10 Bir boyacı Baş tarafı 1 neide) Aziz, misafirlerini güleryüzle evi- | ne almış ve bunlara meze hazırlı- yarak hep birden oturup içmeğe | başlamışlyardır. Rakıyı iki kardeş | Ali- | ye de bir şişe rakı almasını söyle - mişlerse de Ali, alınan rakının kâ- fi olduğunu ve şayet yetişmediği takdirde o zaman kendiş'nin de almışlar ve alırlarken hamal müddet sonra rakılar bitince ek- mekçi Ali, hamal Aliye vadettiği rakıyı almasını söylemiştir. Ha- mal Ali buna aldırış etmeyince de ) kavga başlamıştır. Kavgaya ilk girişen ekmekçi Ali ile hamal Alidir. İi kişi altalta, üstüste dövü- şürlerken evin camları kırılmış ve | bir şişe alacağını söylemiştir. Bir 4 ev sahibi Aziz de kavgaya girmiş- tir. Azizle hamal Ali bir olup ek- mexçi Aliyi başlayınca boyacı Tevfik kardeşi- nin daha fazla dayak — yemesine tahammül| edememiş, tabancasını çıkararak ateş etmiş, çıkan — kur- | şunlardan biriyle hamal Aliyi ya- | ralıyarak yere sermiştir. Hâdise - | den sonra boyacı Tevfik yetişen | devriyeler tarafından yakalanmış l tır. Hamal Ali Cerrahpaşa hasta- nes'ne yalırılmıştır. çok fena dövmeğe Bir casus şebekesi (RBaş tarafı 1 nolda) olan casus teşkilâtı meselesi ile iş- Yigal etmiştir. Bu teşkilâtın başlıca — siması, | Fuchs isminde bir Almandır ve en yakm mesai arkadaşı da Kotgas - ser isminde bir — Avusturyalıdır. Bunlar, Montajeı olarak Nour - manskda kâin Noursnabstroi mü - | essssesinde çalışmışlardır. Arala - rındaki muhabere husust bir şifre ile idare ediliyor ve imza yerine de müstear namlar kulalnılryordu. Bir çok Sovyet vatandaşlarımı da kendi efradı meyanma kay - detmiş olan bu teşkilât, faaliye - tini Leningrat ve Nourmansk'a ka- etmişti. Leningrattaki başlıca ajanlardan biri olan Bart- zikovski, Fuchs ve Kotgasser ta- rafından aralarında kararlaştırıl- mış olan hususi harflerle Lenin- gradın plânında askeri kıtaatın, memleketin müdafaasına çalışan müesseselerden en mühimlerinin, tayyare meydanlarının nerelerde bulunduklarını tespite memur e - dilmişti. Fuchs, Çekoslovakyalı Kadletz- de k vermiş ve onu Leningrat elektrik dar tevsi buna mümasil bir. emir santrallarının, gaz fabrikalarının, su yollarının ve harp — vukuunda hava taarruzlarına hedef teşkil e- decek noktalarınım vaziyetini tes- pite davet eylemişti. Kadletz, bu vazifeyi ifa edecek yerde keyfiye- ti hariciye komiserliğine — haber vermştir. Yeni Sovyet elçisi geldi Sovyet Rusyanın Türkiye sefir- liğine tayin edilen M. Karahan bu sabah Avrupa ekspresile şehrimi - ze gelm'ştir. Yeni sefir Sirkeci is- tasyonunda Sovyet maslahatgüza- rr Sovyet ticaret hariciye mümes- sili, Hariciye Vekâleti namımmna Re- fik Âmir Bey, İran konsolosu, Sov yet kolanisi ve gazeteciler tara- fından karşılanmıştır. M. — Kara- han bu akşamki trenle Ankaraya giderek Reisicümhur Hazretlerine itimalnamesini verecektir. | Paris gazetelrinde suikasti Cenaze merasiminde HABER — Akşam Postası Katiller cinayeti anlatıyorlar Yugoslavya Kraliçesi ve Fransa Reilisicümhuru (Baş tarafı 1 inci sayıfada) Elimize hakiki veya sahte olduğu- nu bilmediğimiz pasaportlar veril- | di. Hudutları bunlarla müşkülât- ; sız geçebiliyorduk. Muayyen va-« kitte Lozan da toplandık. Orada ne yapacağımızı bilmiyorduk. Yal nız beşimiz de ihtilâlci, tedhişci ve | suikast mütehassısı olduğumuz- dan herhalde çok mühim bir vazi- feye memur edileceğimizi anlıyor- duk. Kvaternik bize çok para - veri- yordu. İstediğimizi alabiliyor istediğimiz gibi yaşayablyorduk. Gene bir gün Eylülde Pariste bu lunmak üzere emir aldık. Nazarı dikkati celbetmemek için başka başka yollardan giderek 29 Eylül- Orada 6 bi- ve de Pariste bulunduk, rinci Teşrine kadar kaldık. Bu es- | nada Versay'i, Sen Jermen'i Fon- tenblöyü gezdik. Biz Orsey Palas oötelindeydik. Reisimiz Kvaternik ise Senlazar sokağındaki Terminus otelinde o- turuyordu. Kendisinden,davet em- ri almadıkça gidip kendisini göre- miyorduk. 6 birinci Teşrinde şefimizden yeni bir emir aldık. Ben ve Benes Pariste kaldık. Silni ile Suk (Ka- lemen) bilmediğimiz meçhul bir yere doğru gittiler. Aradan üç gün geçti. Bir akşam oku- duk. Ertesi günü katilin reşmi in- tişar etti. Resminden bunun bizim Suk olduğunu anladık. Yalnız al- tında Kalemen yazdığı için tered- düde düştük. Fakat sonra bunun Suk olduğu tahakkuk etti. Biz de korktuk hiç bir emir almadığımız halde İsvitreye doğru kaçmağa | başladık. Tam hududu miz esnada yakalandık. — Size emir veren Kvaternik'in | hakiki hüviyeti nedir? — Bilmiyorum. Ve bunu sorma- ga hakkım yoktu. Yalnız onun teş- geçeceği: kilât namına verdiği emirlere ita- at etmek mecburiyetinde idim. — Muhakemede seni müdafaa etmek için bir avukat tayin etmek ' ister misin?, — Avukata ihtiyacım yok, Fa- kat eğer Ustaşi teşkilâtı bir avu- kat gösterirse ona vekâletimi ma- almemnuniye veririm. Ve zan- nedersem o bizi müdafaa etmek çarelerini bizdin daha iyi düşüne- cektir. Suikast faillerinden İvan Rayç (Benes) ise: — Köylüyüm. Yanka Pusta'- da oturuyorum, — dedikten sonra aynen Novak'ın ifadesini vermiş- tir. Miyokral ise verdiği ifadede Paristen ayrılınciya kadarki safha arkadaşlarmınkinin aynidir. Paris ten ayrıldıktan sonra geçen hadi- seleri şöyle anlatmıştır: — Paristen Vlade Gorgiyef ve Kvaternik ile birlikte hareket e - k doğruca Eks şehrine gittik. a Maderin oteline indik. 9 birinci teşrin günü sabahı biz daha uyurken Kyaternik oddamıza gelerek bizi uyandırdı. — Elinde bir bavul vardı. Bize: — Ben gidiyorum. Kral Alek- sandr beş allı saat sonra Marsil- yaya vasıl olacakır. Siz kendisini öldürmeğe memur edildiniz. Si- ze lüzumu olan tabanca ve bom - baları getirdim. Önce hareket e- dip iyi bir yer seçiniz ve kendisini mutlak surette öldürünüz. Hayırlı olsun, dedi. Bavuldan tabanca ve bombaları çıkararak masanın üs- tüne koydu ve bavulu tekrar eline alıp çıktı, gitti. Ben müthis bir heyecan içinde kalmıştım. Vlade Gorgiyef ıslık çalarak kalktı ve giyinmeğe baş - ladı. Ben de kendisini - taklit et- tm. Saat 13,30 da otelden çık - tık. Tabancalar ve bombalar ya- nımızda idi. Otobüsle bir saatte Marsilyaya indik. Caddeleri ge - zerek kendimize iyi bir yer bul - duk. Ben son dakikada tereddüt ettim. Vlade bana çok kızdı. Bel- ki de beni o esnada vuracaktı. Fa- kat karşıdan kralın otomobili gö- Or | ründüğü için bu fikrinden vazgeç- ti ve otomobilin üstüne — atılarak müthiş cinayeti yaptı. Ben kaça - | rak gittim.. | —— Eğerkatil Vlade suikastında | muvaffak olamazsaydı ne yapa- | | caktınız? | | — Kral ölüme mahküm olmuş- | tu. Herhalde ölecekti. - Biz aldı- | ğımız emri her ne pahasına olursa olsun mutlaka tatbik — edecektik. Aksi halde diğer arkadaşlarımız | bizi öldürürlerdi. Suikastçılar hakkında beynelmilel tedbirler | Pariş, 22 (Hususi) — Fransız | Hariciye Nazırı Marsilya suikastı- | nm bütün tafsilât ve neticelerini | Cemiyeti Akvama bildirecek ve 1895 te toplanan beynelmilel bir konferansta anarşist suikastçılara karşı bütün devletlerin el birliği | ile çalışması hakkımda ver'len ka- rarın Makedonya ve Ustaşi Hırvat komitecilerine karşı da tatbik e - dilmesini ist'yecektir, Htalyadaki mahpuslar | Roma, 21 (A.A.) — Havas bil- | diriyor: Marsilya suikastında şe- | riki cürüm oldukları kuvvetle zan- nolunan Paveliteh ile Kvalerni- kin tevkifleri hakkımda meselenin fevkalâde oları mahiyetine binaen derin bir ketümiyet muhafaza e » dilmektedir. Yalnız iki Yugosla - vın pasaportlarının ne Fransız ve ne de İtalyan pasaportu olmadığı malüm bulunmaktadır. Fransız müfettişi M. Reyer, po- lis müdürü ile yeniden görüşmüş ise de mahpusları henüz görme - miştir, İstiçvabın neticesi, kendi - sine bu akşam bildirilecek ve ihti - mal bu akşam mahpusların bu « lunduğu hapishane, polis ve ka - rabineler tarafından muhafaza e - dilecektir. Katil neden sünaetli imiş? Marsilyada suikasttan sonra yapılan fethi meyitten sonra katil Kalemen Vladenin müslüman ve yahut Yahudi olamsı iht'mali ileri | sürülmüştü. Meselenin bu cephesini tetkik | eden kimseler nihayet bu muğlak işi halledeb'lmişler ve Viadenin dinini tayin edebilmişlerdir. Vlade ne müslüman, ne Yahu- di, ne de hıristiyandır. Danovizm denilen bir dine mensuptur. Bu din, yalnız Bulgaristana mahsus - tur ve halen Bulgaristanda altmış, yetmiş bin taraftarı vardır. Dinin müessisi — yani peygam- beri — Danof elân sağdır. Sof - yada ikamet etmektedir. Kendi- si evvelâ Amerikada tıp ve felse- fe tahsil etmiş, bilâhare şarkta bilhassa Hindistanda büyük bir | seyahat yapmıştır. Bu seyahat esnasında dünyada mevcut bütün dinleri tetkik eden Danof, tetkik- lerinin muhassalası olan yeni bir dinin esaslarını hazırlamıştır. Bu din, en fazla Budizm'den ve müslümanlıktan mülhem ol- müştur. Hrist'yanlığın tesiri bun- dan sonra yer almaktadır. j Danof Bulgaristana avdet ©- | dince dinini neşretmeğe başlamış- | tır. Kendisini ilk önceler pek d'n- liyen olmamışsa da> mütemadi prapagandaları neticesinde niha- yet etrafına oldukça ehemmiyetli bir zümre toplânmıştır. Danofun dinine en ziyade za- bitler, komiteciler ve - kadınlar | rağbet etmektedir. Bilhassa dul kadnların pek büyük bir ekseriye- ti bu dini kabul etmiş bulunuyor- | 22 birinci _ıqu_ğl; HM Fakat kadmcağiz — İsterseniz 5"“: kızımı veremem, diyt de bulunmuştur. Bunuü mütecavizlerden b'"'i. mavzer ile zavallı * i sermiştir. Bundan sonrâ damlar kızı alarak kaçiff Ölen kadının cesedini : çenlerden biri görer! | ya haber vermiş ve | derhal takibata geçe?”* kız ile mütecasirleri birlikte yakalamıya © muşlardır. gETİSDİ ü Dze BĞ Şüpheli bir © Zabıta şüpheli bir ölür tahkikatile meşgul dır. Vak'a şudur: Üç gün evvel Boı!"’J sı arkasındaki bahçe ari geçenler, orada bir âd boyune kanlar içinde ğını görmüşler ve d haber vermişlerdir. Bu adamın o ci lik yapmakta olan Hi'dl de b'ri olduğu anlaşılm Maktulün biraz ileril! de atılmış tabanca Zabıta tahkikatına devâf tedir. lar. Bu yeni dinin müf gün geçtikçe çoğılmıUJ Dinin esas prensiple! ile erkekler arasnda hi görmemek ve insanın İl ğan her şeyi yapması görmektir. Peygamber Danofun | göre, b'r insanm 'ıç'ınJ’ şeyler Allah ltarafından ©. len vahiy (!) lerdir. Bü des vahiylerin icrası bir en sevap şeydir. Bu dine göre dünyad! milliyetperverlik en bü! iyi şeydir. Harp İnsan! eder ve milli_vetperver“u içini tasfiye eder, fena tar. En iyi ölüm, başk$ dan öldürülmek suret" tir. Yugoslavyanın M tana suali Belgrat, 21 (Telefonl4 rada bulunan ve Kralın © ne iştirak eden heyetler ketlerine avdet etmişli arada Fransız Cümb Löbrön, fakirlere ı0,000 ne vermiştir. Alınan gayri resmi "| nazaran hüküemt, M Uataşilerin Macaristand”| yeti hakkında mutedil bazı sualler sormi hükümetinin de bu döstane bir şekilde cet* ği tahm'n ediliyor. Kabinenin v Belgrat, 21 (Telefott fi | — Yugoslavya Bıpııiı zunoviç'in riyaseti alti zırlar heyeli içtimaınA mektedir. Koıidolw* malümata göre meclit büyük bir itimat göstü” ni kabineyi tekrar M: V yapması kararlaştıri? ni kabinenin büyük l;' eski nazırlardan tert' tir. Ancak bir iki rilmesi muhtemeldir. Belgrat, 21 (AıA') esaşi ahkâmına tev tin vaki istifasında9 ve mebusan ıııe!:lîlı"'ı istifa etmişler ve f? Hel el aekaali