(Baş tarafı 1 incide) | makineyi icat etmiş- ollarını yabancı tay- hbımıılır diye bir ta- da çıkmıştır. Fakat nlar, yukarıda anlatmış W": '““Ceıız tecrübelerin _llıı:mu'z b"h bir şey bul- '.kh—'u Edmon, Valdemar | isimlerini taşıyan bu | & 7 hık—“ 8öz kamaştıran bir ışık | Skalay a. İki kâşifin hareket | (K TI çok basittir. Gece bir Beçerken, fenerlerinin Bözlerini nasıl kamaştır- ı"!l * Fransızlar bura- L.q*:nr;.k daha — kuvvetli N 1 yaratmışlardır. O- | n billerdeki fenerlerde elli 'ıkı— ""'Pııller vardır. Fran- v —h bin mümdan . elli bin h fazla mum kuvvetine ka- ışık B menbar yapmışlar-” N suretle elde edilen ışık beş yüz metreden altı bin N.hü' şiddetli — bir ışık | dir ve bu ışık insan ol- | —' Y'ln olsun her mahlüku | b %* kadar sersem e- , Vaziyette bırakmaktadır. yvanlar üzerinde ya- tecrübelerde 1500 metre u- | birçok hayvanla- | ttik altında gözleri kamaşa- Arı yerde — kaldıkları, İlarmı şaşırdıkları ve | —l—nn. kaybetderek Tlandıkları görülmüş- “'"lı bu göz kamaş- SöZ bebeklerde ani bir ta- lı:lım-hu.ı İşık kaybo- z da, göz bebekleri gene edir. İştebu iq işığın tam nerkomm in gözlerinin bile kör ol istimali çok kuvvetlidir. tecrübelerden — hava hü- Tina karsı korunmak husu- M elde edilecek faydalhr der. k::" çarpıyor. Bu iş için, eden düşman tayyareleri- ı“.:vuıı ışıklar gönderen fe- tutmak, tayyare pilotları- “"Crmi kamaştırıp bulun- Yerleri tayin hassalarını L. küfi gelecektir. Pilot- 'î:;ndı tayyarelerine P olamıyacaklardır. '."lllır bu noktadan hare- "dl! Yalnız, — böyle Vmbılecolı bir mad- icap odıyordu Bunu Bu maddenin loylınmemekle- #urası malümdur ki, "!Gk ıclılınde ve iste| H kı Grebılenler de var- vücude getirdik- NN““ iki ile on beş sani- K“ıı"' b devam etmektedir ki, Mıınrınık için kâ- kıı.,"""ııı atan âlet, içinde on hır lıbıncı veya '.'i— lllhıyd tayyare- € siyah — gözlükler Yahut etraflarında bu- ö p morlağ "'"-vle kendilerini ko- Fakat buna muka- HAB__!R — Ak.ım Poıı.ııı Bu ;e mantık! (Baş tarafı 1 incide) | lardan Doktor Miralay Abdül . lndir Beyin mütalâası şudur: “— Kömür tozları ince, orta, kılnı olmak üzere üç nevidir. İn- ce olan tozlar daha fazladır. Bunlar teneffüs ederken hava ile burun, boğaz ve akciğerlere gi - der, buralara yapışarak gışayi tahriş eder. Böylelikle bu yol ile gelen hastalık mikroplarma karşı buralarmı zayif düşürür. Bütün bu civardaki evler ince kömür tozlarından hiç bir veçhi- le masun kalamazlar. Ya orada- ki evlerin umuma mahsus ika - metgâh olmalarının meni, yahut kömür depolarının oradan kal - dırılması mecburiyeti vardır. O halde iş, yalnız mahkemenin de- ğil, İstanbul belediyesinin de işi- dir.,, Mühendis Cemalettin Bey ver- diği raporda, zararın yüzde 70 | nin Sovyet kömür depolarına a- it olup yüzde 30 nun diğer depo- lara ait olduğunu tasrih ettikten sonra buna mani olmak için her deponun etrafına beş metre du- var ve iki metre de margiz yapıl- masını tavsiye etmektedir. Ma- amafih bunun da kâfi bir tedbir olmadığını söylemekte ve rapo- vunu şu cümle ile bitirmektedir: “En esaslı tedbir ya kömür de- polarının - oradan kaldırılmasın. dan yahut vaziyeti umumiyeyi belediye müsait olursa bu mınta- kanın, oradaki emlâk eshabının tatmini suretiyle amele mahalle- | si haline ifrağ edilmesinden iba- ret olduğu rsütalâasındayım.., Bizi asıl hayrete düşüren nok- ta, heyet raporlarının burayı in- sanların sıhhatine muzir buldu- gu halde amele mahallesi yap - mak istemeleridir. Cemalettin Beyefendi galiba amelenin in - | san olmadığı mütalâasındadır - lar. Diğer ahalinin sıhhatine muzir olup ta amelenin sıhhatine muzir olmıyan tozlar daha he - | nüz keşfedilmemiştir. Madem ki heyet ya buradaki evlerin, yahut ta depoların kalk- ması fikrindedir. Biz de İstan- bulun sıhhatini alâkadar eden bu mesele etrafında ayni müta - lâadayız. Ya oradaki evler ve oturanlar hicret etmeli, yahut tal büu de - polar kaldırılmalıdır. ZAYİ — (3371) Gaffur zade rim efendim, FBil, bu îîırî korunması icap eden mıntakalar üzerine muaz- zam birer ışık deryası yayılarak | © taraflara bakmak — ihtimalleri kaldırılır, yahut ta, düşman tayyareleri ayni vasıta ile hali a- razi üzerine sevkedilerek şaşırtı- labilir. Bu ışıklardan — daha ziyade harpteni gayri zamanlarda istifa- de kabildir. Meselâ gümrük kaçakçıları geceleri bunlarla ta- kip — edilebilir. nümayişlerde taşkınlıklara — mani olunabilir, Polis, hırsızları veya yakalıyabilir. Bundan başka yo- hanu şaşırmış gemiler, tayyareler işaret olarak bu ışıklardan isti- fade edebileceklerdir. Işık neşre- den fişekler suda da - yandıkları | için meselâ batmış olan bir deniz- altı gemisi bulunduğu yeri bu su- retle haber verebilecektir. maktadırlar. büsbütün başka yere ' Gümrük rusumunun tutarı olan 807 lira 72 kuruşa ait | Istanbul İthalâ gümrüğünün 3857 numaralı ve 25/7/933 tarihli irat | makbuzumu zayi eyliyerek eskisi- nin hükmü kalmadığını ilân ede- katilleri | 9Eylül Izmir sergisi (Baş tarafı 1 incide) ile ayrıldığını ilâve etti. Ve şu sözleri söyledi: — Şimdi de çok yüksek e- hemmiyeti olan yerli mallar pa- zarlarının tesisi ile birlikte bir de beynelmilel sergi tesis edil - mesi Türkiyenin iktısadi ve ti - cari sahada yaptığı büyük terak- kileri isbat eden bir delildir. Yerli mallar sergisi bir ırmağa benzer. — Halbuki beynelmilel bir sergi, büyük ve nihayeti ol - mayan bir deniz gibidir. Bir de- nize bir çok ırmaklar döküldü - ğü gibi beynelmilel sergide de bir çok yerli mal sergileri var demektir. Beynelmilel sergiler ayni zamanda sulhun da mühim * bir kaynağıdır. Bu münasbetle bir çok milletlerin adamları bir- birleriyle dostane bir şekilde gö- rüşürler, tanışırlar. Beynelmilel sergileri gezenlerin malümatı da fevkalâde genişler. Türkiye Cumhuriyetinin bun - dan bir kaç sene evvel Budapeş- te beynelmilel sergisine iştirak etmesi, yeni Türk rejiminin ta - nıtılması için çok faydalı olmuş- tur, İzmir yerli mallar sergisinin de bir beynelmilel sergi haline gel- mesi çok mühim bir hadisedir. Bu münasbetle İzmir Türkiyenin | harici bir kapısı ve en mühim ti- cari noktası oldu. Türkiyeşihra- cat ve ithalâtının merkezi bun- dan sonra İzmir sayılabilir. Bu | hadisenin neticelerini bir kaç se- ne sonra çok iyi göreceğiz. Bu | gibi hadiselerin tezahürü ve te- barüzü için bir kaç sene lâzım - | dır. İzmirin coğrafi vaziyeti, mü - kemmel İimanı dolayısiyle bütün Levantın hakikt merkezi pazar- | lığını yapabilir. Pek yakında İzmir yerine Levant merkezi de- necektir.,, Ve sözlerini şöyle ikmal etti: “— Hakikaten İzmir çok bü- | yük bir istikbale maliktir. Buda- peşte beynelmilel sergisinin Tu- na nehri civarında garp ve şark memleketlerinin emtialarını teş- hir hususunda büyük tolü var - | dir. Budapeştenin orta Avrupa- | da rölü ne ise, İzmirin yakın şarktaki rolü © olacaktır. Gele- cek sene İzmir beynelmilel &r - gisini mutlaka ziyaret etmek ni- ytindyim.,, vegh Jenö HABER Güörbüz Çocuk Müsabakası No. 7 | HABER | A kşarrı Postası ISTANBUL AN KARA CADDESİŞ. Pelgral Adresli İSTANBUL HABEK Telefon — Vazır 2EKİ? — İdüret 9i2*0 darebanenit ABÖONE ŞERAITI L 6 6 İ1Z ayak Türkiyer 20 850 #00 1250 Ko Bonebi. 130 & W6 1me ILÂN TARİFES: Floaret Uânlarının satırı 1220 HResinl Udalar 10 Kuraştur. HASAN RASİM Basıkliğı yeri (VARTT) Matbaası | istifasında, reisicumhurun daveti - | ziyade lâyik olan şahsiyetin kim Yeni Fransız | kabinesi (Baştarafı 1 inci de) Paris, 8 (A.A.) — M. Dumerg ne milli birlik hükümetini teşkil maksadile icabet ettiğini ve bu hü- kümetin memlekete faydalı neti - celer elde ettiğini hatırlattıktan sonra diyor ki: “Fakat, kanunu esasi ıslahatını tahakkuk ettirerek milletin büyük ekseriyeti tarafından hararetle ar- zu edilen esere teşebbüs edildiği sırada hükümet azası arasında ih- tilâf hasıl oldu. Aynı ihtilâf üç ay- lık muvakkat bütçe lâyihası vesi- | lesile de baş gösterdi. Bu lâyiha - nın kabulü hükümete, — kendisini yarı yolda bırakabilecek manevra: lara maruz kalmadan eşerini taki- be imkân verecekti. Radikal soyalist grupu mütare- ke prensipini muhafazaya karar verdi, Fakat — başvekilin lüzumu münakaşa götürmiyen lâyihaların kabulünden sarfı nazar etmesini şart koydu. Radikal sosyalist fır - kası müzaharetinin bu suretle geri alınca, bütün azası ekalliyete ait olan bir kabinenin teşkilini düşün- mem. Buna binaen istifamıı ve ar - kadaşlarımın istifasını tevdie ken- dimi mecbur görüyorum. y Pariş, 8 (A.A.) — — Kabine buhranının önüne - geçmek için yapılan çalışmalar boşa gitmiş - tir. M. Dumerg, iktidar mevkiin- den çekilmeyi kati surette karar- laştırmıştır. Şimdi bütün mesele, matbuatın istemekte olduğu si - | yasal mütarekeyi koruma ve kal. | kınma işine devam eylemeye en olduğunu bilmekten ibaret kalı- yor. Axcelsior diyor ki: “Bizi gözetmekte olan yaban- c memleketlerde, — memleketi - mizde derin bir ihtilâfın hüküm | sürmekte olduğu intibamm hâ - sıl olmaması lâzımdır. çünkü ya- bancılar bundan istifade fırsa - tını kaçırmıyacaklardır. Bütün Fransızların en büyük vazifesi sükünu korumaktır.” Matin gazetesi diyor ki: “Bu akşamdan itibaren bizim kusurlarımızı kollamakta olan yabancılara Fransanın yoluna devam etmekte olduğunu ve o - nun zaafından istifade etmek za- | manının gelmemiş bulunduğunu gösterecek yeni bir mütareke ve | ulusal bir birlik kabinesi teşek - kül etmelidir. Bu yola devam edecekler ara- sında M. Bouissonun ve arada sı- rada hattâ M. Fralandin isimle- | ri geçmekte ise de en kuvvetli namzet M. Lavaldir. Bazı kim - sler, M. Lavalin bir liste hazır - lamış olduğunu ve bu listeye gö- | re kuracağı hükümetle buhranı açılır açılmaz halledeceğini söy- lemektedir.” Petit Journal diyor ki: M. Laval kabine teşkiline me- | mur edilecektir. Fakat, kendisi . | nin bu vazifeyi — kabul edeceği gerçekleşmiş değildir. Zira, ha - riciye