5 ? , &5e — SA Gttti .BF v 3A ı ? ” ” g x€$şT GA GEAR SaYEA — kinci teşrin 1934 F'B““lau— biliyor musunuz? HABER — Akşam Postası aydalı ve meraklı bâzı küçük bilgiler Tun. lş,,_';:h'h kayitlerine göre ilk '_İıc' Mılinln 1500 yıl önce "ııi B c"“!. İran şahı Dahak lumn:';ı"“ yürüdüğü vakit ön- k, Bu T sırığa takarak yapmış- u,..'m.hlvrık Drefş ismi ile is- q.iu a kadar gelmiştir. Yahu- tür y * bayrak kullandıklarna hat bi tarihi kayıtlar varsa da vesika yoktur. İ venin deriden yapılmış h indan sonra diğer milletler a""fk kullanmışlardır. İs - Tinde Yıle Dârânın muharebele - ö (Unan ordularında bayrak & 'f!l_ür— Romalıların bayra: ÜN idi. Bayrakta taburun is- h bul, imparatorluk alâmeti yazı- Rü'lnurdıı. k".;ülı Kostantin zamanında hh Put işareti ile tapındık - ::klddu simanın tasviri ya- H:;'l'lîrd;.ilk bayrak, Hicretin A yılmda Ebu Merset'te gö- P:"mnı. Bu bayrağı, peygam- düz beyaz bir kumaşı bir hıh bağlıyarak ona vermişti. İ':l::k Havber gazasına ka - Kt _nıldı. Bu büyük gazadan k'lk t h!_r de siyah bayrak yapı- a İsmine “rayet,, dendi. Bun- h':'"...îmevilu beyaz, Ab- siyah bayrak açtılar. Bu :ıd"h ü ; buyraklara bazi Tn hıl"mımi. başlandı. Me- kull ife de yeşil bir bayrak lüm ğa başladıktan sonra is- hi Ordusunda renk renk bayrak- Rörülmeğe başlandı. İle Sün hf!"limtlı görülen arslan h füneşin ikinci Gıyasettin Key- icat etmiştir. Rivayete ş Keyhusrev bir Gürcü pren - ile evlenmişti .Karısını son ı"::eıı. seven hükümdar, ken- tar î.lc beraber onun da na - "ti..' birlikte yaşatmak için isim- *& ':ırıluı kazdırmak istemiş- S ::ıı buna bir çok âlimler K ince o da arslan ile gü- Zei kabul etmiştir. ı'h, f!ıilulı:n'len arslan sultan- —'ı Büneş te melikeyi gösterir- İ—Fğ"“ Jparaların üstüne kazı- Üemi tekil, sonralarr bayrağa H,"İ ve İran devletinin Tesmi T olarak kabul edilmiştir. M a 5 h Beyoğlu Bk e O8lu,, ve “Pera,, isimleri l_ .:hdîl'ı Bu mıv:dr..' l::;: Tz _':ı harici idi. Burada yal- ı,;'hçlulırdı. Şurada burada k.h“’hıhçîvın kulübesinden dün %FM bulunmuyordu. - O- G yçA Pera ilk Bi Nfl Ş Izans zamanın- el blı'.lmmaı Düranği W;ı isim, Fatih İstanbu- sonra verilmiştir. SAa devletinin Trabzonda tübesi ” Fatih tarafından 1 fethedildikten imparator Jakanen h. '" *ülu Aleksi de Perada ve ı'::tbnr edilmişlerdi. .—q ç ğ.:î' manaşıma gelen kld. erdi. Prens Alek- tok , *turması, mevkiin f ;î!!!’ Galatayı tica - nt ikametgâh P: Beyoğlunun ehemmiyetini arttrr - mış ve verilen isim de bu suretle kalmış, zamanımıza kadar gel - miştir. Şemsiye Şemsiyeyi Milâdım 1780 yılım- da bir İngiliz icat etti. Bu icat, oldukça komik hadiselere sebep olmuştur. İngiliz, ilk defa icat ettiği şem- siye ile sokağa çıktığı gün, bü- tün şehir halkı peşine takılarak hücum etti. Herkes onu sopalar- Ja kovalıyor, küfürler savuru - yordu. Ingiliz o günden sonra bir da- ha sokağa çıkmadı. Fakat onun | macerası, derhal etrafa yayıl - mıştı. Bu keşfi, Raen şehrinde oturan Hanes isminde biri haber aldr ve derhal bu işi başarmağa karar verdi. Hanes, bir ay ge celi gündüzlü çalışarak yüz kadar şemsiye hazırladı ve şehrin du - warlarına şöyle bir ilân yapıştır« dı: “M. Homes öyle bir âlet icat etti, ki en çok yağmurlu günlerde kimse ıslanmadan şehri gezebile- cek.,, Bu ilân, bütün halkım merakı- ni tahrik etmişti. Yüzlerce me -« raklı her gün kapısının önüne geliyor, yeni icadr soruyordu.. Fakat Homes, icadından kimseye bahs açmıyor, saklıyordu. Kurnaz mucit, etrafr kasıp ka- vuran yağmurlu bir gün kapısını açtı. Manzara pek garipti. Ken- disi şemsiyesini acmış, arkasın - da ayni vaziyette, fakat elilerinde muhtelif musiki aleti taşıyan ar- kadaşları bulunuyoru. Bütün şehiri dolaştı. Yüzler - ce seyirci, yağmur altımda ıslana- rak kuru kuru gezen Homesi ve arkadaşlarını takip etti. Fakat Homes, eve döndükten yarım sa- at sonra, evde saklamış olduğu yüz şemsiyenin hepsini de sat - mıştı. ... Sakal tıraşı Sakalın tıraş edilmesi ilk defa Milâttan evvel 3261 yılıda Mısır- da başlamıştır. Ustura daha son- ra İskender zamanmda, makasın da bu zamanlarda icat edildiği rivayet edilir. Ğ Bununla anlaşılıyor ki, sakal daha başka aletler veya ilâçlarla tıraş edilmekte idi. DA * . Kaşığın Milâttan 3511 yıl ön- ce, çatalın bundan 243 yıl evvel Fransızlar tarafından icat edildi- ği rivayet edilmektedir. # * * Bakır ile kalaydan sahan ü tencere yapmak, Milâttan evvel 3894 yılında Finikeliler tarafın - | dan icat edilmiştir. , .. Selâmlaşmanın ne vakit başla- dığı hakkındaki rivayet pekga- riptir. Bazı kayitlere göre, se- lâmlaşmak Yunanlılar devrinde başlamıştır. — Yunanlılar buseyi Allahakarşı bir sadakat işareti o- larak kabul etmişler, fakat Alla- hın bulunduğu göğün öpülmesi imkânsız olduğundan evvelâ elle- rini havaya kaldırmışlar ve son - ra ellerini öpmüşlerdir. İşte bu hareket, insanlar ara- sındaki selâmlaşmağı doğurmuş- tur, N. A, 11 Dünya güreş şampiyonu Çeker katilden suçlu Güreşçi, aleyhinde bulunanları Güreşte dünya şampiyonu'olan bir pehlivan ıloylıinıyl.wehiıhndı dikkate değer 'bir dava açılmıştır. Bir çok memlekette tanınmış olan bu meşhur pehlivanın başka bir pehlivanı öldürtmeğe davrandı - ğriddiası, davanın esasıdır. Peh- livan tevkif edilmiş ve mahkeme- ye verilmiştir., Bu pehlivan, Teodor Çekerdir. Davaya ve yapılan tahkikata gö- re, bu adam, 1932 senesinde Zü - rihte yapılan beynelmilel müsa - bakalara iştirak ederken hakem Jozef Branski ile kavga etmiş. Bu Lehli hakemle arası açılan pehli - van, ona karşı kin beslemeğe baş - lamış. O müsabakalara — iştirak eden pehlivanlardan Maziyonun da bu hakemle arası hayli