25 Ekim 1934 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 4

25 Ekim 1934 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

a HABER — Akşam Postası Hançerli a Hadın Mıgi rla Sabahat birlikte bir çok mel'unane İişler görmüşlerdi Tomson bir akşam Mıgıra (Sa- | le bir çok kimselerin canını yak- bahat Hanımefendi) yi görmek is- mışlardı. (Mıgır),.Sabahatin şöh- tediğini aöylemişti. Tomsan Tokat | | wet we melanet kaynağı gözlerine liyanda bekliyordu. Mıgır:Sakıza- | bakarak: ğacına doğru yürüdü, -Onunnerde olduğunu — bilhassa gece yarısın- dan sonra— bulmak güç olacaktı. Karanlık bir sökağa saptı ve ikinci kapıyı ümitsiz olarak çaldı. Ufak | pencereden uzanan yaşlı bir kadın | başı (Mıgır) 1 derhal tanımıştı: —— İkigündür görünmeoorsun | z20... Nerdesin? Diye karşiladı. girmemişti: — Burada mı? l (Mıgır) içeri Dedi. Kadın gülerek cevap ver- di: — Zamparası ile şimdi yattılar! — Çabük, çağır.. | Ve kadının itirazına meydan | xermeden mânalı bir bakışla ilâve etti: — Şimdi bekliyor. ğim! Ev sahibi hemen yukarıya — çı- karak-beşdakikasonra genç bir kadınla asağıya indi. Genç kadın (Mıgır) 1 kapıda görünce sevin- miştli: — Beni almağa mı geldin?.. Byu- gün niçin aöylememiştin?... Dedi ve hayret edilecek bir sür- atle giyindi. Kapıdan çıkarken yaşlırkadına hitaben: — Mama, dedi, yukarıdaâkine | bir mantar atrver. 'Ben herhalde bir iki saat sonra gene gelirim. Ma lümya, Mister (Temson) benimle iki saatten fazla kalmaz! Evden.çıktılar. Taksimden bir etomobile binerek Şişliye gittiler. Tramvay mevkiine yakınm, önü par makliklı yüksek bir apartımanın önünde.durdular. İkinci kata.çık- | tılar.. Ganç kadın çantasından çı- | kardığı bir:anahtarla kapıyı açtı ve içerideki elektrik düğmelerine | basarak dört odadan ibaret olan bu güzel tefriş edilmiş her tarafını aydınlattı. Genç kadın (Mıgır) 1n âleti ve oyuncağı olmuştu.. Bu apartıman- | da muslm'ekın çııdıkhrı projeler- | Götürece- dairenin | F | laşıyordu. — Sen, dedi, bu gözlerle daha çak işler görürsün! Yanağından öptü. Misafir kabul odasında oturuyorlardı. Kadın saor du: — Mişter (Tomson)un geleceği ni bugün bana neden söylemedin? — Haberim yoktu.. Şimdi söyle- di! Ve zannedetim ki fazla kalmı- | yacak ve sana mühim 'bir iş hava- le edecektir. — Nasıl, işler yölunda mı? — 'Sorma şekerim,'her şey — yo- lunda. Bilhassa geçen gün boş at- tığımız mesele dölu çikmeaz -mı? Bu gün'harbiye mektebi yerinden oynadı. ilçtimalar. 'Müzakere'ler.. | Ve sonra mühim kararlar... — Ama bana yarın behemehal elli'lira lâzım... (Mıgır) cebinden para cüzdanı nı çıkardı ve fazla bir şey ıoylo- meden: —AL Dedi. İki tane yirmi beşlik ban- göonot uzaltmıştı. Daha fazlanturmağa vakit mü- Y aait değildiz —- ,Ben gidiyorum. Yarım,saate kadar.onunla bitlikte geleceğiz. Aman yavrum, göreyim seni.. İngi lizlerin yanmda beni küçük düşür- me, Rollerinde daima muvaffak olmağa çalış. Bu suretle ikimiz de zengin oluruz... Görüyarşun ki se- ni hiç parasız bıraktığım yoktur! Mister (Tomson)un hediyeleri de | (Miıgır) yavaşça kapıyı kapadı. Şişliden tekrar bir otomobile atlı- yarak doğruca Tokafliyana geldi. İngiliz hafiyesi epeyce sabırsızları | mıştı: (Mugır)ı görünce: — Kalkalrm mi? — Diye sordu. Menifi cevap âl- saydi herhalde hiddet edeceği an- Migir dişlerini gös- tererek: — Buyurunuz!