bakanlığına geldiğinden - beri bütün çalışmasını yalnız ba- rışmanın devam ve inkişafı me- selesine hasretmek istemektedir. Ancak kendisi yapılacak 15 - rarlara acaba dayanabilecek mi?” M. Laval Hariciye bakanlı - gında kalacaktır. Kabinenin di - ğer azası değişmiyecektir. Sosyalist Populaire gazetesi, şimdiki vaziyette yeni hüküme- ti ancak M. Lavalin kurabilece - ğini söyliyor. ea 9 Biletçile iletçiler (Baştarafı 1 inci de) Calışamıyacak derecede olan biletçiler hastaneye yatırılacak, zaif ve ayakta tedavi görebile - cekler de şirketin doktorları ta- rafından iyileşinceye kadar te- davi edileceklerdir. Bir çok biletçilerin işlerine u- zak yerlerde oturmaları yüzün- den gelip giderken üşüdükleri ve hastalandıkları anlaşılmıştır. Bi. letçilerin her on beş günde bir mıntaka değiştirmeleri, evlerini işlerine yakın bir yere naklede- memelerine sebep olmaktadır. Eyüpte oturan bir biletçinin Şiş- li — Tünl hattında sön seferini yaptıktan sonra evine gitmesi hayli müşkül olmaktadır. Bun- dan sonra iş taksimatının daha proğramlı ve muntazam bir şek- le konulması düşünülmektedir. Bundan başka depolarda bu- lunan yatakhanelerin de geniş - letilmesi düşünülmektedir. Bu taktirde gece çalışan bütün bilet. çiler bu yatakhanelerde kalabi- leceklerdir. Deniz' konferansı (Baştarafı 1 inci de) | | rafında görüşülecektir. Bu konfe- ransa esas itibarile İngiltere, A - merika ve Fransa iştirak edeceği gibi diğer bütün devletlerden, hat- tâ mümkün olduğu takdirde Al - manya ve Rusya dan da murah - haslar iğtirak ettirilecektir. İngiltere bu defaki konferansın kati bir neticeye varmasını şiddet- le arzu etmektedir. Halbuki bu ar- zunun tahakkuk edeceğine pek ih- timal verilmemc <tedir. İ Amerika Vaşington konferan » sında İngiltere, Amerika ve Ja « ponya arasında kararlaştırılan 5- 5-3 sisteminin muhafazasını iste - mektedir. Japonya ise buna şid « detle muhaliftir. O da İngiltere ve Amerika ile müsavi mikdarda de- niz silâhmma malik olmak istemek- tedir. İlk müşkülâ budür. Bu haleldildiği takdirde karşı- Taşacak müşkülâtlardan biri de Ja- ponyanın tayyare gemilerinin tah- didini istemesi, fakat Amerikanın buna katiyen yanaşmamasıdır. İngiltere ile Amerika arasında- ki ihtilâflı nokta da dretnotların tonajı meselesidir. Amerikanın üs- sübahrileri mahdut — olduğundan dernotların 30-35 bin ton olmasını istemektedir. Halbuki İngiltere 20 bin tondan ziyadesini hoş görme - mektedir. İtalyanın da 35 bin ton- luk dretnotlara taraftar clması İn- gilizleri düşündürmektedir. An - cak bir İtalyan Fransız anlaşma - sının bunun önüne geçebileceğini ümit etmektedirler. Fransızların tahtelbahir husu - sundaki kuvvetleri de İngilizleri düşündüren bir noktadır. Nihayet en fazla münakaşayı mucip olan şey Uzakşark mesele- sidir. İngilizler ve Amerikalılar, Çin ve Mançikonün “açık kapı,, si- yasetini takip etmelerini istemek - | tedirler. “Açık kapı,, siyaseti her - hangi bir harp gemisinin bu li - manlara şerbestçe girip çıkabilme- leri demektir. Japonya ise bu bah- se Fatiyen yanaşmak istememek « tedir. ütün bunlar deni- konferansı- nan iyi bir bet'e> ile bitmivereğini AReterdiRinden İnviliz muhafaza - kârları aha evvelden tonlonma a ve bu kararlarını vermeğe lüzum görmüşlerdir. "