şeker renk olduğunu düşünen — Çeker, gitmiş, bu pehlivanı bulmuş ve hakem Branskiyi birlikte kuracak ları bir tuzağa düşürmek, kendi - | sini bir gezintiye davet — ederek, ı tenha bir yerde kayalar üstünden | | uçuruma yuvarlamak teklifinde bulunmuş. Fakat, pehlivan Maziyo, — bu teklifi reddetmiş. “Gerçe hakem - le benim de aram açıktır. Ondan hiç hoşlanmıyorum. Öç almak ta | isterim. Fakat, bu suretle değil.. | Ben, adam öldürecek tıynette bir insan değilim. Sen de bu fikrin- den vazgeç!,, demiş. Çeker, onu iknaa çalışmış, bütün gayreti boşa gitmiş, aklından geçirdiği cina - yeti, ona kabul ettirememiş. Çeker, bu müthiş tasavvurunu Maziyoya açtığı için, hakemi öl - dürdüğü takdirde — bu pehlivanın aleyhinde şahit olabileceğini dü - şünerek, hakemi — öldürmekten vazgeçmiş. Diğer taraftan, Ma- ziyonun henüz tatbik — sahasına getirmediği bir tasavvurunu öğ « renmiş olması da, içine kurt dü- şürmüş. Ya Maziyo gider de ih- barda bulunursa?.. Bu ihtimalin önüne gecmek için ne yapmalı?.. En muvafığı, hakemi şimdilik bir | tarafa birakıp bu pehlivanın vü - | cudunu ortadan kaldırmak!.. Böyle düşünen Çeker, ipten, kazıktan kurtulmuş takımdan bir kaç adam buluyor, bunlara para veriyor ve Maziyoyu — öldürmek plânının bunlar vasıtasiyle tatbi - kine girişiyor. Bir gece yarısı sokak ortasında Maziyo, ağır su- rette bıçaklanmış olarak görülü - yor, tedavi ediliyor. Yaralı peh- Hivan iyileşiyor. Kendisini vu - ranların kimler olduğu anlaşılamı- yor. Maziyo, bu cinayeti Çekerin tertip etmiş olabileceğine ihtimal veremiyecek akdar saffet sahibi, kendi halinde bir adamdır! Fakat, aradan iki sene geçince, Maziyo, kendisini öldürmek için bazı tertibat alımndığını ve bu terti- ba' Çekerin idare ettiğini haber alryor. Nasıl?.. Bunu haber ve - ren kim?.. İki sene evvelki hâdise- de Çekerin parmağı olduğu da, aynı zamanda bildirilmesi itiba - rile, ihtimal Çekerin o zaman pa- ra ile tuttuğu adamlardan biri!... Belki Çekerle sonradan arasr açı - larak, onu bunda imzasız bir mek- tupla ihbar ediyor. Çeker inkâr ediyor. Tahkikat derinleşiyor. Şahit olarak dünya güreş şampiyonlarından Garkovi- yenko ve Lehli pehlivan Grabovs- ki dinleniyorlar. Grabovski, genç, yeni pehlivanlardan biridir. Bu - | nunla beraber, 1933 senesinde Vi- yanada yapılan bir güreşle ring üzerinde Çekeri bir hayli sarsmış - tır. Neticede Çeker galip ilân edi- miştir, ama bu münakaşalı bir ga- Hibiyet olmuştur. Çeker, Viyanada “Rents,, ve “Tsentral,, sirklerinde muhtelif .pehlivınlırh sık sık güreşmiş, hepsini yenmiştir. Yenmiş mi?.. Galip sayılmış, lâkin hepsi müna » kaşalı olarak!.. Güreşten anİryan birçok kişi, hakemlerin haksızlık ettiği iddiasını ortaya atarak, kı - yameti koparmışlardır. Acaba, ha- kemler bu pehlivanlardan korku - yorlardı da ondan mr kendisini hep galip çıkarıyorlardı?.. Şimdi, Varşovadaki dava dedikodusu a- rasında, bu da Viyanada zihinle - ri kurcalıyan bir bahis! Çeker “Tsentral,, sirkinde yap- tığı son müsabakalrdan — birinde ” Bski Alman Veliahtının oğlu prena Vilhem'in bir kızı dünyaya gelmiştir, Mini mini kızın vaftiz merasiminde, aht da hazır bulunmuştur. Ortada, büyük babası olan Veli- çocuğu kucağında tulan — annesi prenses annesinin arkasında Babası prens, sağında ve solunda da bü- yvük baabet Veliahtla büyük annesi Veliahtın karısı duruyorlar. Mera- sime, Hobenzollern hanedanı mensuplarından bir çoğu iştirak etmiş- lerdir, ortadan yoketmenin yolunu bulmuş! Portekizli “Dev adam,, Oliveyra ile güreşmiş, Portekizliyi ring dı- şarısına atmış, ona karşı böyle sert bir güreş tatbik ettiği halde, çok geçmeden Portekizli — tarafından ring içerisinde tuşla yenilmiştir. Hakemler ve birçok - seyirci, Çe- kerin sırtının tam manasile yere geldiği esasında birleşmişler, bu- na rağmen Çeker şiddetle itiraz etmiş, mağlübiyeti kabul etmedi - | ğini söyliyerek, ateş püskürürce - | sine hiddetli bir tavırla ringden inmiştir! Dava dolayısile hararetle diller- de dolaşan dedikodular arasında Maks Pallenbergin de ismi geç - mektedir. Maks Pallenberg, güre- şe çok meraklı bir artist olarak ta- nınmıştır. Mühim güreşlerden hiç birini seyretmeği kaçırmazmış. Bu aktör, Çekerin ve onun güreş sis - teminin şiddetle aleyhinde olarak cephe almış. Viyanada “Tsentral,, sirkinde yapılan son müsabakada da, Çekerin aleyhindeki temayü - lünü pek bariz olarak göstermiş. Ve aktör, aradan çok geçmeden esrarengiz görünen bir tarzda, an- sızın ölmüş! Gerçi bu ölümden dolayı bir dava ve Çeker aleyhinde takibat filân yok, ama işte Varşovadaki cinayet tertibi davast dolayısile, Çekerin ismi etrafında, her akla gelen şey deşiliyor. Varşovadaki daha, bilhassa Çekerin en çok gö- ründüğü yer ölan Viyanada alâka uyandırmıştır. Muhakeme safha - ları, merakla takip ediliyor! Çeker, işlediği iddia olunan suç hareketini hakikten işlemiş midir?.. Yoksa, aralardaki müna - feretlerle mi iş bu kadar ileri var- dırılıyor. Dünya güreş şampiyonu itham olunuyor?.. Bu ihtimali de büsbünü yabana — atılamzsa da, yukardanberi kaydettiğimiz ci - hetler, bu adamın güreş bahsında yenilmeyi hiç hazmedemediğini, aleyhinde harekete aşımı derecede kızdığını gösterecek mahiyette - dir. Bakalım, mahkeme neye ka - rar verecek, ; İngilterede Dorsetşir. Kontluğun « da, gayet kısa bir tren yolü vardır. Bu yol, çocukların mekteplerine — ko- | daylıkla gidebilmesi için yapılmıştır. Çünkü, mektep, uzak ve sarp arazi İl- zerindedir. Bu küçük trene, yalnız mekteplerine giden çocuklar binebil « mektedir. Resim, çocukları, mektebe ; gitmek üzere İrene Dinerkert alınmış - tir, İ a