15 Eylül 1934 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6

15 Eylül 1934 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

» 8 . Kaçan yahudi (Baş tarafı | incide) müş ve bu hevesini karısı Ester hanıma her fırsatta söyleyip dur - muştur, Vitali birkaç gün — evvel karısına: “— Ben bu apattımanın bek- çiliğini bir başkasına satacağım,. bundan aldığım parayla Avrupa - ya gideceğim demiş. Karısı da: | “— Avrupada ne yapacaksın. | Benim babamın ve kız kardeşle - rimin bulunduğu Kudüse gide- lim, orada babam sana iyi bir iş | bulur ve rahat yaşarız. Cevabını | vermiştir. Vitali buna muvafakat etmişlir. Vitali, bu görüsmeden sonra | doğruca apartımanın sahibi Av - ram Eskinazi efendiye giderek artık kapıcılıkta calışmıyacağını, ve bunu satarak kainpederinin yanına gideceğini söylemiştir. M, Eskinazi de buna muvafakat et- miş. Yalnız.kapıcılığını kimseye satmamasını, kendisinin Emine hanım isminda bir kadın tanıdığı- l nı, bu kadınm kocasında da para | olduğunu, kapıcılığı ona satması- nı, ancak iki yüz liradan fazla pa- ra veremiyeceğini söylemiş ve şa- yet bu parayı kabul ederse kendi- si ödiyebileceğini ilâve etmiştir. Vitali de buna peki demiştir. M, Eskinazi, Vitalinin bu muvafaka- ti üzerine iki yüz liranın yüz İira- sını çxl_nrıp Vitaliye peşin vermiş- tir. Vitali yüz lirayı alır almaz “derbhal carşıya gitmiş çamaşır ve | saire aldıktan sonra evine döne - yek meseleyi karısma anlatmış - tır. Bundan sonra Vitali pasaport muamelesini de yaprıtmıştır, Vi - tali bu işle uğraşırken karrsı Ma- | dam Ester de kocasivle. Kudüse | gidezeğinden Ve dünya — gözüyle babasını ve kardeslerini görece - ğinden sevirç icindedir. Bir aralık Vitali eve gelerek karısına, elinde kalan paranın iki- sinin gitmesine kâfi gelmiyeceği- ni söyliyerek yalnız gitmesinin ve çalışıp kazandıktan sonra da ken- disinin gelmesinin muvafık olaca- ını söylemiştir. Ester hanım bu- na kederlenmekle beraber koca - sının babasının yanma gideceğini zannettiği için kendisinden bir müddet evvel gitmesinde bir malı zur görmemiştir. Fakat kocasının telâşlı halinden ve aldığı pasa - portu kendisine göstermek iste- | memesinden şüpheye de düşmüş - tür. Evvelki gün Vitali acele eve gelmiş ve: * Bu gece teyzemin kızmın Hasköyde nişanı yapılıyor. Ora - da bulunacağırm, şayet gece dön - mezsem merak etme.. Deyip çıkmış ve işte ondan son- ra da bir daha gözükmemiştir. Maadm Ester kocasını dün öğ- leden sonraya kadar beklediği halde gelmediğini görünce işin | farkıma vararak, Galatadaki a- centelere ve polis beşinci şubesine | | | sonra, o vakit genç bir. kız - olan | şümullü ve kat'i netice alınabile- | başvurmuş ve nihayet Vitalinin yanında bir kadınla beraber İs- | panyaya gittiğini tesbit etmiştir. Vitalinin beraberinde götürdü - ğü kadın teyzesinin kızıdır. Bu | kadımnı da kocası evvelce, dört ço- | cuğu ile beraber burada yalnız bı- | e * * 4 Belediye intihabı # Bügün defterler asıldı Belediye intihabat — faaliyeti | ilerliyor, Şehir Meclisine âza inti- hap etmek ve edilmek hakkını ha- iz olanların isimlerini taşıyan def- terler bu sabahtan itibaren şehrin her tarafında asılmıştır. Defterler 20 Eylül Perşembe günü saat on sekize kadar asılı duracak ve son- ra indirilecektir. d Kanunen intihap etmek ve edil- mek bakkını haiz olup ta defter- lerde isim ve hüviyetleri yazılma - miş ölanlar defterlerin asılr kala « cağı altı gün içinde mensup olduk ları belediye şubelerinde müteşek kil intihap encümenlerine — müra- caat derek itirazlarını söyliyecek- | lerdir. 20 Eylâl Perşembe günü sa | at on sekizden sonra intihap encü- menleri itirazları dinlemiyecek - | lerdir. Bu tarihe kadar - yapılacak | itirazları intihap encümenleri din- liyecek ve kararını verecektir. İtiraz eden zat, intihap encü- meninin kararına da üç gün zar- fında mahalli sulh mahkemesinde itiraz edebilecektir. Intihap her belediye şubesinde Teşrinievvlin birinde — başlıyacak ve ön iki Teşrinievvelde bitecek- tir. Rey sandıklarının bulunacağı yerler de tespit edilmiştir. Sandıkların bulunacağı yerler belediye dairelerile camiler ve | mekteplerdir. Bulgar komiteci (Bağ taralı 1 incide) şimdiki Madam Mibhailof. Viyana» dan kaçıp kurtulmıya- muvaffak elemuçş ve Miksilefir sulanmiştir Bu mesele etrafında yarın daha cektir. Bulgarlar bir Türk köyünü yaktılar (Baş tarah | incide) dan hicret eden Bulgarlar yerleş - tirilmişlerdi. Yapılan bu yangın köyü tamamiyle bir “Bulgar kö- yü,, haline getirmiş bulunmakta- dır. Verilen bu haber mevsuktur, | fakat bir türlü inanmak istemiyo- ruz. Bülgaristanda - Türklerin ra- | hat ve huzur içinde yaşamalıkları atı bir hakikattir, bununla bera- ber Bulgarların tazyikı eğer” bu dereceye yardıysa buna “Vahşet,, ten başka bir şey denilemez. İnanmak istiyoruz, ki Bulgar hükümeti böyle hüdiseleri örtbas etmek değil, mes'üllerini en şid- detli cezalarla tecziye etmek ve HABER — Akşam Postası Her parçası ayrı bir heyecanla okuünacak macera, Süleymanın adı bir daha tek- rarlanmamıştı. Bu esrarengiz vaziyet karşısın- kıskançlık, kuvvet, aşk ve seyahat romanı ASLANLI HÜKÜMDAR SÜLEYMANIN OĞLU ı’_ a Va — Seslendim.. Kimse yermiyor.. Hergül şaşırmış bir vaziyettey- Tefrika No. 36 cevap da Hergül'ün yardımını istemek | Ji. Neden sonra sesinin bütün mecburiyetini duyuyordu. Fakat, onu çağırmazdan evvel, oldukça yükşek bir sesle: — Blanş! Blanş! diye bağırdı. Kulak kesildi. Süleymanın bu sesine cevap veren bulunmadı. Nihayet: — Hergül.. diye seslendi. — Ne var?.. — Gel buraya.. Beni çağırdı, şimdi de ortada yok.. — Ne zaman çağırdı?.. — Biraz evvel.. — Ben kimsenin _ıeılendiiinî işitmedim. — Kulağıma hayal — gelmedi ya.. Öyle bile olsa, Blanş nerede?. — © önde değil mi?. — Hayır.. Ona ben yol açıyor- dum. — Yolu kaybetmiş olmasın.. Deniz faciasi (Baş tarafı 1 incide) gır >lculara geç haber verilmiş ve lisiye kayıklarının hemen hepsine azami miktarda gemi tay- fası binmiştir. Bir tahlisiye kayığında 20 tay- fa ve ancak 2 yolcu görülmüştür. angını, bır.saat sonra , haber alan yolcular da olmuştur. — Doktor Felpo isminde bir yol- cu vyaziyeti şöyle anlatmaktadır. *“Saat dörttü, karım kabineye duman girdiğini söyliyerek, her na işaret etti. Fırladık. Güvertede yolcular bağrıyor, çağrıyordu. Fa: kat kendilerini kurtarmıya çalı - şan tek kimse yoktu.. Kendimizi denize attık. Bilâhare kurtulduk. Başmakinist Alot sorguya çe - kildiği sırada, kendisine şu sual sorulmuştur: “> Indirdiğiniz kayıkta niçin | daha fazla yolcu yoktu?, Bu suale birinci makinist şöyle cevap vermiştir: *.— Biz tahlisiyeyi indirdiği - miz zaman güvertede yolcu na - mına kimse yoktu.. — Kurtarmıya teşebbüs etme- diniz mi?, . — Ortada: kimse görünmüyor - | du ki., — Pek âlâ, nicin bulmıya kal - kışmadınız?. teketrürüne en sıkı — tedbirlerle mâni olmak siyasetini takip ede- sektir. Böyle yapmak her şeyden önce Bulgarların lehine olacaktır. Çünkü Afrikada en vahşi kabile- | ler tarafından yapılsa bir derece- ve kadar tabit görülebilecek olan | böyle hâdiseler Bulgar milleti için şerefli bir şey ölmasa gerektir. dir. Vitali gitmezden evvel karı - — Artık - orasını- bilmiyorum. Bana tahlisiye indirmek emri ve- rilmişti. Tahkikat — derinleşmektedir. Gemi tayfasınm yangını yolcuya haber vermiyerek yalnız kendile - rini kurtarmıya çalıştıkları anla - şılmaktadır. Panamaya 4 üncü bir vapur | daha yanarak döndü D Kristobal, 14 (A.A.) — Kaş- rakarak İspanyaya gitmiş ve ora- | sına on İira bir para birakmıştir. | | içimli Almı ük kör da iş buldu. Bir müddet çalıştık- | Karısı bu firar hâdisesinden son- 1 BÜ A SA z tan sonra karısını yanma istemiş- | ra bu paranın beş İlirasiyle bir o - | vaziyette buraya gelmiştir. tir. | Vitalinin de fikri belki böyle- | dir. Fakat karısı madam Ester, hocasımm bu dolambaçlı yolu tut- masından dolayı mütcessirdir ve yanma istemiş olsa da kat- gitmi: da kiralamıştır. Madam Ester ge- | riye kalan beş lira ile hem çocuk- larını geçindirmeye çalışacak, hem de bir iş çaresine bakacak - tır. Burada kendisini üç çocuğu ile birlikte bırıuılı:ıbi!ooık kim - yoktu Bununla son günlerde Panama kanalına yanarak gelen gemilerin sayısı dört olmuştur. Ötekiler Japon bandıralı Venismaru, A - merikan bandıralı Santarita ve İngiliz Bınğh-ılı Bradburn gemi- Balkan konferansı halde bir yerin yanmakta olduğu- | kuvvetiyle o da seslendi.. Gece vakti orman içinden yükselen bu sesin, sinirler üzerinde yaptığı te- sir korkunçtu. Hergül'ün bağrışı da cevapsız kalmıştı. — Hergül! Bak bakalım.. Belki sen daha iyi görürsün, düşüp ba- yılmış olmasın.. — Niçin bayılabilir?. — İhtimal yorgunluktan Ay: lardır süren bu sefalete hangi ka- din tahammül eder. Hergün daha ileriye yürüdü. Ka- ranlık o kadar kalınlaşmıştı ki, on beş adım ötesini görmek kabil ol- muyordu. Nitekim, Süleyman, işte Hergülü bile kaybetmişti.. Onu tekrar, gözü ile yakalryabilmek i- çin ilerlemek mecburiyetinde kal- dı. (Baş taratı 1 intide) vapta M. Papanastasyu bu mevzu üzerinde Romanya Hariciye Nazı rı M. Titülesko ile görüştüğünü, M. Titüleskonun bu hususta Yu- goslavya hükmeti nezdinde teşeb- büslerde bulunarak — konferansın Teşrinievvel içinde-İstanbulda top lanmasına çalışacağını vadettiği - ni söylemiştir. M. Papanastasyu- nun söylediğine göre Romanya hükümeti Balkan konferansına bü yük bir ehemmiyet atfetmektedir. Beşinci Balkan konferansında Ro manyayı içlerinde âyan ve meb'u- san meclisleri reisleri de bulunan kalabalık bir murahhas heyeti temsil edecektir. Almanyadan çıkarılanlar (Baş tarafı 1 incide) mesine mâni oluyor.,, Yersiz muhacirlere, pasaport tedariki de hayli güç olmaktadır. Bundan sonra dünya muhace « ret işleriyle uğraşacak komisyo - nun Lozanda değil, Londrada ça- lışmasına karar verilmiştir. Almanyadan kaç yahudi çıktı AÂlman hükümetinin ırkçılık nazariyesini takip ederek Yahu- | dileri işlerinden çıkardığını biliyo ruz. Bu kârarın tatbikatı hakkım- da İtalyanca “İ1 Corriere della Se- | va,, gazetesi şu dikkaâte değer mas lümatı veriyor: “Malâm olduğu üzere — geçen Mayısta Prusyada icrayı san'at e- | den 10,885 avukat mevcut olup | bunlardan 2009 u Musevi idi. Al - man hükümetinin Yahudiler hak - kında neşrettiği ahkâma tevfikan 1364 Yahudi avukat bu meslekten çıkarılmıştır. 1933 senesinde neş - | yedilen bir istatistiğe göre Prusya- da bulunan 6226 noter arasında 2051 inin Yahudi olduğu anlaşıl- mıştır. Şimdi bu noterlerden 1199 kişi mesleklerinden uzaklaştırıl - =ur Kayıtları terkin edilen Ya- ocmuu SÖĞ — Hayır.. — Nereye gidebilir?. — Bilmiyorum. Elbette bulaca- ğız, dur bakalım., On beş dakikadan fazla süren araştırmaları boşa gitmişti. Süley- man, Blanşın, muhakkak bir yer- de düşüp bayıldığına kanaat ge- tirmişti. Yoksa; bu kadar seslen- meye karşı onun dilsiz kalabilece- ğine mikân tasavvur edemiyordu. Az sonra, Hergül ümitsiz bir halde Süleymana yaklaşmıştı. — Yok., dedi. — Muhakkak bulacağız.. Ara- mızdaki mesafenin en çok kırk metreden fazla olduğunu zannet- miyorum. Fakat, bu mesafe içinde nue olabilir?,. Az düşündükten sonra: — Muhakkak düşüp bayıldı, diye hükmünü verdi, — Etrafı kolay görmek - kabil değil, kibritimiz yok ki yakıp ba- kalım. Sabahı beklemekten başka <are görmüyorum. - — Ban neticeyi öğrenmeden sabahı bekliyecek kadar geniş değilim.. Dur bir de ben bakayım.. Süleyman, ilerledi. Hergül de onu takip ediyordu. Evvelce bu- lundukları - noktadan elli metre kadar uzaklaşmışlardı. Daha evvel, buradan geçerken, yol üstünde boylu boyunca yatân bir ağaç kütüğünün üzerinden at- lamıştı. Süleyman, ayağının temasından gene bu kütüğün bulunduğu yere geldiğini anladı. Bir şey görmedi- ği için, üzerinden atlamaktansa, ağacın kenarını takip ederek öbür tarafa geçmeyi tercih etti. Bu şe- | kilde hareket etti. Fakat daha kü- tüğün başma gelmemişti ki, sağ ayağının bir boşluğa gittiğini his- setti. Kendisini güçlükle muhafa- za edebildi, Aşağı yukarı, beline kadar bir boşluğa sallanıyor, elle- riyle de kütüğün kuru dallarından sıkı sıkıya tutuyordu. Sesinin büs — tün kuvvetiyle bağırdı: — Hergül! Hergül!., Uzaktan Hergülün sesi cevap verdi: — Buldun mu?. — Hayır.. Gel buraya, burad& bir boşluk var, yardım et de kur” tulayım.. Hergül, Süleymana yaklaştığ! zaman, onu bulmakta adeta müf” külâta uğradı. Süleyman kurtul” mak için hareketler yapmamış bu” lunsa ve bu yüzden dallar ve ağaf parçaları ses çıkarmamış olsayd! göremiyecekti de, Süleymana kollarını — uzattı V€ onu kolla yukarıya çekti. Süley” man: — Blanşın bu çuküra düşme'İ ihtimali var. Burasını vahşi hay * van avı için vahşiler yapmış 014"

Bu sayıdan diğer sayfalar: