5 Aralık 1934 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

5 Aralık 1934 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bilbekeeimeca llli a Bi Ti l lü ma baaamme ee L —— S LA A — Birinci Künun 1854 Cüzamlıların Mezarlığı Üa SA Büyük zabıta romanı B M.İm' şekilsiz, korkunç vücut be- Yıyl' Hastalar, ona, büyük bir kor ı.ü:"lılqnludı. Böylelikle iç- h €n bazıları, şifa buldukları- Söylerler, buna kail olurlardı. kn"şehıbemn Çelebi, bütün bun - Yazıyor. BŞ Şehabettin Çelebi, cüzamlı- Hh Mezarlığı diyetam burasını bında tespit etmiş mi? - — Tamamile... Hattâ şifayı ne İltafta verdiğini de tayin edebili- :h' Çok tafsilât veriyor. Sihirba- 'a tababetten fazla sihir ve kera- Tetle şifa verdiğini anlatıyor. huı':cm konuşuyor, hem de dik- duvarlara bakıyordu. Duvar ü Üzerini sarmaşıklar bürümüş — Hastanın biri, Hudaverdi hj"mden yirmi yaşlarında kadar Biri imiş. Sine hastalıklarına müp- &Â imiş. Galiba sar'alı imiş. Üze- Me, zaman zaman buhranlar ge- İtmiş, Bir kaç saat kadar, konuş - Mak itiyadını kaybedermiş. “Babası, onu yanımna katmış, bu- Taya akşam üzeri varmışlar. “Sihirbaz, onlara: “— Ben size şimdilik bir iyilik em. Geceyi burada, (yani ha Tabenin olduğu yerde) geçiriniz. ı_dii korkacağınız şeyler görecek Hhiz, Fakat sizi temin ederim ki k bir fenalık olmıyacaktır. Bilâ- k*ı hasta iyileşecektir. x'ğx"lıbı, bu teklifi kabul etmiş. Seham da, anları. bir weralir a » Grma indirmiş. Mahir Bey, biran sustuktan Wtra, devam etti: —Bu vak'anm buralara pek ya- b bir yerde cereyan etmesi pek Mümkündür. Hattâ ihtimalki şu zenlerden birinde... Zira, bu ".Vlrlın epeyce zamandır. tetkik Siyorum işte... Bunlar temellere Öt olmasalar gerektir. Çelebinin ü ttığmma nazaran, genç bir a- 'Am, hasta köylü ile babasma gö- - Amüş ve onlara sabit nazarlarla Bi cini “Bu görünüş bir dakika kadar f üş, Son saniyeler esnasında | di varmışlar ki, hayalin bir ! fevkalâde yaralarla doludur. silsiz bir el... ü d'Bu noktada, hikâye daha faz- K Jllıel kesbediyor. Zira, iki köy şSirden, tam bu esnada uyuya M lar. Birbirlerine, düşünce h"'“hlınıu bile nakledemiyor- “Uyandıkları vakit, büyücüyü Yarr başlarında görüyorlar. Bila- İk; ynen şu tabiri kullanıyor - h,;;îözleri kömür ateşi gibi par ıs'flrhu, şöyle demiş: ,, ”!ze görünen adam, eli cü- hm , İletiyle kinirilmiş bir hasta- CA kendisiydi! — Ta kendisi? < ':Yıni bortlağı, tayfı... Bd Ve etmiş: «n “*zarı bu odada kazılıdır. laqnî"thîye nazaran, herkes, de- “inın bu vak'ayı müteakip ta- nı.'yıf iyileştiğini bildiriyor. u “l_ln'l hüküm sürdü, H':;:P, çitlerin öte yanındaki Ad doğru bakıyordu. di ı'llı gülmeğe çabalıyordu. Galiba, bu bir haydut hikâ- Nakleden : Vâ - Nü yesi olacak... Düzme bir ıe-y... Mahir, ona döndü: — Hayır, hiç te böyle olduğunu TTTT A bir muharririn eseridir. Herhalde böyle bir hâdise cereyan etmiş. İsterseniz, kitabı size de göstere- yim de okuyunuz... Nuh, pek heyecanlı görünüyor- du. Alime bakıyordu. Zihnini bir sual tırmalayıp du- ruyordu. Bir türlü cevap veremi- yordu. Acaba, Mahir Beyin bugün ge- lerek bu hikâyeyi anlatmasıyle | geçen gece beliren hayalet arasın- da bir münasebet var mıydı, yok muydu? Daha fazlası: O hayale- tin görünmesi akabinde bu âlimin hemen gelip konuşmasmdaki hik- met neydi? Adnan diyordu ki: — Bu sihirbaz, onları uyutmuş, hipnotize —etmiş... Karşılarında, kendi şeklini de değiştinmiş. Fa- kat onlar, meselenin farkına bile varmamışlar. Mahir, bu itirazı dinlememişti | bile... Duvarm en tepesindeki a- şınmış taşlardan biri üzerine iğil- örtüyordu. Mahir, Nuha döndü. — Bu bahçede oyun oynıyan çocuklar var midır? Dirayet Hanımım yeğeni bu ga- Tip sualden evvelâ şaştı: —t ııvıı'ı. r:fr:r%- lenen çocuklar değil öyleyse... Ne dersiniz? Elinin tersiyle sarmaşıkları iti- yor; hakikaten de, bunların altm- dan, tebeşirle çizilmiş bazı işaret- ler görünüyordu. — Şüphesiz ki, içimizden kimse bu işaretleri buraya çizmekle eğ- lenmiş değildir. Bu işaretler — bir kaç sene evvel çizilmişe benzemi- yor mu? (Devamr var) “Kahrol Molzi,, Ingiliz faşistlerinin toplantısı İngilteredeki İngiliz faşistleri, gene bir toplantı yapmışlar, 20 bin kişilik bir kalabalık, güçlükle tutulabilmişlerdir. İngiliz faşistlerinin başı söz mamış, ancak kara gömlekler gi- yen bu faşistler, toplandıkları yer- den çıkar çıkmaz, ahali üzerlerine| atılmış, göğüs göğüse döğüşmüş- lerdir. . Bu ara, on kişiyi polis yakala- mıştır. İngiliz faşistlerinin başı, dört yanı gözcülerle sıkı sıkıya kapalı bir otomobil içinde çıkabilmiştir. Faşistlerin başı giderken, her -ş kes, adamın adını söyliyerek, “Kahrol Mozli!,, diye haykırmış —ı tır. sanmıyorum. Bu yazı, gayet ciddi |£ Prag f Çekl ? Londra $ Milano ; Brüksel |Ş Sofya ! İş Bankası mişti..Bu taşı, sarmaşıklar, kısmen söylediği sırada pek gürültü olma-|* HABER — Akşam Postası — Nukut (Satış) 630 | Viyana 126 )Mıdril Berlin Varşava Budapeşte Bükreş Belgrat Yokohama Altin Mceidiye Banknot (Ka, 169 215 TI7 24 50 818 Sofy 24 Amsterdam — 84 102 82 58 36 981 41 240 Sa, 16) 80875 4316 58041 1,9742 41967 Budapeşte4,1776 Bükreş - 79,0975 Belgrat 350128 Yokohama 2,69 Moskova 106 ESHAM 10 Anadolu — 27,50 Reji 2,25 Şiz. Hayriye 15,50 Merkez Bank, 58 istikrazlar 139 Türk Bor.12745 e » 112620 a , “IMSANE stikrazı Dahili94 50 Stokholm 62425 Nevyork - (792736 Paris 1208 92970 3305 Atina — 83,8975 Cenevre 24148 66 Amstrdam 1,1723 Prag — 189770 75 U. Sigorta — 00 Bömonti — 12.50 Tramvay 3150 | Çimento as. 13,50 Tahviller 8475 17.30 ı Tramvay Rihtrn Anadolu l — 45.00 Ansadoluli 4500 Anadolu WT — — Mümessil A. 49.15 İSTANBUL * 18 — 18,30 Fransızca decs. - 18,30 — 19 Jimhnastik: Selim Sırr. 19 — 19,30 Plak neşriyatı: Dans musikisi. 19,30 « 19,40 Dünya haberleri. 19,40 — 20,40 Balalayka örkestrası ve koro YarAkMaa - apdlar, :ı'ı.ıo’ 21,15 — Plak neşriyatı, Türkçe ope- retlerle beraber neşeli musiki, 21,15 — 21,30 Anadolu ajansı — Borsalar. 21,30 — 22 Radyo örkestrası. 22 den itiba- ren Radyo caz ve tango orkestrası. 828 Khz. BÜKREŞ, 364 m. 13 Ptâk, 1345 borsa —mlâk, 1415 haber. der, 1440 plâk (hafif musiki), — 18, Bdvard Candollanın eserlerinden (Petru Rarsa) kıza Operası, 19 haberler, 10.15 redyo orkesirm- &1, 20 konferana, 20,20 plâk — (şarkılar), 21 Chopinin eserlerinden pılyano kanseri 2145 şarkdar, 22,05 radyo salon — orkestramı, 23 Baberler, 23,25 konserin devamr , 288 Khz. VARŞOVA, 1445 m. 17 Birçok milletlerin danslarımdan — söz- Ter, 18 garkılar, 18,25 konferana, gpor, 19,15 piyano — kaeman konseri, 1945 konferana 20 köro kötseri — sözler, 20,30 könserin de- vara, 21 Vilnadan naklen Micieteviez nkeşa- mar, 22 Chopinin eserlerinden konser, 2230 İtalyanca konferans, 22,40 Chopirin viyo. Tonae! sanatları, 23 reklâm konseri, — 29,15 dans müsiklai — sözler, 24,05 dana muslkiri. BAS Khz. BUDAPEŞTE, 550 m. 18,30 Rajter idaresinde öpera örkestrasr, 1945 Ttalyanca dera, 2015 plâk, 21 karıyık neşriyat, — 23 haberler, 23,30 — Lajos veras Çingena orkestrası, 24 danı musiklai. St Khz. BERLİN 357 m. 19,30 Senfonik konsen, 19,10 ev musiktal, (yayir sazlar kansari), 20,40 haberler, 2145 mlllt neşriyat, 22.10 Antan Brucknerin aser- lemiden senfonik konoser, 23,10 — haberler, 23,30 plâk konseri. SÜREYYA OPERETİ Sanatkâr Bay Gülünç Fahrinin işti- rakiyle cuma günü matine 15 de Bey- oğlu Mulenrujda: TELEFONCU KIZ Operet 3 perde. lT'Y'ınn akşam SARAY ( ANNA STEN Yeni Neşriyat : [: EmilZolanın meşhor şaheserinder ' Güneşli Sağnaklar idris Ahmet Bu isimde yeni bir şiir kitabı çıkmıştır. Dört formalık, bir cilt| içinde (26) güzel şiirden ibaret o- lan bu kitap 25 kuruşadır. Oku- yucularımıza tavsiye ederiz. i Ş filme alınan | 'NANA, Şaheserinde Philips Holmas # ile beraber şaşırtıcı şuh kadın rolünde görünecektir. L—ımım-—ıı—ımı—ıııııı | | atlıyarak zıpkınlamaya kıskançlık, kuvvet, aşk ve AHîpîıçııı ayrı bir hıy:cınla_oıu;acık ;:ııceıı; seyahat romamı ASLANLI HÜKÜMDAR " SÜLEYMANIN OĞLU 3İğğ Tefrika No.105 — Haydi söyle bakalım.. Vahşi kekeliyordu: — Arkada... Arkada.. Geliyor - lar.. — Okları sen mi attın, bir başkası daha var mı? — Ben attım... Önde başka kimse yok.. Aslanlı hükümdar vahşiyi yaka- ladığı gibi mağaraya getirdi. Ve içeriye koydu. Abdullaha: — Buna göz kulak olun.. Sakın dışarıya çıkmayın.. Diye tenbihte bulunduktan son- ra ayrıldı. Daha ne yapacağını, nasıl ha - reket edeceğini kestirememişti. Çok düşünmesine lüzum kal - mamış, kara bulut gibi, vahşiler etrafını sarmışlar ve oklarını yağ- dırmağa başlamışlardı. Aslanlı hükümdar, ne olursa ol- sun, vahşiler üzerine saldırmaktan başka çare göremiyordu. Bunun- la beraber, biraz daha beklemeyi lüzumlu gördü. Kendisini yakın kayalardan bi- rinin arkasına saklandı. Bu tehlike li anda hayvanlarından hiç birisi: ni bu kudurmuş vahşiler üzerine göndermekte fayda yoktu. Ama, onun bu tedbirini ne Bora, ne de Fatma dinlememiş, çoktan hare - kete geçmişlerdi. Aslanlarım, ikisinin birden, vah- şi hücumu karşısında siyahiler tu- tunamamışlar, Başiyamanzanm tavsiyelerini çoktan unutmuşlardı. Kimi kaçmağa, kimi ağaca tır. manmağa çalışıyordu. - Aslanlı hükümdar, onların boz- ğuna başladıkları bu zamanda ha- rekete geçmiye karar verdi. Zaten ne olduysa olmuş, iş işten geçmiş bulunuyordu. Yerinden fırladı. Yakın bir a- ğaca tırmandı. Buradan her tara- fi daha kolaylıkla görüyordu. Öte- ki hayvanlarla da hücuma - geçil- mesi faydalı olacaktı. Şerif, bıraktığı noktada, hâlâ duruyordu. Diğerleri de hep kendi yerlerindeydi. Aslanlı hükümdarın “hareket,, emrini veren tiz sesini işiten hay- vanlar, kendilerinden beklenmi - yen bir süratle harekete geçtiler.. Orman altüst oluyor, toz bulutları ağaçlar arasında — yükseliyordu. Bir an geldi ki, aslanlı adam bile etrafını göremiyecek bir hale gel- di. Neye uğradıklarını bilemiyen vahşiler perişan olmuşlardı. Bir a- ra azıcık durulan toz bulutları ara- sından Şerifin bir vahşiyi horto- miyle fırlatıp atığı görüldü. Uzaktan Boranın ve Fatmanın kükremeleri kulakları tırmalıya - cak kadar kuvvetli geliyordu. Nahşilerle hayvanlar arasında. ki boğuşma en az yarım saatten fazla sürdü. Aslanlı hükümdar, bir ağaç dalından fillerden birinin üzerine çalışan vahşiye yetiştiği zaman ortada on- dan başka canlı bir vahşi görün- mez olmuştu. Aslanlı hükümdarın âni yetişişi| vahşiyi şaşırttı. Filin üstünden at- lıyarak kaçmağa çalıştı. Fakat tam bu sırada peşinden koşup ye- tişen Bora, onu bir pençesiyle hiç oynıyamıyacak bir hale — getirdi, vahşi hemen o dakika can verdi. Niyam Niyam, aradaniki gün yoksa benden| memişti ve gene kendisini topla- yamamış olan Ayşenin şöyle, bir metre kadar ötesinde uzanıyordu. Aslanlı Hükümdar, baskına uğ- radıkları günden beri, vahşiyi sor- guya çekememişti. Bugün onu bir- az daha iyi gördüğü için tam za- manı diye düşündü. Vahşiye yak- laştı. Fakat, vahşi onun kendisine yaklaştığımı görünce garip bir şe- kilde korku alâimi gösterdi. — Korkma, dedi. Sana fenalı- ğım dokunacak değil.. Bunu yap- mıiş olsaydım şimdiye kadar çok- tan yapar ve sen bugün karşımda sağ bulunmazdın.. Şimdi söyle ba- kalım, sizi kışkırtan kim? (Devamı var) Fransa Fransız işçisini korumak istiyor İngilizce “Mançester Gardi - yan,, gazetesinin Paris muhabiri yazıyor: “Fransız ticaret nazırı M. Mar- şando, Fransadaki ecnebi işçiler hakkında daha sıkı takyidat ya - pılacağını söylemiştir. “Fransaya yeni gelen ecnebiler için yeni işçi müsaadenamesi ve- rilmiyecektir. “Eskiler de gözden geçirilirken çok dikkat edilecektir. Resmen bildirildiğine göre, şimdiki halde Fransada 300,000 işsiz vardır. Fransada, çalışabilme müsaade - sini haiz ecnebi işçilerin sayısı i- se 700,000 dir Hükümet, Fransız halkını, kat'i surette korumağa karar vermiş görünüyor. “Ancak, mesele göründüğü gi- bi basit değildir. Maden ocakçılığı gibi, Fransr işçinin pek rağbet etmediği meş- galeler var ki, buralarda ancak ecnebiler - çalıştırılabilmektedir. Bundanbaşka, bilhassa Fransada mevzuu bahis olamaz bir ihtisas işçiliği meselesi mevcuttur. Meselâ, son amanzlarda yapı - lan bir tetkik neticesinde anlaşıl- mıştır ki, Paristeki Çin Hint ve sa ir lokantalar bu milletten olan aşçılarını çıkarırlarsa, dükkânla- yınt kapamak mecburiyetinde ka- lacaklardır,, “Mançester Gardiyan,, muha - biri bundan sonra Fransadaki Ingiliz işçilerine temas ederek şun ları yazıyar : *“Şu vaziyette Fransız hüküme- tinin ecnebi işçilerine karşı ala- cağı tedbirden bilhassa oradaki bir kaç bin İngiliz işçisi müteessir olacaktır. Bunlar, kâtip ve dakti- lo olarak çalışmaktadırlar.,, Fransanın Fransızdan gayri işçilere karşı aldığı tedbirden en ziyade beyaz Ruslar ve diğer mül- tecilerin hayli telâşlandıkları ya- zılıyor. Anadoly ajansnnı verdiği bir tel yazısında da daha sarih bir rakamla Fransadaki ecnebi işçi - Ter sayısının 810,000 olduğu ya- ilıyzordu. —— j

Bu sayıdan diğer sayfalar: