bir köprünün ke- meri gibi keçid yapmışlardı. Ali Reis sordu: — Hüseyin, şuradan girebilir miyiz?... — Yelkeni indirirsek gireriz... Hepsinin kararan gözleri ümit- le parladı. Onlar eğer bu delikden diğer tarafa geçerlerse, (korsan gemisi burundan kıvrılmcıya ka- dar epeyce yol almış olulardı. Kara Yusuf: — Arka taraf acaba nasıl? Sancak açık değilse iskeleye dön- mek lâzım gelir ve düşmanla yüz- yüze geliriz... Dedi. Bu sözler doğruydu. Fakat korsan gemisiyle, ileri - deki burunu gözden geçirince o - radan kıvrılmanın kabil olamıya - cağı anlaşıldı. Çünkü korsan ge- misi bütün hıziyle, şimdi daha uy- gun bir tarafa aldığı rüzgâr (o ve daha hızlı işliyen kürekleriyle on- larm önlerini kesmek istiyordu. Bunu da yapabileceği anlaşılıyor. du. Ali bunları arkadaşlarına an - lattı . Zaten onlar da sezmişlerdi. Küçük Hüseyin: — Delikden geçmeli... o Başka çare yok... (Eğer burası bir ada değilse ve çok sıkışırsak karaya çıkar, içerilere çekiliriz. Dedi. Bu son ihtimal hepsini yıldırdı. Nedense kara yolculuğu bu deniz kurtlarına pek sıkıntılı o ve güç görünüyordu. Onlar önlerinde da- ima engin bir ufuk, düz bir de- niz görmeğe alışmışlardı. Dara- cık dağ yolları, uçurumlar, or- buk azaltıyordu. Sahile yaklaşdıkları zaman kor- san gemisinin güvertesindeki : in- sanları çok iyi manlar, tepeler ve yamaçlar, on- ları sıkıyordu. Lâkin küçük Hüseyinin söyledi- görebiliyorlardı. ğini yapmakdan başka kurtuluş Kırmızı bezleri başlarma dolamış| yolu yokdu ki... lardr. Vücudları yarı çıplakdı. EL Düşman gemisi manevrasına leri kılıçlarmın veya hançerleri-) devam ediyordu: nin kabzalarma dayamış, sırıtı- yorlardı. Bir kaç zavallı kurdu: köşeye| cek, sonra kendisini rüzgâr altma| Ahmet aleyhine açılan boşanma sıkışdıran iri yarı sırtlanlara ben-| atarak koca bir ejder gibi bu £si- | davası üzerine Ahmede gönderi - ziyorlardı. Yelkenin üzerindeki kuru kafa! mini teknenin üstüne abanacak »| olmamasından dolayı tebliğ edile- Bütün hıziyle bizim yoldaşlar - dan evvel burunun ilerisini döne - lâhsız zavallıların bindiği mini ve çapraz kolkemikleri büsbütün dı. korkunç bir hal almışdı. Muvaffak olmamalarına imkân — Bunlar cenuba inseler de,| yokdu. Türk korsanlarının karşısma çık- salar ya... Hiç olmazsa elimizde! ların ellerinde yalm kılıçlar, bal -| tesi saat | de mahkemeye gelmek Saçı sakalına karışan korsan - birer kılıç olsaydı, görürdünüz! talar vardı. 1iz7... | Bunları Kara Yusuf söylemişdi.! İleride sivri bir burun vardı. | Dalgalar dip tarafını oymuşlar| Sekiz arkadaşın küçük yelken- lisi, dosdoğru, dalgaların oyduğu büyük deliğe gidiyordu. (Devamı var ) * yr HABER — Akşam Postası | Yiüzilizce dersleri | Müellifi: ömer Rıza Zamirlerin üçüncü bir kısmı da sual sormağa yarar. Bunlara İnter- İ rogative pronuns, (interrogetiw İ pronavinz) sual zamirleri denilir. İ Sual zamirleri şunlardır: who (hu) kim? whom (hum) kimden? whose (huş) kimin? i Whish (wiç) hangi? wbat (vat) ne? Bunlardan who, whom ve what şahıs isimleri yerine kullanılır. ! which şahıs isimleri veya eşya ye- | rine, what yalnız eşya yerine kul - Janılır. Whose ile which ve what i sıfat olarak ta kullanılır. Who ile .wbom kullanılamaz. Who, whbom, What, that. Zamairi mevsule Relatiwe pro- nouns olarak ta kullanılır. Mese- selâ; The man who saved the girls” life disappeared into the crowd Yani “adam ki kızın hayatımı kurtardı, kalabalık içinde kaybol» du.,, > Yahut: Here are the flowers which you asked me to buy. Yani “buradadır çiçekler ki ben den satın alınmasını istedin,, Fakat zamairi mevsule kendile- rin/en önce bir kelimeyi daha son raki söze bağlamakla b3lmaz. Ba- zan bir cümleyi bir cümleye bağ - larlar ve o zaman bir “atıfa,, con- Junction (konjankşan) vazifesini de görürler. Onun onlara bazan zamairi atıfa da denilir. Meselâ: İ have İest the pen that you ga- ve me. Yani “ben kalemi kaybettim ki bana verdinizdi.,, The girl whom you speak about has lelf the school. “Kız ki ona dair konuşuyorsu- ruz, mektebi terketmiştir.,, ( Devamı var ) whose, which, Üsküdar Hukuk Hâkimliğin- den: Beykozda oturan Azize H. tara- fmdan Balatta Kürkçü meydanm- da yapılmış bir kulübede oturan len davetiye oturduğu yerin belli memiş ve davacı da ilânen tebli « gat yapılmasını istemiş ve İstek veçhile karar verilmiş olmakla ta- yin edilen 12 — 1 — 934 Cumar - ve dava istidasına 20 günde cevap vermek üzere dava istidası sureti- le davetiye mahkeme divanhanesi ne asıldığı gibi keyfiyet gazete ile de ilân olunur. (3575) O o | Istanbul Ziraat Bankası Satış Komisyonundan: Sıra o Semti Maballesi Ne. sı 1064 Büyükdere Büyükdere 1226 Yeniköy Yeniköy 1566 Büyükada Cami 3357 Kadıköy Osmanağa 3391 N © Rasimpaşa 3392 ii Hasanpaşa 3401 Kurtuluş (o Kurtuluş 3413 e » 2462 Beyoğlu Hüseyinağa 3577 Ayvansaray Hacı Ali 3777 Kadıköy Zübtüpaşa -—T: 500031 Yazan: Aka Gündüz | Mo. — Demek sen de bize bir sür- priz hazırlamışsın? — Adma ne dersen de. Diplomat tek gözlüğünü çekip çevirerek: — Doğrusu çok ince bir düşü- nüş. Eski Avrupa diplomatları- da... .—— Susunuz! Esoes ayağıma iğne saplanmış gibi fırladı: — Susunuz!, Ben onlardan değilim. Ben onları çok yakın- dan tanıdım... Aylı bir geceydi.. (Saat başı) Genç diplomat çekine çekine sordu: 3 — Diplomatlardan hiç hoşlan- | mıyorsunuz. — Kanserden bir, tuzlubal şerbetinden iki, diplomattan üç.. Bu üç şeyden hoşlanmam! Gülüşdüler. Genç diplomat da gülüyordu. — Babamın eski komşusu ol- masaydınız şimdi sizi protesto ederdim. — Babanız mı? Komşum mu? — Evet. Pansiyon komşunuz. Benim babam marangoz kalfasi imiş. 1914 genel savaşına bera- ber, gitmişsiniz. Annem anlatır- dı. — Anneniz nerede? — Öleli üç yıl oldu. — Öyle ise siz Zeusu da Saro- yu da hepsini tanıyorsunuz. — Biz bir kömürlük köşesin- de otururduk. Kış geceleri an- nem bana geçmişleri anlatırdı. — Beni de anlatdr mı? 1 — Hepsini. © — Adımı da söyledi mi? “ — Söyledi. Önce Miskinmiş, sonra Esoes olmuş. — Hepsi bu kadar mı? — Bu kadar. — Sen gerçekden diplomat- mışsın |. — Neden anladınız? — Yalan söylüyorsun! Hepsi bu kadar olur ma? O mahallede benim bir adım daha vardı: U- ğursuz!. Benim oturduğum oda- ya kiracı bulunmadı. — Bugün bile boşdur. — Bak nasıl biliyorsun? — Yalan söylemedim. Uğur- suz olmadığınızı göstermek için öyle söyledim. — Geçelim. Sizler bilirsiniz. Yeni büyük savaş ne gün? — Biz evrensel barışa çalışı - yoruz. Zeus seslendi: — İyi bir sofra sizi beklerken böyle sözler konuşulmaz. Esoes: — Ben susdum. Bana bu ka- darı bile çok. Çenem yoruldu. Sofraya oturdular. Yimri dört yıldanberi ev ve Sokağı Emlâk Cinsi Hissesi Hisseye göre mu- No, bammen kıymeti Büyükdere Cad. 367 Kâgir hane ve dükkân 5/60 340 T.L. Köybaşı Cad. “2.262 Ahşap haneve dükkân 12 1500 ,, Hacı Necip 3 Arsa metresi 73,75 Tamamı 442 ,, Gazi Osmanpaşa Pati Sİ.» » 167,50 5 670 ,, Bayır 54 Oda ve kuyuluarsa metresi115 ,, 40 ,, Abdülhalim Memduh . 16 Arsa metresi 78 ; a S2 Omuzdaş : Mİ mi <a 153 12 İSİ ay Bekçi Mahmud 14 pa “ 190 Tamamı 60 , Kılburnu t 34-36 gi 32 Gi 210404 Bakkal ve Aktar 13 » 50 . 9, Bağdat ve Tahtaköprü Cad. 6E.BY. Bostan odalar ve kuyu metresi13386 5/360 Mg Yüzde yedi buçuk pey akçelerile ihale bedelleri nakten veya gayrimübadil bonosile ödenmek üzere yukarıda evsafı yazılı gayri- menkuhler açık arttırma söretile satışa çıkarılmıştır. İhaleleri 13/12/934 Perşembe günü anat on dörttedir. wikeke ken ld a li dme vd dük ze mi 12 Birinci könun 1934 ———. — .— Bg Bü, Alma ve başka dile çevir Devlet yasasınca koru'udu”! topluluk yüzü görmeye sofrada bep riksizlikler yap” fakat herkes hoş görüyordü | P Düşünmez görünmeğ€ lop şan Zeus neler düşünüy© eşi, Konuşur görünmeğe çalışa a e 2, 80€$ niçin susmuşdu? Bilim adamları, siyasa 9” 5 leri, bakanlar, saylavlar, * vE kurunları, fotoğrafçılar, m) profesörler, dekanlar, do üniversiteliler.. z Bir kaç bin kişi enstitünü” > na kapısı önünde toplanm” Söylevler, okaylar, alkışlar” Bişd Üniversitenin kapısını day lü bağı Esoes kesecekdi. “ kapının üstündeki örtünün v nı çekdi, örtü düştü, altın© bili şu yazı çıkdı: 0 Zeus Enstitüsü. : Herkes biribirine sordu: i — Adı Esoes enstitüsü > miydi? teni — İstememiş. Sağken a“ > şurada burada geçmesini — mem, demiş. i — Gördün mü öz adami? > Hiç kimse, daha doğru” deni kaç kişiden başka hiç kims€' | i usun ne ve kim olduğunu #“İ “am dırmadı. Enstitüyü yapdıri"İ #ır bile profesörlerin her isteğin''i deni rine getirmekden artık birsel” day şünmemişlerdi. Yere Büyük kapı açıldı. Pro' — yanındakilere ayrı ayrı anl” du yordu : i — İşte burası Saro labof” | Ün varıdır. Doktorasmı ver ,& < burada gahşabileceği bili yi laması ile anlaşılan gençief (| i rada yei biyoloji ve fizyoloji < zerinde araşdırmalar yap?” mi lardır. - Kısa kesib geçiyordu: Nu; — Burası Güner laboratv" > dır. Burada boğucu gazlar ki... rinde çalışılacak. Bu gazls" Min vada, yerde, suda bulun na göre girgilerini (tesirle çe indirmek yolları araşdırı. dır. Gaz maskelerinin, g8* ketlerinin para etmediği ya — Çin; Orugvay — Br, ya, ve son Fransa — İtaly# vaşlarında anlaşılmışdır. BE" antigaz pastili üzerinde i melere başladım. Bu p 4 den bir tanesini alan üç iy sert boğucu gazı içinde Hf lir. Fakat bu” yetmiyo” gf hangi bir savaşta boğucu dırışları biribiri arkasınd8” rüp gelirse ne olacak? Ze her üç günde bir pastil Li Ezme EF EEE, EE cek mi? Geçelim. y (Devamı a) Md © TE eş ”— op mmm 2 SŞgpErE ILAN TARIFES' , Tenret Ulntarınız satı” karşi” Resmi Hânlar 10 Sahibi ve Neşriyat HASAN RASİM Basıldığı yeri (V