-.dedi- benli he- bek sizi bekliyor! (Devamı var) ülkekölkağa ” Taap a yalae eli e TÜRK SİNEMASI MÜDÜRLÜĞÜ Muhterem müşterilerinden aldığı yüzlerce mektupta izbar edilen arzuya ,binaen DAKTİLO EVLENiYOR fi'mini Bir kaç gün daha göstermiye karar wet miştir. MARY GLORY - JEAN MURAT we ARMAND BERNARD tarafından temsil edilen bu muühteşem kamedinin emsâlsiz bir şaheser o'duğunu seyredenler tasdik etmektedir. f Siz de mutlaka götünüz. Tâveten: (ECLAIR JOURNAL, dünya havadisi. Marsilya'da suikaş'a uğrıyan (KRAL ALEKSANDR) iblazretlerinin cenaze merasimi bâdisesi, Yugoslavya 'Kaalı £ CEnzıe merzasimi vesaire . Fu akşam SARA Y sinemesinda Komikler kralı EORGES hn son ve €en fazla eşlenceli temsili olan ZENCiİLER KRALI Elmintde görünecektir. Neşe, kahkaha, tikir, 100 komik buluşu Have: FOX JOURNAL manazısı mayanında: Feci Marsilya MAiLTON 1 NC BUBUL ALEKSANDR Hlazretlerinin »eSAİLE.. n e TER Z A Pratik Kayat Bilgisi Hakil ve tertüme hakkı mahfurdur Yazan : M. Çayur ee Ha Süblime banyasu: Kızıl, kazamık yarar. —Yirmi gram süblime, yirmi | gram — klorüamonyom, iki yüz makinukattarda —on damla-entdigo ilâ- vesi ile halledilir. Ve kapalı şişeleride muhafazarolunur. Kepek banyosu: Beş ilâ on litre ke- pek-banyo suyunda kapâtilir. Vücu - dü -yamuşatıcıdır. EFenikli'banyo:*Yüzde bir ait fe- nik kenür.: Zehirli böcek 1mrması, 3şir- pençe, flegmon'da müracaat olunur. Kum banyosu: «Güneşte weya f - rında ıyıtılmış elli derecei — hararette kuma romatizmâlı aza dâldırilarâk ya- pilr, Beladon BLEADON — Yaprâkları binde | takriben 'beş miktarımda atropin faal unsurunu ihtiva eden &bbi nebattır. Bu.madde vücut Üzerinde dört te- | sir gösterir: 1 »- Göz bebeğini hüyültür. 2.— Mrazatı azaltır; 3 — Kan tazyikini fazlalaştırır ve kalbe çarpıntı vetir. 4 — Muharrik adeleleri tes. kin eder. Diğer adelelere 'faaliyet ve - yar, Birinci tesirden istifade: Göz bebhe- ğinin ufunetlendiği zaman — kullanılır. Göze damla halinde bir taksim iki yüz nisbetinde atropen sölfatosu damlatı- lır. Böylece Kataraktı hastalığında gö- zün rüyetinin azalmasına karşı deve teşkil eder. Hkünci tesirinden istifade:"Verem - | lerin;fazla tetlemesine karşı süt, tükü- rük gibi ifrazatın fazla,gelmesine kar- | şi, tafra kuşmasına karşı, nezleye ve bronşlardâki katar hastalığına karşı kullanılır. Üçüncü tasirinden. İstifada: Maki nakahatle ol an nabızlarının — ya » vaş satmasına karşıve manlarla xe- hirlenenlerin tedavisinde kullanılır. ,, Dördüncü tesirinden istifade: As- tenda, hasta İkuşpâlazında, 'böoğmaca - da, isparmaz veven devamlı öksürük - te, sar'ada, gece idrarımı tutamamakla, | baş ağrılarında, kurgun zebirlemesiyle haşıl olan sancılarda, devamlı inkibaz- da kullanılır. Haricen emorsidlerde ve şerhada hasıl olan yaraların tedavisintde kulla- pılır. İSTİMAL SURETİ — Blatlan yap- rağı tozu: Beş santrgram — İlâ yirmi santigram “çocuklarda yaş başına beş miligram.” Bladon kökü tozu: İki santigram ilâ on sanligram “çocuklarda yaş ba » şına heş miligcram"”, Blâdon yaprağı ekatresi: Üç ilâ.en santigram: “Çocuklarda — yaş başına bir miligram”. Blâdon kökü ekstresi: — Bir'ilâ beş santigram. “Çocuklarda-yaşbaşına 'bir miligram", (Devanı var) Tttizies$!TTİ İN Eğağyyagat FN p ge gİTİNE aa Aiayıyagyzlİ Himayeietfalin Ferah | Müyatrosundaki müsa- İ meresi 25 — 10 — 934 Perşemibe âk- şamı Ferah sinemasında Himayei Etfal Beyazıt nahiyeti azilları şe- gibi hastalıklarda — cikdi temizlemeze 4 gram vefine tertip edilen müsamereye fahriyen Beniz Kızı'Eftâlya Ha- mımla Kemani Sadi, 'Piyanist Yor- | | gi, Kemançeci Aleko Beylerin iş- tiraklarile zengin programlı - bir | konser verilecektir. ıWmmWWIW Öz Türkçe ilk roman . -Savaştan Farışa Yazanlar: (Vâ-HPM ile A Çürüksulu Wc ziy * Yeni çıktı Fiyatı: S0 kuru Yazan: KADIR CAN | No.BB 25 birinci teşrif £ y a AKDE NızxoasA ŞAHİN REİ Büyük macera, aşk ve harp romani —7 kızı kkaçırmıya Ahmet, diğerleri kadar düşün- | medi: —Re's!... Eğer uygun bhulursa- nız hemen limandan çıkalım, o kü ! çük arap köyünün bulunduğu ko- | ya gidelim. Gemi orada dururken biz de iyice,silâhlanarak kale;yo- | lunu tutalım. Acaba denizden ka- leyeme kadar zamanda gidilir?... Buna kör Ali cevap verdi: — İki saat kadar sürer,.. tabanları kaldırırsak bir buçuk sa atte de varılır.. Şahin Reis tastik etti: — Evet...;Ancak o katlar... Sonra devam etti: — Küçük koya ne'kadar zaman da-gidebilirie?... Tabansız: — Güzel bir poyrazwar; yelken | ler:dolar... Dedi. 1Kör Alirhemen fikrini söyledi: — Ona da ikisaatte diyelim... Şahin Reis söylene söylene he- sapladı: — Küçük koyaıkadar iki saat... İki saatte;kâleye dört aaat....Gece Kürekler de caâba... “yarısından-evvel forah' ferah varı- TUti — Eğer Altımızda at olsa yarım saatlik yodur... — Atları böyle gecev vıklı nere- TÖETİ YDT K A — Köyden alamaz-muyız? : —Bulursak neden almıyalım?.. İyi akıl ettin. Bunu unutmıyalım... Taâbansız, artık olgunlaşan bu plânın en iyi tarafını gösterdi: —Giderken ve gelirken Cezayire uğramamak çok iyi... Şeyhb Ebüssa idin hafiyeleri ekâik değildir. Bizi görürlerse şüpbelenirler ve işimiz de bozulabilir... Fakat böyle ya- parsak kimse şüphelenemez... Hat tâ artik Şakin Reisin bu sevdadan vazgeçtiğini, Cezay'r beylerine da rilarâk ansızın denize —açıldığını zannederler,.. — Murat Reise, gideceğimi töy Temişstim... — Fâkat onlar buna mışlardı. inanama- -— Seyh Ebüssait bayram -ya: | par... — Yapadursun, biz de o zama: na kadar işi bitiririz... Tabansız gülüyordu: — 'Ona'bundan daha güzel bir ders olemnaz... Bevinct'n son basa- mağında iken 'kafesteki güverci- nin kaçtığımı duyunca birderibire | cehenneme düşmüş olacak!... 'Şahin, kamareya 'iyiden “iyiye karanlık bastığını görüyordu. — Çabük davranalım... Heydi herkes yerli yerine.. gifiyoruz... ki: yız, reis?... Şı.hm "Ris t6 bansıza 'baktı. 'O- Biraz | Şeyh Ebussait sevinirken, kor5 hazırlanıyorlar nun da fikrini sortütk Fakat cevap almağa "d W dı. Bu fikr'n yanlışlığı nin kendisi de nlad? — Olmaz, olmaz!.. rigemiye alırken h ne gelir?... | — 'Başka bir şey gıldılar... | — *Şâhin Reis küçük tr: ' — 'Sen de kal!... BBT olursun!... Dedi. Sırtmı ok!d' — Zaten uondcnd" mek istemezdim... — 'Aferin1... İm»ılıH *"Habibeye kavuşuruz... | —— Gemi demirini aldı. çiktı. Sert 'bir poyraz #wertede yapılan mr a “kan veis, bütün kuvvenfu rin rüzgârı ciğerlerine du. 'Hayatmda, girdiği waşlarım ve atıldığı ak! dakikalarında, bu kıd“ ölmamıştı. Şahin Reisin ekşam © *iz ve ansrzım yola çi kes şaştı. Murat Reîı: — 'Bak yahu!.. - 'Y&ıu 'bize dınldı vnı’ ı Bwl V. Dedi. Dıgeı'len de b ettiler... Şeyhin ılıınlırımlıl mi'kişi, birb'rinin ardınd gibi konağın kapısındaf “| Ebüssaidin önünde ye kapanarak bağırdılar: — Müjde ya şeyh!.. — Newvar?... — Sehin Re'*s gitti... — Nereye?... — Ne zarran?... — Şimdi...On dı.kî*' miri aldılar... Şeyh kulaklarıma | Gdu. Aklıma koyduğun' yapmakla, değil yalnız $ yüz mil içerilere kadar V| Geniz kıydlarında ta man korsan, nası| gide” | Bu haberi getirenler ©ğ/i | o da inanmağa başladı-İğ | mek ist'yordu. Şahin F »î denizlere doğru yelkert ği dığını gözüyle görme tirlü sahat edemiyece ",,' y Merdivenleri üçer | rak üst ka'a, taracayaA f / İ dan bütün liman, lim' “uzaktaki buruna kadâf | görünüyordu. a Bakar bakmaz Sah'f misini tanıdı Sahi Kapıdan çikarken kör Ali dedi | ,, karşı bütün yefl gidiyordu. Atf mi — Atları buradan #lamaz mt-“| 40 pp kalkıyordu. Genişbîvnefd.ı’ 4 DE A Şimdiye kadar yapdan HARP film en müthişi: Düşman Elinde Esir '."4 Heyecandan heyecana düşüren bu musrzami sinemattlik âleminin bir harikasıdır-

Bu sayıdan diğer sayfalar: