birinci te İM Götüşüm; "se ve üniversite | , talebesinin kaza- Zap || le var, İle yok Ğİ Gramofonla tedavil 7m Gramofonun bir eğlence vasıtası ol ne mühim hakkı e | duğu malim. — art İM m : Pi kullanıldığı i al ieritye konula ye NU YEİS | İk elimine beri , “srdır; Gençler, birta - . de hiç aklınıza gelmemiştir. ! ” Yehi kaç Üdön: » Thomas adir Viyanalı bir asabi yl elm miralay Lukofun beyanatı zl | vesinde taş bunlara riayet ve “İypaophone” 'adou verdiği ölst y iler, ile devam kabil ola- “Biz B I l a © V mide e hakikatte bir gramofondan başka bir Ğİ Yandan evel ik yazımızda, ulgarlar, içtimai hayatınızın seri yürüyüşünü YE niversiteye mecburf 'de. prensiplerine na- anlattık, böylelik. isine ini ii pi x m nizi ine Mam artik kayıtr, ve Mi edeceğini de, bizzat Kem istinat ederek, Mİ, Biran, i | alm eriay <ihetlerisunu. ki, konul de, ayaklık renal undür. İt olduğun ği ftukla,,,, asm yalnız F şi ay Baaredileceğ an b Spleri- iri “A8 böyle oldi” ie mak hak;diye bir Me değil midir? bir 2'E mu? Fareyle bir hak ii şayet , “He ç m dı, ia. Şa, m — Sov, mm.) M. Yankoviç herkesten daha iyi anlıyoruz., N © Üçay kadar Türk — Bulgar hududunda çalıştıktan sonra, ev- vi: rakı tanzim ve protokol metnini müzakere etmek üzere şehrimize , | gelerek, Beşiktaşta Ihlamur köş- künde çalışmağa başlıyan Türk — Bulgar hudut komisyonu Bulgar heyeti reisi Miralay Lukof ile dün bir muharririmiz Bristol otelinde görüşmüştür. Diş tabipleri | kurultayı İkinci milli diş (o kurultayıdün üniversite konferans salonunda a- çıldı. Toplantıda diş tabiplerin « den başka üniversite fen dersleri profesörlerinden bazıları, (dişçi mektebi talebeleri & ve davetliler hazır bulunuyorlardı. Kongre, askeri bandonun çal- dığı istiklâl marşı ile açılmıştır. Saat on dört otüzda belediye reis muavini Hâmit Bey kürsüye gelerek vali ve belediye reisi Mu - hittin Beyin mazeretine (binaen gelemediğini (söyledikten sonra kongreyi şehir namma açmıştır. Hâmit Bey, sözü tıp fakültesi de- kanı proseför doktor Nürâtün Ali Beye bırakmıştır. Nurettin Bey, kurultayın açıl- masını sevinçle karşıladığını, söy- ledikten sonra iki sene evel kuru - lan birinci kurultayın muvaffakı- İ yetle neticelenen Oomesaisinin br- raktığı intibam, ikinci kurultayın dolgun bir programla açılmasına en büyük âmil olduğunu © söyle- miştir, Sonra diş tebabeti mektebi mü- j dürü Kâzım Esat Bey (söz söyle- ( miş, cemiyetin iki senelik mesaisi- ni anlatmıştır. Reisicümhur Haz - retleriyle Meclis Reisi, Başvekil Paşalara ve Sıhhat Vekiline tazim telgraflar: çekilmesine karar ve - rildikten sonra celse nihayet bul « muştur, Kurultayın ilk ilmr celse- si bu sabah onda açılmıştır. Akşa- ma kadar devam edecektir, e e Muhacır geliyor nya, Yugoslavya ve Bulga | ristandan memleketimize birçok muhacir gelmektedir. Bu ayın ikin ci günü Nilüfer ve Adana vapur - ları Köstenceye giderek orada ür) bulunan on iki bine yakın muhaci- Mizam | Fi İstanbula getirecektir, ; Balkanlardan ve Dobriçadan Köstenceye inen (o bu muhacirler teşrinisani ayı içinde © tamamen şehrimize gelerek hükümetin gös- irse | tereceği yerlere yerleşeceklerdir. Hüsnü beyin yeni vazifesi İktisat Vekâleti müsl - teşarı Hüs. nü Bey Erzurum demiryolları mü- tayin olunmuştur. Hüş - nü Beyin yerine müsteşarlığa ki. ye getirileceği henüz belli değil. y. ugoslavya sef'ri “goslavyanın Türkiye sefiri Ankaraya gitmiştir. 5 e, ve Miralay Lokuf, Türkiyenin, kendisinde bıraktığı intibalara ve komisyonun mesaisine dair mu- i harririmize şunları söylemiştir: — “İstabnulu ilk defa olarak | ziyaret etmek fırsatını elde et- tim. Türkiye hakkındaki intiba- larımı soruyorsunuz. Türkiyeyi, İstanbula gelmeden evvel de tanı» yordum. Kahtaman Türk milleti hakkındaki ihtisaslarım, genç bir zabit bulunduğum zaman Türk si- lâh arkadaşlarımla omuz omuza milletlerimizin şerefini müdafaa ettiğimiz zamandan başlar, bu in- tibalarım bu komisyonda üç ay- i danberi birlikte çalıştığım Türk meslekdaşlarımla tanıştığım za- mandanberi, tamamlanmıştır. Ko- i misyonda dostça ve tam bir itimat havası içinde çalıştık ki bunu an- cak bir asker kalbi tanır ve takdir eder, rüyüşü, herkesten daha iyi anla- rız. Çünkü bizde, ayni suretle asrileşmek arzusunu besliyoruz. “Hudut komisyonunun me- saisine gelince; İstanbuldaki me- sainin yedi, sekiz günden fazla sürmiyeceğini ümit ediyorum. | i Bundan sonra komisyon Sofyaya | | gidecek ve işimizi orada bitirece- | | ğiz.,, animeler Çocuklarını denize atan kadın - Bir müddet evel üç çocuğundan ikisini denize atan Defterdar ma- liye memurlarından Mustafa efen- dinin zevcesi Lütfiye Hanım hak- kmdaki davaya dünağmr ceza! mahkemesinde bakılmıştır. Lât- fiye hanımın akıl hastalığına müp telâ olduğu anlaşılmasına binaen kanunen hakkında takibat yapıla- Böylece Türk milletine karşı ©-İ mıyacağına vö kendisinin. emrazı sasen mevcut olan muhabetle, si- | akliye hastahanesine gönderilme- zin samimi bir surette bağlı bu- | sine karar verilmiştir. lunduğunuz tarakki ve asrileşmek ça , VON hususundaki gayretinizi hayretle değil, fakat takdirle (müşahede adam ettim, - | Dün sabah ağır ceza mahkeme- “Türkiyede “en ziyade nazarı | sinde samiin “ arâtında bulunan hayasızca hareket eden “dikkatimi celbeden şey, slâhata | karşı beslediğiniz, arzu ve muvaf- fakiyetinize karşı mevcut olan iti- mat ve Gazinize karşı beslediğiniz istikbal vadeden yeni kudretlerin sadakattır. Bunlar size emin bir mevcudiyetine delildir. Biz Bul- garlar, içtimai hayatınızm seri yü- Elleri kesildi Karagümrükte Karabaş mahal- lesinde oturan Behice hanım, evle- rinde bulunan yüksek dolabın üst gözünden bıçak almak istemiş ve kazaen ellerini kesmiştir. Behice hanım Cerahpaşa (o hastahanesine kaldırılmıştır. Sadık hizmetçi Sarıyerde oturan Ermenak e- fendinin hizmetçisi o Fatma evin hanımına ait iki altın santlabir elmas yüzüğü çalıp kaçmak iste- miş ve fakat Ermenak efendi tara- fından yakalanarak polise teslim olunmuştur, Çocuk bırakıldı Beyoğlunda — Fransız kilisesi bahçesinde rum katolik © olduğu anlaşılan bir buçuk yaşlarında bir çocuk bırakılmış, çocuğu kili- se kabul etmiştir. Kömür hırsızı Samatyada kasap Eyüp mahal KR lesnide oturan Sevim hanımın, bir ay evel Yüz elli kilo kömürünü ça” lan Kemal ve Sıtkı yakalanmıştır. O ler Halit bey şehrimize geldi Maliye Vekâleti nakit işleri u Balatta kahveci İranlı Ali isminde biri alenen ve hayasızca hareket - lerde bulunmak suçu ile yakalan - mış, Sultanahmet birinci sulh ce- za mahkemesine verilmiştir. Suçlu mahkemede sorulan su- ale şöyle cevap vermiştir. — Davacı kadmın arkasında duruyorum. Elim, eline süründü. Başka bir şey yapmadım. Bunun üzerine hakim Reşit B. mevcut delillere (o ve suçun ârayı umumiyeyi alâkadar eden O suç- lardan olmasına mebni Alinin tev- kifine karar vermiştir. a Iskân işleri Eski iskân işlerinin kânunueve- Tin sonuna kadar bitirilmesi hak- kında Dahiliye Vekâletinden vi - lâyetlere bir tebligat yapılmıştır. | Bu tebliğde deniliyor ki: “Yıllardanberi memleket için de sürüklenen mübadele, tefviz, harikzede, şark mültecisi, adi is- kân işlerini 2510 numaralı kanu - nun idare memurlarına vermiş ol- duğu salâhiyet ve okuvvetle son bir hamle yaparak sona getirmek ve artık bu eski işleri (o tamamen kapayıp müsbet sahada yeni iskân | | işlerine hazırlanmak zamanı gel - miştir. Bu işlerin tasfiyesi husu » sunda memurlarm çok çalışmaları Ali Sami bey geldi İktısat Vekâletiyle muhtelif iş- hakkında görüşmek üzere An- karaya giden uyuşturucu madde » ler inhisarı müdürü Ali Sami Bey dün İstanbula dönmüştür. Ali Sa» mum müdürü Halit Bey şehrimize | mi Bey demiştir ki: gelmiştir. Halit Bey, yeni parala- — Afyon fabrikasının Ankara rm basılma işiyle meşgul olacak - | da kurulması uyuşturucu madde - tr. ler inhisarı kanunu icabındandır. “telkin” in mühim bir rol oynadığını düşünen Viyanalı doktorun bulduğu bu âletin kullanış şekli şudur: Geceleri gözüne bir türlü uyku gir“ miyen bir hastanın tedavisi mevzuu «' bahs.. Dektor, bir plâka şöyle cümle « ler zaptettiriyor: i “Çok yorgun görünüyorsunuz. Çoli yorğunsunuz, Uykuya ihtiyacınız var, Uyumalısınız. Bakınız, gözleriniz ka- panıyor; bütün azanız g » 04 tede ise uyuyacaksınır. Gözlerinizi ka« payınız. Tamam. Şimdi uyuyacaksı », nız!” 7 N akşara Fakat... İnanmak, telkinin kudretin «| den emin olmak lâzımdır. ğ Başka bir hastalık, meselâ mide ras hatsızlığı mevzuubahs.. O zaman plâla değiştiriyorsunuz. Gramofon size tek- rar ediyor: ! “Hazımsırlıktan mı şikâyet ediyay« sunuz? Yok canım, mideniz sapasağ « lamt,. Size öyle geliyor. Mideniz mü“ kemmeler işliyor.. Hazım mükemmel, Mide ağrısı filân da yok! V.S.” Nasıl, mükemmel, değil mi? Viyannlı doktor söylememiş amma, biz banu daha teşmil edebiliriz. Mese- la: Ayın yirmi beşi.. Maaş verilmesin; daha bir kaç gün var; sizde de para- lar suyunu çekmiş. Haydi, ay başına kadar dişinizi sıktmız. Lâkin alacağı - ye borcunuzu verdikten © sonra kalan kısmiyle refika hanıma kışlık manto, büyük mahduma mektep çantası, or- tanca mahduma palto, küçük mahdu-! ma bir elbise, valde hanıma ayakkabı" alıp, kendinize kışlık lâstik ve eve o-! dun, kömür tedarik etmek maharetini nani gösterebileceğinizi sizin de akli. | mz kesmiyor, Kara, kara düşünceye | dalmışsmız, dünyayı gözünüz görmiyor, Düşünecek ne var? Hemen plâki “Hypnophone” a koyunuz; o size tek- | rar edecektir; ! “Paranız yok, hesabın altından çı. ' kamıyorsunuz, öyle mi? Siz de amma dalgın adamsınız, ha! Elinizi cüzdanı- mıza götürün! Hah tamam! Şimdi ç- nu açın! Ne görüyorsunuz? Üç adet 100 iiralıkla, beş adet 500 liralık sarmaş dolaş duruyorlar! İnsan bu kadar ehemmiyetsiz de olsa, vo bulununca böyle ümitsizliğe düşet Sonra yarın İş Bankasmdan on bin ra alacağını unuttun mu? Şimdilik kazanacaksın, onunla da bir ay bu kadar parayı gelecek ayın on biri. ne kadar idare et, o zaman da Tayya- re Piyangosundan büyük ikramiyeyi kazanacaksın, onunlada bu bir sy daha geçirirsin. Daha sonrası mı? A- dam sen de! Sen hele bu parayt sar- İet, o zamana kadar Allah kerim!” Bunun tesiri olmaz mı, diyorsu « nuz? Niçin olmasın? Mesele inanmak» ta! Fahir Mahfi Komiserlik imtihanı Polis mektebinde (o komiserlik için açılmış olan kurs nihayet bul- muş, imtihanlar başlamıştır. — O— Talebemiz geliyor Sovyet Rusyada stajlarını biti. ren talebelerimiz cumartesi günü Ödesadan şehrimize gelecekler « dir. Fabrikaya ait hazırlıklar mektedir. Bunun durduracak'veya geciktirecek ye- ni bir karar verilmiş değildir. ilerle- tahakkukunu